Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KURT VONNEGUT
ÜÇ KİTABIYLA YENİDEN ARAMIZDA!
Vonnegut’tan
j
asırlık mesa :
‘Kör cahil optimistleri
lider konumuna
getirmekten vazgeçin!’
Savaş karşıtı yazar Kurt Vonnegut’u, savaşlar dünya halklarını bugün de kasıp kavururken, “yeniden okumak”
istemez misiniz? Nazilerin Dresden’de esir aldığı yazar, sağ kalmayı başardığı İkinci Dünya Savaşı cehenneminin
anılarını yıllarca aklında tutup sonunda nasıl romanlaştırdı? Vonnegut, yıllar boyu çevre kirliliği, robotlaşma ve
hatta “kullanışlı din” elinde yok olmaya sürüklenen dünyayı kalemiyle işaretlerken bugünleri mi görmüştü?
Kendisinin de kabul ettiği nitelemeyle, “bilimkurgu yazarı” Kurt Vonnegut, Can Yayınları tarafından
üç yetkin çeviriyle yayımlanan üç romanı ile yeniden aramızda:
Mezbaha Beş (Çev. Hamdi Koç), Kedi Beşiği (Çev. Cem Akaş), Şampiyonların Kahvaltısı (Çev. Mahir Ünsal Eriş).
daşım Bernard V. O’Hare’le
NURSUN EREL
1967’de tekrar döndüm, bir tak-
bennursunerel.blogspot.com
siciyle arkadaş olduk, bizi
savaş esiriyken geceleri kapa-
tıldığımız mezbahaya götürdü...
‘MEZBAHA BEŞ’
Ohio’nun Dayton ilçesine çok
benziyordu, Dayton’dan
“Orada savaş vardı. Orada
daha fazla açık alanı vardı. Ton-
insanlar ölüyordu. Oluyor işte.”
larca insan kemiği toz olup top-
rağa karışmış olmalı...”
kinci Dünya Savaşı bütün
dehşetiyle hüküm sürer-
CESETLER, GÜLLER
ken 106. Tümen’de Ame-
VE HARDAL GAZI!
rikan piyadesi olarak gö-
Mezbaha Beş’te, savaşın bitişi
İ rev yapan savaş karşıtı ya-
şöyle dile getiriliyor:
zar Kurt Vonnegut, 19 yaşında
“Ara ara çalışan yüzlerce ceset
Almanlara esir düşüp Dresden
madeni vardı. İlk başta kötü kok-
felaketini yaşamış.
muyorlardı, balmumu müzeleriydi-
Yazar, “Mezbaha Beş” di-
ler. Ama sonra cesetler çürüdü ve
ye adlandırılan bir et deposunda
sıvılaştı ve ortalık güller ve hardal
gizlenerek sağ kalışının öykü-
gazı gibi kokmaya başladı...
sünden yola çıkarak oluşturmuş
edenlerle ortaya bir roman ortaya çıka-
Amerikalıda bir kiloya yakın elmas, Bir noktada bahar mevsimi
aynı isimli romanını.
rabileceğinden emin olamamış. Belki bu geldi. Ceset madenleri kapatıldı. Bütün
zümrüt, yakut filan vardı. Bunları Dres-
Mezbaha Beş’te insan çoğu kez
askerler Ruslarla dövüşmek için gittiler.
den mahzenlerindeki ölülerden topla- yüzden, “olayları birlikte yaşadığı fark-
okuduklarına inanamıyor. Bunun nede-
Dış mahallelerde kadınlar ve çocuklar
mıştı. Oluyor işte... lı bir göz”e de başvurmak istemiş
ni, anlatılanların “inandırıcı olmama-
tüfek siperleri kazıyorlardı.
Çıktıkları geyik avında bir arkada- Mezbaha Beş’in ilk bölümünde,
sı” değil, yazarın bu romanda kullandı-
Billy’yle grubunun geri kalanı dış ma-
şı tarafından vurularak öldürülmüştü. Dresden’de kader birliği yaptığı arka-
ğı farklı dil.
hallelerdeki ahıra kapatıldılar. Sonra, bir
Oluyor işte... Adamı çölde karınca daşlarını arayıp buluşunu anlatıyor:
Sayfaları çevirirken Dresden’i yer-
sabah uyandıklarında kapının kilidinin
tepesinin üstünde kazığa bağlarsın “...Eski savaş arkadaşım Bernard V.
le bir eden cehennem ateşini hem yüre-
açılmış olduğunu gördüler. Avrupa’daki
göz kapaklarını da kesersin ki ölene ka- O’Hare’e telefon ettikten birkaç
ğinizde hissediyor hem de “Acaba bun-
İkinci Dünya Savaşı bitmişti. Billy ve öte-
dar güneşe bakmaya mecbur kalsın. hafta sonra gerçekten de onu görmeye
lar gerçekten yaşanmış mıydı” soruları-
kiler gölgeli sokağa çıktılar.”
Oluyor işte... gittim. 1964 senesi falan olmalı, duvar-
nı aklınızdan geçiriyorsunuz.
Orada savaş vardı. Orada insanlar ları ahşap kaplı bir odada ateşin karşı-
‘KEDİ BEŞİĞİ’
ölüyordu. Oluyor işte...” sında iki deri koltuk hayal ettim şöyle,
‘OLUYOR İŞTE!
iki eski askerin oturup, içki içip sohbet
Vonnegut en inanılmaz olayları art ar-
“Kullanışlı bir dinin yalanlar üzerine
DRESDEN CEHENNEMİ edebilecekleri...”
da sıralarken sözlerini “oluyor işte” di-
inşa edilebileceğini anlayamayan biri
VE ARKADAŞLAR! İki arkadaş, yıllar sonra Dresden’e
ye bağlıyor, adeta “savaş halini” ola- bu kitabı da anlayamaz.”
tekrar gidiyorlar. Savaşın dehşeti, belki
ğanlaştırıyor, aleladeleştiriyor: Vonnegut, içinde yaşadığı ve sağ kal-
“...Annesi Dresden yangın fırtınasın- mayı başardığı Dresden cehennemi- bu sayede tam olarak ortaya çıkıyor: Kurt Vonnegut, romanlarında bir yan-
da kavrulup gitmişti. Oluyor işte... ni hep yazmak istemiş ama aklında yer “...Dresden’e, eski bir silah arka- dan fantastik dünyalara kapı açarak >>
10 10 Haziran 2021