Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>> sökün etmesiyle kendini bir hesaplaşma içinde buluşunun hikâyesini anlatıyordu Şipal. Her yazar, yayımladığı her kitabıyla aslında bir başka büyük kitabın sayfalarını doldurur misali Kâmuran Şipal de romanlarıyla geçmiş algısının farklı yansımalarını, çocukluğun zihinde bıraktığı kalıcı izle birlikte yazdıklarına taşıyor. Bu bağlamda Kâmuran Şipal romanları için bugünden geçmişe yollanan mektuplar demek mümkün. Fakat bu mektuplar, söylemek istediklerini asla geçmişle sınırlarını tutmuyor. Şipal, modern romanların kendine özgü sadeliğinde “mazi, hâl, istikbal” çerçevesini tümüyle kuşatan bir zaman çerçevesine konuşuyor yazdıklarıyla. Bunun son halkası olarak da karşımıza Dua Çiçeği çıkıyor. KIRIK BİR AŞK HİKÂYESİ Dua Çiçeği tıpkı Demir Köprü ve Sırrımsın Sırdaşımsın gibi çocukluğun yoğurduğu geçmişi merkezine alan bir roman. Roman kahramanının başından geçmiş vurucu bir çocukluk sahnesiyle açılıyor. Bu sahnede özlem dolu bir bayram sabahı anlatısı var fakat daha çok, sonrasında başından geçecek kırık bir aşk hikâyesini okuyacağımız isimsiz kahramanın sevgiyle bağlanıp ablası yerine koyduğu Havva’ya duyduğu ilginin resmini izler gibiyiz. Bu noktada bir parantez açıp Kâmuran Şipal’in romanlarında kelimeriyle çizdiği resmin altını çizmek gerek. Tasvirleri ve ruhsal dökümleriyle Şipal, detaylı bir evren yaratıyor romanlarında. Yazarın anlattıkları, gözler önünde birer birer canlanmak üzere sayfalara dökülüyor. Dua Çiçeği’nde de bunun güzel bir örneğini görüyoruz. Roman kahramanının hikâyesine dönersek; bu bağlamda canlı bir çocuk dünyası içinde yarım kalmış bir düşü anlatıyor yazar. Havva’nın evlenmesiyle biten bir düştür bu ve roman kahramanındaki etkisini “yarım kalmışlık” duygusu olarak devam ettirecektir. Bu çocukluk sahnesinden sonra gelen bölümde ise hemen yukarıda da değinildiği gibi kırık bir aşk hikâyesini okuyacağız. Bu ilişkinin de tıpkı çocukluk travmasındaki gibi “yarım kalmışlık” izleği üzerinde gittiğini söy lemek gerek. Şipal’in, romanın başında çocukluk günleri üzerinden kurduğu matematik, bu kez yaşını almış kahramanımızın ilişkisine yansıyor. Betül adlı bir başka çocuk kahraman ortaya çıkıyor ve kahramanın Havva ile kurduğu sevgi bağını Fadime ile kuruyor. Fadime ise kahramanımızın, Yeşilçam filmlerinde görmeye alışkın olduğumuz türden naif bir ilişki geliştirdiği kişi olarak ortaya çıkacak. KÜÇÜK HAYATLAR Buraya kadar kaleme getirilenler paralelinde büyük duygu dünyalarını küçük hayatlar üzerinden anlattığını söyleyebiliriz Kâmuran Şipal’in Dua Çiçeği’nde. “Küçük” nitelemesinin bu noktada olumsuz bir anlam taşımadığını ayrıca belirtmek gerek... Şipal’in ince görüşünü, naif dokunuşunu anlatmak için kullanıldı sadece. Öylesine küçük hayatlar ki bunlar, kahramanların hayalleri de yazarlarının anlattığı dünyaya eşlik ediyor. “(...) Ben öğretmen olarak küçük bir kente atanmayı diledim,” diyor romanın bir noktasında yaşamının bir parçasını izlediğimi roman kahramanı. “Gürültü patırtıdan uzak, fazla kalabalık sayılmayan bir kente atanayım, genişçe sofası, toprak damıyla iki katlı bir evim olsun, yazları damında bir taht kurup yatabileyim, akşamüzeri gündüz güneşinden hâlâ sıcak yatağı açıp elimde bir kitap, uzanayım içine, ortalık iyice, ama iyice kararana, gözlerim harfleri seçmez oluncaya kadar okuyayım, okuyayım, sonra da yıldızların gmkte birer ikişer çıkışını izleyeyim. (...) Bu kadarcık.” Roman kahramanının “bu kadarcık” dediği bir hayattan tüm beklentiler... Bu gözü tokluğu şimdi görmek için neler verilmez? Bu bağlamda bugün özlemini çektiğimiz bir dünyaya güzelleme Şipal’in romanı. Kâmuran Şipal güçlü kalemiyle, yoğun duyguları ve iç çatışmaları ince ince örüp çarpıcı ruhsal durum desenleri çiziyor. Bu desenlerin bize anlattıklarına kulak verdiğimizde o özlenen dünyanın şarkıları duyulmaya başlıyor. n Dua Çiçeği / Kâmuran Şipal / Yapı Kredi Yayınları / 88 s. Kâmuran Şipal, “Sırrımsın Sırdaşımsın” ile Orhan Kemal Roman Armağanı’nı almıştı. KITAP 1119 Temmuz 2018