20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

NOAM CHOMSKY VE C. J. POLYCHRONIOU’DAN BİR SÖYLEŞİ KİTABI ‘Karanlık Çökerken Umutsuzluğa Karşı İyimserlik’ Siyaset bilimci C. J. Polychroniou’nun Noam Chomsky ile pek çoğu 2016’da yaptığı söyleşilerden oluşan “Karanlık Çökerken Umutsuzluğa Karşı İyimserlik”, bugünün yakıcı siyasi meselelerine geçmişten geleceğe bakarak ışık tutuyor. ALİ K. SAYSEL K üresel medeniyet çok yönlü bir krizde, Türkiye ve Ortadoğu’da bunun izdüşümlerini yaşıyoruz. Kriz, bir sistemin kendi yarattığı sorunlara çözüm üretme kabiliyetini yitirmesidir. 1970’lerde kapitalist sermaye birikimi tıkandığında, krizi çözmek üzere adına daha sonra “neoliberal” sıfatını yakıştıracağımız küresel çözüm paketi gündeme gelmişti. Devlet piyasaların düzenleyicisi ve kamu varlıklarının “emini” olarak vaat edilmiş rolünü giderek terk etti; sosyal devletin altı oyuldu. Bu programın uygulanabilmesi kültürel bir dönüşümü zorunlu kılıyordu; işçi sınıfı hareketi baskı ve rıza yoluyla kırıldı. Toplumun en yoksulları işsizlik ve güvencesizliğe terk edilirken tüketimi başlı başına bir değer olarak benimseyen küresel orta sınıflar genişledi. Alt ve orta sınıfların kaderi sözüm ona “liberal”, devletten görece bağımsız bir ekonomik programa teslim edilirken devletten nemalanan ve “batmasına izin verilemeyecek kadar büyük” şirketlerin gelirden aldığı pay her geçen gün biraz daha arttı. Bu durumu otuz yıldır idare etmeye çalışan Batı demokrasilerinde refahı topluma yaymak vaadiyle iş başına gelen politikacıların ezilenler nezdinde yarattığı hayal kırıklığı, içi boşaltılmış liberal siyasi değerlere karşı öfkeyi de beraberinde getirdi. Artık tek bir şirket partisinin farklı hiziplerinin iktidarı dönüşümlü olarak devraldığı hiçbir derde derman olmayan sözüm ona demokratik rejimlerden bahsediyorduk. Üstelik gelişmiş ülke ekonomileri arasındaki mukayeseli üstünlükler tek bir sektör askeriye dışında azalıyor; tükenen fosil yakıt rezervleri ve enerji kaynaklarının geleceğindeki belirsizlik nedeniyle belli coğrafyalar üzerindeki hâkimiyet savaşları kızışıyordu. YOKSULLUK, GÜVENCESİZLİK, SAVAŞ... İklim değişikliği ve tükenen kaynakların istikrarlı ekonomik büyümenin önünde ciddi engel oluşturduğu günümüzde devletlerarası sistem, sermaye birikimi sorununu çözüp refahı tabana Noam Chomsky yayacak bir sosyal devlet modeli üzerinde uzlaşamıyor. Aksine, giderek çok kutuplu ve istikrarsız hâle geliyor. Diğer taraftan nükleer silahlarla donatılmış bir dünyada küresel savaş riski, yirminci yüzyıl başında görüldüğü kadar kolay alınamıyor; bölgesel vekil savaşları yardımıyla kısmi üstünlükler hedefleniyor. Yoksulluk, güvencesizlik, savaş ve çevresel yıkım gibi tehditlerle kuşatılan insanlığın önüne birkaç seçenek sunuyor: Özgürleştirici ideoloji, mücadele ve siyasi programlar eşliğinde yaşadığımız çağın sorunlarıyla yüzleşme cesaretine sahip yeni bir enternasyonal dayanışma ruhu, yeryüzü bekasını gözeten bir etik ve yaşam biçimi inşa etmek; arkaik, dinsel ve ulusal mitler eşliğinde ayrışıp düşmanlaşarak ulusal ve küresel pastadan kendi payımıza en büyük dilimi koparmaya çalışmak, gerekiyorsa bunun için savaşmak veya neoliberalizmin varyantlarına bağlı kalarak zenginliği bir nebze dağıtıp sistemin mevcut işleyişini korumak. Birinci seçeneğin yenilgisi ikinci seçeneği güçlendiriyor; üçüncü seçenek ise ciddi bir çözüm üretemediği için ilk iki seçenek arasındaki zorunlu mücadeleyi ötelemekten başka bir işe yaramıyor. Görünen o ki yaşadığımız dönemde ikinci seçenek, içe kapanma ve parçalanma dizginlenemiyor. YAKIN TARİH ANALİZLERİ Noam Chomsky, yukarıdaki genel anlatıya sanırım büyük ölçüde katılırdı. Siyaset bilimci C. J. Polychroniou’nun Chomsky ile 2016’da yaptığı siyaset, bilim ve felsefe söyleşilerinden oluşan Umutsuzluğa Karşı İyimserlik, bu anlatının içine yerleştirebileceğimiz, yakın tarihe ait çok sayıda örnek ve analiz barındırıyor. Kitapta, ABD’de Trump’ın önlenemez yükselişine neden olan ve Fransa’da ırkçı Marine Le Pen’i bir iktidar alternatifi kılan gelişmeler yakın mercek altına alınırken Yunanistan ekonomik krizi ve göçmen sorunu karşısında bir türlü siyasi sorumluluk üstlenmeyen Avrupa Birliği’nin çözülüşü önemli yer tutuyor. Ortadoğu ve Suriye savaşına gelince: Özellikle ABD’nin Afganistan savaşı ve 2003 Irak işgalinin ardından Orta Asya’dan Ortadoğu’ya sıçrayarak küreselleşen İslami cihat dalgasının uygarlığın önündeki en büyük tehlikelerden biri olduğu tespit ediliyor. Suriye savaşıyla birlikte IŞİD’in ve diğer Selefi grupların sahneye çıkışında Türkiye, Körfez ülkeleri ve Batılı müttefiklerinin oynadığı müphem role dikkat çekiliyor. Chomsky, tanınmış Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn’ün şu tespitine katılıyor: “Sünni İslam’ın Vahabileşmesi modern çağın en tehlikeli gelişmelerinden biri.” Chomsky’ye göre, karşı karşıya olduğumuz acil sorunlarla başa çıkabilmek için seküler hümanist güçleri harekete geçirmek bugün çok önemli bir küresel ihtiyaç. Kutuplaşan, otoriterleşmeyi çözüm olarak gören, “Amerikalıların İstisnalığı”, “Asil Gaye”, “Yeni Osmanlıcılık” gibi köktenci ideolojiler tarafından teslim alınan, iklim değişikliği ve nükleer silahlanma gibi yüzyıllık sorunlara yeterli çözüm üretemeyen günümüz dünyasında iyimser olmak için ne gibi nedenlerimiz var? Chomsky bu tür soruları her zaman olduğu gibi insanın iradesine seslenip özgürlük ve eşitlik için mücadeleye çağrıyla cevaplıyor. İnsanın özgür ve yaratıcı kapasitesine, şefkat ve empati yeteneğine duyduğu inanç bu çağrısına güç veriyor. Chomsky ile söyleşi her zaman olduğu gibi dünyayı anlamaya dönük, bir kitap tanıtım yazısıyla aktarılabileceklerin çok ötesinde bilgi içeriyor. Polychroniou’nun titiz editörlüğü de bu başarılı sonucu güçlendiriyor. n Karanlık Çökerken Umutsuzluğa Karşı İyimserlik / Noam Chomsky / Söyleşi: C. J. Polychroniou / bgst Yayıncılık / 238 S. 16 7 Aralık 2017 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle