Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MAKVALA KHAREBAVA İLE ATAOL BEHRAMOĞLU SEÇME ŞİİRLER KİTABI ÜZERİNE… Behramoğlu şiiri Gürcücede... Doğubilimci, Türkolog, çevirmen Makvala Kharebava ve Gürcistan Edebiyat Çevirmenleri Birliği’nin ortak çalışmasıyla elli şiirin yer aldığı Ataol Behramoğlu Seçme Şiirler kitabı, Yunus Emre Enstitüsü desteğiyle İntelekti Yayınevi tarafından Tiflis’te yayımlandı. Kharebava ile hem bu kitap hem de TürkçeGürcüce etkileşimi hakkında konuştuk. NURDURAN DUMAN n Ataol Behramoğlu’nun elli şiirinin Türkçe ve Gürcüce çevirisiyle yer aldığı kitap ortaklaşa emek ürünü. Çeviri sürecinde nasıl bir yöntem benimsediniz? Kitabı doğubilimci, çevirmen Aleksander Elerdashvili ile hazırladık. Düzelti ve iki dilde karşılaştırmalı redaksiyonu doğubilimci, çevirmen Nino Ramishvili ve yazar, çevirmen Kevser Ruhi yaptı. Şiirlerin satır çevirilerini ben yaptım, Edebiyat Çevirmenleri Birliği’ne üye şairler şiir formuna getirdi. Şiirdeki ses, ahenk ve anlamı Gürcücesinde de aynı güzellikte yansıtan çeviriler oldu. Behramoğlu, Türk şiirinin geleneksel özelliklerini ve çağdaş formları ustalıkla kullanıyor, sözünü olağanüstü lirizm ve incelikle söylüyor. Gürcü okur bu kitapla onu ilk kez tanıyacak. İLK ÇEVİRİ NÂZIM’LA BAŞLADI n Gürcistan Edebiyat Çevirmenleri Birliği çeviri sürecine nasıl katkı koyuyor? Birlik 2013’te kuruldu. Birliğe üye olan ve farklı ülkelerde yaşayan şair ve çevirmenler çalışmalarının büyük bölümünü internet üzerinden sürdürüyor. n Birlik, 2013’ten bu yana birçok çalışmaya imza attı. Türk Şiiri Antolojisi ve karma dilli seçkilerde yer alan şiirler dışında, birliğin bir Türk şairi kapsamlı çalıştığı ilk kitap bu. Türk şiirinin Gürcüceye çevrilmesi ne zaman başladı? İlk çeviriler 1940’larda başladı. 50’lerin başında, Türk şiirini çevirmede öncü olan şair, Türkolog Vakhtang Kekelidze, Nâzım Hikmet’in Şiirleri kitabını yayımladı. Bunu bazı gazete ve dergilerde basılan çeviriler izledi. Demirperde sürecinde Türk şiirinden çeviri çok fazla yok. Daha önce yapılmış çevirilerin büyük bölümünü Türk Şiiri Antolojisi’ne aldık. Ben ve Türkolog arkadaşlarım Nana Janashia, Nana Katcharava, Mariam Gaprindashvili ve şair Eter Sadagashvili’den oluşturduğumuz ekip, satır çevirilerini yapmıştık, edebiyat çevirmenleri bunları şiir biçimine taşıdı. n Sizin çeviri yolculuğunuz desek… Tiflis’te Türkoloji öğrencisiyken ilkin Nâzım Hikmet’in Mavi Gözlü Dev şiirini çevirmiştim. Nâzım o yıllarda çok popülerdi. Şiirleri çevriliyor, oyunları sahneleniyordu. Delikanlılar aşk mektuplarında Nâzım’dan alıntı yapardı. Çeviri yolculuğumda etkisi olan, Türk dili ve edebiyatını sevdiren hocalarımızı da anmak isterim. 1930’larda İstanbul’da Fuat Köprülü’nün öğrencisi olmuş, Türkoloji Bölümü’nün kurucusu Sergi Jikia, Nodar Janashia, Elizbar Javelidze, İrine Gotsiridze... Bugün Türkiye ve Gürcistan arasında kültür, edebiyat alanında bir şeyler yapıyorsak onların sayesindedir. Türk Şiiri Antolojisi’ni hocalarımıza ithaf ettik. 2021’de Tiflis’te yapılacak, Türkiye’nin konuk ülke olacağı Uluslararası Kitap Fuarı’na yetiştirmek üzere Yunus Emre Şiirleri ve Türk Kadın Şairleri Antolojisi’ne çalışıyorum şimdi. BÜYÜK TÜRK ŞİİRİ ANTOLOJİSİ n Çeviri yolculuğunuz Behramoğlu ile de devam ediyor, yolunuz nasıl kesişti? Benim için Ataol Behramoğlu Yunus Emre’nin, Karacaoğlan’ın, Pir Sultan Abdal’ın nefes aldığı, söz söylediği geleneğin, şiir dokuduğu dilin uzantısıdır. Rusçadan çevirileriyle Türkçeye önemli eserler kazandırmış Puşkin Ödülü sahibi Behramoğlu’nu tanımak bir ayrıcalık. Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü’ne Sovyet ekolüne mensup hocalar gelmişti Gürcistan’dan. Rus klasiklerini sahneliyorlardı. Behramoğlu’nun Rusçadan çevirileriyle o zaman tanıştım, kendisiyle de İzmir Kitap Fuarı’nda tanıştık. Düşgezginleri stüdyosunun sahibi, yazar ve müzisyen Erhan Doğan’la “Karadeniz’in Kardeş Şarkıları Aynı Denizin Çocuklarıyız” adını verdiğimiz GürcistanTürkiye ortak müzik projesine çalışıyorduk. Erhan Doğan, Behramoğlu’nun “Türkiye Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum” şiirini besteledi. Şarkıyı bir Gürcü şarkıcıya söylettik. Şiirde imgeler, içten duygularla anlatılan yurt sevgisinden çok etkilenmiştim. Geçmiş Yaz isimli şiirinin de gönlümdeki yeri başka. “Bir yazdı uzak Gürcistan’da / Kıyısında kartal dağların / Mavi gözlü bir göl bırakan / Düşlerine çocukların” diyor şair. Ülkemin böyle güzel, kısa, yalın ve simgesel tasviri için kendisine müteşekkirim. Ayrıca hazırladığı Büyük Türk Şiiri Antolojisi yol göstericim oldu. Türk Şiiri Antolojisi’nin hazırlanması için bana cesaret veren Ataol Behramoğlu’dur. n Peki ya “gülen ayva, ağlayan nar”?.. Behramoğlu’nun şiirlerindeki ses, imge yoğunluğunun yanı sıra, Türkolog olarak aşina olduğum bazı geleneksel deyişlerin çağdaş yorumları da ilgimi çekti. Türkiye Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum şiirindeki “gülen ayva, ağlayan nar” bunlardan biri… Dede Korkut’tan bildiğim imgeye Behramoğlu’nun şiirinde rastlamak güzel bir karşılaşmaydı. “Bebeklerin ulusu olmadığını” seziyorduk ama Ataol Behramoğlu’nun şiirinden sonra sezgi somut bilgiye dönüştü. Yürüdüğümüz yolun “erguvan ışıklı kıyı” olabileceğini fark ettik. Bu kitapla Gürcü edebiyatı da bir kazanım elde etmiş, zenginleşmiştir. n Kalust Gülbenkyan’ın farklı hayatları... 1 869’da İstanbul’un Üsküdar semtinde doğan Kalust Gülbenkyan, 86 yaşında öldüğünde dünyanın en zengin adamıydı. Ortadoğu petrolündeki kişisel payı nedeniyle “Bay Yüzde Beş” olarak nam salmıştı. Kartellerle gizemli çıkar ilişkilerini gizli tutarak petrol barolarını ve hükümetleri tarafsızlığına ikna eden Gülbenkyan, yarım yüzyıl boyunca üst düzey petrol anlaşmalarına simsarlık yaparak büyük bir servet elde etmişti. Özel hayatı da en az iş hayatı kadar çetrefilliydi. Bu sırada Stalin’in ona Hermitage Müzesi’nden sattığı Rembrandt’ları da içeren muhteşem bir sanat koleksiyonu oluşturdu. Gülbenkyan’ın adı bugün de servetini ve müthiş sanat koleksiyonunu bağışladığı Lizbon’daki Gülbenkyan Vakfı’yla anılıyor. Gülbenkyan Vakfı arşivlerine ilk defa tam erişim sağlanarak Jonathan Conlin tarafından yazılan ve Ayşe Başçı’nın çevirisiyle yayımlanan Bay Yüzde Beş (Mundi Kitap), modern petrol sanayiini şekillendiren Kalust Gülbenkyan’ın karmaşık ve çok yönlü yaşamının heyecan verici hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor. n 6 14 Ocak 2021