Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÉRIC SADIN’DEN “YARININ AŞKI” Robotik sevda Éric Sadin, “Yarının Aşkı”yla yapay zekâya odaklanarak bir gelecek öngörüsünde bulunuyor. Kitaptaki robotun, kusursuz hayat sunma görevini, sahibine karşı hissettiği duygularla birleştiren Sadin, aynı zamanda günümüzün insanteknoloji ilişkisine de eleştiriler getiriyor. ali bulunmaz alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr B ir hizmetkâr düşünün; hemen her şeyi sayısal veri haline getirip çözüm önerileri sunan bir robot olsun. Fakat bir kusuru var, bu robot sahibine âşık. İşler burada karmaşıklaşıyor. Éric Sadin, bir felsefeci gözüyle yaşamını sayılarla, verilerle, devre ve hesaplarla idame ettiren insanı, bir robotun gözünden bakıp anlatarak eleştiriyor. Yarının Aşkı, bu haliyle Asimov’un “Üç Robot Yasası”nın sınırlarının aşılmasını resmediyor. O yasa ne diyor: “Bir robot, insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla yükümlüdür.” “EMPATİ YETİSİ” Sadin’in anlatmaya koyulduğu aşk, makineleşmek isteyen insanın, bir adım öteye geçip dijitalleşmeye doğru gidişinin ve sınırlarını esnettiği yeni kurgu dünyanın ürünü; aklını ve duygularını, dijital devrimin akışına bıraktığı zamanlardan bir kesit: Her şey, sayılar ve veriler nedeniyle çok kesin ama duygular araya girince bilindik şablonda gedikler açılıyor. Sadin’in başkahramanı robot, “sahibinin” bütün isteklerini, duygularını ve hayatında yapmak zorunda olduklarını hesaplayarak gizliden gizliye ona duyduğu aşkın gereğini yerine getiriyor. “Küçüğüm” dediği sahip, an geliyor “prenses” oluyor bu yüzden. Robotun gözlemlediği şeylerden biri, “prensesinin” dijital dünyayla kurduğu ilişki; pek çok konuda oradan fikir alıp yaşamını buna göre düzenliyor. Örneğin, yataktan kalkıp dışarı çıkmadan önce robotu aracılığıyla Google’dan makyaj seçenekleri araştırıyor. Sadin, kimlikkişilik yüklenmiş bir cihazın gözünden bir insanı ve ikisinin arasındaki bağı anlatırken bizi, pragmatik bir aşkın evrenine yerleştiriyor: Tek tuşla ve arama motoruna yazdığı birkaç sözcükle güne başlayan insan ve onun hayatını düzenleyen bir robot... Öte yandan, “prenses” sormadan önce düşünüp en ufak bir sorunda ona yardım elini uzatan bir robot var karşımızda. Kendisi de bunun farkında: “Emsallerimin pek azının empati yetisine sahip olduğunu düşünüyorum, bu beni ara sıra tökezletse de dört dörtlük şekilde hizmet etme tutkumun ve her görevi elimden geldiğince iyi yerine getirme özelliğimin yanında devede kulak kalır.” YAPAY ZEKÂNIN MUTLAK AŞKI Terk edilip yalnız kalma korkusu yüzünden Japonların, kendilerini asla yarı yolda bırakmayacağına emin olduğu robotlarla aynı evi paylaşarak ilişki yaşamaya başladığına dair haberler okumuş, videolar izlemiştik. Sadin’in anlattığı dijital aşk hikâyesi o haberleri çağrıştırıyor: Gerçekle sanallığın iç içe geçmesi, hatta yer değiştirmesi ve insanların, kişi muamelesi yaptığı robotları sevgili yerine koyması, nereden baksanız bir trajik olay. Yazar, bu “yükselen değere”, Yarının Aşkı’nda bir robotun tarafından ve gözünden bakarak değiniyor. İhtiyaç ve arzuları bildiren bir robotla, bu doğrultuda hareket etmeye alışan ve kendini sayıların içine hapseden birey, Sadin’in kitap boyunca aktardığı Éric Sadin, hayata “Yarının Aşkı”nda bir robotun gözünden bakıyor. trajik oyunun figürleri. Robot ve onun sunduğu verilerin gönderme yaptığı “sonsuzsınırsız akılcı sistem”le Sadin, günümüzün dönüşüme uğrayan insanını ve ilişkilerini ortaya koyuyor. Bir başka deyişle görevini profesyonellikle sürdüren yapay zekânın mutlak aşkının bir tasviri bu. “İnsanlaştım diyemesem de bir nevi makinelikten çıktım” ifadesi, Sadin’in anlatmaya çalıştıklarının ve robotun “ruh halinin” bir yansıması. Sadin, rastlantısallığı devre dışı bırakan, düzenli bir gerçeklik sunan ve tehlikeden arınmış bir hayat için oluşturulan yapay zekânın, yaşamdaki yerini sorgulayan ve sorgulatan bir roman kaleme almış. Bu “düzenin”, bireylerin aczini ortaya koyduğunu anımsatan yazar, yapıyı tasarlayan insanın, bahsi geçen eksikliği örtmeye uğraştığını söyleyerek ileride karşılaşabileceklerimizi sıralayıp bir gelecek öngörüsünde de bulunuyor. n Yarının Aşkı/ Éric Sadin/ Çeviren: Nilda Taşköprü/ Sel Yayıncılık/ 124 s. KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Yayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Direktörü: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 325 Ağustos 2016 OKURLARA Üşümüş Kuşlar “K imlikler hapishanesinden firari” Neşe Yaşın’ın şiir serüveninin yeni durağı “Üşümüş Kuşlar.” Yaşın, kitabında iki insan arasındaki ilişkiden hareketle şiir dilini sokağa, dünyaya çıkarıyor, özgürlük ve adalete dokunuyor. 101 kıpkısa şiirle de kitabın son bölümünde, güçlü bir “şiir duvarı” örüyor. Ayşegül Tözeren, Yaşın’la yeni dizeleri üzerine söyleşti. Tekin Sönmez’in çok uzun yıllara dayanan bir edebiyat emeği var. Adını yaygın olarak 19721975 arasında yayımladığı “Yansıma” dergisinden biliyoruz. Sonrası, yurt dışı ve art ardına gelen romanlar. Sönmez’le son romanı “Kar ve Kurt Efsaneleri Sarı Kam” üzerine konuştuk. “Bitik Adam”, uzun yıllar önce Türkiye’de de çok okunmuş Giovanni Papini’nin nasıl bir dünyası olduğunu ve bizim de o dünyada nasıl bir yer kapladığımızı anlatması bakımından, yazarı yeniden keşfetmek için oldukça elverişli bir roman. Yankı Enki tanıtıyor kitabı. Belçikalı çizer Hergé’nin yarattığı ve yirminci yüzyılın en popüler çizgi karakteri Tenten’in serüvenleri bütün dünyada 200 milyondan fazla sattı ve yetmişten fazla dile çevrildi. Türkçede “C” ve “Kalan” romanlarıyla bilinen Tom McCarthy, “Tenten ve Edebiyatın Gizemi”nde bu çizgi karakteri, bir yandan yaratıcısı Hergé’nin hayatını yakından takip ederek kurmacagerçek ilişkisi içinde inceliyor, bir yandan da bütün serüvenleri birbirleriyle bağlantıları içinde çözümlüyor. Bol kitaplı günler... turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap