29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aslı Davaz’dan “Eşitsiz Kız Kardeşlik” Dünyanın tüm süfrajetleri* birleşin! “Eşitsiz Kız Kardeşlik”, Aslı Davaz imzalı, dünya savaşlarını ve imparatorluklardan ulus devletlere geçişi yaşamış bir kuşağın izini öncü kadın ve kadın hareketlerinin lokomotifliğinde süren bir inceleme. Çalışma, kadınların sadece toplum içindeki eşitsizliği değil, Doğulu ve Batılı kadınlar arasındaki “eşitsiz” kız kardeşliği de gözler önüne seriyor. 2 3 1 1 Eylem sırasında tutuklanan bir İngiliz süfrajet. 2 Emmeline ve Christabel Pankhurst tarafından kurulan Kadınların Toplumsal ve Siyasal Birliği 1910’larda eylemde. 3 11 Nisan 1930’da, kadınlara belediye seçimlerinde seçme hakkını veren yasanın çıkmasını kutlamak için Türk Kadın Birliği’nin Sultanahmet’te düzenlediği yürüyüşten bir kare. 4 Emmeline Pankhurst, 1914’te, 20 bin süfrajetin katıldığı bir protesto eyleminde tutuklanıyor. r Gamze AKDEMİR şitsiz Kız Kardeşlik’te, kadın hareketi uluslararası ve ulusal alanlarda siyasal ve ekonomik boyutlarıyla inceleniyor. Yapıtta kadın hareketleri, anavatanı olması dolayısıyla Batı merkezli ele alınmakla birlikte Türkiye ve Ortadoğu’daki hareketler ve etkileşimler de özel başlıklar altında dağarda. Yirmi beş yıldır kadın konulu belgelerin sağlanması, korunması ve okuyucuya ulaştırılması konusunda önemli çalışmalar yürüten Aslı Davaz’ın hazırladığı incelemede, uluslararası kadın hareketinin geçmişi, örgütlenme adına yürütülen zorlu mücadele öncelikle on sekizinci yüzyılın sonlarında başlayıp yirminci yüzyılın ilk yarısına kadar süren seçmeseçilme hakkı temelinde sunuluyor. İncelemesini beş bölümde ele alıyor Davaz: “Uluslararası Feminist Hareket ve Türk Kadın Birliği (TKB)”, “Cumhuriyet’in İlk Feministleri ve Uluslararası Feminist Hareketin Öncüleri”, “Dünya Kadınlarının Müslüman Bir Ülkede Yaptığı İlk Kongre ve Fesih Sonrası TKB’nin Uluslararası İlişkileri”, “İkinci Dünya Savaşı Sonrası Uluslararası Birlik ve İkinci Dönem TKB” ve savaş sonrası ortaya çıkan yeni dünya düzenine göre Uluslararası Kadın Hareketi ile TKB hattını ele alan “Bir Dönemin Sonu.” HAPSİ VE ŞİDDETİ GÖZE ALDILAR Çalışmada yaklaşık 150 yıllık bir sürece tarihlenen kadın hareketinin uluslararası gelişimi, ulusal alana özgün kültürel ve konjonktürel sirayetiyle de ortaya konuluyor. Dalga dalga yayılan kitlesel S A Y F A 1 4 n 1 2 E süfrajist hareket, direnişçi, öncü kadınlar; düzenlenen eylem, kongre ve konferanslar; kurulan örgüt ve birlikler eşliğinde firesiz bir çerçevede genişçe kapsamda. Seçmeseçilme hakkı mücadelesinde benimsenecek yöntem konusunda özellikle süfrajist oluşumda yaşanan bölünme incelemenin rotasında önemli bir kavşak. Kadınların bir bölümünün daha radikal bir yöntem benimsemesinin süfrajist hareketi nasıl ikiye 4 böldüğünü vurguluyor Aslı Davaz. Bu arada süfrajet; yasalara gerektiğinde agresifçe karşı gelen, tutuklanmayı, hapse atılmayı, açlık grevi yapmayı göze alan direnişçi kadınlara zamanla verilen ad. KADINLAR HEP YAKA PAÇA! Christabel Pankhurst ile birlikte Kadınların Toplumsal ve Siyasal Birliği’nin kurucusu olan ünlü feminist Emmeline Pankhurst’ün (18581928); 1914 yılında, yirmi bin süfrajetin katıldığı bir protesto eyleminde yaka paça tutuklanması buna önemli bir örnek. Aynı şekilde seçme ve seçilme hakkı çerçevesinde 4 Haziran 1913’te kendisini taleplerine yanıt vermeyen Kral V. George’un atının altına atan ve tutuklanan İngiliz süfrajet Emily Wilding Davison da bir diğer emsal. Ş U B A T 2 0 1 5 Parlamento binasına Kral’ı uyaran bir yazı yazdığı için 1909 yılında hapse atılan dönemin ünlü heykeltraşı Marion Wallace Dunlop ise kadın mücadelesinde ilk açlık grevini başlatan isim olarak anılıyor. Yine ABD’de Alice Paul’ün düzenlediği militan eylemlerden, Beyaz Saray önünde yaptığı oturma eyleminin yanı sıra Birinci Dünya Savaşı öncesinde Kadınların Toplumsal ve Siyasal Birliği bünyesinde iki bin militanın radikal eylem yapmaya hazır bulunması da öyle. Uluslararası feminizm, kölelik karşıtlığı, barış ve sosyalizm uğruna mücadele veren uluslararası yapıların bünyesinde filizlendi. Bu hareketler evrenselliği içselleştirmiş, “Vatanımız dünyadır, bütün insanlar kardeşimizdir” şiarını benimsemişti. KİTAP VE MAKALELERİYLE DE SAVAŞTILAR! Militan mücadele yürüten kadınlar dışında, yazdıkları kitap ve makalelerle hareketin düşünsel zeminini geliştiren pek çok kadın da mücadelenin önemli birer halkasıydı. İlk kertede şu isimler sayılabilir: * Uluslararası kadın hareketinin ilk dönemini başlatan Kölelik Karşıtı Dünya Konvansiyonu’nu 1840’ta, Londra’da toplayan ABD’li Lucretia Mott ve Elizabeth Cady Stanton. Mott ve Stanton’un sekiz yıl sonra New York Seneca Falls’ta, Amerikalı feminist kadınların ve ilerici erkeklerin bir araya geldiği ulusal bir toplantı düzenlediklerini ve toplantının sonunda Kadın Hakları Bildirgesinin kaleme alındığını da belirtelim. * Kölelik karşıtı radikal fikirleriyle bilinen İngiliz radikal feminist Anne Knight. * Kadınların siyasal eşitliğini talep ettiği için hapis yatan Fransız feministler Jeanne Deroin, Pauline Roland. * Almanya’da haftalık feminist dergi Frau Zeiting’i çıkaran ve “Özgün olmak hiçbir şeydir; oysa özgürleşmek cennettir!” sözü sloganlaşan Louise Otto Peters. * “Kadınların Oy Hakkı” makalesinin yazarı Harriet Taylor Mill. * “Herta” adlı romanıyla tanınan İsveçli roman yazarı, feminist aktivist Fredrika Bremer. * Yugoslavya’yı temsil eden Sırp, Hırvat, Sloven kadın hareketlerinin önemli isimlerinden, ulusal olduğu kadar uluslararası çalışmalarıyla da tanınan Alojzija Stebi. * Romanyalı feminist, süfrajist, Romanyalı Kadınlar Ulusal Ortodoks Derneği kurucusu, Balkan ülkeleri Kadınların Küçük Antantı yöneticilerinden Alexandrina Cantacuzino. * La Française gazetesi yazı işleri müdürü, süfrajist, politikacı, Radikal Sosyalist Kadınlar Ulusal Konseyi onursal başkanı, 1935 İstanbul Kongresi delegesi, Cècile Brunschvicg. Bu arada yirminci yüzyılın başında, çeşitli ülkelerde kadın hareketinin ürettiği belgelerin korumaya alındığı, başta Marguerite Durand, MarieLouise Bouglè, Maira Vèrone, Hèlene Brion, Gabrielle Duchêne, Mauo Wood Park, Mary Beard, Carrie Chapman Catt olmak üzere, önemli aktivistlerin öncülüğünde kurulan arşiv merkezlerini de örnekliyor Davaz. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş dönemini yaşamış Halide Edip, Fatma Aliye, Şair Nigar, Emine Semiye’nin evraklarının birbirinden çok farklı yolculuklar yaptığının vurgulandığı çalışmada özellikle Halide Edip’in arşivlerinin dünyanın dört bir yanına dağıldığı belirtiliyor. Necile Tevfik Arşivi ise çalışma da sık sık başvurulan arşivlerden biri olarak dikkat çekiyor. DOĞU VE BATI FEMİNİSTLERİNİN FARKI On dokuzuncu yüzyılın ortalarından yirminci yüzyılın başlarına kadar olan süreçte dünyanın dört bir tarafında gelişen kadın hareketlerinin hemen hepsi, uluslararası harekete dahil oldu. Her ülkenin kendi özgün koşullarına göre şekillenen bu hareketler birçok alanda birbirine benzese de kurulan örgütler, amaçları ve mücadele yöntemleri bakımından farklılıklar taşıyordu. En önemli ortak noktaları ise eşitlik ve özgürlük mücadelesiydi. Batı’daki dernekler ilk yıllarda hayırseverlik, kadın eğitimi konularında çalışmalar K İ T A P S A Y I 1 3 0 4 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle