Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FRANCIS BACON’DAN ‘ANTİK BİLGELİK’ İnsanlıkta değişen bir şey yok! Francis Bacon’un Batı’da çok iyi bilinen ve önemsenen fakat klasikler arasında yer almasına karşın bizde bugüne kadar basılmamış Antik Bilgelik (1984 Yayınevi); döneminde, devlet idarecilerine yön vermek için hazırlanmış bir düşünce kılavuzu gibi. Yazarın, antikiteden miras efsane, destan, masal, mit ve kıssalar üzerinden hazırladığı bir bilgelik betiği niteliğinde. HİKMET TEMEL AKARSU FELSEFE, BİLİM VE DEVLET! İngiliz düşün dünyasının öncel ve önde gelen temsilcilerinden Francis Bacon’u daha çok ünlü ütopyası Yeni Atlantis ile tanıyoruz. Nevnihal Erdoğan ile hazırladığımız Edebiyatta Mimarlık kitabımız için Yeni Atlantis ütopyası hakkında bir yorum kaleme alan felsefeci Ayça Akarsu şöyle anlatıyor yazarın önemini: “Francis Bacon, I. Elizabeth’in adalet bakanı Nicholas Bacon’ın oğlu olarak dünyaya geldi. 1561 yılıydı. On iki yaşında Cambridge’e girdi, hukuk eğitimini sürdürdüğü üniversitenin daha ilk yıllarında Aristo felsefesiyle (Skolastik felsefeyle) tanıştı ve ardından bu felsefeye karşıt fikirler geliştirdi. Aristo felsefesini yararsız buluyordu. Henüz ortaçağın yetiştirdiği en önemli filozoflardan biri olacağı bilinmiyordu, fakat Bacon, felsefesinin temeline bilimi oturtmuştu bile. Hukuk kariyeri boyunca aynı zamanda siyasi kariyerini de ilerletmek çabasındaydı. BİR DÜŞÜNCE KILAVUZU Kafasında, geliştirdiği düşünce disiplini doğrultusunda yeni bir devlet modeli oluşmaya başlamıştı; ideal olan devlet, doğayı deneyle kavrayıp insanların yararına kullanacak olandı. Bilimlerin düzenlemesini yapmak, insanlığın şiddetle gerek duyduğuna inandığı yeni bir tutum ve yöntembilimi geliştirmek amacıyla dev bir çalışmaya başlamak istedi. Ne var ki bu çalışmanın yalnızca birkaç taslağını ve birkaç parçasını yayımlayabildi: Bilimin İlerlemesi (The Advancement of Learning), Yeni Organon (Novum Organum) ve kafasındaki ideal devlet düzenini anlattığı yapıtı: Yeni Atlantis (Nova Atlantis).” 1984 Yayınevi, Francis Bacon’un Batı’da çok iyi bilinen ve önemsenen fakat klasikler arasında yer almasına karşın bizde bugüne kadar basılmamış bir kitabını yayımladı: Antik Bilgelik. Antik Bilgelik, günümüz kitap anlayışının dışında bir biçemde; daha çok döneminde, devlet idarecilerine yön vermek için hazırlanmış bir düşünce kılavuzu gibi. Yazar, antikiteden miras efsane, destan, masal, mit ve kıssalar üzerinden giderek bir bilgelik betiği hazırlamış. Açımlayıcı bir önsözün ardından antik dönem sözlü edebiyat, masal, efsane, destan, söylence ve anlatılarından bazı kıssaları ele alarak önce kısaca özetleyen Bacon, ardından bunların alegorik olarak ne ifade ettiğini inceleyerek bilgeliğe ilişkin bir hisse çıkarıyor. Her biri çok yakından tanıdığımız, bildiğimiz pagan çağı kahramanları olan düşsel karakterlerin sergüzeştinden yola çıkarak insan davranışlarına ve bunların sonuçlarına ilişkin çıkarsamalarda bulunuyor. KYKLOPLAR’DAN PROMETHEUS’A Bu masal ve anlatılar arasında neler yok ki: Kassandra ya da Kehanet, Typhon ya da Asi, Kykloplar ya da Dehşet Vekilleri, Narkissos ya da Kendini Sevme, Styx Nehri ya da İttifaklar, Pan ya da Doğa, Perseus ya da Savaş, Endymion ya da Gözde, Orpheus ya da Felsefe, Erikthonios ya da Sahtekârlık, Nemesis ya da Şeylerin Değişmesi, Akhilleus ya da Savaş, Diyonysos ya da Bacchus, Prometheus ya da İnsanlığın Durumu, Metis ya da Nasihat, Sirenler ya da Hazlar ve daha niceleri… Orijinal baskıda da var mıydı bilemiyoruz ama 1984 Yayınevi’nin basımında söz konusu söylence ve masallar, antikiteye ilişkin ünlü ve harika tablolar eşliğinde görselleştirilmiş. Yazar, yaşam sırasında doğru tercihlerde bulunabilmek için antik bilgelikten çıkarsamalar yapmak dışında, bir anlamda her dönemin idareci sınıfına diskur niteliğinde meseller sunuyor. Bunu yaparken de saygı duyulacak bir yöntem izleyerek bir alegoriden çıkarılacak herhangi bir sonucun kesin olmadığını en başta mütevazı bir şekilde belirtmekte, edebiyatın zengin tasavvur dünyasını, yaratıcı sübjektivizmini sınırlamaya çalışmaktan sakınmakta. Adeta bir küçük sözlük gibi hazırlanmış yapıtları yorumlarken özetin hemen ardından “sanırım” diyerek analizini dile getiriyor. YÖNETİCİ SINIFLAR! Antik Bilgelik, her yaştan, her çağdan insana bilgeliğe dair paha biçilmez gözlem ve yorumlar sunsa da daha çarpıcı olan insanlıkta idare yöntemleri açısından hiçbir şeyin değişmediğini, o çağda da yönetici sınıfların bugünkü dünyanın dört bir yanında yapılan yanlışları ısrarla yaptığını hazin bir şekilde sergiliyor: Bakınız “Typhon ya da Asi” bölümünde yazarın meseli analiz edişine… “… uzun süre hüküm sürmekten dolayı hükümdarlar yozlaşır ve tiranlaşır, her şeyi kendi tekellerine alır ve senatörler ile soylulardan gelen tavsiyeleri hiçe sayar, kendi başlarına düşünüp taşınırlar; yani kendi istek ve arzularına göre yönetim gösterirler. Bu durum insanları kışkırtır ve insanların kendi seçtikleri bir lideri yaratma ve öne çıkarma konusunda çaba göstermelerine neden olur. Böylesi tasarılar genellikle suç ortaklığı yaptıkları durumda halkın ayaklanmaya hazır olduğu esnada, soylular ve asilzadelerin gizli hareketleri ve kışkırtmaları tarafından başlatılır; bundan dolayı da devlette bir taşma başlar ki bunu da Typhon’un doğumu uygun bir şekilde simgelemektedir.” (s.18) Bugünün dünyasındaki birçok ülkeye baktığımızda görüyoruz ki aradan geçen 500 yıla karşın insanlıkta değişen bir şey yok gibi… n Antik Bilgelik / Francis Bacon / Çev.: Murat Can Mutlu / 1984 Yayınevi / 128 s. / 2020. KITAP l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Editör: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. MERHABA Bu sayımızın kapağında, yeni romanı “Empedokles’in Dostları”nı konuştuğumuz Amin Maalouf yer alıyor. Atlas Okyanusu kıyısındaki küçük Antioche Adası merkezli romanını; insanlığın, teknolojik gelişmelerin sonunu getirmek üzere olduğu bir eşikte kurtarıcılarıyla tanışması üzerine geliştiriyor Amin Maalouf. İleri bir teknoloji, tıp bilgisi ve yüzen hastaneleriyle çıkagelen bir grup gizemli insan üzerinden, hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağı pek yakın bir geleceği kurguluyor. Amin Maalouf ile yeni romanını, “yeni” çağı, yükseldiğine inandığı “yeni” devrimi, mümkün olduğuna inandığı “yeni” dünyayı ve değişen dengeleri konuştuk. Gamze Akdemir’in söyleşisi... Üçüncü sayfamızda; Hikmet Temel Akarsu, Francis Bacon’ın “Antik Bilgelik”ini inceliyor. Nedim Gürsel; kısa süre önce yitirdiğimiz, modern Türk edebiyatının ustalarından Demir Özlü’yü yazıyor. Çağdaş Bayraktar; yakın zamanda yitirdiğimiz usta besteci, aydın Muammer Sun’u ve kızı Sinemis Adige Sun’un yazdığı “Karnında Güneş Olan Adam”ı yazıyor. Fuat Sevimay; Mehmet Fırat Pürselim’in kuşları, mevsimleriyle göğü sunduğu öyküleri “Sakarmeke”yi yazıyor. Neşe Doster; aydın eğitimci Nuri Gökçek’in kitabı, “Öğretmenim Sen Hiç Boyun Eğmedin”i inceliyor. Hidayet Karakuş; Eğitimİş Sendikası’nın Kurucu Genel Başkanı Dr. Niyazi Altunya ile “Türkiye’de Eğitimin Son 100 Yılı”nı konuşuyor. Mehmet Emin Arıcı; Haluk Uygur ile “Fotografik Düşünme Tarihi”ni konuşuyor. Deniz Burak Bayrak; Isabel Allende’nin “Aşktan ve Gölgeden”ini merceğe alıyor. Ezgi Çovener; Esra Özkalkan’ın “Sera’dan Süreyya”sını inceliyor. Y. Bekir Yurdakul; Aşkın Güngör’ün, “Beş BenzemezDinozorlar Şehri”ni yazıyor. Emek Yurdakul; Eşref Karadağ’ın “Dedem Bir Maymun” kitabını değerlendiriyor. Vitrindekiler yine dopdolu! Mustafa Başaran’ın hazırladığı Bulmaca köşemizde de düşün trafiği sürüyor. İyi okumalar… Editörden... cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap