22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

söylersek “Jorge Francisco Isidoro Luis ler kitabındaki kısa deneme yazısıyla aynı Borges”, yaklaşık 55 yaşına kadar gör- başlığı taşıdığını bileceklerdir. me yetisine sahiptir; ancak kalıtımsal bir hastalık sonucu o yaşta kör olur; sadece BORGES’İN ALTER EGOSU! belli belirsiz bir ışık görür. Borges o küçük denemesinde, iki ta- Borges körlüğü kader olarak kabul- ne Borges olduğundan söz eder:“Öteki lenir, belleği ona yetmektedir. Yolcu- Borges’in” der, yani adına Borges denen kişinin başına gelir her şey. luk yapmaktan, etkinliklere katılmaktan, yazmaktan asla vazgeçmez - gezmekten Ben kum saatlerini, haritaları, 18. yüzyıl tipografisini, kahvenin tadını ve vazgeçmedi derken, Borges’in İstanbul’a da geldiğini unutmayalım -. Parini’nin Stevenson’ın şiirlerini severim; o da pay- anlattığı İskoçya hikâyesi de bu yolcu- laşır benim bu tercihlerimi ama öyle bir gösterişçi havada yapar ki bütün bun- luklardan birinde yaşanmıştır. Fantastik anlatım, Borges’in genellikle lar bir tiyatro oyuncusunun özellikleri- ne dönüşür. kısa olan yapıtlarının, öykülerinin ve de- nemelerinin temelini oluşturur. Kör ol- O Borges’le benim aramdaki ilişki ne- duktan sonra yapıtlarını yakınlarının yar- redeyse hasmanedir, ben kendimi hayatı yaşamaya bırakırım ki Borges edebiyatı- dımıyla yazıya dökebildiği için kısa me- tinleri yeğlediği söylenir. nı tasarlasın. Yavaş yavaş her şeyimi ona bırakıyo- NEREDEYSE BOĞULAN, rum, oysa biliyorum, onun kötü bir âdeti ÇUKURLARA DÜŞEN, var, her şeyi tahrif eder, abartır. Böyle BİLMEDİĞİMİZ BORGES! der o denemesinde Borges. Sanki “alter ağaçlarında cangıldaki bir maymun gibi lerdir, çoğu da gerçek adıyla verilmiştir: Borges’in hayata ve hayatın verdikle- ego”sunu anlatır. rine karşı coşkusu, heyecanı, hayatı sev- Bu kitaptaki Borges de tam da bu Bor- daldan dala atlaması da hoşuma gidiyor- Alastair, Jasper, Borges, Jeff, Profesör du” der, bir noktada. Falconer, Anne Wright ve George Mac- mesi etkileyici; yolculuk boyunca sergi- ges, yani o denemeyi yazan kişi, anlatılan lediği garip tavırları, garip istekleri bildi- Borges görmez ama zihin gözüyle görür, kay Brown. Mr. Singleton da gerçektir, Borges değil. Bizim kitabımızdaki, içinden duygularıyla görür. Parini anlatır, o görür. ama herhalde artık New Zealand’da top- ğimiz Borges’ten farklı mı? Evet, öyle. geldiği gibi davranan, zevk aldığı her şeyi Karşılığında Parini’yi bütün bir Batı edebi- rak altındadır. Kırmızı lastik ayakkabılı Borges bu toy şairin yanında içinden rahatça, hemen deneyen, Stevenson’ın şi- yatında gezdirir. Kitap, Parini’nin anıları- kız, yakın olduğum birkaç kadından esin- geldiği gibi hareket etmek, çocukluk yap- irlerini, kahveyi, haritaları seven Borges. na dayanıyor ancak kendisinin de belirtti- lenilerek yaratılmıştır.” mak, kendini özgür bırakmak istemiş ola- Ben çevirirken güldüm, umarım okur- ği gibi romana dönüştürürken eklediği pa- maz mı? Yoksa ne diye göldeki canavarı lar da okurken güleceklerdir edebiyatın sajlar hatta bir iki kişi var. Onlar da roma- KÖR OLDU AMA YAZMAKTAN göreceğim diye tutturup kayıkla açılsın ve bu dev adının yaptıklarına. n nı zenginleştirmiş, bağlantıları sağlamış. VE YOLCULUKTAN düşüp neredeyse boğulsun ya da bağıra ça- Romandaki kişilerin neredeyse tamamı VAZGEÇMEDİ! ğıra koşarken çukurlara düşsün? Borges ve Ben - Bir Karşılaşma / gerçek. Parini’nin kitabın sonunda dediği Anlatılanların yaşandığı günlerde 71 Öte yandan şöyle bir şey de var: Borges’in Jay Parini / Sia Kitap / Çeviren: gibi: “Hikâyemde yer alanlar gerçek kişi- yaşında olan Borges ya da adını eksiksiz okurları kitabın adının Borges’in Labirent- İlknur Özdemir / 296 s. / 2021. ENİS BATUR’DAN ‘DENEMEK SAPMAK - ÇEKMECELER KİTABI II’ Çekmecenin büyüsü! “Çekmeceler Kitabı” dizisindeki ilk kitabı Gülmekten Ölmek’in arkasından gelen Denemek Sapmak’ta (Sel Yayınları), dil meselesine odaklanıyor, Tanpınar’a değiniyor, imgelerin, dizelerin ve dörtlüklerin tesadüfi karşılaşmalarını ele alıyor ve söyleyeceklerini bitirmiyor Enis Batur yine. Bitmeyeceğini biliyor. Okuyucuya onlarca çekmecenin daha açılabileceğini ve büyüleyeceğini duyumsatıyor. Ve sorduruyor: Daha kaç çekmecenin büyülü dünyasında gezineceğiz? ÇOĞALTIM ÇAĞI ŞİİR, İMGELEM VE HAYYAM MEHMET S. AMAN Teknoloji ve sosyal medyanın birle- Guillaume Apollinaire’den Sait Maden’e, mehmet.aman@cumhuriyet.com.tr şimiyle oluşan görsel ve işitsel kaos, in- Necip Fazıl Kısakürek’ten Ahmet Muhip san ruhunu ve usunu hoyrat bir temaşa- Dıranas’a, Bilge Karasu’dan Attilâ İlhan’a azınımızın en üretken yaza- ya ve dahi kargaşaya sürüklüyor. Bu or- imgelerin, dizelerin ve dörtlüklerin tesadü- rı Enis Batur’un “Çekmece- tamı, “Çoğaltım çağı bizi imgeye boğ- fi karşılaşmalarını ele alıyor Batur. Y ler Kitabı” dizisindeki ilk ki- du” diye özetliyor Batur. Hayyam’ın rubailerinden yola çıkarak tabı Gülmekten Ölmek’in arkasından Tam da bu sırada, “pir” kabul etti- Türkçeyi soruşturuyor. Şiiri, sesi ve an- gelen Denemek Sapmak, Sel Yayınları ği Walter Benjamin’e başvuruyor: “Ay- lamı inceliyor. Bunu da şöyle açıklıyor: etiketiyle yayımlandı. na şimdi kâğıttandır.” Aynasına eğili- “Asıl tasam, şiirde anlam-ses ilişkisi, şi- Çekmecede, Aht: Mahur (Oto) yor, imgelerden imge beğeniyor, oradan ir çerçevesinde anlam ses ikilemi arasın- portre, Yapıştırmalar, Kokuna- oraya sıçrıyor; anlam kaygısında okuru da salınmaktı.” me, Konuşan Baş, Tesadüf, Ömer “kanguru” olmaya davet ediyor. Batur, dil meselesine odaklanırken, Hayyam’ın Altın Rübâisi, Gay- “gayya” ve “zemzem” sözcükleri arasın- ya ve Zemzem Kuyuları Arası KOKULAR... da mekik dokuyor. Sözlükler arasında gi- Söz’lük’cü(ler), Aix-libris Aix-en- Kokuname’de ise okuyucunun usu- dip geliyor… “Hiçbir sözcüğün tamı tamı- VEDAT ARIK Provence Üniversitesi Kütüphane- nu iyiden iyiye düşünmeye sevk ediyor. na eşanlamlısı yoktur” diyor. sinde Konuşma nüshaları yer alıyor. “Canlı cansız her şey yaratan eliyle ko- Bu yazı burada bitse de “söyleyecekle- ce aynaya bakmıştır, ki gördüğünü bakacak kuyorsa, koku yaratmak şirk koşmak olma- rini bitirmiyor” Enis Batur yine. Bitmeye- REMBRANDT VE TANPINAR olana gösterebilsin” diyor. sın” gibi sorularla kokunun bedende, ruh- ceğini biliyor. Okuyucuya onlarca çekme- Rembrandt’la başlıyoruz gezintiye. Yaşa- Ayna imgesi kitapta önemli bir yer tutu- ta ve akıl kıvrımlarındaki devinimini irde- cenin daha açılabileceğini ve büyüleyece- saydı, “selfie çubuğu”yla dolaşacağını iddia yor. Rembrandt, Tanpınar ve Pessoa ara- ediyor Batur. Onun üzerinden, ressamların sındaki ilişkiye değinen yazar, Tanpınar’ı liyor. İrdelerken de denemeye ve deneme ğini duyumsatıyor. otoportrelerini konu ediniyor. “Otoportre- “yekpare”, Pessoa’yı “aslı astarı olma- yazarına ilişkin önemli saptamalarda bulu- Ve sorduruyor: Daha kaç çekmecenin yan bir yüz” olarak değerlendiriyor… nin ressamı tablodan tabloya bakandan ön- nuyor, önerilerini sunuyor. büyülü dünyasında gezineceğiz? n 10 16 Aralık 2021
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle