Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAYDAR ERGÜLEN’DEN ‘ŞAİRİN BAVULU’
34 şair üzerine portreler!
Şairin Bavulu - Portreler (Edebi Şeyler Yay.), bir portreler kitabı. Şiirle düzyazının şölenine bir davet niteliğinde. Bu
kitabıyla, şiiriyle düzyazısı arasındaki mesafeyi azaltan Haydar Ergülen aramızda olmayan 34 şair üzerine yazdığı
portreleri bir araya getiriyor: Yunus Emre, Yahya Kemal, Federico Garcia Lorca, Nâzım Hikmet, Sait Faik, Sabahattin
Ali, Orhan Veli, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday, Behçet Necatigil, İlhan Berk, Salâh Birsel, Attilâ İlhan, Can Yücel,
Ahmed Arif, Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Ahmet Oktay, Gülten Akın, Ülkü Tamer, Ergin
Günçe, Metin Altıok, Cahit Zarifoğlu, Âşık Mahzuni, Refik Durbaş, Arkadaş Z. Özger, Behçet Aysan, Muharrem
Coşkun, Ahmet Erhan, Nilgün Marmara, küçük İskender, Didem Madak.
umutsuz, tek sesli, tek renkli,
CENK GÜNDOĞDU
tek tek tek…
Bizi bu teklikten alacak,
evlere tıkıldığımız kendimi-
oruların(ın) peşinde ge-
ze sığındığımız hatta sıkıştığı-
zen şair, durmadan ce-
mız bugünlerde özenle hazır-
vaplar arar. Kuşkular-
lanmış bavullarla şair; Cemal
la, yeni sorularla kaldır-
Süreya’ya göz kırpıyor, onun
Sdığı taşı yerine koyma-
99 Yüz’ünü selamlıyor zekâ,
dan bir başkasına davranır, yanı-
ironi, üslup, dil yeteneği ve
tı bulmadan başka bir soruyla ye-
şiirden ayrı düşünülemeyecek
niden ve yeniden sorular sormaya
düzyazı kardeşliğiyle.
devam eder.
Kitabı bitirince bir an
Evet, şiir bir yolsa ki uzun bit-
mez bir yoldur; şair, onun daimi şöyle hissettim: Uçakla yur-
yolcusudur. Bu yolculukta duran, da dönmüşüm ve havaalanın-
dinlenen, vazgeçen, varan değil de
da bavulların döne döne geldi-
hep giden arayan, tanışan, tartışan,
ği platforma bakıyorum. Birbi-
kalkışandır.
rine gizli bağla bağlanmış gibi
Yolda sordukça, aradıkça, bul-
belirli aralıklarla şair bavulları
dukça bir başkasında kendine var-
geçiyor önümden.
maya kendini tanımaya bir adım
daha atar. İtiraz eder, kalkışır, de-
ÇEŞİT ÇEŞİT BAVULLAR;
ner, yok sayar, reddeder işte şiir
HAYLAZ, ÇOK GEZMİŞ,
bu bitmez yol yürüyüşüdür.
HAYIRSIZ, TUHAF, ACIKLI!
Yolda ilk karşımıza çıkanlarla ar-
En önce koca Yunus’un Türkçe
kadaşlık ederiz bazen. Kimisinde bu
VEDAT ARIK
kelimelerle dolu çıkını, uzun bir
arkadaşlık Garip şairleri gibi çocuk-
bekleyişten sonra gurbetten ses-
luktan başlar ve uzun sürer; kimisinde se-
olan 34 şairin bavulunu, valizini, çantasını
Bavul; toparlanmak, yola bakmak, yolcu- lenen Yahya Kemal’in Paris görmüş bavu-
rüvenler, heyecanlar, beklentiler, ideoloji-
tek tek bize açan Ergülen’in yol arkadaşla- luğa hazırlanmak, varmaktan çok yola çık-
lu... Nâzım’ın cezaevlerinde çürümüş tahta
ler değiştikçe kısa sürer.
rını, yolunu, arayışını işaret ediyor.
mak, yolda olmak… Çok içli çok acıklı daha
bavulu... Adaların kokusunu, deniz sevgi-
Bazen de yolculuk hazırlık gerektirir. Kim-
Şiirden ayrı bir yere koyamayacağınız fazla açtırmayın dağıtmayın beni bavullar.
sini doldurmuş Sait’in bavulu...
lerle nasıl bir yola düşeceğimizi tasarlarız,
bu denemeler için şair, “yol şiirleri” de-
Kıraçta, şehre gidecek dolmuşu bekler
Can Yücel’in küfreden bavulu...
tartarız, kurarız ve yol bizi bir çıkmaza, bir
se olurmuş. Ergülen trenlerden sinemaya, gibi çarşambaları mektubunun gelmesini
Ahmed Arif’in kurşunlanmış tabelalar
yalnızlığa, bir uçuruma, bir boşluğa, bir ka-
hayattan edebiyata, sosyal konulardan öte-
beklediğimiz şairin, açık mektuplarından
gibi deşilmiş bavulu...
ranlığa bir olmaza, bir ölmeze çıkarır.
berilere varan birçok denemesini, kitabını biri elime değmiş sanki ve açıp okuyorum.
Edip Cansever’in Turgut Uyar’la yan
Yolcunun nereye, ne zaman varacağı-
yazmasa bile sadece bu bavulla denemeci
yana çıkıp gelen sıkılgan bavulları... Ev-
nı yalnız yol bilir. Yol ki hiçbir yere var-
olarak anılırdı.
EN İÇLİ BAVUL LORCA’NIN
den kaçan Garipçiler’in haylaz bavulları...
mayan dipsiz bir kuyudur yalnız yolcunun
Sait’in bavulundan çıkan Dağlarca’nın Kitapta en içli bavul, Endülüs kır-
Ece’nin kaymakamlık katından indiri-
kendini aradığı, sesini, sözünü, dilini, di-
şiirini paylaşmak isterim:
larından Granada’ya, Madrit’e oradan
len çok gezmiş bavulu...
şini tarttığı: “Sual eylen bizden evvel ge-
“Ölmüş Sait/ Deniz mavisinden erken/ Amerika’ya varan ve 38 yaşında bir ağus-
Gülten Akın’ın devrimci oğlu için ha-
lene/ kim var imiş biz burada yoğ iken.”
Bunca sevgiden sonra/ Ölmüş annesini
tos sıcağında bedeni bir tepelikte faşistler-
zırladığı bavulu... Afyon garında bulunan
öperken… Ölmüş eli ayağı uzak/ Camla- ce delik deşik edilen Lorca’nın:
Cemal’in bavulu... İroni dolu at gibi koş-
YOL ARKADAŞLARI,
rın üstü buğu/ Ölmüş çocuklar izin verme-
“La baraca ile köy köy dolaşarak dev-
turan Ülkü Tamer’in bavulu... Arkadaş’ın
YOLU, ARAYIŞI...
den/ Yüzünde sarışın çocukluğu.” rimci bir anlayışla İspanyol klasiklerin-
dövülmüş bavulu...
Kimler olmuş ve neler demiş onu bil-
den oyunlar sergiler. Kanlı Düğün, Yerma
Metin Altıok’un, Behçet Aysan’ın yobaz-
mek isteriz. Bildikçe duymak, duydukça
TOPARLANMAK, YOLA BAKMAK, oyunlarını yazar.”
larca yakılmış bavulları... iskender’in coş-
okumak, tanımak...
YOLDA OLMAK... “Çocuk portakal yer/ (balkonumdan
kuyla patlamış küçük “Walizi”... Kanatlan-
Bir antolojinin sayfalarında hiç duyma-
Çocukluğu yatılı okulda geçen biri için görürüm onu) orakçı ekin biçer/ (balko-
mış Nilgün’ün bavulu... Adliye evrakından
dığı ve çok sevdiği bir sesle karşılaşmak
bavul sözcüğü çok dertli, çok kederli. Ya- numdan işitirim)/ ölürsem açık bırakın
çok şiirle dolu Didem’in çantası... Erhan’ın
yitirdiğini bilmediğin kardeşini bulmak, takhanede gelip gidip bavula bakmak, balkonu!” diyen Lorca’yı okuyan biri,
annesine seslendiği hayırsız bavulu...
çocukluğuna kavuşmak gibi bir şeydir.
çarşıdan alıp tatilde eve gidileceği zaman yerde nar görse bin parçaya dağılır, kanar
Sabahattin Ali’nin kimsesizliğe gö-
Antolojiler bir yoldaşlık rehberidir. götürülecek küçük hediyeleri ara ara ba- kanar durmadan kanar…
mülmüş kayıp bavulu... Necatigil’in ev-
Haydar Ergülen bize bu yolu göze ala- vulu aralayıp yerinde mi diye kontrol et-
de kalan bavulu... Attilâ İlhan’ın cinayet-
caklar için ağzı kapanmayan, sıkı bir ba- mek, evden bir gelenle gönderilmiş yi-
‘KARANLIK GÜNLERDEN
ler duymuş tuhaf bavulu... Genç ölmüş
vul hazırlamış: Şairin Bavulu - Portreler yeceği ya da yakın arkadaşın verdiği bir GEÇİYORUZ!’
(Edebi Şeyler Yay.). bir şairin bavulu... Bağlamasını sığdırdığı
memleket yemişini özenle kaldırılan ba- Sevgisiz, kara, karanlık günlerden,
Bu bavul bir anlamda antoloji; bugün ha- vuldan kimsenin olmadığı saatlerde açıp aylardan, yıllardan geçiyoruz. Bir süre- mucizevi Mahzuni’nin bavulu... Lorca’nın
yatta olmayan ama şiirleriyle yaşamımızda azar azar koklaya koklaya yemek... dir coğrafyamız 1940 Almanyası gibi nar çiçeği kokan acıklı bavulu... n
6 3 Haziran 2021