02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YAPI KREDİ YAYINLARI KLASİKLERİ Thomas Bernhard Kireç Ocağı: Bernhard, “Kireç Ocağı”nda, gözde temalarından biri olan kusursuz başyapıt tasarısıyla yaşama eylemi arasındaki çatlağı gösteren zihinsel çalışmanın kâğıda dökülmesindeki imkânsızlığı, insanın karanlık karakterini açığa çıkaracak “vuruş”larla araştırmaya girişiyor. Boris Pasternak Doktor Jivago: Ülkemizde romancı olarak tanınan ama Rus edebiyatının büyük şairi Boris Pasternak’ın tek romanı: Doktor Jivago. 1917 ihtilalinin gölgesi altında üç hayat. Jivago, Lara ve Tonya. Marcel Proust Yakalanan Zaman: Marcel Proust’un dev yapıtının tümü, yedi kitap halinde, Roza Hakmen’in çevirisiyle Türkçede. Simone de Beauvoir Sade’ı Yakmalı mı?: Beauvoir kitapta sadizm terimine adını veren Marquis de Sade’ın rezaletler ile dolu hayatını, yüksek sesle savunduğu sistemini inceliyor. Sâdık Hidâyet Kör Baykuş: Kör Baykuş hem yazarıyla, çevirmeniyle, hem çağdaş İran edebiyatıyla daha da önemlisi dünya edebiyatının modern klasikleriyle bütünleşmiş eşsiz kitaplardan. YENİ KLASİKLER YOLDA 2020 yılından başlayarak YKY Modern Klasikler dizisinden okurlarla buluşacak yeni kitaplardan bazıları şöyle: Hermann Hesse’nin öykü, şiir ve denemelerinden yapılan bir seçki olan Sevebilen Mutludur eksiksiz haliyle ilk kez okur karşısına çıkacak. William Faulkner’ın polisiye öykülerini bir araya getiren İki Hamlede Zafer, daha önce Talât Sait Halman’ın çevirdiği ve Duman adıyla yayımlanmış beş öykünün yanına Ünal Aytür’ün bu kitap için Türkçeye çevirdiği son uzun öykünün eklenmesiyle ilk kez tam olarak yayımlanmış olacak. Son yıllarda yeniden keşfedilen John Williams bütün romanlarıyla, Dorothy Baker Cassandra at the Wedding’le, Witold Gombrowicz Kronos’la, Wieslaw Mysliwski Fasulye Ayıklama Risalesi’yle, Ingeborg Bachman Franza’nın Kitabı’yla Modern Klasikler dizisini zenginleştirecekler. Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar adlı “klasikleşmiş” dizimiz 2019’u Ovidius’un Dönüşümler’iyle kapatmıştı, 2020’yi ise iki büyük ismin başyapıtlarıyla açtı: 19. yüzyıl İngiliz edebiyatının en önemli isimlerinden George Eliot’ın Middlemarch adlı romanı Ünal Aytür’ün, Ezra Hermann Hesse Pound’un 20. yüzyıl şiirinin anıtlarından biri sayılan Kantolar’ı ise Efe Murad’ın çevirilerinden okurla buluştu. İKİ YENİ YERLİ KLASİK Yılın devamında Kâzım Taşkent dizisine iki “yerli klasik” katılacak: Birincisi, Evangelinos Misailidis’in Karamanlı Türkçesiyle yazdığı, 19. yüzyıl Anadolu Rumlarının hayatına ve dönemin Anadolu’suna dair ilginç bilgiler sunan romanı Tamaşayi Dünyâ ve Cefakâr u Cefakeş. İkincisi, Anadolu Alevîliği’nin “yol” kitabı olan Menâkıbı Evliyâ (Buyruk) ise 2020 sonbaharında yayımlanacak. Bunların dışında, Çehov’un novellası Avda Trajedi de Kâzım Taşkent dizisinden bu yıl yayımlanacak kitaplar arasında. 2017’de yitirdiğimiz Prof. Dr. Semih Tezcan, aslı Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan kısa bir “Oğuzname” parçasını Topkapı Sarayı Oğuznamesi adıyla ve ayrıntı incelemeler eşliğinde basıma hazırlıyordu. Ölümünden sonra eşi Prof. Dr. Nuran Tezcan tarafından yayına hazırlanan kitap Mart 2020 ortalarında kitapçılarda olacak. n 22 26 Mart 2020 SHAKESPEARE’DEN ‘JULIUS CAESAR’ Sen de mi Brutus? Brutus hain bir suikastçi miydi? Yoksa Roma halkının iyiliği için, çok sevdiği Sezar’dan bile vazgeçen bir isyancı mı?... SERVAN ALTIKANAT “ B ir tek insan var benim bildiğim. Yerinden oynatılmaz, sarsılmaz... İşte o insan da benim...” Jül Sezar böyle diyordu. Bunu diyen Sezar, 33 hançer darbesiyle öldürüldü. En acıtanı, Marcus Brutus’un darbesiydi. Çünkü Brutus, Antonius’un deyimiyle Sezar’ın “koruyucu meleği” idi. Sezar, acı şaşkınlığını şu sözle yansıttı: “Sen de mi Brutus?” Sezar can verince, suikastçilerden (şair) Cinna sevinç dolu bir haykırışta bulundu: “Yaşasın özgürlük! Kulluk, zorbalık bitti! Koşun, verin bu müjdeyi, verin sokaklarda!” Kimler mi vardı suikastçiler arasında: “Brutus, Cassius, Casca, Trebonius, Ligarius, Metellus Cimber, Cinna...” Bu kişiler arasında Brutus, farklıydı. ‘Sezar suikasti’ gerçekleşmeden evvel şu ifadeleri kullanmıştı Brutus: “Ah ne olurdu, Caesar’ın canına kıymadan, Caesar’ın düşüncesini alaşağı edebilseydik. Ama ne yazık ki, kanı akması gerek Caesar’ın. Bari, dostlarım, yüreğimiz sarsılmadan öldürelim onu, yüreğimiz kinle dolu olarak değil. Tanrılara kurban keser gibi vuralım onu, köpeklere atılacak et doğrar gibi değil...” ‘SAYGI DUYARIM AMA ÖLDÜRÜRÜM!’ Marcus Brutus, Sezar’ın cenazesinde halka yaptığı konuşmada, Sezar’a karşı hislerini açıkça ortaya koyuyordu. Çok etkileyici bir konuşmaydı bu. Bu konuşmada Brutus, “Roma’yı Sezar’dan daha çok sevdiğini” söyledi ve şöyle devam etti: “Sezar yaşayıp da hepinizin köle olarak ölmeniz mi daha iyi, yoksa Sezar ölüp de hepinizin hür insanlar olarak yaşamanız mı? Sezar beni severdi, ağlarım onun için. Mutluluğa ermişti, sevinirim. Bir kahramandı, saygı duyarım. Ama tutkuya kapıldı, öldürürüm. Sevgisine gözyaşı, mutluluğuna sevinç, yiğitliğine saygı, tutkusuna ölüm… Beni en çok seven insanı nasıl Roma uğruna vurdumsa, aynı hançeri kendime saklıyorum. Yurdum için ölmem ne zaman gerekirse.” Brutus, Sardislilerden rüşvet alan Lucius Pella’yı lekeleyip yere vurmuştu. Oysa ki, Cassius Brutus’a mektup gön dermiş, bu mektupta “Lucius Pella’nın kendisinin tanıdığı olduğunu” söylemiş ve onu korumasını istemişti. Brutus Cassius’u dinlememişti... Cassius’a “Senin için de bana, gözü para peşinde diyorlar. Devlet işlerini para karşılığı, değersiz kişilere veriyormuşsun” diyen Brutus, sonra şu ifadeleri kullandı: “Ne demek? Dünyanın en büyük adamını, hırsızları korumak için mi vurduk? Aşağılık rüşvetlerle mi kirlenecek ellerimiz? Engin şerefimizin yüce yurdunu bir avuç altına satacak insanlar mıyız biz? Böyle bir Romalı olmaktansa, köpek olup aya karşı uluyayım daha iyi!” BRUTUS’ÜN ÖLÜMÜ Sezar’ın ölümünden sonraki süreçte, iki taraf, ordularıyla Philippi’de savaşa caktır. Bir tarafta; Antonius, Octavius ve Lepidus. Diğer tarafta, Sezar’ı öldürenler... Savaşın sonlarıydı. Brutus ve arkadaşları yeniliyordu. Durumu gören Brutus, kendi canına kıydı. Kendi canına kıyarken dedikleri ise şöyleydi: “Sezar artık rahat uyu. Seni öldürürken bunun yarısı kadar bile istekli değildi Brutus.” Bu ifadelerden de anladığımız o ki, Brutus, Sezar suikastine tam istekli bir biçimde katılmadı. Brutus’un cesedinin başında, Antonius ile Octavius’un yakaladıkları takdirde muhtemelen öldürecekleri Brutus ile ilgili söyledikleri de aktarılmaya değer... Antonius: “En soylu Brutus’tu aralarında. Bütün arkadaşları arasında, yalnız o kin duygusuyla yapmadı Sezar’a yaptığını. Yalnız o, çıkarını düşünmeden, temiz yürekle, halkın yararı için katıldı aralarına. Mertçe yaşadı Brutus ve öyle değerler bir araya gelmişti ki onda; yaradılış kalkıp ayağa, diyebilir bütün dünyaya: İşte bu, bir insandı.“ Octavius: “Değerince saygı gösterelim ona. Ölüm töreni şanına yaraşır olsun. Bu gece çadırımda yatsın ölüsü, bir askerin şeref örtülerine bürünerek...” William Shakespeare’in Julius Caesar tragedyasını okuduktan sonra Brutus ile ilgili çeşitli sorgulamalarda bulunacaksınız: Brutus hain bir suikastçi miydi? Yoksa Roma halkının iyiliği için, çok sevdiği Sezar’dan bile vazgeçen bir isyancı mıydı?... n William Shakespeare / Julius Caesar / T. İş Bankası Kültür Yayınları / 168 s.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle