Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>> King, zamanı geri alabilirken kardeşi Sophie sihirli gözlüğü sayesinde görünmez olur ve annesi Bayan King ise tüm nesnelere hükmedebilir. Zach da gizli bir gücünün olduğuna inanır ama şu ana dek bunun ne olduğunu bir türlü bulamamıştır. Tüm akrabaların katıldığı özel bir piknikte biraz da hile yaparak “özel olduğunu” göstermeye çalışıp her şeyi berbat edince ailesi onun “atlanmış” olabileceğinden kuşku duyar ve yaşıtları gibi normal bir okula gitmesine karar verilir. Bu Zach için korkunç bir durumdur. Okulun ilk gününde de haksız olmadığını anlar Zach. Okulun popüler ve kötü kalpli kızı Trisian ile tatsız bir şekilde tanışır. Tüm okula rezil olduğu yetmezmiş gibi ilk günden kendini müdürün odasında bulur. Bu sevimsiz günün tek iyi yanı Aaron’la tanışmasıdır. Aaron, internette komik videolar yükleyerek ünlü olmaya çalışan bir çocuktur ve Zach’ın bu berbat ilk günü atlatmasına yardım eder. Ama yaşanan o olağanüstü durumu internete yükleyince kimsenin beklemediği bir ün kazanırlar. Böylece Aaron ve Zach yakınlaşmaya başlar. Zach’a ilgi gösteren sadece Aaron değildir. Çok sevimli, güzel ve cana yakın bir kız olan Rachel de Zach’la tanışmaktan mutluluk duyduğunu, internetteki videoyu çok beğendiğini söyler. Bunun üzerine Zach ve Aaron, yeni kayıtlar çekmek için kolları sıvar. Zach, zamanla okulda mutlu olmaya başladığını hisseder. Hatta arada kendini şanslı bile hissetmeye başlar. Bir yandan da hâlâ ona ait nesneyi bulmak ve sihirli özelliğini keşfetmek için araştırmalarına devam eder. Ne dersiniz, sizce Zach’ın bir sihirli gücü var mı, varsa acaba ne? İlk gün yaşananlar bu konuda bir ipucu olabilir mi? Zach, Trisian ile nasıl başa çıkacak? Sevimli, sürükleyici ve eğlenceli bir kitap Benim Sihirli Dünyam. İyi okumalar! Dilimsel Şeyler / Yunus Bekir Yurdakul / Resimleyen: Murteza Albayrak / Top Yayıncılık / 2018 / 144 s. / 10+ Dil ustası, düş avcısı Yunus Bekir Yurdakul’dan yine anadil üzerine dopdolu bir kitap; Dilimsel Şeyler. Ne zaman ayrılıp ne zaman sözcüğe ekleneceğine bir türlü karar veremediğimiz “de”ler, “da”lar, “mi”ler, “mı”lar ve nicesi… Özellikle sosyal medyayı yaygın kullananların ama anadiline aynı özeni göstermeyenlerin veya gösteremeyenlerin sık yaptığı hatalardan tutun da günlük konuşmalarımızda düştüğümüz yanlışlara dek irdelenmiş, örneklenmiş. Peki, ne oldu da anadilimizi öğrenmek, doğruyu yanlışı ayırt etmekten böyle uzağa düştük? Yeterince okumadığımızdan kuşkusuz... Y. Bekir Yurdakul da kitabında sık sık bunu vurguluyor. Okuyan insanların tek kazanımları edebiyat keyfi değil, “Doğru ve arı bir dille yazılmış metinler” sayesinde anadil öğrenimi de sağlanıyor. Kolaycılık da bizi başka dillerden kopyala yapıştır (copypaste) konuşmaya itiyor. Teknolojiyi satın aldığımız gibi teknolojinin dilini de alıyoruz. “Eposta” ya da “ileti” yerine “email”, “mail” diyoruz. Oysa çok mu zor teknolojinin dilini olsun üretebilmek? Yurdakul, günlük yaşamda yapılan yanlışlardan tutun da kurumlar arası resmî yazışmalardaki hatalı kullanımlara dek ince ince irdelemiş karşılaştığı örnekleri. Neler var neler. Okurken düşünecek, gülecek, doğru kullanımı öğrenecek sevgili okurlarımız. Kitabın sonuna bir de “Çalışma Kâğıdı” adlı bölüm eklenmiş. Böylelikle okurken bir sözcüğün, ekin, bağlacın vb. doğru kullanımını ararken kendimizi sınama olanağı da verilmiş. Sadece öğrencilerin değil, öğretmenden doktora dek anadilini seven, sahip çıkmak isteyen herkesin başucu kaynak kitabı olacak Dilimsel Şeyler. İyi okumalar! Gel Beraber Yaratıcı Oyunlar Oynayalım / Marion Deuchars / Çeviren: Berrak İdiman / hep kitap / 2018 / 224 s. / 6+ İçindeki sanatçıyı ortaya çıkarmak isteyenler için ideal bir kitap. Bol oyun, bol sanat. “Ben bir Küçük Sanatçıyım” demek için, bu kitaptaki etkinliklere katılmanız gerek. Kitap, şu bölümlere ayrılmış: ‘Çizim’, ‘Renk’, ‘Şekil’, ‘Boya’, ‘Kâğıt’, ‘Baskı’, ‘Desen’. Dilediğiniz bölümden başlayabilirsiniz ama önce Sanat Malzemeleri’ni incelemelisiniz. İlk sayfalarda verilen temel sanat malzemeleri listesi hazırsa hemen başlayın. Karamalar, renk karışımları, origami, kolaj, yanılsamalar, kontrast, parmak baskı, ebru ve daha neler… Bütün yaz elinizden düşürmeden sayfaları çevireceksiniz. Kitabın ilk sayfasında şöyle bir hatırlatma var: “Oyun bir çalışma biçimi, çalışma da bir oyun biçimidir. Corita Kent” Porselen Peri: Renklenecek Bir Hikâye / Isabel Allende / Resimleyen: Ana De Lima / Çeviren: Çiğdem Öztürk / Desen Yayınları / 2018 / 96 s. / 13+ Isabel Allende, bol ödüllü bir yazar. Porselen Peri, Allende’nin zengin düş gücünün, nitelikli öykücülüğünün ipuçlarını veriyor. Aslında bu sadece Porselen Peri’nin değil aynı zamanda Bay Don Cornelio’nun da hikâyesi. Daha doğrusu birbirini etkileyen, birbirinden beslenen bir dostluk serüveni, aşk hikâyesi, tutku öyküsü... Öyküyü Don Cornelio’nun mahallesinde yaşayan bir komşusunun ağzından okuyoruz. Don Cornelio, çok içine kapanık, yalnız yaşayan hatta hiç dostu olmayan, sessiz sakin bir adamdır; çok dakiktir. Tüm gün sıkıcı evrak işleriyle uğraşıp akşam yine aynı dakiklikle evine döner. Bir sabah yine işe giderken bir şeyler oluverir. Donmuştur adeta. Mahallede yeni açılmış bir antikacının vitrinine bakakalır. Vitrinde dünyalar güzeli bir peri heykeli vardır. Don Cornelio, büyülenmiş gibidir. O günden sonra Bay Don Cornelio için hiçbir şey aynı olmaz, aynı kalmaz. Evinden tutun, işine dek tüm yaşamı değişir. Tasarımcı, çizer Ana De Lima, mandala severler için harika desenler yaratmış ama hiçbirini boyamamış. Bu harika öyküyü renklendirmek ister misiniz? Hikâye ve desenler, küçük okurlarımızdan çok, genç okurlarımızın ilgisini çeker sanıyoruz. Bir Şeyler Yapmam Gerek / Elif Yonat Toğay / Resimleyen: Gökçe İrten / Tudem / 2018 / 80 s. / 8+ Gökçe İrten Toğay’ın kaleme aldığı yirmi kısa öykü var kitapta. Hepsi de çocukça bir bakış, çocukça bir heyecan ve çocukça bir dille anlatılmış. Neşeli, eğlenceli ve sürprizli öyküler hepsi. Hayallerden söz ediyor, unutkanlıklardan, tutkulardan, küçük sakarlıklardan, arkadaşlıktan, sevgiden, nefretten ve hatta bazen ölümden. Birbirinden keyifli, az sözle çok şey anlatan öykülerin dili ve kurguları da çok iyi. Bunların hepsini gündelik yaşamda rastladıkları (yetişkinlere göre sıradan) çocuklar için çok büyük olaylar eşliğinde anlatmış yazar. Babam Bir Çalıya Dönüştüğünde / Yazan ve Resimleyen: Joke van Leeuwen / Çeviren: Hasan Türksel / Çınar / 2018 / 114 s. / 8+ “Güneyde birileri ile diğerleri arasında savaş” çıkmıştır. Gerçekten de “birileri ve diğerleri” arasında olmaz mı bütün savaşlar; her iki taraf da aslında aynı Dünya’nın paydaşları iken… Çocuklara savaştan nasıl söz edilir? Babası savaşa giden, evinden ayrı düşen ve yokluğun acısını çeken çocukların öyküsü nasıl anlatılır? İşte, nasıl anlatılabileceği, elinizdeki bu kitap! Babam Bir Çalıya Dönüştüğünde, savaşın acımasız yanını bir çocuğun naif bakış açısıyla öyle güzel aktarıyor ki tekrar tekrar okuma isteği uyandırıyor okurda. Kitabın ödül almış olması, hiç şaşırtıcı değil. Başka ülkede yaşayan annesini bulmak için tek başına yolculuğa çıktığında, adındaki üç k harfini atıp sadece Toda oluverir küçük kızın adı. Çünkü artık onun dilini konuşan ve adını söyleyebilen yoktur. Küçük Toda’nın bu iç burkan yolculuğunu onunla birlikte yaşarken yazarın “benzersiz üslubunu” fark etmemek olası değil. Kısacası, Babam Bir Çalıya Dönüştüğünde, mutlaka okunacak kitaplar arasına alınmalı. İnci’nin Fesfefe Merakı / Elvin Öven / Resimleyen: Oğuz Demir / Kırmızı Kedi Çocuk / 2018 / 144 s. / 10+ Bir kitapta maceranın ötesinde, akıl oyunları da bekliyor okurları. Hazırsanız bulmacaları pek seven İnci’nin dünyasına davet edelim sizi. İnci, on iki yaşında. Annesi ve babası onda bir sorun olduğunu düşünüyor. Bunun için psikolog arayışındalar. İnci yeni taşındıkları muhitte kimseyle iletişim kurmuyor, kimseyle konuşmuyor. Oysa dedesi ve babaannesiyle geçirdiği hafta sonlarında, bülbül kesiliyor. Hele dedesiyle oynadıkları “Haydi Bil Bakalım” oyunu için kafa yorup yanıtları bulmaya bayılıyor. Bazen sıra ona geçiyor, o soruyor soruları dedesine. Aklınızın ucuna getirmediğimiz küçücük bir konunun öyle ilginç açıklaması oluyor ki şaşıp kalırsınız. Haydi bilin bakalım, rögar kapakları neden daire şeklinde de kare ya da dikdörtgen değil? Bilin bakalım farklı katlarda duran iki ayrı asansörden hangisi daha çabuk zemine varacak… Bilin bakalım IMDB nedir… Yok yok oyunların hepsini burada anlatmaya imkan yok, çünkü “Resfebe” oyunu, aslında bir tür “Resimli Alfabe” oyunu. Yani görmek ve alfabeyi “farklı” okuyabilmek gerek. Hele siz de İnci ve dedesiyle, “DedeTorun Akıl Oyunu Atölyesi”’ne katılırsanız harfler ve rakamlarla çözülen yepyeni bir dille karşılaşacaksınız. Bir de İnci ile ilgili her şeyi bilen gizemli Cem’den de söz edelim ama hayal mi gerçek mi olduğunu söylemeyip sizi kitapla başbaşa bırakalım. Kahraman Güvercin Takatuni / Çiğdem Sezer / Resimleyen: Emel Alp Sarı / Top Yayıncılık / 2018 / 48 s. / 8+ Cem, bir gün anne babasına güvercin olmak istediğini söyler. İkisi de güler buna. Gözlüklü güvercin komik görüneceğini söyler. Cem, çok kızar. Odasına gidip Kahraman Güvercin Takatuni adlı kitabını okumaya başlar. Ama birden kitabın kapağındaki güvercin göz kırpmasın mı? Cem, şaşırır, korkar da… Bu da yetmezmiş gibi güvercin bir de konuşmaya başlamasın mı? Güvercin, ona kitabın içinde hapis kaldığını ve dışarı çıkıp özgür olmak istediğini söyler, yardım ister. Şu işe bakın Cem de bir güvercin olmayı diler. Belki yer değiştirebilirler, ne dersiniz? Güvercin oraya nasıl girdiğini, Cem’in ona nasıl yardım edebileceğini anlatır. Bu pek zor değildir neyse ki… Sadece bir tekerleme söylemek yetecektir. Ama ya Cem yanlış söylerse bu tekerlemeyi… Güvercin kurtulduktan sonra sıra Cem’e gelecektir. Ama bunun için de yeni bir tekerleme gerekir. Sizce Cem bu tekerlemeleri doğru, tek defada söyleyebilir mi? Diyelim bunu başardı, bir güvercin olmak onu mutlu eder mi acaba? Hiç bilmediği bir yaşam biçemine alışabilir mi dersiniz? Ne yer ne içer, nerede uyur, ne yapar? En iyisi siz de bir tekerleme söyleyip onlara eşlik edin. Eğer aklınıza bir tekerleme gelmiyorsa merak etmeyin kitapta, birbirinden keyifli, eğlenceli tekerlemeler sizi bekliyor. Usta yazar, şair Çiğdem Sezer’in tekerlemeleri küçük okurlarımızı sözcük oyunlarının büyüsü ile tanıştıracak. İyi okumalar! n KITAP 1326 Temmuz 2018