18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DUNCAN KENNEDY’DEN “MODERN HUKUKUN KADERİ” OKURLARA Hukuku belirleyebilir miyiz? Duncan Kennedy, “Modern Hukukun Kaderi”nde metodolojik yaklaşımıyla okuru hukuk kuramına hâkim büyük anlatılardan şüphe duymaya çağırıyor. ÇIĞDEM ZEHRA ÖZCAN H âlihazırda yaşadıklarımıza hayıflanarak gerçekçi bir kavram olmasa da “hukukun üstünlüğü”nün Batı’da bir karşılığı olduğunu düşünürüz. En azından Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” tespitine rağmen tutukluluğu sürdüren yerel mahkemelerin olmayacağını varsayarız. Şimdi kendi derdimizi unutalım ve bir hukuk devletinde yaşadığımızı farz ederek Duncan Kennedy’e odaklanalım. Kennedy, 18501914 arasında hukuka hâkim olan Pozitivizm’e ya da Klasik Hukuk Doktrini’ne “ilk küreselleşme” diyor. Sanayi Devrimi’nin serpildiği muzaffer liberalizm dönemi, piyasaya uyarlanan yasalarla kapitalistlerin altın çağı. Fransız Devrimi’yle pozitif hukuka geçen insan hakları ise “özgür emek”in sanayi içinde eridiği bu dönemde belki de bir ütopya. Piyasa yararına hukuku ahlaktan ayıran, böylelikle insanı ve özel alanı özgürleştirmek yerine muhafazakârlığın kontrolüne alan, örneğin aileyi hukuk dışına atarak ahlak alanında tutan bir Pozitivizm. Birinci Dünya Savaşı’nın toplumsal, ekonomik yıkımı “ikinci küreselleşme” ve sosyal hukuka denk gelse de (19001945) etkisi 1968’e dek sürer. KHD’de hukuk profesörü olan aktörün yerine yasamanın ve idarecilerin geçtiği bu dönemde liberalizmin yıkıntıları altında kalan halka devletin şefkatli eli uzanır. Ama refah devletinin şefkatinin nedeni sosyalizm korkusu ve halkı sistem içinde tutmaktır. 1929 Ekonomik Bunalımı’ndan sonra hukuk, refah devleti yönünde hızla ivme kazanır. İşin ilginç yanı sosyal hukuk komünizmden faşizme, liberalizm karşıtı her ideoloji tarafından kendince kullanılır. Duncan Kennedy yapamazsınız ama kulübe yapabilirsiniz. Olaya birebir uyan bir norm olsa da yargılamanın sınırları çok daha geniştir. Amaç, olayı normla matematiksel olarak karşılaştırıp hüküm vermek değil diğer seçeneklere yol açıp şans tanımaktır. Yoksa yargılamadan değil, idarecilerin olayı norma uyarladığı idari işten söz edilebilir. Yargılamanın başında çok belirli görünen sonuç, yargılamada değişebilir ya da belirsiz görünen sonuç bir norm tarafından çoktan belirlenmiştir. Normla olayın birebir çakışması ise hukukun “belirli” olduğunu göstermez. İşin içindeki politik tercihler, dünya görüşleri, şu ya da bu nedenle hukuki materyallerin yetersiz kalması ya da düpedüz sizin beceriksizliğiniz belirsizliği sağlayamamış olabilir. Kısaca, muhakemenin başında verili bir sonuç yoktur ve olamaz. “Üçüncü küreselleşme” dönemi daha belirsiz. İkincisi, birincinin antitezi olabilir ama üçüncüsü bir sentez değil. Dönemin sınırlı bir tanımını yapmak yerine muğlak bırakıyor yazar. Çokkimliklilikle ve neoliberalizmin “özne” bireyiyle artan haklara dayanılarak belki “insan hakları dönemi” denilebilir. Uluslararası kurumların “yukarıdan” ya da “üstten” biçimi, klasik ya da sosyal hukukun sağ ve sol tüm biçimlerine aynı mesafede. HARTKELSEN’E SOL FENOMENOLOJİK BİR ALTERNATİF H. L. A. Hart ve Hans Kelsen’in pozitif norm için tanımladığı çekirdeğe/çepere göre, çekirdekteki olay norma uyup belirlilik alanında kalırken çeperdeki belirsizdir ve hukuki belirsizlik, normun çeperindeki olay için geçerlidir. Ama yazara göre hukuki belirlilik alanı yoktur ve çekirdek de çeper de belirsizdir. Bu, “belirlilik” ilkesine ciddi bir itiraz. Bir olay hukuki norma birebir uysa dahi bu, hukukun belirliliğinin kanıtı olamaz. Norm ve diğer hukuki materyaller yargılamada muhakemeyi sınırladırır. Ama bu, aletin ustayı sınırladığı kadardır: Beş yüz tuğladan ev YARGILAMADA SERBESTİ VE SINIRLILIK Bir otobüs şirketinin işçileri greve gider ve şirketin başka sürücülerle yaptığı seferleri engellemek için yola yatar. Yazar kendini, şirketin eylemi önleyecek ihtiyati tedbir talebini inceleyecek yargıç yerine koyar. Yasa açık: İşçiler hiçbir şekilde üretim araçlarının çalışmasını engelleyemez. Ama yargıcımız bunu âdil bulmaz ve çıkış yolu arar. Amacı; işi işçiler lehine çözmek. Kararı geciktirip eylemin devamını sağlamak ya da davadan çekilmek mümkün. Yargıcımız bunları neden seçmediğini anlatıp hukuki sonuçla istediği sonuç arasındaki mesafeyi kapatarak kendi tercihine göre karar vermenin yollarını arar. İfade özgürlüğünden, iş yasalarından, grevde yapılabilecek ve yapılamayacaklardan yola çıkarak belirli görünen normu delip geçersizleştirmeye çalışır. Olay ile çakışan normu birbirinden ayırmaya, iki ayrı yöne atmaya çabalar. Bunu başarabilirse siyaseten tutarlı ve sonraki davalar için emsal olmayı başarabilecek. n Modern Hukukun Kaderi / Duncan Kennedy / Çeviren: A. Zeynep Yıldırım Türkyılmaz / Dost Kitabevi / 212 s. ‘Suat’ın Mektubu’ M SGSÜ bünyesinde kurulan Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Araştırmaları ve Uygulama Merkezi’nin Tanpınar arşivi üzerinde çalışmaları devam ediyor. Bu çalışmaların ilk meyvesi ise “Suat’ın Mektubu”. Metin, “Huzur”un önemli karakterlerinden Suat’ın intiharının ardından, geride bıraktığı mektuptan oluşuyor ve ilk kez kitaplaşıyor. Eray Ak, kitabı yayına hazırlayan Handan İnci ile metnin bulunuş sürecini ve Tanpınar’ı konuştu. Ahu Tunçel, Zekiye Kutlusoy ve Güncel Önkal’ın yayına hazırladığı “Felsefeye Giriş Yolları DışdünyaDüşünmeDil: Betül Çotuksöken’e Armağan” okuru, bir filozofun anılarından ve yaşamından hareketle, bir felsefe yolculuğuna davet ediyor. Bu yolculuk boyunca bir rehbere dönüşen kitabı Bergen Coşkun Özüaydın tanıtıyor. “Şimdilik edebiyat kitaplarımızda böyle bir tür yok ama ilerde şiirhikâye diye, şiirle hikâye arasında ortak bir türe de yer verileceğini umuyorum.” Şükrü Erbaş’ın on altıncı şiir kitabı Kuş Uçar Kanat Ağlar, Behçet Necatigil’in bu ifadeleriyle açılıyor. Şiir ile hikâye arasında bir tür değil Şükrü Erbaş’ın yazdıkları. Biçim bakımından şiiri, düzyazıya yaklaştıran ama şiirin kurucu unsurlarından dizeden ödün vermeden açılan metinler... Kitabı Şeref Bilsel değerlendirdi. Bol kitaplı günler... KITAP İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Editörler: Ali Bulunmaz, Eray Ak l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Faruk Eren l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Direktörü: Deniz Tufan l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 38 Mart 2018 [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle