25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ERSİ SOTİROPOULOU’DAN “EVA” Keskin bir gerçekliğe uyanmak Ersi Sotiropoulou, romanı “Eva”da, bir kadının Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz sırasında kendini yeniden yaratmasını rüyayla gerçek arasında bir anlatım dili kurarak yansıtıyor. ADALET ÇAVDAR H er kitap okurunun aklında birkaç cümleyle kalır. Fakat bazen öyle şanslısınızdır ki sanki o kitap size ulaşmak için en doğru zamanı beklemiştir. Adını koyamadığınız bir duygunuzu tarif ediverir bir iki cümle, hatta kelimeyle. O zaman o, zihninizde başka bir anlama bürünür. Dil, cümle, hâl olur. Ersi Sotiropoulos, Eva’da, “Birini çok sevip, onu görünce üzülmek çok korkunç,” diyor. Eva’yı dinleyip Yunanistan sokaklarını onunla arşınladıkça üzülmek sözcüğünün anlamı kendi içinde değişip duruyor. 1953’te Patra’da doğan Ersi Sotiropoulou’nun 2009’da yazdığı Eva, Ayhan Özşeker’in Türkçeye çevirisiyle yayımlandı. Eva, 2011’de Atina Akademi Ödülü’ne değer görüldü. Hayatını yazarak anlamlandıran Sotiropoulou, bu sürece on dört roman ve bir şiir kitabı sığdırmış. Yunanistan’ın en çok saygı duyulan yazarlardan biri olan Sotiropoulou, hâlen Atina’da yaşıyor. 2000’de yayımlanan romanı Turunçlar Arasında Zikzak, aynı anda Yunanistan Ulusal Edebiyat ve Yunan Kitap Eleştirmenleri Ödülü’nü kazanan ilk ve tek roman oldu. Fransızcaya çevrilen ve 1897 Parisi’ndeki genç Konstantin Kavafis’in üç gününü anlattığı Geceden Geriye Kalan ile 2017’de dünyaca ünlü Fransız Edebiyat Ödülü Prix Mediterranée’nin Yılın En İyi Yabancı Romanı ödülü kazandı. YABANCILAŞMA... Ersi Sotiropoulou, bir kadının Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz sırasında kendini yeniden yaratmasını rüyayla gerçek arasında bir anlatım dili kurarak yansıtıyor. Bu şiirsel üslup, tahmin edilemeyen bir tecrübeye katlanmanın yollarını keşfetmeyi amaçlıyor sanki. Eva, Noel arifesinde kocasıyla birlikte gece kulübünde eğlenirken bir yabancıyla tanışır. Kimseyi tanımadıkları partiden çok yabancı hissettiği için çıkıp kendini Atina sokaklarında dolaşırken bulur. Kriz koşullarında ayakta kalmaya çalı şan insanlara bırakır kendini. Krizin ortaya çıkartığı yeni yaşam formlarına ilişkin tec rübe onu başkalaştırır. Uzun uzun bir yaşlı bakımevinden bahse der Eva. 35’i geçen lerin yaşlı sayıldığı o yerde, hayatının son bulmasını bekleyen insanların öyküsünü anlatır. Onlar, yaşam süresince bu bakıme vinde yer bulabilmek için birikim yapmak zorunda. Eva’nın me rak ettiği şey şu: Hayat dediğimiz şey güvenip bildiğimiz insanlarla yaşadığımız şey midir, yoksa güvenmeyi öğ Ersi Sotiropoulos’un 2009’da yazdığı Eva ile Atina Akademi renme sürecinin ken Ödülü’ne değer görüldü. disi mi? O hâlde Eva yaşıyor mu? olmaktan çıkarıp kriz deneyiminin Hayatını bir adamın yanında sürdü yaratabileceği müşterek deneyimin ren Eva, kriz ânının parçaladığı hayat diline dönüştürmesine olanak tanıyor. örüntüsünden aklına daha önce gelme Bu dil sayesinde Sotiropoulou, Eva’nın yen soruları sormaya başlar bu gezin gözünün önüne âdeta ateş böcekleri tisi esnasında. Ekonominin ipleri sıkı serpiyor ve Eva o ateş böceklerinin laştırdığı hayatta para daha çok konu peşi sıra çıktığı yolculukta attığı küçük şulur, çünkü artık daha az. Daha az, az adımlarla kendini ve kendiyle birlikte olan şeylere gösterilen özeni talep eder. etrafını sarmalayan dünyayı yeniden Bu tecrübe, krizin ve gecenin karanlı inşa ediyor. ğı, onun hayatına dair bir aydınlanma İnsanlar yaşadıkları coğrafyanın ge yaşamasını sağlıyor. Ancak bunun bir çirdiği ekonomik ve politik krizlerden de yan etkisi var: Yabancılaşma ya da kendilerine sağladıkları güvenli alanla mesafelenme belki. O yabancılaşmaya rın içinde yaşayarak korumaya çalışır neden olan mesafeye daha önce mesele lar doğal olarak. Eva’nın hayatı böylesi etmediği sorular serpiştirir Eva. bir kesit. Bir anda, krizin sona erdirdiği Ersi Sotiropoulou aynı zamanda iyi korunaklı bir şimdiki zaman ve umutlu bir şair ve bu, Eva’nın aklına üşüşen ve bir gelecek zaman düşünden, keskin artık birer mesele hâline gelen soruları, bir gerçekliğe uyanmak. Romanın şiirli şiirler ve şarkı sözleriyle âdeta beden dili, kriz ânını ve sonrasını da bu rüya lendirmesine, onları Eva’nın deneyimi ya ekleyerek hayatın ancak kesintilerle farkına vardığımız sürekliliklerine uyandırıyor okuru. Hangisi gerçek ya da hangisinin şiiri daha güçlü? Krizin mi, istikrarın mı? Ya bu ikisi arasındaki nedensillik? Ona nasıl bir dil bulmalı? Herhangi bir bilişsel açıklama yeterli olur mu hayatın kriz ve istikrarlı zamanları arasındaki geçişliliğe anlam vermeye? Sotiropoulou, Eva’yla böylesi bir girişimde bulunuyor. KORUNAKLI HAYATI GERİDE BIRAKMA ARZUSU Yunanistan, yıllardır yaşadığı ekonomik krize rağmen sosyal hayattaki neşeyi kaybetmeyip üretmeye devam eden bir toplumsal dile sahip. Yunan toplumunun bunu neye borçlu olduğunu kısa süreli ziyaretlerle anlamak mümkün değil. Fakat nasıl bir sonucu olduğunu görmek için fırsatlar yaratmak mümkün. Sanıyorum Türkiye’den çok sayıda turistin tatil yapmak, gönlünü eğlemek için Yunansitan’ı tercih etmesinin sebebi; bu ülkenin çok daha ucuz olması ya da doğasına, tarihine bizden çok daha güçlü bir şekilde sahip çıkması değil. Aynı zamanda krizle baş etmek için bulduğu gündelik yollardan esinlenme ihtiyacı. Sotiropoulou, krizi bir kara tahtaya benzetiyor. Yoksulluk, protestolar, direniş o kara tahtada toplumun kendisini ve değerlerini temize çekmesini zorunlu kılıyor. Elde değil, insan ne yazacak bizim kara tahtamızda diye merak ediyor. Ersi Sotiropoulou Eva’nın hayatına çokça riskli olasılık ve deneyim de katıyor. Bunu, Eva’yı bazı hikâyelerin içine salıp yeni alanlar açmasını sağlayarak yapıyor. Eva, insanların arasında dolaşırken kendini tanımlıyor, tanımlarını şiirli bir dille söze dökerken kendini duyuyor, dinliyor ve mutsuzluğunu sebepleriyle birlikte keşfediyor. Bir bakıma kendini temize çekiyor. Okurken kendinizi kimi zaman bir rüyanın içinde gibi hissetseniz dahi birdenbire partinin en yüksek noktasında ve olanca dürüstlüğünüzle yine kendiniz hakkında konuşurken bulabiliyorsunuz. Var olduklarından haberdar bile olmadığınız günahlarınız dökülüyor dilinizden. Kriz anlarını lüzumlu ve verimli kılan şey de bu: Yüzleşme. Bir fahişe ve bir hırsızla yan yana geliyor Eva, bir uçuşun tarifini uzunca dinleyip salınmaya başlıyor. Küçük, kutsal, sınırlı ve korunaklı hayatını geride bırakma arzusu duyarken aşkın(ın) güvende olduğunu düşündüğü anlarda gerçek hayata geri dönüyor. Seçim yapmak zorunda Eva. Acaba sizin tahmin ettiğiniz yönde mi yapacak seçimini? Yoksa aklınıza gelmeyen bambaşka bir yönde mi? Kim bilir? n Eva / Ersi Sotiropoulou / Çeviren: Ayhan Özşeker / Ayrıntı Yayınları / 127 s. 16 5 Ekim 2017 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle