11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bir daha, bir daha Shakespeare William Shakespeare’in 400. ölüm yılı nedeniyle 2016’da ‘Shakespeare Yeniden’ adıyla bir dizi başlatıldı; amaç, ünlü oyun ve şiirleri çağdaş yazarlara yeniden yorumlatmaktı. Hamlet, Othello, Kral Lear, Macbeth gibi büyük trajedilerin yanı sıra birkaç da komedi yer aldı dizide. Her biri, farklı yazar tarafından yeniden roman olarak yazıldı. Erken dönem komedilerinden biri olan “Hırçın Kız”ın yorumunu da Amerika’nın önde gelen yazarlarından Anne Tyler “Sirke Kız” başlığını verdiği bir romanda yeniden yazdı. S hakespeare’in kadın kahramanları genelde kişilik sahibi güçlü karakterlerdir. Lady Macbeth gibi kadınlar sadece kocalarını değil, dünyayı yönetecek hırsa sahiptir. Juliet gibi gencecik bir kız bile Shakespeare’in kaleminden çıkınca kendini ve sevdiği erkeği ezdirmeyen güçlü bir kadın olur. Bütün bu sarsılmaz karakterlerin yanında bir de Hırçın Kız Katherina, namı diğer Kate vardır ki insan onu nereye oturtacağını bilemez; hem tüm Shakespeare kadın kahramanları arasında en karakter sahibi olandır hem de en ezileni. Onun ağzından o dönemin en feminist sözleriyle birlikte en edilgen cinsiyetçi sözlerini duymak mümkündür. Sinemada ya da sahnede Hırçın Kız’ı canlandırmak bu yüzden zor. İlk sahnedeki hırçın kedi misali saldırgan davranan Kate, son sahnede yumuşak bir ev kedisine dönüşür. Elizabeth Taylor, Meryl Streep gibi oyuncular son sahneyi komedinin devam ettiği ironiyle oynayarak onun aslında hiç de uslanmadığını sadece kocasını idare etmek için bu yolu seçtiğini gösterir. Shakespeare nasıl oynanmasını isterdi bilemeyiz ama bir karakterin bu denli hızlı değişmesi inandırıcı gelmez, evlenir evlenmez uysal bir kadın olmasını Shakespeare abartarak garipleştirir. HIRÇIN ABLAUYSAL KARDEŞ Shakespeare’in hazırcevap, huysuz, dobra ama zeki Katherina’sı, küstah erkeklere tahammül edemez. Huysuzluğu ile tüm kentte ün saldığı için koca bulması zorlaşır. Halbuki Katherina ve küçük kızkardeşi Bianca’nın babası bir an önce kızlarının evlenmesini ister, kimse Katherina’yı beğenip evlenmeyeceği için o evlenmeden Bianca’nın da evlenemeyeceğini duyurur. Böylece güzel ve uysal kardeş ile evlenmek isteyen genç adamlar Katherina’ya koca bulmaya çalışır. Anne Tyler Shakespeare’in konusunu bugünün Baltimore şehrine taşır ve cep telefonlarıyla selfie çeken kuşağa uyarlar. Aynı Shakespeare’in oyunundaki gibi Tyler’ın romanında da Kate’in babası kızını evlendirmek ister ama onun derdi kızından kurtulmak değil, göçmen dairesiyle başı derde giren asistanına yeşil kart almaktır. Bunu da ancak asistanı ile Kate’i evlendirerek yapabilir. Kate’in babası yirmi yıldır çok önemli bir deney üzerine çalışır: Otoimmün has Anne Tyler; Shakespeare’in, konusunu bugünün Baltimore şehrine taşıyıp cep telefonlarıyla selfie çeken kuşağa uyarlamış. talıkların tek bir belirleyicisi olduğunu kanıtlamak üzeredir ama bilimsel araştırmalar için aldığı fon neredeyse tükenmiştir ve üstelik Rusya’dan gelen üstün zekâlı asistanının çalışma vizesi birkaç ay sonra bitecektir. Doğal olarak Kate görücü usulü evliliğe karşı çıkar, tanımadığı bir adamla evlenmek istemez. Öte yandan Kate’in durumu da pek parlak değildir, yıllardır ciddi bir sevgilisi yoktur. Kendisinden on dört yaş küçük kızkardeşi ve babasıyla ilgilenmesi gerektiğinden üniversiteyi bırakmış, şimdi de pek sevmediği bir işte çalışıyordur. Yani gelecek ona da pek parlak görünmez. Shakespeare’in Katherina’sı gibi Kate de işyerinde huysuzluğu ile bilinir. Çalıştığı anaokulunda çocuklar tarafından sevilse de velilerle arası çok kötüdür. Dobra dobra konuşması hep başına iş açar. KADINI EVCİLLEŞTİRMEK Shakespeare’in oyununda genç kadını evcilleştirmek için bir sürü yöntem kullanır damat adayı. Kendi düğününe geç kalır, sonunda düğüne geldiğinde giyimi kötü ve özensizdir, evlendikten sonra da her şeyden şikâyet eden eşinden önce davranıp abartılı bir şekilde söylenerek Katherina’yı karikatürize eder. Yemekler lezzetsiz diye yemesini, şapkalar ve giysiler zevksiz diye giyinmesini engeller. İltifatları abartılı, sevgisi göstermeliktir, bunu hep belli eder. Tyler’ın Kate’nin başına da aynı şeyler gelir. Damat nikah törenine üzerinde laboratuvarda giydiği kirli tulumla, üstelik bir saat geç gelir ama amacı Kate’i küçük düşürmek ya da burnunu sürtmek değildir, bambaşka sorunları yüzünden gecikir düğününe. İsteyerek yapmasa bile Kate’in bu özensizlik karşısında bir türlü burukluk hissettiğini anlayabiliriz. SEKSİZM 420 yıl önce yirmili yaşlarının sonunda genç Shakespeare tarafından yazılan oyunu, Anne Tyler bugüne aktarırken en çok oyunun cinsiyetçi yanıyla ilgilenmiş görünüyor. Damat adayının Doğu Avrupalı olması konuya ayrı bir incelik getirmiş: Her evlilik bir dolu engelle başlar, bunların evliliğinde bir de dil ve kültür farklılığı ilişkiyi zorlayıcı hâle sokuyor. Erkeğin eski atasözleriyle konuşmasından geleneklerdeki farklılıkları görmemizi sağlıyor. Bütün Shakespeare oyunları içinde Hırçın Kız cinsiyetçi düşüncelerle seyirciyi en rahatsız edenlerden biri. Kadın evlenmeye neden mecbur kalır? Bir Yaz Gecesi Rüyası’ndan biliriz ki bir kadın ya babasının seçtiği erkekle evlenecek ya da manastıra kapanacaktır. Seçenekler fazla değildir. Anne Tyler, Kate’in üzerinde farklı bir baskı oluşturacak şekle sokmuş konuyu, babası insanlığı hastalıklardan koruyacak bir araştırma yaptığından belki de bulacağı sonuçlar tıpta binlerce insanın iyileşmesini sağlayacak bir gelişime neden olacaktır, bu da Kate’in kolayca reddedebileceği bir şey değildir. Tyler, konuya çok gündemde olan göçmen hakları tartışmalarını da ekliyor. Romanda beni rahatsız eden Kate’in annesiyle ilgili bölümlerdeki tutarsızlıklar oldu. Kate’in doğumundan sonra yanlış ilaç aldığı için depresyona giren kadın, on dört yıl depresyonda kalmadı herhalde, ikinci çocuğu Bunny’i Kate on dört yaşındayken doğurduğuna göre Kate’in annesini hatırlamaması çok garip. Annesiyle yaşadığı bütün hatıralarının zihninden silinmesinin bir açıklaması da yapılmıyor. Ayrıca yirmi dokuz yaşındaki Kate’in evde kalmış damgası yemesi de bugüne uyan bir şey değil. Yine de Sirke Kız (Çeviren: Sinem Bozkurt, Doğan Kitap), çok başarılı, zevkle okunan, esprili (özellikle atasözleriyle dalga geçtiği bölümlerde) bir roman. Romana çok da güzel bir son yazmış Tyler, Shakespeare severdi. Tam bu romanı okurken bir diğer Yeniden Shakespeare serisinden polisiye yazarı Jo Nesbo’nun Macbeth (Çeviren: Can Yapalak, Doğan Kitap, 2018) romanı geldi. Bu hafta ne okuyacağım da belli oldu böylece. n 6 3 Mayıs 2018 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle