Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Senin ismin Türkiye kadar güzel’ zer Yaran, 70 Kuşağı şairlerinden. İlk şiirleri 1976’da Cemal Süreya’nın yönetimindeki Türkiye Yazıları ve Oluşum dergilerinde yayımlanmış. İlk şiir kitabı “Mayıs” 1979’da Türkiye Yazıları Yayınları‘ndan çıkmış. 70’lerin sonu, 80’lerin başında Ankara dergicilikte öndeydi. Türk Dili zaten onlarca yıldır yayımlanıyordu. Oluşum, Yeni İnsan, Yazı, Yusufçuk, Sesimiz, daha sonra Yarın, Bilim Sanat, Tan, Yapıt hemen aklıma gelen dergiler. Dergi yayıncılığınını olduğu yerde edebiyat hayatı canlıdır. 70’lerin, 80’lerin birçok önemli şairi ilk yapıtlarını bu dergilerde yayımladı. Türkiye Yazıları, dönemin önemli dergilerindendi. Cemal Süreya birkaç sayı yönettikten sonra ayrılınca Ahmet Say yönetiminde atak ve yenilikçi bir döneme girdi. Toplumcu Gerçekçi çizgide yer aldı. Genç şairlere kapılarını açmakla kalmadı onların ilk kitaplarının yayıncısı da oldu. Ahmet Telli, Gültekin Emre, Ali Cengizkan ve Azer Yaran gibi dönemin genç şairlerinin ilk kitapları yayımlandı. Azer Yaran’ın ilk şiir kitabı “Mayıs”, toplumcu gerçekçi çizginin özelliklerini içinde taşısa da şairinin farklılığının işaretlerini de verir. Azer Yaran da Türkiye Yazıları’ndan yetişen diğer şair arkadaşları gibi zamanla kendi şiirini kurar, toplumcu gerçekçi çizgiden uzaklaşır. Bu değişimi “Başlangıçta toplumsal ve bireysel gerçekçilik, daha sonra ötegerçekçilik ya da aşkın gerçekçilik çizgisinde ürünler verdim” diye açıklar. İkinci şiir kitabını yayımlamak için 17 yıl beklemesinin nedeni şiirinde yaşadığı bu değişim midir? Azer Yaran on yıl önce, 2 Ekim 2005 Pazar sabahı uzun süredir tedavi gördüğü kansere yenik düşmüş, ölmüş. Hayattayken onu yalnız bırakmayan Ordulu dostları aramızdan ayrılışının onuncu yılında, şair ağabeylerini “Kıyısına Sığınan Deniz Azer Yaran” kitabıyla anıyor. A Azer Yaran, Türkiye Yazıları’ndan yetişen diğer şair arkadaşları gibi zamanla kendi şiirini kurar, toplumcu gerçekçi çizgiden uzaklaşır. Fakültesi’nin Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirmiş. 1970’te TRT’nin düzenlediği ses ve yetenek sınavlarından geçerek çoksesli topluluğunda bas olarak şarkı söylemeye başlamış. 1974’te TRT muhabiri olmuş, dış yayınlar muhabiri olarak çalışmış. 1980 darbesiyle TRT’de çalışan birçok memur gibi görevinden alınıp Sivas’a sürülmüş. Bunun üzerine 1982’de memuriyetten ayrılmış. Reklamcılık, ansiklopedi yazarlığı, basın kuruluşlarında çevirmenlik yapmış. Ama bu işleri sevmemiş. 70’lerin ikinci yarısından başlayarak esas işinin ve şairliğinin yanı sıra Rusçadan önce bilimsel kitaplar sonra şiir çevirileri yapmış. Şiir yayımlatmadığı dönemde de yoğun bir şekilde Rus Şiiri’nin ustalarından şiir çevirilerinin kitaplaştığını görüyoruz. Çeviri kitapları arasında Yesenin, Ahmatova, Blok, Pasternak, Lermontov, Puşkin, Gennadi Aygi, Mayakovski gibi çok önemli şairler var. Puşkin’in lirik romanı “Yevgeni Onegin” de Azer Yaran’ın yayımlanan son çevirisi (2003, YKY). DARBE DÖNEMİ ACILARI “Kıyısına Sığınan Deniz Azer Yaran” (Ekim 2015, Kumdan Ya (Gibi Yayınları, 1996), ve “Deniz ve Ten” (Öteki Yayınevi, 1998) kendi sesini bulduğu şiirlerin toplamı ona göre. Yücel Kayıran kitaba da alınan yazısında Azer Yaran’ın “Giz Menekşesi” (2004, Yapı Kredi Yay.) adlı toplu şiirler kitabına “Mayıs”tan bazı şiirleri almadığını ve kitabın ilk baskısında yer almayan bazı şiirleri de eklediğini belirtiyor. Bir anlamda şair 2004’te, yani yaklaşık otuz yıl sonra ilk dönemiyle, ilk kitabıyla ve tabii o dönemdeki şiir anlayışı ile bir hesaplaşmaya giriyor, ustalık çağının anlayışı ile çıraklık dönemini tekrar yapılandırıyor. Yine toplu şiirlerdeki “Günışığının Kıyısında”da ilk kitap sonrası kitaplaşmadan kalan şiirler ve “Sonyaz Bildirisi”nde de 1998 sonrası yazdığı dergilerde yayımlanmış ya da hiç yayımlanmamış şiirleri yer alıyor. Bir anlamda Azer Yaran “Giz Menekşesi”yle şiirine son halini vermiş, yapıtını tamamlamış oluyor. Tabii ki 80’lerde şiirden uzaklaşmış gibi görünmesinde Türkiye’nin yaşadığı askerî darbe döneminin topluma yaşattığı acıların yanı sıra tek tek kişilere ödettiği bedeller de var. Azer Yaran’ın da yaşamı 1980 darbesi ile tama“Kıyısına Sığınan Deniz Azer Yaran”, değerli bir men değişiyor. Azer Yaşairi yakından tanımak ve şiirini anlamak için ran 1972’de Ankara’da yapılmış iyi bir çalışma. Üstte: Kitabın yayıma hazırlayan Gökhan Akçiçek. Dil ve TarihCoğrafya zılar Kit.) kitabında yer alan İrfan Yıldız’la yaptığı söyleşisinde şiirinin nasıl bir dönüşüm geçirdiğini açık yürekle anlatıyor. 80’lerde şiirden kopmadığını ama bu şiirleri yayımlatmadığını söylüyor. Değişimi içselleştirmiş, olgunlaştırmış ve ancak “oldu” dedikten sonra şiirlerini kitaplaştırmış. İki yıl arayla yayımlanan “Burada Günışığı Türk” BİR ANMA KİTABI Ordulu şair dostu Gökhan Akçiçek “Kıyısına Sığınan Deniz Azer Yaran”ı dört bölüm halinde yayıma hazırlamış. İlk bölümde “Azer Yaran Kitabı İçin Kaleme Alınanlar” başlığı altında Hüseyin Peker, Hüseyin Avni Cinozoğlu, Hayati Baki, Gün Zileli gibi şairlerin ve dostlarının yazıları var. Yazılarda esas olarak Yaran’la dostluklar, anılar anlatılıyor, bu vesile ile şairin entelektüel yapısı, şiiri hakkında görüşleri iletildiği gibi son döneminde köyünde nasıl bir yaşam sürdürdüğü de anlatılıyor. Yaran’ı Ordulu dostları sık sık ziyaret etmiş. O da Ünye’ye, Fatsa’ya ya da Ordu’ya gidişlerinde onların kapısını çalmış. Yani tam bir inziva yaşamamış. İkinci bölümde Azer Yaran’ın ölümünden sonra yazılanlar yer alıyor. Bu yazılar da ilk bölümdeki yapıda, dostluklar ekseninde yazılmış. Halim Şafak, Mehmet Can Doğan ve Yücel Kayıran’ın yazıları ise Yaran’ın şiirine yoğunlaşmaları ile dikkati çekiyor. Üçüncü bölümde Azer Yaran’la söyleşiler yer alıyor. İrfan Yıldız’ın yaptığı söyleşiler Azer Yaran’ın şiirini anlamak açısından önemli veriler içeriyor. İlgi ve dikkatle tekrar okudum. Son bölümde de Azer Yaran’a adanan şiirler var. Kitapta ayrıca Azer Yaran’ın fotoğrafları ve tüm telif ve çeviri kitaplarının kapakları da yer alıyor. Bence tek eksik Azer Yaran yaşarken hakkında yazılanlar. Onlardan da bir derleme yapılsaymış kitap dört dörtlük olurmuş. “Kıyısına Sığınan Deniz Azer Yaran” değerli bir şairi yakından tanımak, şiirini anlamak için yapılmış iyi bir çalışma, iyi bir anma kitabı. Başta Gökhan Akçiçek olmak üzere emek veren tüm Ordulu şair dostlarını bu kitap ve vefakârlıkları için kutluyorum. n (Kitabı edinmek isteyenler kumdanyazilar@hotmail.com adresine yazabilir.) 10 26 Kasım 2015 KItap