Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                HALİT ZİYA UŞAKLIGİL’İN ‘ALMANYA MEKTUPLARI’
Halit Ziya’nın Almanya izlenimleri
Uşaklıgil, 1915’te çıktığı seksen dört günlük seyahatte Viyana, Peşte, Münih, Nürnberg, Leipzig, Berlin, Hannover, 
Frankfurt, Heidelberg ve Bremen’e gitmiş, izlenimlerini mektup-günlük karışımı metinlerle kaydetmiş, sonra bu 
satırlar Tanin gazetesinde yayımlanmıştı. Almanya Mektupları (Yapı Kredi Yayınları) ismiyle kitaplaşan ve yazarın 
gözlemlerini, incelemelerini ve yorumlarını içeren bu metinler, Halit Ziya’nın yıkılmak üzere olan bir ülkeden 
Avrupa’nın orta yerine yaptığı gezilerde, kıtadaki modern yaşamdan nasıl etkilendiğini gözler önüne seriyor.
disinden sonrakilere fikir Berlin, Hannover, Nürn-
zar, geçmişi ve bugünü buluşturan tarih 
DERYA ÇAKIR
vermesi ve rehber olması  berg, Leipzig, Frankfurt, bilincine hayran kalırken Alman şehirleri-
için bu geziyi gerçekleşti- Heidelberg, Bremen,  nin tarihini koruduğunu ve ülkenin bu şe-
smanlı İmparatorluğu’nun son 
ren yazar, edebi bir dil ye- Münih, Hamburg, Dres- kilde bir karakter kazandığını belirtiyor. 
dönemlerinde bir grup entelek-
rine son derece sade bir an- den, Wüzburg kent mer- Almanya gezisi sırasında sık sık Doğu-
tüel, yazar ve siyasetçi, belirli 
latım benimsiyor. kezleri ile Bavyera bölge- Batı karşılaştırması yapıyor; Osmanlı’nın 
Ozaman aralıklarıyla Batı’ya se-
Öte yandan gezinin ken- sine ve kasabalara ilişkin tarihe bakışıyla Almanların tarih kavrayışı 
yahatler gerçekleştirmiş; bazıları bu gezi-
disinde bir aydınlanmayı izlenimlerini paylaşıyor arasındaki farklara dair kalem oynatıyor.
lere hatıralarında bazıları da günlüklerinde 
tetiklediğini Avrupa’daki mektuplarında. Halit Ziya’nın Almanya seyahatinden 
ve mektuplarında yer vermiştir.
kentleri, kültürel ve sosyal 
Bu izlenimlere, kentle- izlenimlerini aktardığı mektuplar, döne-
Birinci Dünya Savaşı sırasında hükü-
dokuyu aktarırken sürekli rin ve bölgelerin mimarisi, min Osmanlı-Almanya müttefikliğini dış-
met tarafından Osmanlı’nın ittifak halinde 
vurguluyor. demiryolu ağları, sanayisi ta bırakıyor. Bir başka deyişle metinlerde, 
olduğu ve bir anlamda ülkenin geleceği-
Belli bir zaman eşinin ve eğitim sistemi gibi ya- siyasi bir hava bulunmuyor. 
ni şekillendireceği düşünülen Almanya’yı 
ve çocuklarının da katıldı- şamsal kurumlarına ilişkin Yazar, edebi bir kaygı taşımadan ka-
ekonomik, sosyal, kültürel, bilimsel ve sa-
ğı bu seyahatte Halit Ziya belirlemeleri eşlik ediyor. leme aldığı mektuplarında, bir rehber ve 
natsal açıdan incelemek üzere görevlendi-
Uşaklıgil, Almanya Dışişleri kültür elçisi edasıyla kentleri ve kasabala-
riliyor Halit Ziya Uşaklıgil.
Bakanı’nın ve bakanlık yetkililerinin kendi- DOĞU-BATI KARŞILAŞMASI rı geziyor. Almanya’nın sanatına, kültürü-
Yolculuk süresince kaleme aldığı ve Al-
siyle devamlı temasta olduğunu not ediyor. Halit Ziya’nın mektuplarında öne çıkan ne, gelişmiş sanayisine ve yaşam standart-
manya Mektupları ( Yapı Kredi Yayınla-
Yazar, pek çok ülke ve şehirden geçe- şeylerden biri, Almanya’da insana, doğa- larına hayran kalan, Doğu’dan gelmiş bir 
rı) ismiyle kitaplaşan mektuplarında, ken- rek Almanya’ya varıyor. Ardından Münih, ya, eğitime ve kültüre verilen önem. Ya- yazarla karşılaşıyoruz mektuplarda. 
n
ZEYNEP KAÇAR’DAN ‘YALNIZ’
Yaşamak ve dövüşe devam!
İlk romanı Kabuk ile edebiyatımıza hızlı bir giriş yapan Zeynep Kaçar’ın ikinci 
romanı Yalnız (Doğan Kitap), kimliğinden koparılıp görülmez olan bir kadının  
tekrar var olma, kendini bulma, görme ve gösterme çabasına tanık ediyor.
rak algılayamayız, adlandıra-
Bu kurgu, aklın ve bilimin 
ALİN KAYALAR
mayız. Feray’a olan bu. 
erkek; metafizik ve doğanın da 
n Aslında Feray yakın ka-
kadın tarafından temsil edildiği 
YAVAŞ YAVAŞ!
dın arkadaşıyla kırgınlık 
denklemi yerle bir ediyor.
n Yalnız’ın karakteri 
yaşayınca böyle bir yanlış 
Muhafazakârlaşma, bilimin ve 
Feray’ın hikâyesi Türkiye’nin 
adım atıyor bir bakıma. 
aklın terk edilmesi erkek eliyle 
son 20 yılıyla paralel olarak 
Kadınlar birbirlerinin el-
gerçekleşiyor. Feray, dolayısıyla 
ilerliyor. Siyasal alandaki 
lerini bırakırlarsa hayat sar- kadın bilimin tarafında. 
muhafazakârlaşmayla bir-
pa sarar uyarısı var gibi? Bu denklem gerçek hayatta da 
likte rock şarkıcısı Feray’ın 
Özden ve diğerleriyle yo-
ters yüz edildi mi sizce?
muhafazakâr bir evrene gir-
lunu ayırması müzikle de yo-
Sanmıyorum. Bilim erkekler 
mesi neredeyse eşzamanlı. 
Hikâyenin sonunda özgürlüğün 
lunu ayırması anlamına geli-
tarafından bir manipülasyon yöntemi ola-
Evet, roman bir Türkiye 
Feray’ın yıllar sonra sahneye çıkıp şar-
yor. Özellikle anlatmak iste- rak kullanıldı kadınlar üzerinde.  
alegorisi olarak okunabilir. 
kı söylemesi kadar “kolay” olduğuna bile 
diğim, onu o yapan yetene- Kadınları cadı ilan edip tıbbı ellerinden 
n Feray’ı başka ve ka-
kapılıyor insan. Sanırım mesaj dolu bir 
ğinden vazgeçmesi Feray’ın. almak gibi çirkin saldırılar da oldu. Yi-
ranlık bir dünyanın ortasına iten bir an-
roman yazmaktan özellikle kaçındınız?
ne de bilimi kadınlar yapıyor, erkekler 
lık bir “hayat sürçmesi” sanki? Nedir bu 
Fantastik ama aynı zamanda politik, 
‘KADIN-ERKEK TARTIŞMASI 
muhafazakârlaşıyor demek tuhaf olur. 
sürçmeye neden olan? Rock şarkıcısı bir 
ana karakteri kadın olan bir macera roma-
HEDEFLEMEDİM’ Veli bilimi kendi çıkarları doğrultusun-
kadın, neden bir tarikat şeyhinin karısı 
nı yazmaya çabaladım diye tarif edebili-
Bu tarz seçimler yapan pek çok kadın- da kullanıyor romanda. Feray içine düş-
olarak uyanır bir gün?
rim amacımı. Bir romanda mesaj vermek 
la tanıştım. Yetenekleri yerine başka se- tüğü metafizik dünyayı anlamak için ku-
Hayat, seçimlerimizle şekilleniyor. Fe-
yersiz ve kibirli bir seçim bence. Umarım 
çimler yaptıkları ya da yapmak zorun- antum mekaniğine sığınıyor. Ama bunlar 
ray müziği bırakmaya, bir yanlış anlama-
böyle bir şey yapmamışımdır. 
da bırakıldıkları için çok üzgün oldukları- kurgumu oluşturmak için ihtiyaç duydu-
dan kaynaklanan gönül kırıklığıyla karar Feray’ın o sahneye çıkıp yeniden şarkı 
nı gördüm. Ama dediğiniz yerden bakınca 
veriyor. Henüz on dokuz yaşında. Bu ka- ğum öğelerdi. Yoksa burada bir kadın-er-
söyleyebilmesi otuz yılını alıyor. Onca ka-
da tercih edebileceğim bir anlam var. Ro- kek tartışması yaratmayı hedeflemedim.
rar onu başka yöne sürüklüyor. O yönde pağı, kapıyı açmak zorunda kalarak, on-
manda herhangi bir konuda umarım her- n Feray kendi özgürlüğü için kan dök-
de olaylar umulmadık biçimde gelişiyor. ca insanı öldürerek. Ama kim ne yaparsa 
Yine de bir sabah tarikat şeyhinin karısı hangi bir uyarıda bulunmamışımdır. mekten de çekinmiyor ama roman yine 
yapsın, başına ne gelirse gelsin, ondan ala-
olarak uyanmıyor. Çok uzun bir süreç bu. n Feray, fizik öğretmeni. Kocası Veli de “sert” ya da “acı dolu” değil. mayacakları tek şeyi, yeteneği. Yaşamak 
Gözünün önünde ama yavaş yavaş. Değişim de hekimken, deyim yerindeyse üfürükçü Bunu da sanırım hikâyenin fantastik ve dövüşe devam etmek onunki. Mutlu bir 
oluyor. Ve bir tarikatın şeyhi… havasına borçluyuz. sondan çok, umutlu bir son gibi. 
genelde böyle olur. Görürüz ama tam ola-
n
16 10 Haziran 2021
            
    
