29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler kadar gelip geçen yazın ve yazının sonu, yeniden uyanışın, dirilişin başlangıcı olabilir mi? Niçin olmasın! Çok şükür, manen maddeten dibe vurmuşken Allah’ın sayesinde yeniden dirildim. Bu sabah da gün doğarken uyandım; taş kuşunun saatinde, umudun, sevincin vaktinde. Belki de gelimli gidimli dünyadaki varlığımın son sabahıdır bu. Her şeye rağmen içimde sevinç var. (...) Hayattayım, iyi kötü yaşıyorum. Hayat vahşi bir kısrak gibi duruyor önümde. Sadece onunla olmak; rahvan, ekşin ya da doludizgin bir gidişle gitmek istiyorum göklere, bizi yaratana doğru ve yıldızlardan bir yıldız olup ışıdığım gökte kaybolmak istiyorum, yeniden doğmak, dirilmek için.” Dirilmek Yanan Sularda, Fırat Mehmet Eroğlu’ndan edebiyat işçisi olarak şimdiye kadar kaleme aldığı; söz denizine veya çölüne doğru yol alan, dökülen aşktan, gözyaşından mürekkep yeni damlalar. Orphée / Nazlı Eray / Everest Yayınları / 145 s. Kopkoyu sahil gecesinin kör bir bıçak gibi kalbe saplanması, eski yaşanmışlıkların ve geçmiş zamanların titreyen bir avucun içinden toprağa akan su gibi emilip kaybolması, aşkın taşlara sürünüp ertesi sabah güneş gibi yeniden doğması... Ama hiçbir şeyin halledilememesi, iki kalbin kavuşamaması, posta güvercininin gagasındaki mühürlü mektup ve o sıcak yaz mevsimi... Ve geçmişle gelecek arasındaki o incecik köprüde yürümeye çalışırken aşkı düşünmek ve ölümün farkında olmak... İşte Orphee’nin ruha ve bedene sızan coğrafyası. Tematik ilgilerine özgü uslübuyla Nazlı Eray, Orphée’yi arayan çağdaş Eurydice’in bakış açısından popüler miti yeniden anlatıyor. Lupo’nun Seçimi / Çağatay Güney / Esen Kitap / 485 s. Cenova’da bir genelevde doğmuş, sokakların acımasızlığında büyümüş, Osmanlı’ya esir düşmüş genç bir hırsız... Tahta geçeceğinden habersiz, daha 12 yaşında, meraklı, zeki, kuralsız bir şehzade... İleride korku filmlerine konu olacak ünlü arkadaşı Vladislaw Drakula ile ava çıkan genç Fatih, II. Mehmet... Hıristiyan olarak kalan soylu bir eş... Babası Sırp Kralı ile Osmanlılar arasında barışı sağlamaya çalışan, Fatih’in sevgiyle bağlı olduğu Mara Despina Brankoviç, namı diğer Mara Despina Hatun... İki aşk, iki Padişah, iki yaşam arasında... Osmanlıcadan Türkçeye Okuryazarlığımız / Orhan Koloğlu / Tarihçi Kitabevi / 464 s. Tarihçi Orhan Koloğlu imzalı Osmanlıcadan Türkçeye Okuryazarlığımız, üç ciltlik “Osmanlı Basın Tarihi” C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I serisinin (“Osmanlı Basın Tarihi’nin İçeriği”, “Osmanlı Döneminde Basın Teknikleri ve Araçları”, “Osmanlı’da Kamuoyu”) tamamlayıcısı niteliğinde. Türkçenin tarihsel akışını ve diğer dillerle olan bağlarını çözümleyen çalışma, dilin yaşayan bir varlık olduğunu Türkçe özgülünde belgeleyerek tarihsel bir akışta sunuyor. Atalarımızın Gölgesindeİnsanın Doğa İçindeki Yeri Üzerine / Carl Sagan, Anna Druyan / Çeviren: Ayça Türkkan / Say Yayınları / 544 s. Dünya 5 milyar yıl önce oluşmuş, yaşam 4 milyar yıl önce ortaya çıkmış ve evrilerek 2 milyon yıl önce insan türü biçimini almış. İnsanoğlunun en yakın akrabaları olan canlı türlerinin yaşam tarzını inceleyen Atalarımızın Gölgesinde, mitoloji, felsefe ve bilimi buluşturan bir biçemde, türümüzün başına bela olmuş, savaş, katliam, sömürü, etnik merkezcilik, yabancı düşmanlığı, cinsiyet ayrımcılığı gibi sorunların çözümüne katkı sağlamayı amaçlıyor. Eski Çiçekçi Sokağı / Gürol Sözen / Remzi Kitabevi / 190 s. Beyoğlu’nda sevda, hüzün, curcuna… Sevda, hüzün ve coşkulu günleriyle gelip geçen bir on yılın Beyoğlu anlatısı... Gürol Sözen’in 19631973 arasında dostlarıyla birlikte geceli gündüzlü yaşadığı Eski Çiçekçi Sokağı’ndaki resim atölyesinin penceresinden notlar; bir bakıma Anadolu’nun İstanbul’u ve Beyoğlu’su... Her kesimden insanın birbirini sorgulamadan nefes aldığı ve akıp giden coşkunun, hüznün ortak yaşandığı bu Beyoğlu öykülerinde günümüz edebiyat ve sanat dünyasından ünlü dostlar da var. Ege’nin Kızı / Etem Oruç / Berfin Yayınları / 274 s. “Yaşı epeyce ilerlemesine karşın, durgun sularda çimen peri kızları denli güzel, çok memeli Artemis kadar üretken ve ışıklıydı. Yılların yıpratamadığı tazecik ruhunda coşku ve sevgi vardı. Dalgın bakışlarında gizemli bir tarih gizliydi. İncir sıcağının kara yılan gibi çöreklendiği günlerde serin kavak gölgesinde bile boncuk boncuk terliyorduk…” “Ege’nin Kızı” okurları, Ege’nin gizemli tarihinde ve kültür burgacında bir yolculuğa davet ediyor. 1319 2 8 M A Y I S 2 0 1 5 n S A Y F A 2 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle