Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DAVID VANN’DAN “AKVARYUM” OKURLARA Balık tedirginliği David Vann, “Akvaryum”da bir aile hikâyesi anlatıyor ama bu kez kendisininkini değil. Balıklara meraklı Caitlin ve annesinin merkezde olduğu kitapta Vann öfke, bağışlama, anlama ve geçmişi yeniden yaşama gibi öğelerle okuru romana dahil ediyor. alİ bulunmaz da işçi olarak çalışan annesiyle beraber alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr yaşıyor. Balıkları izlerken küçük kızın aklında annesinin özgürlüğünü kısıtla dığına dair düşünceler geziniyor kimi zaman. Caitlin, sadece her gün yüz yüze geldiği balıklarla dost gibi. Ancak bir gün H enüz on üç yaşındayken babasının intiharıyla kendisini büyük bir travmanın içinde bulan David Vann Bir İntihar Efsanesi, onun balıklara meraklı bir arkadaşı oluyor; yaşlı bir adam. Evini bir çeşit akvaryum gibi gören Caitlin, yeni arkadaşından balıklara ilişkin masalvari hikâyeler duyarken gördüğü rüyaların etkisiyle hayattaki tek varlığı Caribou Adası, Pislik ve Keçi Dağı isimli kitaplarında, yaşadığı sar annesinin de balıklara benzer bir tedirginlikle yaşadığını fark ediyor. O anlarda, sıntıyı ve ailesinin geçmişini, California Vann tarafından Caitlin’in eksiksiz bir ai Alaska ekseninde anlatmıştı. Yazar bu kez, le olma özleminin metne serpiştirildiğini kendi aile meselesinden daha farklı bir kurguyla karşımızda; Akvaryum, Vann’ın görüyoruz: Küçük kız, annesine sevgilisiyle evlenip evlenmeyeceğini soruyor ve okuru yine hikâyenin içine çekmeyi; daha yaşlı adamla balıklar üzerinden kurduğu doğrusu, öykünün içinden geçirmeyi ba ilişkiyi derinleştiriyor. şardığı bir roman. Caitlin’e göre, okyanus bir evrense akvaryum da yaşamımız. Okyanusta avcının OKYANUS BİR EVREN ne zaman ve nereden geleceğinin belirsiz Akvaryum’un başkarakteri, on iki liğinden ötürü ister istemez yaşamımızın yaşındaki Caitlin; Seattle’da yaşayan ve içine gömüldüğümüz sonucuna varan okuldan alınmayı beklerken hemen yakınlardaki akvar yumda yüzden ba lıkları seyre dalarak kendisini yaşamının dışına taşıyor. O ışıklı, renk renk ba lıklarla dolu ve titrek ortam, bakış açısını değiştirmesinin yanında Caitlin’i din ginleştiren, kentin karlı ve soğuk hava sından koruyan bir yere dönüşüyor. Büyüdüğünde balıkbilimci olmak ve akvaryumların içine girmek isteyen Caitlin, kendisini her gün belirli bir saatte okuldan almasını Vann, dehşet bir olay kurgularken okur da tıpkı kitabın başka beklediği ve liman rakteri Caitlin gibi bundan kaçamıyor. küçük kız, yaşlı adamla karşılaşmasının tesadüfî olup olmadığını sorgularken bunları da düşünüyor. AFFETMENİN AĞIR YÜKÜ Caitlin’in dünyasını, akvaryumdan dışarı ve dışarıdan akvaryuma bakış şeklinde çift taraflı yürüten Vann, yaşlı adamın ona yaklaşmasını ise bazen naif bir şekilde bazen de av ile avcı arasındaki bağlantıyı sezdirerek oluşturmuş. Yaşlı adamın ortaya çıkışı, küçük kızı ve annesini içine alan geçmişe dönük hesaplaşma ve sorgulamaların kapısını aralarken Caitlin’in zihninden geçenler de birer ipucu gibi görünüyor: “Çocukluğun en feci yanı, kötü şeylerin geçtiğini, zamanın gelip geçen bir şey olduğunu bilmemektir. Çocukluktaki bir dehşet ânı dayanılmaz bir ebediyet gibi başınızda dikilir.” Bu noktadan sonra Vann, annenin geçmişine ve oradaki boşluğa yoğunlaşırken Caitlin de dinleyiciye dönüşüyor. Böylece bir kez daha balık tedirginliğini hissetmeye başlıyor ve kadının anlattığı hikâyenin bir parçası oluveriyoruz. Vann, dehşet bir olay kurgularken okur da tıpkı Caitlin gibi bundan kaçamıyor. Başka bir deyişle karakterlerle beraber okurlar da Vann’ın yarattığı fırtınaya tutuluyor. Caitlin, bu gerilimli ortamda dinleyiciliğinin yanı sıra bir hakeme dönüştüğünde, dünyanın oluşumunun bitmeyişi gibi kendisininki de dahil hiçbir ailenin tam olmadığını ve sırlarının bulunduğunu kavrıyor. Yaşatılan ve bahsedilmeyen sırlar da geçmişin kavgalarını ve belli bir andan sonra ise affetmeaffedilme umudunu gündeme getiriyor. Caitlin de gayet iyi biliyor ki yaşadıklarımızın dışında başka bir hayat yok: Öfke ve bağışlama da o hayatın içinde. Geçmişin bir canlandırmasını yapan annesi, kızına bu acı gerçeği hissettiriyor. Vann’ın, bu canlandırmayı anlattığı satırlar, geçmişle bağ kurmaya yaptığı göndermeyle birlikte hatırlama ve özgürleşmeyle de ilintili. Öfkenin doğallığı ve affetmenin ağır yükü burada epey belirgin. Bu nedenle kendisini, annesinin yerine koyan Caitlin’in ulaştığı kimi sonuçlar aynı derecede ürperticiyken hangi tarafta duracağına ilişkin yaşadığı ikilem de hayli sarsıcı. Vann, Akvaryum’da gerçekliğinden şüphe edilmeyecek bir yaşamı geri dönüşlerle, kaygılarla ve zaman zaman öfke patlamalarıyla okura sunuyor. Caitlin ve annesi, kendilerini birbirinin yerine koyarak neler hissettiğini anlamaya uğraşıyor roman boyunca. Böylece Vann, bir balığı akvaryuma atar gibi okuru kitabın içine gönderiyor. n Akvaryum / David Vann / Çeviren: Suat Ertüzün / Can Yayınları / 256 s. Turhan Günay için... K imi insanlar, zamanda ve mekânda iz bırakmaz. Suya, rüzgâra yazılıdır adları. Varlıkları görünmediği için yoklukları da göze batmaz. Oysa bazılarının ayrılığı hemen fark edilir, özlemi çabuk başlar. Fuarlarda, panellerde, edebiyat etkinliklerinde Turhan Günay’ı göremeyişimiz coşkuları eksiltirken kaygıları çoğalttı. Kültür dünyamızın bir yanı göçmüş gibi serin ve sisli. Yüreği türküyle, şarkıyla dolu; beyni binlerce kitap bilgisi barındıran bu dev adam; sohbetlerimizi olgunlukla yönlendirir, fıkralarla sonlandırırdı. “İçinin yakışığı yüzüne vurmuş” derler ya, öyle… Kibri ve öfkesini, tebessüme çeviren bilge… Yazı ve kitap söz konusu olduğunda; ilkeli ve yansız tutumunu elden bırakmayan bu insanı, sevmeyen yazar, şair yok gibidir. Şimdi bizim de bir yanımız içeride. Düşlerimiz, anılarımız, düşüncelerimiz onunla birlikte tutuklu. Yeniden aramızda görmek dileğiyle… Arife Kalender KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Direktörü: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 312 Ocak 2017 turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap