Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ONAT KUTLAR’A MEKTUPLAR ‘cCöomşekurtlubvireiydi’ Hülya Uçansu’nun yayına hazırladığı “Onat Kutlar’a Mektup Var”da, Ülkü Tamer, Yaşar Kemal, Atilla Dorsay ve Ara Güler gibi birçok ismin, dostu Onat Kutlar’a yazdığı mektuplar, arşivlerinde yer alan fotoğraflarla bir araya getirilerek okura bir portre sunuluyor. Uçansu’yla, “boynumun borcu” dediği kitabını ve bir yol gösterici olarak nitelediği Onat Kutlar’ı konuştuk. REYYAN BAYAR reyyanbayar@gmail.com M ektuplar üzerinden bir yaşamöyküsü sunuyorsunuz okura. Üstelik önceden yazılmışların bir derlemesi değil; kitap fikri üzerine kaleme alınan mektuplar. Bu tersten okutma düşüncesi nereden doğdu? Neden klasik bir biyografi kitabı hazırlamaktan kaçındınız? n Ben geçen yüzyılda birbirinden uzaktaki insanların birbirine “mektup” yazarak iletişimi sürdürdüğü, hasretini giderdiği bir kültürden geliyorum. Uzun yıllar yatılı okuduğum için aileme mektup yazmak benim hayatımın bir parçasıydı. Onat Kutlar’ın hayatı hakkında bir çalışma yapmaya karar verdiğimde klasik biyografi yapısının “duygudan” eksik olacağı kaygısı vardı. Kutlar gibi duygu yüklü birini klasik biyografinin kuru sınırları içinde aktarmak yeterli olamayabilirdi. “Dostları ona mektup yazabilir” önerisi, eşim Ali Uçansu’dan geldiğinde aradığım formatla karşılaşmış oldum. Sonuç tam da istediğim gibi oldu. “ONAT’A HASRET, ÇOK İÇTEN” n İki kişi arasındaki özel yazışmaların, okurun ilgisini çekme potansiyeli bulunan mektupların yıllar sonra kitaplaştırılması alışık olduğumuz bir durum. Bu noktada, doğrudan yayımlanmak üzere hayatta olmayan birine yazılan mektupla karşılaşan okurun, bir samimiyet sorgulamasına girme ihtimali belirmedi mi? n Bu sorunun en doğru yanıtı okurun kendisinden gelecektir. Herhangi bir okurun o mektupların hiçbirinde samimiyet eksikliği sezeceğini sanmıyorum. Mektup yazarlarının, dostları Onat Kutlar’a hasreti o kadar içten ki... n Sizin Onat Kutlar’ı anlatan bir yazınızla başlayan çalışma, yolun sonundaki aynaya; ölüme kadar uzanıyor. Yaşanmışlıkları bir kenara bırakarak değerlendirirseniz, Onat Kutlar’da sizi en çok etkileyen neydi? n Bu soruyu tek bir kelimeyle yanıtlamak çok eksik kalır. Onun şu özelliklerini sıralayabilirim: Eşsiz bir zekâ, benzerine pek az rastlanır bir bilgi birikimi, bildiklerini yakın çevresiyle paylaşmak, bildiği her şeyi gösterişten uzak ve en yalın biçimiyle sevdiklerine aktarma tutkusu, bütün bunları kendisinden dahi esirgediği sonsuz bir cömertlik, inanılmaz bir alçakgönüllülük ve derin bir bilgelikle yapmak.... İşte bunlar etkiledi beni en çok. n Kutlar’la şahsen tanışmamış Hülya Uçansu, “Kutlar gibi duygu yüklü birini klasik biyografinin kuru sınırları içinde aktarmak yeterli olamayabilirdi” diyor. isimlerden de ona “mektup var”. Aslında burada bile kitabın, genç kuşakla Kutlar’ı buluşturarak amacına ulaştığını söyleyebilir miyiz? n Sorunuzun yanıtının olumlu olması en büyük dileğim, hatta kitabın hazırlanmasının temel hedefi. “BÜYÜK YOLCULUĞUMU O BAŞLATTI” n Onat Kutlar’ı yol gösterici bir dost olarak niteliyorsunuz. Yaşamınıza hangi noktada, nasıl bir yön vermişti? Onat Kutlar’a Mektup Var, bir yazara gösterilmesi gereken vefa örneği mi? n 1975’te İngiliz Filolojisi öğrencisiyken Sinematek’te Kutlar’ın yardım cısıydım. Hayatımın dönüm noktası o karşılaşmaydı. Sinema için birlikte çalışmamız İstanbul Film Yapım Gösteri Merkezi ile 3. Balkan Film Şenliği’nde devam etti. Onun beni, 1983’te Sinema Günleri’nin kuruluşunda İKSV’ye davet etmesiyle de hayatımın “büyük yolculuğu” başladı. Tüm yaşamımı bir büyük festivale dönüştüren işimi bana o öğretti, festivalin yöneticiliğine beni o davet etti. Bu kitabı hazırlamak benim boynumun borcuydu. Şükranlarımı ifade için yapabileceğimin en azıdır. n Yakın arkadaşı Demir Özlü, Onat Kutlar için “Onunki kadar zengin bir hayat yaşamak, insanın ancak kendi iç zenginliğiyle mümkündür” diyor. Kutlar’ı bu iç zenginliğe ulaştıran ne >>olabilir sizce? Onun adanmışlığından bahseder misiniz biraz? n Onat Kutlar’ın karakte 12 20 Ekim 2016 KItap