05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

71. yunus nadi ödülleri fotoğraf: ümmü nisan kandilcioğlu ‘İnsanın ve duygunun olduğu yerde fotoğraf da var’ “Yunus Nadi Ödülleri”nin fotoğraf kategorisi birincisi Ümmü Nisan Kandilcioğlu, röntgen teknisyeniyken fotoğrafa merak sarmış. Kendisinin deyişiyle, bilinç altındaki görüntüleme ilgisinden belki... Fotoğraf çekmeyi “âdeta bir terapi aracı” olarak niteleyen Kandilcioğlu’yla bu merakını ve kazandığı ödülü konuştuk. selda güneysu B ize biraz kendinizi tanıtır mısınız? Fotoğrafla ilgilenmeye ne zaman başladınız? n 1968’de Denizli’de doğdum. Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir kurumdan “röntgen teknisyeni” olarak çalışırken yakın zamanda emekli ayrıldım. Evli ve bir kız annesiyim. Fotoğraf sanatı ile ilgilenmeye 2012’de başladım. Fotoğraf, hayatıma öyle güzel dokundu ki o günden sonra yaşamı farklı görmeye, farklı algılamaya başladım. Ustam Selçuk Özgüleryüz, “Olmamış, hatıra fotoğrafı...” dediğinde çok üzülürdüm ama bıkmadan da yenilerini çekmeye başlardım. Sonraları gece gündüz fotoğraf düşünür oldum. Eşimin verdiği destekle de yurdun her köşesinde uzun soluklu çalışmalar yaptım. Fotoğrafın inceliklerini öğrenmek için Açık Öğretim’de öğrenim gördüm. Bu yıl ayrıca Sami Güner Kupası’nı kazandım. Bugüne değin çalışmalarım ulusal ve uluslararası pek çok ödüle değer görüldü. Uzun süreli, emeğe ve zamana dayalı çalışmalara imza atmak istiyorum. n Röntgen ve fotoğraf, ilginç bir buluşma... n Röntgen bir tür görüntüleme işlevi. Bu anlamda fotoğraf sanatıyla bağdaştırıyorsanız sorunuz yerini buluyor. Ancak fotoğraf, görüntülemenin ötesinde bir tür duygu ve düşünce aktarımı. Bu sebepledir ki mesleğim beni fotoğrafa itmedi. Bilinçaltında belki görüntüleme ile ilgisi olabilir ama ben ikisini bir yere bağlamıyorum. Ayrı konular ve farklı uğraşlar... Çalışma yaşamım fotoğrafa engeldi, bu nedenle de emeklilik kararı alıp tüm zamanımı ve emeğimi fotoğrafa yönlendirdim. n Daha çok ne tür fotoğraflar çekiyorsunuz? n Konusu insan olan ya da içinde insan barındıran fotoğrafları çekmeyi seviyorum. İçinde duygular, umutlar, acılar, yaşanmışlıklar, hayaller olan her kare ilgi alanım. Kimi zaman kostümle rini hayal edip diktiğim, yaratıcılığımı kullanabildiğim, sanki bir tür “hayal” gibi fotoğraflar da çekmeyi seviyorum. Fotoğraftan aldığım mutluluk çok büyük. Hele çekerken... Kendim dâhil hiçbir şeyi düşünmeden saatlerce fotoğraf çekmek âdeta terapi gibi. “ÖDÜL BENİ MOTİVE ETTİ” n Sanat fotoğrafçılığı nedir sizce peki? n Bana göre fotoğraf, bir anlatım biçimi. Belirli bir zaman dilimindeki yaşanmışlıkların tüm duygularla beraber ifade şekli. Sanat fotoğrafçılığı gibi bir ayrım bana göre anlamsız. Tüm çabamız ya da merakımız fotoğrafın içinde yer almak diye düşünüyorum ve bunu başarabilirsek rüyalarımız gerçek olur. Ürettiklerimiz ya da ifade ettiklerimiz zaman içinde değerini bulur. Ürettiklerimiz eğer bir değer hak ediyorsa sanatın içinde yer alır, hak etmiyorsa kaybolup gider. Ayrıca ben sanat fotoğrafı çekeceğim diye de yola çıkılmaz. Hele bir çek bakalım, üret, sanat olacak mı? Görüneni değil, görünmeyeni ya da “es” geçileni, başka bir deyişle fark edilmeyeni çekebildiğinizde, sizin anlatım diliniz de çıkıyor ortaya. Estetik bir bakış açısı kazandığınızda da fotoğraf daha anlamlı oluyor diyebilirim. n Peki, sizin için Yunus Nadi Ödülleri’nin anlamı ne? n Yunus Nadi Ödülleri, her şeyden önce sanatın çeşitli dallarındaki kültürel aktarım, değerlendirme, onurlandırma. Araştırmayı, proje üretmeyi özendirme, destekleme görevini üstleniyor ve ne yazık ki sanat ülkemizde “önem verilmeyen ya da önemli görülmeyen bir alan” olarak görülüyor. Eğer sanatın kenarında biraz yer almaya çabalıyorsam bu ödüllere başvurmam gerekiyordu. Ödüllere ilk kez bu yıl katıldım. Kazandığımı öğrendiğimde, üstelik bu ödülü ilk kez bir kadın fotoğrafçının aldığını duyunca hissettiğim sevinci ve gururu tarif edemem. Benim çalışmamın bu ödüle değer görülmesi ve derecelendirilmesi beni daha çok motive etti. Herkese çok teşekkür ediyorum. n Hiç fotoğraf sergisi açtınız mı? n Karma fotoğraf sergilerinde çalışmalarım yer aldı evet ama kişisel sergi açmadım henüz. Tabii ki ben de zamanı gelince kişisel fotoğraf sergileri açmayı düşünüyorum. “AJANS DİNLEMEK BU OLSA GEREK” n Ödül aldığınız fotoğrafla ne anlatmak istediniz ve sizi bu fotoğrafı çekmeye iten şey neydi? Karede ilginç de bir detay var. Adamın kolundaki saat. Sanki zamanı durdurmuşsunuz... n Fotoğrafa başladığım ilk yıl, 2012’de çekmiştim bu kareyi. İstanbul’a gitmiştim. Bit pazarındaki bu satıcı bir anda dikkatimi çekti. Herkes başka şeylerin peşindeydi... Satıcılar, pazarı gezerek ihtiyaçlarını gidermeye çalışan bir sürü insan... Bu adamın önünde satmak için koyduğu birkaç ikinci el eşya vardı. Ama o küçük radyoyu eline almış, duyabilmek için de kulağına iyice yapıştırmıştı. Tamamen dinlediğine odaklanmıştı. Bana bu durum küçüklüğümü anımsattı. Küçük bir çocukken büyükler “ajans” dinlerdi. Kimse o anlarda sesini çıkarmazdı. Ben de “Arkası Yarın” piyeslerini dinlerken buldum kendimi bir an. Satıcıyı öyle gördüğümde, “Ajans dinlemek bu olsa gerek” dedim içimden. Dünyada, ülkemizde ne oluyordu? Ne yaşanıyordu? Bu farkında olmanın simgesiydi. Bu bit pazarları geçmiş ile günümüzün bir köprüsüydü sanki. Zamanı, yaşanmışlıkları iyi ya da kötü anıları barındırıyor. Oradaki insanlar sanki geçmişiyle yüzleşiyor ya da belki geçmişini arıyor. Saate gelince... Saat, evet zamanı simgeliyor. Zaman o an durmuş. Ama satıcının bakışları belki çok önceye, belki de çok sonranın hayalini işaret ediyordu. Bana hissettirdiği çok önceye ait olsa da bu fotoğraf çok sonraya ait. Sebebi sizin seçiminiz olsun. n Daha çok yaşamı anlatan fotoğrafları, insanları çekmeyi sevdiğinizi söylediniz... n Yaşanmışlıkları insan olmadan ifade edemezsiniz. Duygu varsa her zaman insan vardır. Yaşam ve insan pek çok hikâye barındırıyor, herkesin de bir hikâyesi var. İfade edeceğinizde size yardımcı olan insanı tanımalısınız. Bu nedenle iletişime önem veriyorum, yapabildiğimce. Çalışmalarım bitse de kişilerle iletişimim bitmez, bir şekilde görüşürüm, telefonla bile olsa iletişimimi sürdürürüm. Yaşanan zaman dilimi içerisinde insanın rolü ve gerçekliği ise fotoğrafın diline doğrudan etkili. Fotoğraf benim için amaç, hayatı tanımak, insanları, kültürleri tanımak, görmek, tanıklık etmek ve yaşamı, insanları, böyle anlayabildiğimi gördükçe fotoğrafa daha sıkı bağlanıyorum. n 18 5 Mayıs 2016 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle