29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Terkoğlu ve Pehlivan’dan “MahremGizli Belgelerle Türkiye’nin Sırları” ‘Tasfiye hikâye, galip cemaat’ AKPCemaat ortaklığı, bir kız çocuğuna tecavüz dosyasını neden ve nasıl kapattı? Fethullah Gülen’in Pensilvanya’daki evini kimler, neden bastı? Cemaat’in İmamı, hakkındaki iddiaları ilk kez nasıl yanıtladı? Tayyip Erdoğan’ın Abdullah Gül ve Fethullah Gülen’le kavgasının bilinmeyen raundlarında neler yaşandı? Hangi AKP milletvekillerinin özel hayatları Washington’a not edildi? ABD hangi konuda Hakan Fidan’ı esefle karşıladığını söyledi? MİT’in istihbaratçı adaylarına okuttuğu ders kitabında neler yazıyor? Hangi ünlü gazeteciler geçmişleriyle fişlendi? Bu sorular ve daha fazlası, OdaTV haber sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’la Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun birlikte hazırladığı “Mahrem”de gizli belgeler ışığında yanıt buluyor. Pehlivan ve Terkoğlu’yla yeni çalışmaları “MahremGizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları” üzerine söyleştik. S A Y F A 1 4 n 2 8 r Gamze AKDEMİR orsanlıkla bilgisayarlarınıza belgeler yerleştirildi ve “terör örgütü üyeliği”yle birlikte “devletin gizli belgelerini çalma” suçlamasıyla OdaTV davasının sanıkları yapıldınız. Mahrem’de dava dosyasına alınmayan belgelere de yer veriyorsunuz. Önce bunu konuşalım. Hangi belgeler bunlar? BARIŞ PEHLİVAN Soruşturmayı başlatan Savcı Zekeriya Öz’ün iddiasına göre; OdaTV davasının sanıklarından ama duruşmaları göremeden hayatını kaybeden, kendisiyle hiç tanışmadığımız MİT’çi Kaşif Kozinoğlu, OdaTV’ye sürekli önemli bir kısmı Fethullah Gülen Cemaati üzerine olan gizli belgeler gönderiyordu. Yine iddiaya göre, OdaTV de bunları haberleştiriyordu. Bunun yalan olduğu dava sürecinde kanıtlandı. İddianamenin ek klasörlerine baktık ve Kozinoğlu’ndan geldiği söylenen gizli belgelere dair bir karartma yapıldığını gördük. Ama bu sadece savcının verdiği bir karar değildi; belgelerin ait olduğu MİT ya da Genelkurmay Başkanlığı’nın “bunları açıklayamazsınız” dediği bir yanıttan bu yola gidildiğini gördük. Bu durum savcının da işine geldi bizce. Bize ait olmayan ama devlet içindeki çetenin bilgisayarımıza koyduğu o belgeleri kitapta yayınladık. BARIŞ TERKOĞLU Örneğin, gazetecilerin fişlendiği çok önemli bir belge var. Genelkurmay Başkanlığı, MİT’ten Türkiye’de örgüt suçundan yargılanmış gazetecilerin listesini istiyor. MİT de listeyi yapıp gönderiyor. Nihayetinde insanlar yargılanmış, ceza almış veya almamış, çoğunluğunun da adli sicil kayıtlarından M A Y I S 2 0 1 5 K silinmiş. Ancak fişlemeyle 1960’lardan bugüne taşıyorlar. Ayrıca 2004’teki meşhur MGK toplantısı öncesinde MİT’in ve Genelkurmay’ın yaptığı sunumlar da var. Öte yandan, rekabet halinde olduğu Cemaat’in uluslararası ilişkilerini eleştiren CD’ler basan Haydar Baş grubu aleyhinde Cemaat’in yapmış olduğu bel altı çalışmalar gibi Türkiye’de MİT’in ve MGK’nin gündemine ilgili özel raporlarla gelen ama bugüne kadar dışarıya sızmamış belgelere yer verdik. “TARİHİ SONDAN BAŞA DOĞRU YAZDIK” İlk kitabınız, Sızıntı/ Wikileaks’te Ünlü Türkler’den “Mahrem”e gelene kadarki süreç düşünüldüğünde bu kitap nasıl bir devam? TERKOĞLU Sızıntı’ya cezaevine girmeden önce başlamıştık. Hatta biz yayınevine kitabı teslim etmeden bir gün önce gözaltına alındık. Sızıntı’nın taslaklarına da el konuldu. Moda deyimle kitabı “sıfırladılar.” Sonra cezaevine girdik ve dedik ki acaba bir şekilde tekrar yazabilir miyiz? Barış’la ayrı koğuşlardaydık ancak avukatlarımız aracılığıyla iletişim kurabiliyorduk. Tek şansımız elimizdeki çevirilerdi. Onun dışında kitabı cezaevinde baştan yazdık. Sızıntı’ya koyamadığımız kriptoları, belgeleri Mahrem’de devam ettirdik. PEHLİVAN Bir de bunun ötesinde, Sızıntı’yı ilk yazdığımızda 900 sayfaya ulaşmıştı, kısalttık. Türkiye’nin 20102011 döneminde en çok tartışılan konuları olan AKP iktidarının yolsuzlukları, Cemaat, Ergenekon, ordu, Kürt meselesi ve Türk dış politikasını toparlayarak bir Türkiye resmi çizelim istedik Sızıntı’da. Ama tarihin şöyle bir tarafı var; baştan sona doğru okunuyor ama sondan başa doğru yazılıyor. Mahrem’i yazarken de böyle oldu, önümüzde Türkiye’deki kritik bir mesele vardı; HükümetCemaat savaşı ve bu kitabı daha çok o konuyu merkeze alarak yazmaya başladık. Örneğin “GülErdoğan kavgası ne durumda”nın veya “Hükümet ile Cemaat ortaklığının sınırları neydi, geçmişteki ilişkileri nasıldı”nın yanıtına odaklandık. Kitapta nasıl hem ortak olduklarını hem de masa altından ayaklarıyla birbirlerine vurduklarını gösterdik. Kitabı ne kadar zamanda, nasıl bir bilgi belge yığınına gömülerek hazırladınız? PEHLİVAN İki yıl gibi sürede hazırladık. ABD kriptoları, devletin resmi belgeleri ve “Gölge CIA” denilen “Stratfor Notları” gibi önemli belgeleri inceledik. Bu noktada Mahrem’in Sızıntı’dan şöyle güzel bir farkı da var; Mahrem’de sadece Ankara Büyükelçiliği ya da İstanbul Başkonsolosluğu çıkışlı belgeleri incelemedik. Nijerya’dan Avustralya’ya, Kanada’dan Macaristan’a, Tükmenistan’dan Azerbaycan’a kadar oradaki Amerikan misyonlarından Washington’a gönderilen, yine Hükümet ve Cemaat ile ilgili kriptoları irdeledik. TERKOĞLU Hatta Washington’dan gönderilen soruları da ekledik. “AĞLAMA DUVARI ABD, PRAGMATİZMDE DE SÜPER!” Amerikan pragmatizmini nasıl ortaya koyuyor çalışmanız? Zira bu konuda da süperler! TERKOĞLU Kesinlikle. Eğer gerçekten dış politikada kullanabilecekleri enstrüman bir ülkede örneğin komünistlerse onu kullanıyorlar, İslamcılarsa onu da kullanıyorlar. Yeter ki Amerikan çıkarları konusunda mükemmel bir işlerlik sağlasın. K İ T A P S A Y I 1 3 1 9 C U M H U R İ Y E T Fotoğraflar: Can EROK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle