Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAY KLASİKLERİ DOĞAN KITAP KLASİKLERİ Sevgiyi, duyarlılığı, dürüstlüğü, samimiyeti Kızılderili mantığıyla 19. yüzyılın kutsal işleyen muhteşem bir klasik kitap. kitapları klasikler! Çeviren: Şen Süer Kaya 280 sayfa Egemenlik ve güç tutkusu peşinde koşan Beyaz Adam’ın acımasızca yok ettiği Çerokilere ithaf edilen bu kitap, insanı umursayan, acılarını paylaşan, yaşamın bütünselliğini savunan bir kültürün mesajı... Evrensel dostluk ve barışın hikâyesi... İnsani duyarlılığın görkemli direnişi... En çok da kitle iletişim araçlarının kölesi olanlar, yaratıcılığı körelten eğitimi sorgulamak isteyenler için... SYAEY NYAİYIKNLİATRAI'PNDLAANR KOD ADI ÇİÇERO • Richard Wires YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN PSİKOLOJİ • G. Neil Martin EMDR VE ÇOCUKLARLA PSİKOTERAPİ SANATI • Carolyn Settle, Robbie AdlerTapia NEDEN HIRİSTİYAN DEĞİLİM? • Bertrand Russell KAOS – ÇİZGİBİLİM • Iwona Abrams , Ziauddin Sardar Doğan Kitap, edebiyat dünyasının en önemli isimlerinin yazdığı önsözleriyle klasiklere yeni bir boyut kazandırdı. ASLI GÜNEŞ ölümde sınırlarımızın ne olduğunu bilmek için baktığımız kişi dünyanın en olağanüstü katili, yakışıklı Raskolnikov’du. İ talo Calvino, ünlü “Klasikleri Niçin Okumalı” yazısında sıraladığı maddelerden birinde “Bir klasik, söyleyecekleri asla tükenmeyen bir kitaptır” der. Gerçekten de klasikler, içinden çıktıkları yüzyıl gibi geveze kitaplardır. Nasıl olmasınlar ki? Eric Hobsbawn’ın adlandırmasıyla “sermaye”, “devrim” ve “imparatorluk” çağı olan bir yüzyıl. Marx’ın, Engels’in, Hegel’in, Bakunin’in, Weber’in, Nietzsche’nin, kısacası büyük anlatıların çağı. Dante’nin Cehennemi’ne misafir edilecek bütün günahkârlar bu yüzyılda: On dokuzuncu yüzyıl, büyük çöküşlerin ve sancılı başlangıçların çağı. “Katı olan her şeyin buharlaştığı, kutsal olan her şeyin dünyevileştiği” muhteşem on dokuzuncu yüzyıl. Yazarı büyüleyen ve tiksindiren nesnelerin, yeniliklerin çağı. İNSANLIĞIN YENİ AHİTLERİ! İşte, kutsal olan her şeyin dünyevileştiği bu yeni çağda, buharın ve makinenin çağında edebiyatçıların elinde insanlığın Yeni Ahitleri yazılıyordu. Yeni bir Cennet’ten kovuluş hikâyesiydi anlatılan, Tanrısız Âdemlerin ve Havvaların yaratılış hikâyesi. Her romancı insanı yeniden tanımlıyordu. Ve sorulması gereken ilk soru, Ecinniler’ini Rusya’nın dört bir tarafına salan Dostoyevski’den geliyordu: İnsan bir bit midir ve insanın sınırları var mıdır? Gariptir ki, 2020’de hatta bundan 100 yıl sonra bile bu sorunun cevabını bulmak için bakacağımız ilk kaynak Petersburglu yoksul hukuk öğrencisinin hikâyesini anlatan Suç ve Ceza’ydı. Savaşta, barışta, aşkta, İNSANIN SINANDIĞI BİR ÇAĞ İnsanın sınandığı bir çağdı on dokuzuncu yüzyıl. Büyük ahlaki seçimlerle, felsefi sorularla kendini gerçekleştiren, birey olma yolunda adımlar atan insanın aklını çelen, yoldan çıkarmaya çalışan Mephistopheles’ler, Vautrin’ler roman sayfalarında cirit atıyorlardı. Sermaye çağında Balzac’ın Goriot Baba’nın Rastignac’ına uzattırdığı elma, elbette paraydı. Balzac da paranın o her şeyi değiştiren sihirli elinin farkındaydı. Çağlar boyu geçerli olacak bir soru attı ortaya: Paranın gücü mü insan mı? Ne dersiniz, şirket devletlerin çağında dönüp bakmamız gereken bir metin değil mi Goriot Baba? EVİÇLERİ! Buharlaşan şeylerden biri de elbette ki eviçleriydi… Kadınları pencerenin ardından izledikleri dünyaya katılmaya çağıran bir ses vardı: Romantik aşk’ın sesi. Tamam kabul, Raskolnikov gibi trajik olmasa da Jane Austen’ın Elizabeth’inin önünde de çözülmesi gereken bir soru vardı: Modern hayatın evlerinin çatısı neyle çatılacaktı? Elbette, Gurur ve Önyargı’yla değil ama Akıl ve Sağduyu’yla… Romantik aşk nedir, aşkın içerisinde ne kadar para (pardon sağduyu!) vardır? Austen’ın aşk için bulduğu altın formül, bütün zamanlar için geçerlidir. Günümüzün yaldızlı TV dizilerinden, evlilik programlarına kadar, her yerde Elizabeth’i Darcy’ye çeken sihirli formül vardır: Biraz çekim, fazlasıyla mülk! Elizabeth’i az biraz aşk sosuna bulayıp www.sayyayincilik.com / www.saykitap.com Tel.: (0212) 512 21 58 • eposta: dagitim@saykitap.com www.facebook.com/sayyayinlari www.twitter.com/sayyayinlari www.instagram.com/sayyayincilik 30 26 Mart 2020