02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Daha son sözümüzü söylemedik’ David Robinson, “Ramp Işıkları ve Sahne Işıkları’nın Dünyası”nda, bu filmin yaratım sürecini anlatırken Charles Chaplin’in Sahne Işıkları’nın öyküsünü önce bir novella olarak yazdığını, bu novellanın üzerinde çalışarak filmin senaryosunun oluşturulduğunu anlatıyor. ‘S ahne Işıkları’ Charles Chaplin’in başyapıtlarından. ABD’de çektiği son film olma özelliği de var. 1952’de gösterime giren filmin yapımcısı, yönetmeni, senaryo yazarı, müziklerinin bestecisi ve başrol oyuncusu Charles Chaplin. Bir anlamda ustalık gösterisi de diyebiliriz. Chaplin “Sahne Işıkları”nı yaptıktan sonra bir daha dönmemek üzere ABD’yi terk ediyor. 1977’de, 88 yaşında ölene kadar İsviçre’de yaşıyor. David Robinson, ‘Ramp Işıkları ve Sahne Işıkları’nın Dünyası’nda (Nisan 2016, Çev. Fadime Kâhya, Türkiye İş Bankası Kültür Yay.), bu filmin yaratım sürecini anlatırken Charles Chaplin’in Sahne Işıkları’nın öyküsünü önce bir novella olarak yazdığını, bu novellanın üzerinde çalışarak filmin senaryosunun oluşturulduğunu anlatıyor. Kitapta bu novella ‘Ramp Işıkları’ adıyla yer alıyor. Böylece ilk kez Charles Chaplin imzalı bir edebiyat eserini okumuş oluyoruz. Kuşkusuz bu novella yayımlanması amacıyla değil çekilecek filme kaynaklık etmesi arzusuyla yazılmış ama edebi bir niteliği de var ve tek başına bir kitap olarak okunabilir. Ama David Robinson’ın amacı bu değil. Robinson ‘Ramp Işıkları ve Sahne Işıkları’nın Dünyası’nda Charles Chaplin’in bir sinema eserini nasıl meydana getirdiğinin öyküsünü somut örneklerle anlatıyor. Bu novella da Chaplin’in daha çekime başlamadan eserine ne kadar büyük önem ve emek verdiğinin önemli bir örneği. CHAPLIN’İN “RESMî BİYOGRAFİ YAZARI” David Robinson, 1930 doğumlu bir film eleştirmeni ve yazar. 1950’lerde Sight and Sound ve Monthly Film Bulletin gibi sinema dergilerinde yazarak eleştirmenliğe başlamış. Aynı yıllarda bu Calvero, bir zamanlar çok meşhur dergilerde editörlük görevinde de bulun olmuş ama alkol sorunu nedeniyle bu muş. Financial Times ve Times gazete ünü koruyamamış yaşlı bir komed lerinde uzun yıllar sinema eleştirileri ya yendir. Günlerini, ününü yeniden nasıl yımlanmış. Film festivallerini yönetmiş. kazanacağının hayallerini kurarak ve Berlin, Moskova gibi önemli film festi bol bol içerek geçirmektedir. Bir gün vallerinin jürilerinde yer almış. Sinema kaldığı pansiyona döndüğünde alt katta tarihi üzerine kitaplar yazmış. En önemli kalan genç bir kızın odasından gelen özelliği olarak Charles Chaplin’in “resmî kokulardan intihar ettiğini anlar ve genç biyografi yazarı” olması belirtiliyor. kızı kurtarır. Terry adlı bu genç kız tüm Sıkı bir Charles Chaplin hayranı olan umutları tükenmiş, beş parasız kalmış David Robinson bir öğrenci için çok bir balerin adayıdır. Geçirdiği histeri krizi büyük masraflara mal olmasına rağmen nedeniyle dans etmek bir yana artık Sahne Işıkları’nın dünya prömiyerine yürüyemeyecek haldedir. Calvero onu katılmış. Diğer filmlerinin ilk göste odasına alıp bakmaya başlar. rimlerini de izlemiş. 1974’de yeniden Terry’nin hayata bağlanmasını sağla yayımlanışı vesilesiyle “Sahne Işıkları” mak için uğraşırken aralarında kurulan hakkında The Times’da yazınca “Char bağ ona şevk verir ve tekrar tiyatrolarda lie ve Oona Chaplin” imzalı bir yılbaşı iş aramaya başlar. Calvero’nun komedi tebriği almış. Kartta “Sizin Sahne Işık anlayışı eskimiştir, artık insanlar bam ları değerlendirmenize bayıldık” yazı başka şeylere gülmektedir. Calvero’da yormuş. Bu kart Robinson’ın Chaplin da yeni şeyler yaratacak ruh hali yoktur. ailesi ile bağ kurmasını sağlamış. Oona Bulduğu işlerde başarılı olamaz. Ama Chaplin Robinson’a güvenmiş, Charles Terry’ye verdiği cesaret genç kızın Chaplin’in iyi korunmuş arşivlerini incelemesini sağlamış. Sonuçta ortaya Charles Chaplin’in yaşam öyküsünü bütün ayrıntıları ile anlatan 792 sayfalık “Chaplin: His Life and Art” adlı biyografi çıkmış. ‘Ramp Işıkları’ adlı no vellanın ortaya çıkmasını Robinson’ın Chaplin arşi vinde yaptığı araştırmanın sağladığını anlıyoruz. Sa dece bu novella değil ona bağlı olarak ‘Calvero’nun Öyküsü’ başlığı konulan ve Charles Chaplin’in Sahne Işıkları’nda canlandırdığı karakterin film öncesi yaşadıklarını hikâye eden metin de kitapta yer alıyor. Sahne Işıkları’nın öyküsü, Chaplin’in novellası Ramp Işıkları’na dayanır ve bu metin, yıllar sonra kendi arşivinden çıkar. Yukarıda filmden kareleri yansıtan fotoğraflar, yanda ise Sahne Işıkları’nın 1952’de Odeon’daki dünya prömiyerinin afişi yer alıyor. yürümesini ve sahnelere dönmesini sağlar. Terry yeteneği sayesinde kısa zamanda iş bulmakla kalmaz, tanınır da. Calvero’nun kendisi ile birlikte aynı oyunda yer almasını sağlar. Terry’nin eskiden beri âşık olduğu genç besteciyle yeniden karşılaştığını ve palyaçoluk yaptığı oyunda başarılı bulunmadığını tesadüfen öğrenmesi ile Calvero, Terry’yi bırakıp ortadan kaybolur. Calvero’yu gerçekten seven ve evlenmek isteyen Terry onu bulur ve Calvero’yu eski görkemli günlerini hatırlatacak son bir gösteri yapması için ikna eder. ‘Ramp Işıkları’ novellası ile ‘Sahne Işıkları’ filmi arasında ana hatlarda pek fark yok. Chaplin 1936’da Jean Cocteau’ya, “Bir filmin ağaç gibi olduğunu” söylemiş. “Silkelersin ve bütün gevşek ve gereksiz şeyler geride yalnız asıl biçimi bırakarak yere düşer.” ‘Sahne Işıkları’ filminde de aynı şeyin yaşandığını anlıyoruz. BİR FİLMİN ÖYKÜSÜ ‘Sahne Işıkları’nın ilk fikirleri Chaplin’in 1916’da büyük bale sanatçısı Nijinsky ile tanışmasıyla ortaya çıkmış. İçinde balenin ve belki Nijinsky’nin yer alacağı bir film çekmeyi tasarlamış. Bir genç kızın balerin olmasının öyküsüymüş bu. Chaplin bu öyküyü içinde Nijinsky’nin de yer aldığı iki versiyon da dahil on farklı şekilde yazmış, geliştirmiş. David Robinson kitapta bu öyküleri de anlatıyor. Böylece bir film öyküsünün oluşurken nasıl değiştiğini de somut bir örnekte görmüş oluyoruz. Sonuçta Charles Chaplin öyküyü çöküş sürecini yaşayan yaşlı bir palyaço ile hızla yükselen bir bale yıldızının içine kırık bir aşk da karışan öyküsü haline getirmiş. Öyküyü 1914 Londrası’nda “vodvil ve balenin benzersiz bileşimi” diye anılan Leicester Meydanı’nın iki müzikolü Empire ve Alhambra’da geçecek hâle dönüştürmüş. Böylelikle sanatçının yükseliş ve çöküş öyküsünü anlatmakla kalmamış, müzikol tarihinin önemli bir dönemini de tekrar hatırlatmış. ‘Sahne Işıkları’nın çalışmaları resmen 13 Eylül 1948’de başlamış. Charles Chaplin, sadece bir film senaryosu yazmıyor. Filme hiç yansımasa da kahramanlarının yaşam öykülerini en ince ayrıntılarına kadar kuruyor, filmin başladığı ana kadar neler yaşadıklarını öykülüyor. Defalarca yeniden yazarak nihai senaryoya ulaştığında artık hem öyküye hem de kahramanlarına tam anlamıyla hâkimdir. Senaryo ortaya çıkarken bir yandan da sahnelerin nasıl olacağını planlıyor. Çekimi kolaylaştırmak için çizimler yapıyor, fotoğraflar, karikatürler buluyor. 1951 Kasımı’nda stüdyoya girip filmi çekmeye başlıyorlar. “Ağacın tamamen silkelenmesi” ise çekimlerin bitip kurgu aşamasına geldiklerinde oluyor. David Robinson çekilmiş ama filmde kullanmamış bir çok sahne olduğunu da tespit etmiş. ‘Ramp Işıkları ve Sahne Işıkları’nın Dünyası’nda ilk fikrin oluşmasından çekimin bitip gösterilmesine kadar geçen zamanda bir başyapıtın nasıl oluştuğunun ayrıntılı öyküsünü belgelerle okuyoruz. Sinemaseverler, özellikle sinema öğrencileri için kaynak bir eser. Diğer yandan biz edebiyatseverler için kitap Charles Chaplin’in edebiyatçı yönü ile tanışmak, bir novellasını okumak açısından önemli. n 12 19 Mayıs 2016 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle