20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>> bii; nüfusun kabaca yarısı kadın. En korumasız kesim de kadın ve iktidar, kendi hegemonyasını kadın üzerine çok daha kolay inşa edebilir. Hekimler özellikle bu noktada farklı görevler üstleniyor; tamamen kadının denetimi üzerine bir refleks gelişiyor ve kadınların ıslahı için akıl hastanelerine tıkmak gibi birtakım projeler konuşuluyor. Kadının çöküşüne zemin hazırlayan gelişmeler bunlar ve diğer yandan toplum da kadını bu yöne itiyor. Bir taraftan kadın hak ve özgürlüklerinden söz ediliyor ama öbür taraftan kadın tamamen biyolojik bir olgu olarak değerlendiriliyor. Hele nüfusun savaşlar nedeniyle böylesine kırıldığı bir ortamda rahimden ibaret görülen bir kadım imajıyla karşı kaşıyayız. n Bu politika çerçevesinde “kadına çekidüzen vermek” tabirini neden kullandınız peki? n Devlet bir ahlak sorununun varlığından söz ediyor çünkü. Ankara, bütün olanların ahlaktan yoksun bir toplum olunmasına bağlıyor. Ahlak devletin müdahil olma araçlarından biridir aynı zamanda. O nedenle devlet, kadına çekidüzen vererek aslında daha ahlaklı, daha beklenen normlar içinde bir kadın kimliği ortaya koymak istiyor ama o dönem bunu sağlayacak tolumsal önkoşullar yok. Evlilik oranı büyük ölçüde düşmüş, genç erkek nüfusu savaşlarda kırılmış, din önemli ölçüde yıpranmış, genç nesil savaşın faturasını ana babalarına çıkarmış durumda ve aynı zamanda Tanrı’nın olduğu bir dünyada neden böylesi bir kıyım yapılabilir düşüncesi gelip yerleşmiş. Bu geride kalan genç nüfusun isyanı Tanrıtanımazlığa doğru giden bir eğilim yaratıyor. Bütün bu faktörler iktidarın din konusundaki anlayışını da belirliyor. Bu tanrıtanımaz değerler tüm dünyada geçerli o dönemde. Türkiye’de bu konu katmerli bir şekilde gündeme geliyor çünkü hilafeti kaldırmışsın, saltanatı kaldırmışsın, birtakım güçlü din odaklarını ortadan kaldırmışsın... Din ile araya bir mesafe koyma çabaları da bu dönemin ürünü. Din, Osmanlı’da önemli bir çimento işlevi görmüş. Bunun Cihan Harbi sonrası aynı işlevi görememesi toplumda bir tür çöküntü ve travmaya neden olan faktörler arasında önemli yer tutuyor. Ama özünde ekonomik bir faktör var, onu göz ardı etmemek gerekir ki bu da yoksulluk. Cihan Harbi sonrası yüzyıllar süren “Osmanlı Barışı” son buluyor ve Osmanlı sınıflı bir toplum hâline geliyor. Harp zenginleri var, harp fakirleri var... O yüzden bir Şişli kadınımız ve aynı zamanda Edirnekapı kadınımız var. Kitapta da bahsettiğim İstanbul’daki sefahat ve sefalet yüzü bu çarpık yapının sonucu olarak gündeme geliyor. Ankara’nın da buna dahli son derece zor o günlerde çünkü İstanbul hâlâ kendi dinamiğini yaşayan, güç dengelerini bir şekilde oluşturmuş bir kent. Ankara’nın İstanbul’a hâkimiyeti ise 1930’larda olacak. Bu bağlamda İstanbul Millî Mücadele ile birlikte kazanılmış bir kent değil. “İSTANBUL ‘BAŞIBOZUK’ BİR KENT” n İstanbul dedik oradan devam edelim: Şehir kitabın merkezlerinden ve çok önemli bir yerde duruyor. İnanılmaz karışık bir ortamda ilgi odağı bir kere... n İstanbul on dokuzuncu yüzyılın en kozmopolit kentlerinden. Kırkın üzerinde dilin konuşulduğu bir kent ve bu yapıyla birlikte savaşa girilmiş durumda. Savaşla birlikte işgal altına da alınmış. Böyle bir kent ve yapı her türlü açmazı da beraberinde getiriyor. Fuhuş, kumar, eroin, kokain... Her şey var. Her türlü müsibet bir arada. Çünkü iktidar boşluğu var. Osmanlı gitmiş ama yerine hiçbir şey gelmemiş. Öbür taraftan belli süre Ankara mesafeli durmak zorunda İstanbul’a çünkü hâlâ kozmopolit bir kent söz konusu. 1940’lara kadar da Ankara tarafından üvey evlat muamelesi görür İstanbul. Diğer yandan riskli de bir kent. Atatürk, 1927’den önce İstanbul’a gelmiyor. Zaten o zamana kadar pek çok suikast girişimi olmuş Atatürk’e. Bu riski göze alıp da İstanbul’a gelinmiyor. Bu bağlamda denetlenmesi son derece zor. Bir de İstanbul’un kozmopolit kimliği, yeni doğmaya başlayan ulus kimliğinin yapısıyla bağdaşmıyor. Her ne kadar Ankara başkent olmuşsa da doğal başkent hâlâ İstanbul. Amerika gibi ülkeler sefaretini 1937’de aldı Ankara’ya. O nedenle İstanbul “başıbozuk” bir kent ve her yönüyle kadını yutuyor. Biraz da bunu vurgulamaya çalıştım kitapta. Kitap elbette Türkiye’yi ele alıyor ama İstanbul bu noktada model oluşturuyor. Olaylar Anadolu’ya yansılarıyla taşınıyor ancak merkezi İstanbul meydana getiriyor. n 1908’le başlayan bir sürecin yansımalarını söyleşi boyunca 1950’lere kadar taşıdık. Neden atlatılamıyor bu süreç de bir kar topu etkisiyle büyüyüp genleşiyor? n Travmalar genellikle savaş yıllarında yaşanır. Bizde ise bu travma bitmeyip savaş sonrası da varlığını sürdürüyor çünkü ekonomik yönden toparlanmamız epey uzun sürüyor. Biz henüz 1920’lerin ekonomisini yazmadık; iktisat tarihi bağlamında söylüyorum. Ne denli zor koşullar altında bu devlet ayakta durdu, bunu ekonomik yönlerden de irdelemek gerek. Türkiye o tarihlerde kıt kanaat geçinen bir insan dokusuna sahipti. Başarısı ise birtakım temel ihtiyaç malzemelerinde kendi kendine yetebilmesinde yatıyor. Tam da bu dönemdeki bu şartlar nedeniyle İkinci Dünya Savaşı’nda ayakta durabildik. Yoksa Birinci Dünya Savaşı’nda yaşadığımız fecaat tabloyla o dönemde de karşılaşabilirdik. Ben bu kitapta uzun savaş yıllarının toplum katmanlarında nasıl bir travma yarattığı ve bunun 1920’leri nasıl kuşattığı sorusunun peşindeyim. Bu yıllarda Türkiye dünya konjonktüründe sahip olduğu son derece elverişsiz koşulları nedeniyle bu bunalımla baş etmek durumunda kaldı. n Türkiye‘de Yeni Hayat İnkılap ve Travma 19081928 / Zafer Toprak / Doğan Kitap / 472 s. KITAP 137 Aralık 2017 BIR IMDAT FRENI OLARAK BENJAMIN’E BAKMANIN, ONU DERINLIKLI ŞEKILDE YORUMLAYANLARI OKUMANIN TAM ZAMANI Kuram | 184 Sayfa | Karton Kapak | 16 TL Teolojiden hukuka, şiddetten ezoterizme uzanan geniş bir konular yelpazesinde, Benjamin’in felsefesinin güncelliğine muhtelif bakışlar /ithakiyayinlari /ithakiyayinlari /ithakiyayinlari İnternet Satış: www.ilknokta.com www.ithaki.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle