27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

msaslankara@hotmail.com www.sadikaslankara.com Aşk mı deli, âşık mı?.. Kadın, doğasından getirdiği bir emek anıtı. “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nü doğrudan kadının kendisiyle özdeş kılmak olağan bu nedenle. O dirimsel olarak da böyle anılmayı hak ediyor. Olguyu, kadınla erkeğin aşk algısında da temele almak olanaklı öyleyse… Y ukarıdaki başlığa bilimsel ya da yazınsal bağlamda farklı açılardan yaklaşmak olanaklı. Dilimizde “aşk”la “deli” sözcüklerinin zaman zaman birbirinin değişkesi gibi kullanıldığı da düşünülürse sanırım iş iyice karışacaktır. Popüler bilim dergilerinde yer bulan pek çok yazı, bu doğrultuda konuya bir başka pencereden bakmanın örneklerini veriyor. Bilimsel olarak konu edilişi yanında, aşkın hele sanatsal çalışmalardaki yeri elbette çok daha zengin. Sözgelimi “aşk”la “deli”yi yan yana getiren kaç roman, film vb. adı sayılabilir artık varın siz hesabını yapın. Peride Celâl de yıllar önce böyle bir roman yazmıştı: Deli Aşk (Can, 2002). Şu yakınlarda Ayfer Tunç da bu sözcüklerle kurduğu bir romanıyla kervana katıldı: Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura. (Can, 2018) Aynı şekilde kadınla aşka yer açan Mehmet Eroğlu’nun Kıyıdan Uzakta romanı da (İletişim, 2018) buna eklenebilir. Bir iki yazı sonra onu da alacağım. BİR “YAZI TURA” ROMANI: “ÂŞIKLAR DELİDİR”… “Yazı” ve “Tura”, romanda bölüm adları. İlk bölüm Yazı, erkeğin (Umut), ikinci bölüm “Tura”, kadının (Sanem) özöyküsel anlatısına dayanıyor. Bir sürpriz bölümle son buluyor yapıt: “Her Şey Çok Çabuk Kayboluyor”. Bölüm numaraları da “Yazı”dan “Tura”ya, “Tura”dan “Yazı”ya gidip geliyor karşılıklı. Kalıtsal hastalığa dayalı bozuk gen nedeniyle “ölüme varacağı tarih aşağı yukarı Ayfer Tunç kestirilebilen” (54), psikolojik rahatsızlığından ötürü doktor desteği alan Umut’la “atık maddeye dönüştüğünü bil(en)” (235) Sanem’in öyküsü ister istemez insanın içini titretiyor. Bu yanlarıyla birbirinin hem en yakınında hem en uzağında iki genç, peşi sıra sürüklediği toplumsal gerçeklikle okuru mıhlıyor yapıta: “[Ö]lmeyeceksen eğer kendini kandırman gerekir” (271). Ayfer, aileleri için âdeta ölüm deneğine dönüştürülmüş iki yalnızın trajik ilişkisine yoğunlaşırken insan olgusunun da derinlerine iniyor. Bu bağlamda Umut, hastalığının, bilimci abisine değil kendisine vurmasını, Pakula filmi “Sophie’nin Seçimi” bağlamında alırken Sanem de Allen filmi “Zelig”le örtüşen benzeşimci duygularına bakarak kendileri olmaktan nasıl çıktıklarını düşünürler. Bu çerçevede tek çare, bir “giderayak aşk” mı olacaktır peki? Yazarın, farklı bir okuma biçimi getirdiği >>öne sürülebilir görece. İsteğe göre sayfa ya da bölüm numaraları izle 22 8 Mart 2018 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle