29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ORHAN PAMUK’TAN ‘TURUNCU’ İstanbul’un turuncu geceleri Orhan Pamuk, Balkon’da farklı zaman dilimlerinde evinden çektiği İstanbul manzarası fotoğraflarıyla buluşturmuştu okuru. Turuncu’da ise bu kez sokağa iniyor ve İstanbul mahallelerinde deklanşöre basıyor. Turuncu, Pamuk’un, romanlarındaki karakterler gibi sokaklarda dolaşıp renklerin peşine düştüğü bir anlatının fotoğraflanmış hâli. Geleceğe düşülmüş bir not… KAAN EGEMEN T uruncunun hâkim olduğu ya da karenin bir köşesine iliştiği fotoğraflar Orhan Pamuk’un, hem renk değişimlerini fark ettiği hem de hareketi veya durağanlığı ölümsüzleştirdiği anları içeriyor. Yazarın fotoğrafladığı mahalleler ve sokaklar, soğuk beyaz ışık ile nispeten sıcaklık saçan turuncuyu karşılaştırma olanağı veriyor. Değişen, dönüşen ve başkalaşan İstanbul’da, renklerin de yaşam gibi farklılaştığını hisseden Pamuk’un beyazturuncu kıyası yansıyor karelere. Dolaşmayı sevdiklerinin yanı sıra çok da “tekin” olmayan sokaklarda ve muhitlerde dört mevsim boyunca Henri CartierBresson’un ifadesiyle “ava çıkan” Pamuk, karanlığın ortasındaki turuncuyu bulup çıkarıyor. GECE YÜRÜYÜŞLERİ Toplumsal dönüşümleri beyaz ve turuncu ışık bağlamında değerlendiren Pamuk, yazdığı önsözde, uzun yürüyüşleri anımsıyor ve anımsatıyor: “Otuz yıl önce, İstanbul sokaklarında daha çok yürürdüm ama sanki daha az şey görürdüm. Şehir o zamanlar geceleri daha karanlıktı. O zamanlar kimse geceleri reklam olsun diye işyerinin lambasını açık bırakmaz ve evlerde bir odadan çıkarken lambalar mutlaka kapatılırdı. Etrafta daha az dükkân, daha az vitrin ve çok daha az ışıklı reklam vardı. O zamanlar sabahın üçüne dördüne kadar roman yazdıktan sonra yazıhanemden eve dönerken yolumu uzatır, turuncu ışıklar altındaki cumbalı, harap ve boyasız evlerin, demir parmaklıklı pencerelerin içimde uyandırdığı esrarengiz şiirin tadını çıkararak bacaklarımın beni kendiliğinden götürdüğü yere doğru hiç durmadan yürürdüm. Uzun yürüyüşlerde gelip geçene hırlayarak sokakları kesen, çöp tenekelerini vahşice karıştıran köpek çeteleri mutlaka yoluma çıkardı. Bazen bir bekçinin bir binanın kapısının içinden beni seyrettiğini görür; kepengini indirip evine dönen dükkân sahipleriyle, sarhoşlarla ve bozacılarla karşılaşırdım. O yürüyüşlerde sonsuzluğa doğru uzanan karanlık bir sokağın ucunda beyaz bir ışık görürsem yolumu değiştirirdim.” BİRAZ GEÇMİŞ, BİRAZ BUGÜN Pamuk’un turuncu ağırlıklı fotoğrafları, kâh romanları için çıktığı yürüyüşlerden kâh uzun çalışma saatlerinin ardından adımladığı sokaklardan süzülüp geliyor. Siyasetin, sosyal hayatın, ekonomik ve kentsel dönüşümlerin bir aradalığını yansıtan kareler, hem yazarın bireysel merakını ve ilgisini hem de toplumsal dokuyu ortaya koyarken eski ile yeni arasındaki geçişleri ya da geçişkenliği ve kültürel buluşmaları görmemizi sağlıyor. Başka bir deyişle bilindik İstanbul siluetinin ardındaki rengi anlatıyor ayrıntılar: Gün boyu oradan oraya sürüklenen kalabalıktan âzâde sokaklardan sızan turuncunun çekimine kapılıyor Orhan Pamuk. Turuncu, bir yanıyla fotoroman, diğer yanıyla ise anları ölümsüzleştiren, kaybolmaya yüz tutmuş renklerin, aralarda sıkışıp kalmış insan ve sokakların görüntülendiği bir albüm, tarihi bir kayıt. Bir tarafıyla hayatın içinde, öbür tarafıyla hayatın çeperinde… Diğer bir deyişle Pamuk’un, romanlarındaki kahramanlar ve karakterler gibi sokaklarda dolaşıp renklerin peşine düştüğü bir anlatının fotoğraflanmış hali. İçinde biraz geçmiş, biraz bugün bulunan karelerin yer aldığı, geleceğe düşülmüş bir not… n Turuncu / Orhan Pamuk / Yapı Kredi Yayınları / 190 s. IAN MARSHALL VE DANAH ZOHAR’DAN ‘KİM KORKAR SCHRODINGER’İN KEDİSİNDEN?’ Yeni fiziğin maskotu! S chrödinger’in kedisi yeni fiziğin maskotudur. Kuantum teorisyeni Erwin Schrödinger tarafından kuantum gerçekliğiyle bağlantılı imkânsız görünen bazı bilmeceleri açıklamak için ortaya atılınca, 20. yüzyıl biliminin hayrete düşüren bir sembolü oldu. KUANTUM İHTİMALLERİ... Sağduyunun günlük dünyasında ve eski fizikte bu ya da şu düğme çalışır ve kedi ya yiyecek ya da zehir yer; sonuçta ya ölür ya da canlı kalır. Fakat Schrödinger’in kedisi kuantum kedisidir; bu yüzden işler onun için böyle yürümez. Kuantum dünyasında, tüm ihtimaller hatta doğal olarak çelişenler bile bir arada var olur ve kendine özgü bir gerçekliğe sahiptir. Bu bir arada olabilen kuantum ihtimalleri Schrödinger’in kedisinin aynı anda hem zehirle hem de yiyecekle beslenmesini mümkün kılmaktadır. Sonuçta o, aynı anda hem ölü hem de canlıdır. Her iki ihtimal de birlikte var olur. Kim Korkar Schrödinger’in Kedisinden? kuantum mekaniğinin kaos ve karmaşa teorisini, görelilik, yeni zihin teorileri ve kozmoloji gibi temel meselelerini herkesin anlayacağı bir dille anlatan bir kitap… Kendimizi, zihinlerimizi ve daha geniş bir düzlemde şeyler arasındaki yerimizi kavramaya davet eden bu çalışma sağduyunun ötesine uzanan dünyalara işaret ederken yeni düşünme biçimleri üzerinde ısrar ediyor… n Kim Korkar Schrödinger’in Kedisinden? / Ian Marshall, Danah Zohar / Çeviren: Orhan Düz / Ayrıntı Yayınları / 400 s. 8 3 Aralık 2020
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle