Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mahmut Eşitmez’den “Liberhell” Bugünden geleceğe direniş mekânları Mahmut Eşitmez’in ilk romanı “Liberhell”, kara ütopya ya da ütopyanın karşıtı olarak bilenen distopya türü içinde değerlendirilebilir. Ancak romanda, ütopya distopya içinden üretiliyor. r Ekrem TÜKENMEZ iberhell, bugünden çok uzak olmayan ancak pek de yakın görünmeyen bir gelecek zamanda, dış dünyayla bağlantısı azalmış bir kent devletinde, üç kişilik bir ailenin hikâyesini merkeze alan bir kitap. Roman, bir eylemden sonra kaybolan direnişçi kız kardeşe ulaşma çabasında olan hikâye yazarı bir anne ile daha önceleri iyi bir yaşam sürerken çalıştığı şirketin haklarını kısmasını kabul etmediği için işten atılan, ancak ne yapacağını bilmeyen bir erkek kardeşin yaşadıkları üzerinden şekilleniyor. Romanda olaylar, “liberalizasyon dönemi” olarak adlandırılan döneminin ardından siyasal ve sosyal alanda muhafazakâr politikaların belirleyici olduğu bir “restorasyon” döneminde geçiyor. Söz konusu dönemde, kente temiz su, temiz hava ve doğal gıda gibi en temel ihtiyaçlar ulaşılması zor ve pahalıdır. Çünkü gezegen tehdit altındadır. Bu durum muhafazakâr politikalara farklı bir motivasyon katmıştır. Alınabilecek bütün tedbirler alınsa bile felaketle baş etmenin tamamen mümkün olmayacağı, bu yüzden akıl çağının sonuna gelindiği; insanlığın akli tedbirlerle değil, manevimetafizik büyük bir gücün yardımı ile kurtarılabileceği egemen düşünce haline gelir. Muhafazakâr akıl, yaşanılan durumu “toplu bir ceza ile karşı karşıya gelmişsek toplu bir günah işlemişizdir” düsturuyla açıklar. Günahların, bütün eski kültüre sirayet etmiş olduğu iddia edilir. Buradan hareketle de geçmişe dair her şeyin yok edildiği, toplu arınma ayinine çevrilmiş kitap yakma törenleriyle yeni rejim inşa edilir. MUHALİF OLMAK Rejime ve bu politikalara karşı hemen hepsinin illegal faaliyet yürütmek durumunda kaldığı, farklı isimler altında direniş/mücadele yapılanmaları da kentte var olmaya devam eder. Romanın akışı içinde, ortaya çıkan gelişmeler üzerinden yapılan değerlendirmeler ve tartışmalar ise bugün de geçerli olabilecek fikirlerin başka bir düzlemde yeniden üretilmesi şeklinde karşımıza çıkıyor. Özellikle muhalif yapıların ve kişilerin mücadele yöntemi üzerine tartışmaları, romanın politik karakterine güç katıyor. Düşman hukuku kanunlarının hâkim olduğu güvenlik devletinde, teknolojinin her imkânı, güvenliği sağlama adına kullanabilirken kitlesel katliamlar dahi C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I L yapılıyor. Bu devlette muhalif olmak, terörist olmak anlamına geliyor. Sosyal görevler ise cemaat örgütlenmesi olan sunucu ağlarına teslim edilmiş. Romanın akışı içinde bir yan unsur olan Liberhell, kent devleti içinde biraz da kendiliğinden ortaya çıkan otonom bir bölge. Liberhell hakkındaki bilgileri, duyumlar ve hikâyeler üzerinden aktaran Eşitmez, Liberhell’e bir tarihsellik de katarak zamanmekân ve yaşam ilişkisi kuruyor. Egemenler açısından bir batakhane, suç merkezi; muhalifler açısından ise iktidarın ulaşamadığı, direnişin başlangıç noktası olarak görülen Liberhell, romanın akışı içinde ulaşılması imkansız gizemli bir mekân olarak tasvir ediliyor. Önceleri hapishane olarak kullanılan bu bölgenin kaderi, bir madenci ayaklanması sonrasında idam mahkumlarının buraya konulmasıyla değişmeye başlar. Madenciler, kaçış için tüneller kazar yönetim onlara bir türlü ulaşamaz. Madenciler, uzun yıllar tünel kazdıkları halde çıkışı bulamamalarını bir inanca bağlar, o tarihten itibaren de kazdıkları yerleri yaşam mekânı olarak düzenlerler. Hapishane taşındıktan sonra, bölgeye savaştan kaçan göçmenler geçici olarak yerleştirilse de göçmenler geri gitmez. Yeraltı ve yerüstüyle Liberhell, zamanla kalıcı bir yerleşim alanına ya da bir tür gönüllü kalınan hapishaneye dönüşür. Cehennemvari görüntüsüne rağmen Liberhell, özgürlük düşüncesinin filizlendiği bir iktidar “çukurudur”. Zaman, mekân ve egemenlik biçiminin güçlü tasvirlerle anlatıldığı romanda teknolojik, sosyal ve politik duruma ilişkin zengin bir içerik kurgulanmış. Detaylı mekân tasvirleri yanında bilişim düzeyi konusunda okuyucunun hayal gücü zorlanıyor. Tanımlar, örgütlenme isimleri, araçlar ve olguları anlatan yeni kavramlaştırmalar romanın akışı içinde oluşan zamanın ruhunu yansıtmada oldukça başarılı olmuş. Roman, Gezi Direnişi’ni akla getiren olaylara yer verdiği gibi Ortadoğu cehennemi içinden direnişi, özgür ve eşit bir gelecek umudunu müjdeleyen devasa engellere ve kısıtlamalara rağmen ayakta tutan Rojava’yı da hatırlatıyor. Eşitmez’in romanı, kara ütopya olarak da anlamlandırılan ütopyanın ya da umudun karşıtı olarak bilenen distopya türü içinde değerlendirilebilir. Ancak romanda, ütopya distopya içinden üretiliyor. n Liberhell/ Mahmut Eşitmez/ Ayrıntı Yayınları/ 448 s. 1335 1 7 E Y L Ü L 2 0 1 5 n S A Y F A 1 3