25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ARA GÜLER’DEN ÖYKÜLER: “BABİL’DEN SONRA YAŞAYACAĞIZ” ‘Görsel bir dünyanın içine düşmüşüm’ Fotoğrafın usta ismi Ara Güler bu kez öyküleriyle gündeme gelecek. “Babil’den Sonra Yaşayacağız” ile ilkini bundan tam altmış dört yıl önce kaleme aldığı öyküleri tekrar gün yüzüne çıkıyor Güler’in. “Babil’den Sonra Yaşayacağız”, ustanın sadece öykülerini ortaya çıkarmakla kalmıyor, yine Güler’in objektifinden çıkan fotoğrafların yerleştirilmesiyle bir ‘foto öykü albümü’ hâlini de alıyor. Fotoğrafçılığıyla tüm dünyada tanınan ancak öyküleri ve öykücülüğü bir şekilde ıskalanarak pek bilinmeyen Güler’in yazarlığının ve fotoğrafçılığının türlü yönleri kitapla bir şekilde yeniden gün yüzüne çıkıyor. ERAY AK erayak@cumhuriyet.com.tr A ra Güler, Türkiye’de yaratıcı fotoğraf dendiğinde akla gelen ilk isim hâlâ. Tanınırlığı sadece Türkiye sınırları içinde değil elbette. Tüm dünyada bilinen, objektifinden çıkan kareler herkesçe takdir edilen bir fotoğrafçı Güler. Fakat bundan birkaç ay önce, Tuhaf Dergi’de, Güler’in kaleminden çıkmış öyküler okumaya başladık. Usta fotoğrafçının, çok az kişinin bildiği bir yönüydü öykücülüğü ve her ay bir öyküsü yayımlanan Güler’in yazdıkları epey ilgi devşirdi. Yayımlanan bu öykülerinden sonra öğrendik ki ilk öyküsünü bundan tam almış dört yıl önce kaleme almış Ara Güler. Son öyküsü ise bundan tam elli dokuz yıl öncesine tarihli. Beş yıl süren kısa öykü macerasının ardından yönünü farklı bir alana; fotoğrafa çevirmiş usta ve bugün de dünyanın tanıyıp bildiği kimliği oluşmaya başlamış. Ara Güler, kaleme aldıklarını bir kenara bırakıp objektifinin peşinde dünyayı dolaşmış ama belli ki yazdıkları aklının bir köşesinde yer etmiş. Tam da bu nedenle olsa gerek; öykülerini, 1995’te özgün Ermenice hâliye Papelonen verç bidi abrink adıylayayımlanmış. Kitap, Türkçe çevirisi yapılarak 1996 ve 2000’de olmak üzere iki baskı daha görmüş ancak daha sonra bir basımı yapılmamış. Şöyle bir yanı da vardı bu öykülerin: Çok çok eskilerden, altmış yılı aşan bir hatıranın verimiydi okuduklarımız fakat öyküler içinde gezinmeye başladıkça görüyorduk ki ustanın öykülerini üzerine kurduğu duygular tüm zamanları kapsıyor. BİR FOTOÖYKÜ ALBÜMÜ Bugün Ara Güler dediğimizde aklımıza fotoğraf geliyorsa bu tabii ki ustanın, alanındaki en yetkin isimlerden biri olmasından kaynaklı. Fakat fotoğrafçılığının yanına, öykülerini koyamıyorsak bunun nedeni, öykü kitabının bir basımının daha yapılmamasından ileri geliyor. Neyse ki Tuhaf Dergi’de tekrar yayımlanan öyküler ses getirdi de Ara Güler’in kaleminden çıkmış bu metinler tekrardan okur karşısına çıkma fırsatını yakaladı. Üstelik daha öncekilerden farklı bir baskı ve editoryal bakışla Güler’in kalemini ve objektifini bir araya getiriyor bu yeni kitap. Babil’den Sonra Yaşayacağız adıyla yayımlanan bu öyküler, Ara Güler’in erken dönem verimi olarak niteleyebileceğimiz öykülerini ve daha sonra çektiği fotoğrafları bir araya getiriyor. Yazının hemen girişinde de belirtildiği gibi fotoğrafçılığıyla tüm dünyada tanınan ancak öyküleri ve öykücülüğü bir şekilde ıskalanarak pek bilinmeyen Güler’in yazarlığının ve fotoğrafçılığının türlü yönleri Babil’den Sonra Yaşayacağız ile bir şekilde yeniden gün yüzüne çıkıyor. Babil’den Sonra Yaşayacağız’ın bu yeni baskısı, Güler’in öykülerini ve fotoğraflarını bir araya getirmesinin yanında; Türkçe, Ermenice ve İngilizce üç cilt hâlinde eşzamanlı olarak yapıldı. Böylelikle Ara Güler, kendi benliğinin oluşmasında yardımı olan tüm dillerde okunabilecek. Kitabın bu yeni basımı paralelinde biraz daha gidersek öncelikle üzerinde durulması gereken noktanın gerçekleştirilen editoryal çalışma olduğunun altını çizmek gerek. Daha önceki baskılarında bu öyküler, bilinen öykü kitabı formuyla okuruna ulaşmış. Fakat yeni basımda Güler’in metinleriyle görsel dünyası arasında muhtemel eşleşmelerin izi sürülerek bir “fotoöykü albümü” hâli alıyor Babil’den Sonra Yaşayacağız. Bu eşleşmeleri sağlamada kitabı yayıma hazırlayan Rober Koptaş’a yine en büyük yardım Ara Güler Güler’den gelmiş olsa gerek çünkü ustanın müthiş zenginlikteki arşivi daha pek çok kitabı kaldırabilecek derinlikte. Koptaş’ın da bu noktadaki hakkını vermek gerek ayrıca. Ara Güler öyküleri için seçilen tüm fotoğraflar, âdeta Ara Güler’in bu öyküler için çektiği kareler gibi. Hâlihazırda görseli hayatının merkezi hâline getirmiş Güler’in öyküleri de bu görsellikten nasibini alıyor zaten. Her öyküsü, bir fotoğrafın dile gelmiş hâli gibi. Rober Koptaş’ın da bu birlikteliği yakalayıp meseleye farklı bir perspektif katması bu anlamda çok değerli bir bakış yaratıyor. GÖRSELLİĞİN ÖYKÜLERİ Ara Güler de bu görsel bakışın altını çizme gereği duymuş kitap için kaleme aldığı sunuş yazısında. Yıllar önce yazdığı öykülerini bugünkü bakışıyla daha farklı ve derinlikli bir değerlendirmeye alarak bir anlamda dününü ve bugününü yazmaya koyulmuş bu sunuş yazısında Güler. “Bu eski öykülerimdeki duygularım, ne olmuşsa olmuş, görsel bir anlatıma dönüşmüş,” diyor usta ve devam >>ediyor: “Daha o zamandan görsel bir dünyanın içine düşmüşüm 12 13 Eylül 2018 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle