Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Adnan Turgut’tan “Çaça” Nostaljik bir roman Adnan Turgut’un kaleme aldığı “Çaça”, unutulmuş dostlukları yeniden anımsatan ve kahramanları gerçek kişilerden oluşan, bir anı roman. r Serkan FIRTINA eknolojinin bu kadar geliştiği, küreselleşmenin böylesine dünyayı kapladığı bir zaman diliminde zihinlerin çölleşmiş olduğu gerçeğinden yola çıkan bazı yazarlar, samimiyete tekrar sarılarak “o mutlu evrene” geri dönüşü ele almayı sever. İnsan ilişkilerinin iletişimsizlikle tanımlandığı yüzyılımızda en çok eleştirilen konulardan biri hiç şüphesiz samimiyetsizlik ve güvensizlik. Yeni dünya sistemi size sosyal paylaşım sayfalarında binlerce arkadaş edinmenizi sağlayabilir ancak komşunuzla kapı önünde çiğdem çitleyerek demli bir çay altında mahalle sohbeti yapmanızı engeller. Kentsel dönüşüm ve dönüştürümle beraber artık birbirinin aynısı beton yığınları binalar içinde beş yüz kanallı televizyonunuz, yirmi dört saat açık olan sosyal paylaşım ağlarınız ve muhteşem kalabalığınızla sanal bir evrende yaşamı sürdürüyorsunuz. “Nerede o eski sokaklar, bayramlar değil mi?” serzenişleri içinde sabah kalkıyor metroya biniyor, güvenlik görevlileri ile dolu kent içinde çalışıp huzur aramaya koyulup sonra tekrar konforlu evlerinize geri dönüyorsunuz. Bu kırılması zor döngünün içinde bazen öyle romanlar çıkıyor ki okumanızla birlikte geçmişin büyüsüne tekrar giriyor, yaşanılan çağın hastalıklı atmosferinden biraz olsun kurtulabiliyorsunuz. İşte Adnan Turgut’un “Bir Zamanlar Eşrefpaşa’da” alt başlıklı, Çaça adlı romanı tam da bahsettiğim türe örnek bir çalışma. Özellikle T İzmir’in 1960, 1970 ve kısmen 1980’lerine tanıklık etmiş olanlar için kaçırılmaması gereken bir çalışma. Tabii ki o yıllarda yaşamış ya da İzmirli olmanız gerekmiyor bu harika romanın engin denizinde yüzmek için. Yaşamında “eski” den ve “nostalji”den bahseden herkes okumalı. Çaça ile samimiyetin, paylaşımın, güvenin, huzurun, aşkın, yani bir anlamda günümüzde içi fazlasıyla boşaltılan ve yok edilen ne kadar kavram varsa konu edinen bir yaşam öyküsüne yelken açın. Çaça, bir semt romanı olması özelliğiyle semt kültürünün önemini bilen ve o alanda çalışma yapmak isteyenler için de harika bir örnek. Roman tümüyle sosyolojik ve psikolojik bir laboratuvar çalışması. Çünkü romandaki her kişi, kendi sınıfsal konumunun davranışlarını yansıtan son derece gerçekçi çizilmiş. Bu durum ele alınan konuların inandırıcılığı olmasının en önemli yanı. Özellikle televizyon dizisi olmaya aday bir çalışma olduğundan dolayı şimdiden yapımcılara öneriyorum. Ayrıca sinema senaryosuna da dönüştürülebilecek bir bütünlük taşıyor. Turgut, Çaça ile “yazar en iyi kendisininkini bilir” düşüncesinden yola çıkıp yaşamını merkeze alarak başlıyor anlatmaya. Her biri duygu yüklü karakterleriyle yaşamı sanatla buluşturuyor. Gerçeği estetik ve edebi bir denge içeresin de bir uyumla var ediyor. Böylesi ancak Tanrının kulağına bir şeyler fısıldadığı yazarlara has bir durum. Turgut da belli ki böyle bir yazar. Bir solukta okunan romanın bir anda bitmesi ise okuyanda şaşkınlık uyandırıyor. Yazarın yapıtın sonunda belirttiği gibi “ikinci kitaba kadar bir kahve içimlik mola” isteğine uyarak binlerce kahve içebilirsiniz. Çünkü yazar henüz bildiğim kadarıyla romanın devamını ikinci kitap yayımlamamış. Okuyunca sizlerde bana hak vereceksiniz. Turgut hemen bu romana kaldığı yerden devam etmeli, yaşam ve edebiyatın yolculuğunu gidebildiği yere kadar sürdürmeli. Kitabın arka kapak tanıtımında da yazıldığı gibi Çaça, “unutulmuş dostlukları yeniden anımsatan ve kahramanları gerçek kişilerden oluşan, bir anı roman.” Anılar unutulmaz, dost meclislerinde anlatılır. Ancak birde anılarını geleceğe edebiyat yoluyla miras bırakanlar vardır. Adnan Turgut bu mirası bizlere bırakıyor ve bizlerde mirasa konan okuyucular olarak iştahla devamını bekliyoruz. n Çaça/ Adnan Turgut/ Duvar Yayınları/ 294 s. 1283 1 8 E Y L Ü L 2 0 1 4 n S A Y F A 1 9 Çaça, bir semt romanı olması özelliğiyle semt kültürünün önemini bilen ve o alanda çalışma yapmak isteyenler için de önemli bir örnek. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I