29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Çiçeklerimle ayrıldım ormandan’ 23 Aralık 1955’te İskoçya’da doğdu. Britanya’nın çok sevilen ve başarılı şairlerinden biridir. İlk çalışmalarında dramatik karakterleri ince zekâ kıvraklığıyla dile getirdi; son çalışmalarında da karanlık ve karmaşık yönüyle aşk temasına yoğunlaştı. Aşk şiirlerinin önemli bir özelliği monologlar şeklinde olmasıdır. Şiirlerinde aşkın yanı sıra cinsiyet meseleleri, bunalım, sosyal adaletsizlik ve çağdaş kültürü de işlemiştir. Duyarlılık ve sertliği, mizah ve lirizmi, alışılmadık bakış açıları ve geleneksel formları bir arada kullanır; böylece çok geniş bir okur kitlesine seslenir. Çok sayıda şiir kitabı ve ödülü olan şair Mayıs 2009’da Britanya’nın ilk kadın “mümtaz şair” ünvanını alır. CAROL ANN DUFFY/ ŞİİRLER/ ÇEVİREN: YELİZ ALTUNEL KÜÇÜK KIRMIZI BAŞLIK neden küçük bir kız bir kurdu arzulamasın ki? sonra ağır, dolaşık patilerinin arasından kaydım ve canlı bir kuş aramaya koyuldum beyaz güvercin çocukluğun sonunda, evler git gide azaldı diz çökmüş evli adamlarca tutuldu oyun bahçeleri, fabrika, hobi bahçeleri metresler gibi, sessiz demiryolu, münzevi karavan, sonunda ormanın sınırına varınca kurt orada ilk kez gözüme ilişti. ormandaki açık alanda durdu, kurtça söyleyişiyle okuyordu şiirini, yüksek sesle, kıllı patisinde ciltsiz bir kitap, sakallı çenesinde kırmızı şarap lekesi. ne büyük kulakları vardı! ne büyük gözleri! ne dişler ama! o mesafede, çok emindim, beni fark etti, şirin on altılık, hiç olmayan, bebek, kimsesiz çocuk ve bana bir içki getirdi, ilkti. neden diye sorabilirsin. nedeni şu. şiir. benim bildiğim, kurt, ormanın derinliklerine sürerdi beni, evden uzağa, karanlık karışık, zorlu bir yere, baykuşların gözleriyle ışıldayan. süründüm ardından çoraplarım paramparça, ceketimden kırmızı parçalar takıldı sürgünlere ve dallara, cinayet izleri. ayakkabılarımı kaybettim ama vardım oraya, kurdun ini, aman dikkat. kulağımda kurdun nefesi, o gecenin ilk dersi, o aşk şiiriydi. kıvranan kürküne sarıldım şafağa kadar, ellerimden doğruca bekleyen ağzına uçan. bir ısırık, öldü. yatakta kahvaltı, ne hoş, dedi, çenesini yalarken. uyur uyumaz, süründüm sığınağın arka tarafına, bir duvarının kıpkırmızı olduğu yere, yaldız, kitaplarla ışıltılı. sözcükler, sözcükler gerçekten canlıydı dilde, zihinde, sıcacık, vurucu, çılgınca, kanatlı; müzik ve kan. ama o zaman gençtim ormanda on yıl aldı söyleyebilmek için bir mantarın gömülü bir cesedin ağzını tıkadığını, kuşların ağaçların düşüncesini dile getirdiğini, saçları ağaran bir kurdun dolunayda aynı eski şarkıyı uluduğunu, yıllar geçti mevsimler, aynı şiir, aynı neden. bir balta götürdüm bir söğüde; görmek için nasıl ağladığını. bir balta götürdüm bir alabalığa; görmek için nasıl sıçradığını. bir balta götürdüm kurda; uyurken, testis torbasından boğazına bir yarık ve gördüm parlayan, temiz beyaz kemiklerini büyükannemin. yaşlı göbeğini taşlarla doldurdum. diktim. çiçeklerimle ayrıldım ormandan, şarkı söyleyerek, yapayalnız. n KItap 2312 Ocak 2017
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle