Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
E S K Ş E H R 1015 ARALIK Tüyap Fuar Merkez ODUNPAZARI / ESKİŞEHİR 13 ARALIK CUMA ‘Normal Nefes Almaya Devam Edin’ Sıradanlığın deliliği... Zeynep Oral | 14.00 14 ARALIK CUMARTESİ Alev Coşkun | 14.00 Işık Kansu | 14.00 Barış Terkoğlu 14.00 M ne G. Kırıkkanat 14.00 15 ARALIK PAZAR Mustafa Balbay | 14.00 2402 Hakan Bıçakcı, yeni öykülerinde, modern insanın nefes alamayışını, sıkışmışlığını ve göze çarpmayan deliliğini ustalıkla işliyor. BÜŞRA BAKAN H akan Bıçakcı, Normal Nefes Almaya Devam Edin’de; tekinsizlik, belirsizlik ve tekdüzelik içinde yaşadığımız hayatları ya da yaşandığını daha önce fark etmediğimiz hayatları herhangi bir görev duygusu edinmeden, yalın bir üslupla fotoğraflıyor. Böylelikle, hikâyelerini doğal durmayan bir yapıdan kurtarmış oluyor. Okuruna kendinden bir parça görme, gözlemleyebilme olanağı tanıyor. Hikâyeler, her an maruz kalabileceğimiz manzaralara, yaşayabileceğimiz duygulara değinirken, Bıçakcı irdelemek istediği mevzuyu ya da göstermek istediği rahatsızlığı yargılayıcı bir tavır takınmadan hikâyelerin kendisine işliyor. Bu yüzden de yazarın kaleme aldığı yaşamlarda, aktardığı olaylarda her detay önemli hale geliyor. Örneğin, bir balmumu heykel müzesinin güvenlik görevlisinin yaşamından bir kesit anlattığı, “Balmumu Mesai” öyküsünde, karakterin yaşadığı hayat üstüne tek bir yorum içeren ifade bulunmuyor. Onun yerine hem fiziksel hem de psikolojik detaylarla aktarılıyor karakterin içinden çıkamadığı tekdüze hayat. HEYKELLEŞEN HAYATLAR! Karakter, içerideki heykellerden farksız bir şekilde nasıl bütün gününü geçirdiğini anlatıyor; geceleri rüyasında dahi heykelleri gördüğünü, onu herhangi bir duygudan soyan işindeki tek istisnai şeyin karşı dondurmacının düzensiz aralıklarla çalan çanı olduğunu, bu çan sayesinde bitişik mağazadaki kızla yaşadığı kısa göz göze gelişlerini… Onu insanlıktan soyutlayan, bir heykelden farksız kılan işini sorgulasa da ona karşı bir aksiyon alamıyor. Düzensiz çan sesi aralıklarıyla bakıştığı kız ile ilişkisini de, ondan hoşlansa bile, ilerletemiyor bir türlü. İlişkiden geriye sadece çan sesleri kalıyor. Goethe’nin “Gerçekliği pek az insan hayal edebilir,” alıntısını hikâyelerinin birinde epigraf olarak kullanıyor Hakan Bıçakcı. Bu alıntı belki de onun yazımını en iyi özetleyen ifadelerden biri. Normal Nefes Almaya Devam Edin, yaşadığımız dönemin sorunlarının, buhranların, sarsıntıların ve bunların hiçbirini yaşamıyormuşçasına takındığımız tavırların anlatıldığı öyküler toplamı. Bir koridorda öylece durmak isteyenlerin, yalnız kalabilmek için tek çareyi mezarlıkta bulabilenlerin, yağmurlu bir günde iş toplantısına yetişmek için bütün şartları zorlayanların, “iş olsun da…” diye çalışan insanların hikâyeleri... GERÇEKLİK İLE FANTASTİK ARASINDA silikleşen çizgi! Öykülerin genelinde “Balmumu Mesai”sindeki gibi gerçekliğin ağır bastığını söylemek mümkün. Fakat gerçeklik ve fantastiğin arasındaki çizginin silikleştiği öyküler de mevcut. Delilik ve paranoya mevzuları, bu öykülerde odak noktası durumunda. “Yolumun Üstündeki Deli” gündeliğin, gerçekliğin, delilik ve fantastik ile kesişti ği en saf örneklerden. Yazarın daha önce grafik kitap olarak yayımlanan “Otel Paranoya”sı da bu öykülerden bir diğeri; kaybolmanın, güvensizliğin, delirmenin ya da delirme çabasının bir anlatısı... Bir diğer dikkat çekici hikâye ise “Paranoya Panayırı”. Tam bir güvenilmez anlatıcı örneği; karşıdan normal, sıradan, sıkıcı addettiğimiz insanların hayal gücünün aslında nerelere varabileceğinin bir göstergesi. Karakterimizin iş seyahati için geldiği Kopenhag’da bir panayırda başından geçen tuhaf bir deneyimi okuyoruz. Bıçakcı yine detaylarla karakterin ruh halini, bulunduğu atmosferi aktarıyor: “Baş ağrıtan zincirleme toplantılar,” buz gibi hava, iç sıkan bir şehir, amaçsız bir hal içerisinde yürümek… “Sembolik de olsa. İçimden gelmese de,” düşünceleriyle bir eğlenceye katılma zorunluluğu hisseden karakterimiz korku tünelini seçiyor ve kendini delirtici bir sessizlik ve bir yalnızlık içerisinde buluyor. Aslında bizim de bir tünelde; karakterin iç dünyasında olduğumuzu ise hikâyenin son cümlesinde anlıyoruz. n Normal Nefes Almaya Devam Edin / Hakan Bıçakcı / İletişim Yayınları / 187 s. / 2019. 16 12 Aralık 2019