22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

“rüyanın Kapıları” ‘Evinizi’ anlatan öyküler Masallar mı düşmüş rüyalardan yoksa, rüyalar mı masallara kılavuz olmuş? Uykuya yatıp da gördüklerimiz mi, görüp de uykuya yattıklarımız mı daha önce var oldu? burcu arman beyazkadıncataldilli@gmail.com Bir rüya gördüm. Benim rüyam mıydı, yoksa başkasının hayali miydi emin değilim. Rüyamda mı gördüm, gündüz düşünde mi ondan da emin değilim. Bazen bir rüya görürsün hani; evdesindir, yani en azından öyle hissediyorsundur ama gerçek hayatta orası senin evin değildir. Hatta gerçek hayatta öyle bir yerin olduğu bile şüphelidir. Sokaklar, eşya, her şey hem senindir, hem değil. Annen senin annen değildir ama senin annendir aslında. Bu yüzden tanıdık bir hisle uyanırsın, bildiğin bir yerden gelmiş gibi. Hiç görmediğin ama sorulsa en ufak ayrıntısına kadar anlatabilirmiş gibi... Rüyanın Kapıları bittiğinde az önce muhtemelen anlatamadığım o hislerle sarıldım. Kitabın kapağını şöyle bir kaldırdığınızda ona “masal” demek oldukça kolay. “Bir varmış, bir yokmuş” ile başlayan cümlenin devamında nasıl masala bağlanmaz ki. “Öyle bir varmış ki, kimse inkâr edememiş,” diye tamamlanıyorsa başka. Çünkü en klişesinden denebilir ki: Bu masallar başka. Belki de bahsi geçen çok az öznenin gerçekten ismi olması nedeniyle. Yani açmak gerekirse, öykülerin kahramanları “bir kız”, “bir çocuk”, “anne”, “bir kayıt memuru” ve hatta “kırmızı bir nokta”, “pembe elbiseli kız”, “bir köstebek”. Yani; sen, ben, o, biz, siz, onlar... Çok çok bir Kehribar var. Adı Kehribar olan bir kız. Bir öykü kitabı okuduğunda içlerinden birini baş tacı etmeyi sever insan. İşte “o” birini, eteğine iliştirir unutmamak için, diğerlerini onun üzerinden, onun kılavuzluğuyla hatırlar. Kehribar benim için öyle bir kız işte. ‘Hikâye Anlatıcıları, Hikâye Dinleyicileri’ öyküsünün ya da masalının kahramanı. Şimdi bir dünya düşünün, dağlarda mağaralarda bir yaşamın olduğu ve kaynağını hikâye anlatıcılarından aldığı. İş yalnızca anlatmak mı? Dinlerken içinde yolculuğa çıkıp yeni öykülere çıkan yolları bulmak da bir iş olsa? Keh Dağları’nda ova koşucusu olmak yerine hikâye dinleyiciliği mesleğini seçen Kehribar’la dinlerken içine girdiği öykünün ayrıntılarını dinlemek istemez miydiniz? Ve usta dinleyici olurken geçtiği yolları... ÇÖZÜMLER RÜYALARDA... Kitabın tamamı; büyülü gerçeklik, fantazya ve geleneksel masalların arasında gidip gelen bir rüya. Ve bunların herhangi birine yakınlık duyan bir okuyucunun kuşkuyla yaklaşacağı ama sırf olması gerektiği için bir yerlere yerleştirilmiş karakterlerden uzak öyküler. Yani müsterih olun. Gerçekten olması gerektiği için var olmuş kahramanların “gerçek” hayatlarını anlatır gibi masallar. Büyüsü de tam olarak burada sanırım. Tam da başta dediğim gibi, o sizin eviniz olmayan sizin evinizi anlatan öyküler. Arkada, anlamını bilmediğiniz, ezgisinden hangi etnik kökene ait olduğunu kestiremediğiniz bir şarkı çalıyor. Ve temelinde insanın kendini ararken sorduğu soruların peşinde koşuyor masallar. Hayatı boyunca arayışı olan, ama çoğu zaman ne aradığını bile bilmediği insanlara... Henüz aradığının ne olduğunu bile bilmezken bulamamaktan ödü kopanlara. Ama yine de hep isteyenlere... Huzuru, sağlığı, parayı, sevgiyi arayan ama bulsa da hayatı boyunca belki bulduğunu bile fark etmeden “arama” aşkıyla yanıp tutuşanlara... Çözümler? Belki o rüyalarda işte. Herkesin herkesle ve her şeyle konuşabildiği dünya yaratabilenlerin dünyalarında. Belki gerçekten de bilgi tek, yalnızca onu yeterince aktarabilenlerin dilinde, kaleminde yaşayarak daha iyi bir dünyanın sabahına uyanmakta. n Rüyanın Kapıları / İdil Nalbantoğlu / h2o Kitap / 96 s. 10 19 Ocak 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle