04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 6.Cilt / Server Tanilli / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 664 s. 2001’de yitirdiğimiz aydınlarımızdan saygın sosyolog, siyaset bilimcisi, anayasa hukukçusu, yazar Server Tanilli, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası’nın altıncı cildinde; 20. yüzyılın bilançosunu çıkarıyor. Tanilli çalışmasında ayrıntılarıyla irdelediği söz konusu bilançonun olumlu ve/veya olumsuz başlıca maddelerini ise şöyle sıralıyor: Bilim ve teknikte hızlı ve çarpıcı ilerlemeler, art arda iki dünya savaşı, faşizm, sosyalizmin kuramdan uygulamaya geçişi ve sonra da derin bunalımı, “Üçüncü Dünya”nın ortaya çıkışı, Avrupa gerilerken Amerika Birleşik Devletleri’nin hegemonyasını kurması, küreselleşme, demokrasi ve insan haklarının öne çıkması. Tarihin yolu üzerinde bir geçiş noktası olan 20. yüzyılda sürekli bin yılın “büyük düş”ü; insanın insanca yaşayacağı, özgür, eşit, kardeş, savaşsız, sömürüsüz bir dünya kurmak düşüyle yeni bir dünyanın aranışı içinde yüründüğünün altını çizen Prof. Dr. Server Tanilli, 20. yüzyılın öyle bir dünyayı kuramamasını neden ve sonuçlarıyla ortaya koyuyor. Bunu yaparken aklın, özgürlüğün, insan haklarının ve demokrasinin hasımlarını sergiliyor ve gözleri geçmişten geleceğe daha çok çeviriyor. Enis Batur’a Mektuplar (19752005) / İlhan Berk / Çolpan Kitap / 222 s. İlk mektubunu yazdığı tarihte İlhan Berk elli yedi, Enis Batur yirmi üç yaşında. Ama mektupların hepsinde eşit bir ilişki belirgin. Genç bir şairi, metnin içinden görüyor İlhan Berk ve onun duyuşu üzerinden gençlik aşısı yapıyor adeta kendine. Kendi poetikasına duyduğu güvenle birlikte, Batur’un şiirine ve yazılarına hayranlığını her fırsatta vurguluyor. Berk’in mektuplarında şiire nasıl çalıştığı, şiiri nasıl kurduğu, duyuşunu hangi kaynakların belirlediği, neler okuduğu ve okuduklarından nasıl yararlandığına ilişkin bilgiler var. Berk; resim ilgisi, resimle şiirin kuruluş benzerliği veya farklılığı ve resimden kazandığı paradan aldığı keyfe dair de veriler sunuyor. İlhan Berk’in Enis Batur’a Mektuplar’ı, bir sanatçının kişiliğini olduğu kadar metnin doğasını anlamak ve iki zor şairin bir ilişkiyi otuz yıl sürdürebilmesindeki incelikleri görmek bakımından da dikkat çekici bir kitap. Paris Düşerken / Ilya Ehrenburg / Çeviren: Attilâ Tokatlı / Kor Kitap / 680 s. Fırtına ve Dipten Gelen Dalga’dan oluşan, Ilya Ehrenburg’un dünya klasikleri arasına girmiş nehir romanı Paris Düşerken, 20. yüzyılın en hareketli dönemini tüm tarafları ve çeşitli yönleriyle tasvir ediyor. Savaşın ayak seslerinin duyulduğu 1930’ların ikinci yarısından soğuk savaş rüzgârlarının Avrupa’yı içine aldığı 1950’li yıllara kadar uzanan dönemi kapsayan yapıtın ilk halkasını oluşturan Paris Düşerken’de; Ehrenburg, yayılmacı Hitler faşizminin işgali altındaki Paris’te toplumun farklı kesimleri üzerine projektör tutuyor. Bir yanda işgalcilere çıkar hesaplarıyla bağlı olan yönetici elit ile burjuvazi, öte yanda faşizme karşı yurt savunması için örgütlenen direnişçiler bu saflaşmanın iki ana kesimini oluşturuyor. Sivas Kongresi Günleri Nutuk’tan / Mustafa Kemal Atatürk / Yayıma Hazırlayanlar: Selma Günaydın, Yusuf Turan Günaydın / Kopernik Kitap / 244 s. “Vatan ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, ortaya sürülen kanaatler muhakkak iflasa mahkumdur”. Sivas Kongresi, memleketin bütünlüğü ve bağımsızlığının korunması için izlenecek politikanın saptanması ve belirlenen bu politikaların ülkenin bütününde icrasına karar verilmesi bakımından son derece önemlidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk de Nutuk’ta bu Kongrenin önemi üzerinde durmuş ve Kongrede yaşananlan detaylı şekilde anlatmıştır. Selma Günaydın ve Yusuf Turan Günaydın’ın, Nutuk’un Sivas Kongresi ile ilgili bölümünden alıntılayarak hazırladığı bu çalışma, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli dönüm noktalarından olan Sivas Kongresi’ni; öncesi ve sonrasıyla, tüm belge ve ayrıntılarıyla Gazi’nin dilinden çeviri yazı yoluyla okuyucuya aktarıyor. Yeni Karşılaşmalar / Adalet Ağaoğlu / Everest Yayınları / 260 s. Yeni Karşılaşmalar, Adalet Ağaoğlu’nun deneme, değini ve mektuplarının yanı sıra konferans, TV programı ve söyleşilerinden oluşan serinin son “karşılaşma”sı. Sanattan, siyasetten, İstanbul’dan ve göçlerden söz ederken her zamanki gibi karşı duruyor; çünkü Ağaoğlu’na göre, “Yazarın yazdıklarını belirleyen hiç kuşkusuz düşünceleri, hattâ inançları bağlamında hayatta duruş biçimidir. İnsan haklarına tecavüzde bulunan her tutuma karşı durmak, görüp, biliyorum çığlığı atmak, bunları insanî bakımdan inandırıcı kılmak benim hiç üstümden atamadığım bir sorumluluk duygumdur. Ortalıkta boşu boşuna kalabalık ederek dolaşıp durmak yerine hayatta olmanın borcunu ödemek gibi bir şey.” Yahya Kemal ve Nâzım Hikmet Uzak Dünyaların Yakınları / İsmail Birateş / Remzi Kitabevi / 128 s. İsmail Birateş’in, Türk Şiiri’nin iki ustasının ortak ve bilinmeyen yönlerine dair pek çok ayrıntıya yer verdiği incelemesi; bir belgesel anlatı olmanın ötesinde ilginç saptamalar ve anıları da içeriyor. Nâzım Hikmet’in yayımlanan ilk şiirini Yahya Kemal niçin düzeltmişti? Nâzım Hikmet’in yazdığı Mevlâna şiirini dinleyen Mevlevîler en çok neye şaşırmışlardı? Fransız kültürü hayranı Yahya Kemal’i ülkesinin kültürüne döndüren şey neydi? Mustafa Kemal, Meclis’teki buluşmada Nâzım Hikmet’e hangi tavsiyede bulunmuştu? Yahya Kemal, Nâzım Hikmet’in annesi Celile Hanım ile nasıl bir aşk yaşamıştı? Yahya Kemal, “Nâzımcığım hapiste” diye gözyaşı döktüğü halde, affı için neden destek olmadı? Piggle Küçük Bir Kız Çocuğunun Psikanalizle Tedavisinin Öyküsü / Donald W. Winnicott / Çeviren: Özlem Yüksel / Yapı Kredi Yayınları / 160 s. Piggle, psikanalist Donald W. Winnicott’ın iki yaşından beş yaşına kadar gördüğü çocuk danışanı Gabrielle’in takma adı. Bu kitap da Winnicott’ın düzenli olmayan, kendi ifadesiyle “talep üzerine” gerçekleşen psikanalitik görüşmelerde aldığı notlardan ve çocuğun anne babasıyla mektuplaşmalarından oluşuyor. Nesne ilişkileri kuramının ve çocuk psikanalizinin önde gelen temsilcisiyle, kız kardeşi doğduktan sonra kâbuslar görmeye başlayan küçük hastası arasındaki aktarım ilişkisinin kuruluşu, özgül oyun tekniğinin uygulanışı ve hastanın iç dünyasının gelişimi üzerinden psikanalitik sürecin işleyişini “içeriden” gösteren bir olgu çalışması Piggle. Bob Dylan Sözler (19612012) / Bob Dylan / Çevirenler: Armağan Ekici, Burcu Uğuz, Deniz Koç, Emrah Özesen, Esin İleri, Kutlukhan Kutlu, Lora Sarı, Mahir Ünsal Eriş, Seçkin Erdi, Selahattin Özpalabıyıklar, Sevin Okyay, Süreyya Evren, Yaz Özpalabıyıklılar. Çizimler: Nazım Dikbaş / Yayıma Hazırlayan: Armağan Ekici / Kara Plak Yayınları / 705 s. “Büyük Amerikan şarkı geleneğine yeni, şiirsel bir ifade tarzıyla katkıda bulunması” gerekçesiyle, 2016’da, hayli tartışmalı bir biçimde Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen ünlü Amerika lı şarkı sözü yazarı ve şair Bob Dylan’ın, kendi adını taşıyan ilk albümünden başlayarak otuz bir albümdeki şarkıları “Sözler” (1961 2012) adlı kitabında bir araya geliyor. On üç çevirmenin elinden çıkan çevirilerle ve Nazım Dikbaş’ın her bir albüm için özel yaptığı “kapak” çizimleriyle yayımlanan kitapta Dylan’ın söz konusu albümlere girmemiş şarkıları da yer alıyor. Bir Zamanlar Anadolu’da / Nuri Bilge Ceylan / Doğan Kitap / 296 s. Ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan filmlerinin çekim ve kurgu aşamalarında türün ve sürecin doğası gereği senaryoyu ve diyalogları değiştiriyor. Bir Zamanlar Anadolu’da kitabında ise çekim için nasıl bir metin ile yola çıkıldığını, nerelerden nerelere gelindiğini ortaya koymak adına, senaryonun çekime başlanmadan önceki o ilk, orijinal halini sunuluyor. Kitapta ayrıca, film hakkında yurtiçi ve yurtdışında yazılan sayısız yazılardan bir seçki, söyleşiler ve Ceylan’ın kurgu sırasında tuttuğu günlükleri içeren geniş bir derleme de sunuluyor. Eşlikçi Kız / Nina Berberova / Çeviren: Roza Hakmen / Can Yayınları / 96 s. Yetenekli bir piyanist olan, ancak fakir ve çekingen Soneçka, ünlü opera şarkıcısı Marya Nikolayevna’nın kapısını çalar. Nikolayevna, Soneçka’nın erişemediği her şeye sahiptir; zarafete, güzelliğe, zengin bir kocaya... Avrupa turnesinde şarkıcıya piyanoda eşlik etmek için işe alınan Soneçka, çok geçmeden gölgesinde kaldığı bu görkemli figürden intikam almanın hayalini kurmaya başlar. Nina Berberova’nın 1936 tarihli bu kitabı, devrim sonrası Rusya’sında ünlü bir opera şarkıcısı, onun zengin kocası ve üçgeni oluşturan genç ve yetenekli bir kadının odağında derin bir kıskançlık ve intikam hikâyesi. Şeytan Geçti / Aslı Tohumcu / İletişim Yayınları / 97 s. Döne, Fatma, Ayser, Selma, Leyla, Elif, Nurgül, Melike, Zehra, Songül ve daha nice kadının öyküsü... Kimisi sessiz kalıyor, ağzını açmıyor, içine içine kanıyor. Kimisi öfkesini haykırıyor, sokağa çıkıyor, çığlık çığlığa meramını anlatıyor, “deli kadın” damgasını yiyor. Kimisi dayanışırlarsa kâbuslardan uyanabileceklerini biliyor. Kimisi ise kendisine öğretilen, dayatılan rollerin ötesinde bir dünya tasavvuru olduğunu bilmiyor. Aslı Tohumcu, Şeytan Geçti’deki hem rahatsız eden, üzen hem de yer yer “dişil” bir mizahla gülümseten öykülerinde, dikkat kesildiği kaynayan toplumun, erkeklik denilen illetin ortasında kalmış kadınların yaşadıklarına tanık ediyor. 18 3 Ekim 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle