29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nikolay Leskov'dan bir öykü seçkisi: "Büyülü Gezgin” Gerçeğin büyülüsü makbuldür Nikolay Leskov’un “Büyülü Gezgin” başlıklı seçme öyküleri Türkçede. Leskov böylece diğer Rus klasikleriyle kitapçı raflarında buluşmuş oldu. Seçkide, Büyülü Gezgin dışında oldukça kısa dört başka öyküyle birlikte Walter Benjamin’in altı çizilecek cümlelerle dolu bir yazısı da yer alıyor. r Yankı ENKİ SHAKESPEARE’İN LESKOV İÇİN cümlelerle dolu bir yazısı da yer alıyor. AYRI BİR YERİ VAR Benjamin’in makalesi sonsöz niyetine eklenmiş olsa da sadece Leskov hakKitaptaki ikinci öykü “Beyaz Karkında değil, roman ve hikâye anlatımı tal”, aslında esere ismini veren “Büyülü üzerine de çok önemli bir kaynak teşkil Gezgin”den daha “büyülü” bir metin. ediyor. Ayrıca Leskov’un metinlerinden R. L. Stevenson’ın Doktor Jekyll ve Bay önce okunmasında bir sakınca olmadıHyde’ı ya da Poe’nun William Wilson’ı ğını da söyleyebiliriz. kadar derinlemesine olmasa da korku Edebiyat tarihinde sıklıkla örneğine edebiyatının ve hayalet öykülerinin izrastladığımız yersiz yurtsuz, evsiz ve yalleklerine sahne olan bir “öteki” öyküsü. nız “gezgin” tipinden beslenen “Büyülü Shakespeare’in Macbeth’ine de gönderGezgin”, Rus klasiklerinde pek karşılaşmeleri olan bu öykünün kitaptaki en kamadığımız bir kahraman ranlık, daha doğrusu gerçeklikle hayalin portresini resmediyor. kesiştiği bu kitaptaki en “gri” öykü olduMaceradan maceraya ğunu belirtmemiz mümkün. Elbette daha koşan ama aslında isteönce adını andığımız Mtsensk İlçesi’nin diği yolda değil, mecbur Lady Macbeth’i eserinde olduğu kadar kaldığı yolda ilerleyen, doğrudan göndermeler yok bu öyküde kaderini değiştirmek ama belli ki Shakespeare’in Leskov için istese de adeta lanetlenayrı bir yeri var. Ayrıca Leskov’un eserinmiş bir ruh gibi oradan deki Lady Macbeth’in, Shakespeare’in oraya sürüklenen bir Lady Macbeth’inden daha “Macbeth”, kahraman bu. Suçluluk duygusuyla beslenen ve sürekli cezasını arayan biri; kendi yıkımına doğru giden bir masal kahramanı sanki. Hem trajedilerdeki seçilmiş kişiler gibi yüce bir yanı var hem de fazlasıyla sıradan biri. İyi mi kötü mü olduğu belli olmayan, her an birinin hayatını kurtarabilecek ya da sizi sırtınızdan bıçaklayabilecek, ne zaman melek ne zaman şeytan olduğu anlaşılamayan bir kayıp ruh. Muhafazakâr ve dindar olsa da, sürekli ilerlemeye ve bazı şeyleri geride bırakmaya açık, hem korkak hem cesur bir gezgin. Büyülü olup olmadığıysa Leskov’un resmetmeye çalıştığı tablonun en önemli kısmı ama bir yandan okurların varacağı bir karar bu. Büyülü Gezgin, kahramanının toplumsal sınıfı, mesleği, eğitimi, diğer insanlarla kurduğu iletişim açısından da İngiliz doğaüstü edebiyatındaki hem insan psikolojisi hem de zanaatkârlık anlamında benzer gezgin öykülerin Leskov, zengin metinler yaratmış, ancak bunlarla sınırlı kalmayıp kendi den ayrılıyor. gerçekliğini, dönemin Rus edebiyatı sahnesine yedirmiş biri. Ş U B A T 2 0 1 5 ostoyevski’nin, kardeşiyle birlikte 186465 yıllarında çıkardığı ve maddi sebeplerden ötürü kısa bir ömrü olan Epoch adlı edebiyat dergisinin ilk sayıları, yazarın unutulmaz eseri Yeraltından Notlar’ı okurlarıyla buluşturmuştu. Bu önemli derginin sayfalarında kendisine yer bulan, ama çağdaşlarından oldukça farklı bir yerde duran başka bir yazar daha vardı: Nikolay Leskov. Kurgu eserlerini yirmili yaşlarının sonlarında kaleme almaya başlayan Leskov, artık klasik olarak etiketlediğimiz Tolstoy, Çehov, Dostoyevski, Gorki gibi yazarların dikkatini çekmeyi başarmış ve onların övgülerine mazhar olmuştu ama edebiyat tarihinde genellikle onlarla aynı rafta yer alamadı, yüksek edebiyattan sayılan bir kalem olmadı. Elbette bunda en önemli sebep, Leskov’un biraz önce isimlerini andığımız çağdaşlarına göre edebiyatta farklı bir gerçeklik anlayışına sahip olmasıydı. Örneğin Tolstoy, şöyle bir karşılaştırma yapmış: “Dostoyevski’nin bu kadar okunması gariptir. Buna karşılık, Leskov’un okunmamasını bir türlü anlamıyorum. Leskov, hakikate sadık bir yazar.” YERSİZ YURTSUZ, EVSİZ VE YALNIZ “GEZGİN” Nikolay Leskov’un Büyülü Gezgin başlıklı seçme öyküleri Türkçeye henüz çevrildi ama birkaç yıl önce Mtsensk İlçesi’nin Lady Macbeth’i adlı öyküsü de kitaplaştırılmıştı. Büyülü Gezgin, Everest Yayınları’nın klasikler dizisinden çıktı ve Leskov böylece diğer Rus klasikleriyle raflarda buluşmuş oldu. Halbuki Mtsensk İlçesi’nin Lady Macbeth’i, Okuyan Us’un zamanında başladığı, gölgede kalan kayıp klasikleri sunduğu ama ne yazık ki birkaç kitaptan sonra devamını getirmediği Ex Libris dizisinde yer almıştı. Anlaşılan o ki Leskov’un kült bir yazar olmaktan klasik bir yazar olmaya giden yolculuğu bize de yansıdı. Yazarın en tanınmış eseri Büyülü Gezgin’in ismini alan öykü seçkisinde, oldukça kısa dört başka öyküyle birlikte Walter Benjamin’in altı çizilecek S A Y F A 8 n 1 2 D daha kötücül, daha ölümcül olduğu kitabı okuyanların gözünden kaçmayacaktır. “Şeytan Kovalama”, “Aptalcık”, “Aleksandrit” başlıklı diğer kısa öyküler ise efsane ve halk masallarını hatırlatan ama bir yandan da Bulgakov’un eserlerini çağrıştıran, açıklamayı okura bırakan, daha çok yaşadığımız gündelik hayatın gizemli, büyülü, hayalperest yanıyla ilgilenen öyküler. Akılla, mantıkla açıklayabildiklerimizin yanında, açıklayamadığımız ya da açıklamaya yanaşmayacağımız meseleleri konu edinen bu öyküler, tıpkı “Büyülü Gezgin” ve “Beyaz Kartal” gibi Leskov’un eserlerinin neden “kayıp” klasiklerden sayılabileceğini gösteriyor. Walter Benjamin de Leskov’un neden bir usta olduğunu anlatırken, onun hikâyeciliğindeki sırrı şöyle ortaya koyuyor: “Aslında, hikâye anlatma sanatının neredeyse yarısı, aktarılan hikâyenin açıklamalardan ari tutulmasıdır. Leskov bu işin ustasıdır. Olağanüstü, mucizevi olan olabildiğince ince ayrıntılarla anlatılır ama olayın psikolojik bağlamı okura dayatılmaz.” “LESKOV OLMASA MARQUEZ OLMAZDI” On dokuzuncu yüzyıla geri dönüp baktığımızda, gerçekçilerle romantiklerin, aklın rehberliğinden çıkmayanlarla, akla sığmayanları hayallerine sığdıran yazarların büyük bir kapışmasıyla yüzleşiriz. Dostoyevski’nin insan psikolojisini adeta icat ettiğinden, Tolstoy’un roman sanatını bir zanaata dönüştürdüğünden bahsederiz. Leskov, bu bağlamda Tolstoy ya da Dostoyevski’yle kapıştırılacak bir yazar olmasa da, hem insan psikolojisi hem de zanaatkârlık anlamında zengin metinler yaratmış, ancak bunlarla sınırlı kalmayıp, kendi gerçekliğini, dönemin Rus edebiyatı sahnesine yedirmiş biri. Gerçeklikte her zaman büyülü bir şeyler olduğunun farkına varmasaydı ve öyküsünü anlatacağı karakterleri dönemin Rus gerçekliğinin tam da kalbinden almasaydı, büyük ihtimalle, bugün bir klasikler dizisinde yer alan bir yazara dönüşmeyecekti. Özellikle, fantastik bir taşın öyküsünün anlatıldığı Aleksandrit ve budalalık derecesinde birinin neden meleğe dönüştüğünü konu edinen Aptalcık adlı kısa öyküler, hem o dönemi böyle bir yazarın gözünden görmek hem de sıradan insanların hikâyelerinin neden anlatılması gerektiğini yeniden düşünmemiz için bir fırsat veriyor bize. Neden batıl inançlarımız olduğunu, neden doğadan korktuğumuzu, kutsal dediğimiz her şeyin arkasında gayet sıradan sebepler de olduğunu gösteriyorlar. Leskov’un bir öyküsünün finalinde söylediği gibi, “bazen bir nesneye imgelemin getirdiği olağandışı bir ruh haliyle bakmanın da bir önemi vardır.” Bu sözün hangi öyküsünde söylendiği önemli değil, çünkü bu hayal gücü davetiyesi, herhangi bir Leskov öyküsünün başında ya da sonunda yer alabilirdi. Leskov’un gerçekliği, gerçek olmayanı da içeriyordu. Onun gözünde olağandışı ya da olağanüstü, daha az “hakiki” değildi. Leskov’un gerçekliği, büyülüydü. Belki de Alberto Manguel o nedenle “Leskov olmasa Gabriel Garcia Marquez olmazdı” demişti. n Büyülü Gezgin/ Nikolay Leskov/ Çeviren: Kayhan Yükseler/ Everest Yayınları/ 312 s. K İ T A P S A Y I 1304 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle