05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Uzun Kuraklık – Kazı / Cynan Jones / Çeviren: Kıvanç Güney / Yapı Kredi Yayınları / 176 s. Son yıllarda Britanya’dan çıkan heyecan verici edebiyatçılardan biri olan Galli yazar Cynan Jones’un iki kısa romanı bu kitapta bir araya geliyor. “Uzun Kuraklık”, çiftçilikle geçinen bir ailenin ineğinin kaybolmasıyla tetiklenen ve bir güne sığan olayları aile üyelerinin gözünden sunuyor; sonunda da doğumdan ölüme, büyümekten yaşlanmaya birçok konuya değinerek bütün bir hayatı kapsayacak kadar genişliyor. “Kazı”da ise karısının ölümüyle yüzleşmeye çalışan bir çiftçi ile köpeklerle dövüştürmek için porsuk avcılığı yapan bir eski mahkumun birbirine paralel ilerleyen hayatları yalnızlık, ölüm, şiddet ve erkeklik üzerine sarsıcı bir öyküye dönüşüyor. Galler kırsalının sisli, kasvetli atmosferine gömülmüş, hem insanların hem de hayvanların hayatlarına aynı dikkatle yaklaşan iki roman... Narkoleptİk Tekvin / Espir Ali Siyenç Kılıç / Sel Yayıncılık / 120 s. “Narkoleptik Tekvin”, karakterden, kurgudan, zamandan ya da mekândan en azından alışılagelmiş anlamıyla bahsetmenin mümkün olmadığı ancak cümlelerin diziliminden kullanılan kelimelere kadar metnin yapısını oluşturan her unsurun farklı bir anlama büründüğü bir çalışma. Espir Ali Siyenç Kılıç, bilim, sanat ve felsefe dünyasında iz bırakan düşünürleri ve yapıtları selamlamak adına yeni bir dil, yeni bir biçem üretiyor. Deneysel olma çabasının dahi kendi kodlarını, kalıplarını oluşturduğu bir dönemde yeni bir yol; Dada’ya ve absürd edebiyata, Beat Kuşağı’na bir selam… Eksik Etek / Ergün Poyraz, Yasemin Özben / Bilgi Yayınevi / 240 s. ÖnTürk kültürünün kadınları, yöneticiydi, kutsaldı, anaydı... Yönetim kadın ile erkek arasında paylaşılmaktaydı. Kadınların, erkekler kadar sözü geçiyordu. Peki, sonra ne oldu? Kadın sorununu anlamak için kadının tarihin derinliklerinden bugüne dek uzanan seyir defterini çok iyi okumak gerekiyor. Bu kitap ÖnTürk kültüründen bugüne Türk milletinin eşitlik, özgürlük ve özellikle kadının yeri konusunda geçirdiği evreleri nedenleri, nasılları, çarpıcı örnek ve yanıtlarıyla sorguluyor. Soğuk Kan / Ali Ataman / Koton Kitap / 262 s. 1917 Devrim yılları... Rus ordusunda general olan babası Kızılordu tarafından öldürülen, bu olaydan çok kısa süre sonra üzüntüye dayanamayan annesini de kaybeden küçük Nikolay bir yemin eder: Annesiyle babasının intikamını alacaktır. Bu sırrını sadece bir kişinin öğrendiği, teyzesi ve eniştesinin himayesinde büyüyen Nikolay, güvenlik amacıyla Sergey adını alır ve on iki yaşma geldiğinde Genç Komünistler’e katılır. Yönetim saflarında yükselerek yıllar içinde usul usul ileride ABD adına yapacağı casusluğun temellerini atmasıyla gerçek bir macera da başlar... “Soğuk Kan”, heyecanlı bir macera vaat ediyor. S A Y F A 2 0 n 2 0 “Madunköy”de bir kenar mahallenin tarihini anlatıyor: Boşluğu, görünenden fazlasını, eski defterleri… “Madunköy”de herkesin her şeyle ilgisi var. “Madunköy”, sert bir dengenin, duyulmayanların, her yerde anlatılmayanların romanı… Kafes / Josh Malerman / Çeviren: Aslı Dağlı / İthaki Yayınları / 336 s. 2014’ün en çok ses getiren, haftalarca kendi türünde Amazon’da 1 numarada kalan, 16 ülkeye satılan ve Universal Studios’un film haklarını aldığı “Kafes”, şimdi Türkçede. Romanın kahramanı Malorie ve iki çocuğu, olayların başlangıcından beş yıl sonra hayatta kalmayı beceren bir avuç insan arasındaydı. Nehrin kenarındaki terk edilmiş bir evde çocuklarıyla yaşayan Malorie, ailesinin güvende olabileceği bir yere gitmenin hayalini kuruyordu. Fakat onları bekleyen yolculuk tehlikelerle doluydu. Tek bir yanlış hamle ölümlerine yol açabilirdi ve onları takip eden bir şey vardı. Bu bilinmeyene doğru gözbağının karanlığında yaptığı yolculukta Malorie geçmişi hatırlıyordu. Bilinmez tehlikenin karşısında bir araya gelerek hayatta kalmaya çalışan, kendisini de aralarına kabul ederek onu da kurtaran ev arkadaşları aklına geliyordu. Ancak sağ kalan ve kapılarını çalan insanlar arttıkça ortaya yüzleşmeleri gereken bir soru çıkmıştı: Herkesin aniden delirdiği bir dünyada kime güvenilebilirdi? Tipi / Lev Tolstoy / Çeviren: Hazal Yalın / Helikopter Yayınları / 138 s. Bu kitapta yer alan üç hikâye de 1856’da yazılmış. “Tipi,” Tolstoy’un en dikkat çekici hikâyelerinden. Karakterlerin olağanüstü bir canlılıkla çizilmiş olması bir yana, sıradan bir doğa olayını öylesine dramatik resmeder ki okur kendini onun içinde bulur, hatta neredeyse üşüdüğünü hisseder. İkinci hikâye, “Tenzili Rütbe”de, Tolstoy’un derin insan sevgisi, hem de son derece itici bir Guskov karakteriyle ortaya serilir. Hikâyenin dramatik finaline kadar okur, Guskov’a belli bir sempatiyle yaklaşır, zavallılığına rağmen onun bir alçak olmadığını düşünür. Son hikâye, “Toprak Ağasının Sabahı,” yazarının kişisel deneyimlerini yansıtır. Romanın baş karakteri Nehlyudov, Tolstoy’un kendisidir: Hayatını köylülerine, iyiliğe ve erdeme adama eylemi Tolstoy’a ait. İt Gözü / Deniz Tarsus / Can Yayınları / 112 s. Deniz Tarsus, yeni öykü kitabı “İt Gözü”nde yine ayrıkotlarını derlemeye devam ediyor. Tarsus’un öykü dünyası tam anlamıyla el değmemiş; Anadolu’nun, köy kültürümüzün bambaşka, deyim yerindeyse “yabanıl” yanını keşfediyor, bize ait fantastiği kaydediyor. “İt Gözü”, Tarsus’un baştan beri kurmaya çalıştığı anlatıyı yeni bir toplumsal boyut katarak zenginleştirdiği öykülerinden oluşuyor. Patafizikçi Doktor Faustroll’un Davranış ve Görüşleri / Alfred Jarry / Çeviren: Işık Ergüden / Sel Yayıncılık / 134 s. Gerçeküstü tiyatronun atası, patafizik ilminin öncüsü Alfred Jarry, daha çok muhteşem Kral Übü’yle, “bok”u ağzına almadan söze başlamayan antikahramanıyla bilinir. Oysa bisiklet gezileri, absent kadehleri ve delifişek mavralarıyla dolu 34 yıllık hayatına pek çok “temel eser” sığdırmayı başarmış sıra dışı bir akıl o. Patafizik en büyük ve bulaşıcı düşüydü: Hayali çözümler bilimi. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 3 1 En Derinde / Sabine Durrant / Çeviren: Sıla Okur / Doğan Kitap / 310 s. Gaby, uzaktan her şeye sahip bir kadın gibi görünüyordu: yakışıklı ve başarılı bir eş, dünya güzeli bir çocuk, Londra’nın elit bölgesinde konforlu bir ev, kendisine hem ün hem de bol para getiren bir kariyer. Bir kadın daha ne isteyebilirdi ki? Ancak bir gün Gaby’nin genç bir göçmen kadını ölü olarak parkta bulmasıyla bu güzel rüya sona erdi. Kısa süre içinde polis Gaby’yi sorguya, hatta cinayet şüphesiyle gözaltına aldı. Şimdi Gaby için hem masumiyetini kanıtlama hem de sahip olduğu bu kusursuz hayatı koruma zamanı! Vicdanı, tutkusu, doğru ve yanlışları arasında gidip gelen bir kadının içsesi, Sabine Durrant’ın ustalıklı kalemiyle ete kemiğe bürünmüş. Yazar anlatımıyla okurunu da maceranın kalbine çekiyor, adeta katilin peşine düşürüyor. Başlangıcı Olmayan Bir Şeyin Sonu / Ahmet Sarı / Hece Yayınları / 116 s. “Başlangıcı Olmayan Bir Şeyin Sonu” adlı bu hikâye kitabı üç noktaya değiniyor. Biri, 28 Şubat sürecinde Müslümanların yaşadıklarını dillendirirken, diğeri yazarın Avusturya’da kaldığı dönemlerde, oradaki Müslümanların yaşadıkları... Kitapla, Müslümanların gündelik hayatta karşılaştıkları zorluklar gün yüzüne çıkarılıyor. Diğer nokta ise Müslümanların kapitalizmle yüzleşmesi ve geçirdikleri değişim, dönüşüm. Türk edebiyatına kavram olarak yenilik katacak bu “şeyhikâyeler” (DingGeschichten) Türkiye’de 28 Şubat süreci sonrası dönemin dökümünü çıkarmanın yanında, aynı zamanda yurtdışında ağırlıklı olarak İslami yaşantıyı seçmiş insanların hayatlarına panoramik bir bakış atma imkânı sunuyor. Küba Ritmi / Erdem Genç / Park Kitap / 254 s. Modern seyyah olarak nitelenen Erdem Genç’in en sevdiği ülke Küba’ya yaptığı iki yolculuğunu temel alan “Küba Ritmi”, birbirinden değerli tavsiyeler veren gezi romanları tadında bir kitap. İki seyahatte, beklentileri farklı iki arkadaş grubu ve iki farklı rotayı anlatan yazar, okurların Küba ruhunu hissetmesi ve bu ruhla beraber yolculuğa çıkması için çağrıda bulunuyor adeta kitabı “Küba Ritmi” ile... Madunköy / Mehmet Batur / İletişim Yayınları / 344 s. İstanbul’da kavgacı bir mahalle Madunköy. Milletin gitmeye korktuğu, polisin girerken silahını okkaladığı bir mahalle… “Lambaların pır pır ettiği, günah gibi karanlık sokakların olduğu, geveze, gözü kara, tozlu ve meydan okuyan bir mahalle… Bir gece mahallede bir polis öldürülür, sonra bir tane daha… Sonra polisler bizimkilere, bizimkiler polislere dalar… Sonra daha başka şeyler…” Kürtler, Lazlar, Türkler, Balkanlılar, aşiretler, tarikatlar, siyasiler, kabadayılar, ruhunu kaynar sular gibi fokurdatan türlü erkekler… Mehmet Batur, 2 0 1 5 A Ğ U S T O S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle