18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Robert Charles Wilson’dan “Darwinya” Bir kıtayı nasıl sorgulayabilirsin ki? 1912’de insanlık tarihi bir mucizeyle altüst olur ve Avrupada artık Darwinya adlı yeni bir kıta ortaya çıkar. Amerika’dan Darwinya’ya keşfe giden romanın kahramanı Guilford Law, hayal edebileceğinin çok ötesinde bir kaderle yüz yüze gelir. Robert Charles Wilson “Darwinya”da, bugünkü dünyanın siyasi ve fiziksel düzenini altüst ederek bir alternatif tarih ve dünya yaratıyor. r Alican Saygı ORTANCA ir gün aniden dünya üzerindeki bir kıta kaybolsa ne olur? Bu kaybolan kıta Avrupa olsa neler değişir? Avrupa’nın yerine her şeyiyle yabancı başka bir kıta dünyaya yerleşse, dünyanın özellikle ABD’nin bu değişime yaklaşımı nasıl olur? Robert Charles Wilson’ın Darwinya adlı bilimkurgu romanı bu sorular üzerine yarattığı kurgu üzerinden “ya böyle olsaydı”nın cevabını arıyor. Bunu yaparken de kendisine Mucize’nin başlangıç tarihi olarak 1912 yılını seçiyor. Dünyanın herhangi bir dünya savaşıyla yüzleşmediği, Sovyetler’in kurulmadığı, ABD’nin dünya üzerindeki baskınlığını hissettirmeye başlamadığı, yeni başlangıçların hemen öncesi. Bu başlangıçlar başka bir başlangıcın, Avrupa’nın insanların ciddiye almayıp Darwinya adını taktıkları bir kıtayla yer değiştirmesi sonucu bambaşka bir yöne doğru ilerliyor. Kitap tür açısından bilimkurgu olmasına rağmen bir uzay operası ya da yapay zekâ kurgusu üzerine kurulu bir hikâye üzerinden ilerlemiyor. Bu kitapta kullanılan yöntem, bilimkurgunun alt türlerinden biri olarak görülen, “Dünyamızda sadece coğrafi değil ayrıca tarihsel ve bilimsel değişiklikler şu an olduğu gibi gerçekleşmeseydi durum ne olurdu?” sorusuna cevap arayan alternatif tarih. Bir alternatif tarih romanı olarak fazlasıyla güçlü bir kurgu oluşturmayı başaran yazar, bunun yanına eski tür macera ya da keşif romanlarına benzer bir tat yakalayarak okuyucuyu bu konuda fazlasıyla doyurmayı başarmış. Kitabın özellikle ilk kısmında adı sıkça geçen, Tarzan’ın yazarı Edgar Rice Burroughs’un geleneğini takip eden adımların atılması, romanın okuyucu için ilginç kılıyor. Bunun yanında bilimkurgunun babalarından biri olan Jules Verne’in açtığı yolda, özellikle Buzların Sfenksi’nde karakterlerin Antarktika’yı ve onun bilinmeyenlerini keşfe çıkar gibi, kitabın kahramanı Guilford Law da Darwinya kıtasını keşfe giderek, klasik bir kitabın alımını modern bir bilimkurguda okuyucuya sunuyor. S A Y F A 1 4 n 1 8 çarpan uykurüyagerçeklik ilişkisinin modern bir romanda geleneğinden kopmaksızın ne kadar güçlendirilebileceğine bu kısımlarda şahit oluyoruz. Bu bölümde gerçekleşen eş zamanlı anlatılar kendi türü için bile zorlayıcı olsa da bahsi geçen her küçük parça, romanın sonlarına doğru olması gereken yere yerleşip, yapbozu tamamlıyor. Özellikle Guilford’ın, tanrıların ve iblislerin birbirleriyle mücadele ettiklerini gördüğü rüya, kitap içinde okuyucuyu beklenilenin aksi bir tarafa çekip, sonunda tüm yaşananları simüle gerçekliğin asıl gerçeklik olmasıyla açıklayarak ulaştığı sonuç ise beyni fazlasıyla zorlayan cinsten. “YA HEPİMİZ BİR BİLGİSAYAR OYUNUYSAK” Kitabın en zorlu ve en beklenmedik durumlarından biri, bir bilimkurgu romanında insanların ısrarla Mucize diye nitelediği olayın nasıl açıklanacağı. Bu kitabı bilimkurgu olduğunu bilerek okurken aklımızda hep cevaplanmasını beklediğimiz bu soru yavaş yavaş çözüme ulaşıyor elbette. Dünyanın alternatif tarihini okurken hikâye adım adım Philip K. Dick’in kurgulayabileceği bir tarza doğru ilerlediğini söylemek yanlış olmaz. Basitçe “ya hepimiz bir bilgisayar oyunuysak” cümlesini temel alarak ortaya atılan “simüle gerçeklik” teorisi üzerinden kendisini gösteren roman bir araya getirilmesi kolay olamayan anlatılarla başarıya ulaşıyor, hem edebi hem de kurgusal anlamda. William Gibson’ın Neuromancer’ı ya da bu romandan esinlenilerek sinemaya aktarılan Matrix’teki gibi insanların sanal bir dünya olduğunu bildiği ve platformda yaşanan gerçekliklerin tamamıyla sanal olduğunun kabullenilmesinin aksine, simüle gerçeklikte ortaya atılan tez, kusursuz bir biçimde yaratılan dünya hiçbir şekilde gerçeğinden ayırt edilemeyeceğini savunur. Bu dünyada yaşayanlar tamamen sanal varlıklardır ve gerçek dünyada karşılıkları yoktur. Bu sanallıkta yarattıkları bilinç onların gerçekliğidir. Geçmiş, bir anda simülasyonu kontrol edenler tarafından silinebilir, dünyalar değiştirilebilir ya da aslında tarih yokmuş ama yaratıcı ya da simülasyonu kontrol edenler tarafından zihinlere ve hafızalara varmışçasına yüklenerek, milyarlarca yıllık evren yaratımı aslında bir günde oluşturulabilir. Roman boyunca bu durumun yaratacağı felsefi tartışmalardan da geri durmayan yazar, başarılı bir bilimkurgu eserinin edebi açıdan ne denli güçlü olabileceğini okurlarına cesurca gösteriyor. Bilimkurgu çevirileriyle tanınan Sönmez Güven’in yetkin çevirisiyle İthaki Yayınları tarafından dilimize kazandırılan kitapla, Türkiye’deki bilimkurgu okurları Robert Charles Wilson’ı ilk kez kendi dilinde okuma şansı elde etti. Darwinya ve sonrasında yazdığı kitaplarla adından çokça söz ettirip pek çok ödüle ve övgüye layık görülen yazarın kitaplarını okumak için kusursuz bir başlangıç olmasının yanında farklı türde okumalara da olanak kılan kitap, Darwinya kıtasının kasvetli havasını bize de solutmaya kararlı. n Darwinya/ Robert Charles Wilson/ Çeviren: Sönmez Güven/ İthaki Yayınları/ 384 s. K İ T A P S A Y I 1283 B Kitapta bu tartışmalar AVRUPA’NIN OLMADIĞI BİR oldukça yerinde ve DÜNYA başarılı bir anlatımla Mucize gerçekleştiğinde henüz on okuyucuya aktarılmış. dört yaşında olan ve Amerika’da yaşaYıllarca tarih dersleyan Guilford sekiz sene sonra yolculurinde özellikle Birinci ğa, bir gemiyle yanında ailesiyle beraber Dünya Savaşı konusu ve bir fotoğrafçı olarak çıkıyor, rotası işlenirken değinilen ise Darwinya. Yıllarca bu mucize kıtayı Wilson İlkeleri’ne zemin hazırlayan görmeyi düşleyen karakter, gerçeklerin Monroe Doktrini bu bölümlerin kuriçine girmeye başladıktan sonra hiçgusunda kritik bir role sahip. Artık bir şeyin düşündüğü gibi olmadığını Avrupa boş bir kıta olduğu için ve fark ediyor. Kıtaya ulaşmadan önce elbette ki insanoğlu bu boş kıtayı kendi Britanya’ya ya da daha önceden Brihaline bırakmak istemediğinden, göze tanya olan yere giden Guilford ailesini sokulmadan ama yüzeysel de kalmadan, orada bırakıyor. Britanya’yı kıtanın geri bir bilimkurgu romanında bu durumun kalanından farklı kılan yanı ise İngiyol açacağı karışıklık sade bir anlatımla lizlerin hâlâ toprakları sahiplenmeleri romana yedirilmiş durumda. ve yaşadıkları yeri ne kadar tanınmaz Guilford kıtaya ayak bastıktan sonra durumda olsa da terk etmeye niyetli araştırmalarına devam ediyor. Bitkiler olmamaları. ve hayvanlar üzerine adlığı notlar ise Kıtada ise bu değişim, sadece bir topCharles Darwin’in araştırma yaptığı rak parçasının kaybolması ve bir yenidönemki alışkanlıklarına küçük bir gönsiyle değişmesi olarak değil, tüm bitki derme gibi. Romanın heyecan dolu ve örtüsünün ve hayvanların –kitaptaki gizemlerin bir bir çözülmeye başlandığı karakterlerin algılarına göre farklılık yeri ise Ren Nehri’ne doğru yapılan yolgösterecek biçimde– yaradılış ya da culuk. Bu yolculukla paralel olarak ilerevrimi, dünyanın geri kalanından bamleyen ve Guilford’ın rüyalarının anlatılbaşka bir yolda izleyerek gerçekleşmiş. dığı bölümler ise yazarın yaratıcılığının Tüm dünya bu değişimi Mucize adıyla en üst seviyeye çıktığı kısımlar. Rüyalar anarken dindar insanlar arasında ismine ve gerçekler arasında bağ kurularak de layık olarak “muazzam ve ilahi bir kitabın sonunda açığa çıkacak ve anlaşımüdahale” gibi bir açıklama kabul görlacak imgelemler yaratmakla kalmayıp, mesi fazlasıyla normal. Sil baştan yapıLovecraft’in öykülerinde sıkça göze lan Avrupa için ise evrimcilerin ve kitabın ana karakteri Guilford’ın düşüncesi ise bilimsel düşüncelerle örülmeye çalışılıyor. Bu değişikliği evrimle açıklamak mümkün olmasa da bitkilerin durumunu hatta bu değişiklikten önce de bir yerlerde varlıklarını sürdürdüklerini düşünen Guilford, bitkilerin tohum üretmesini tarihle, kalıtımla ilişkilendiriyor, bir sonraki adımı ise evrim. Yazarın bu ikilem üzerinden kurduğu diyaloglar ve karakterler üzerinden sürdürdüğü tartışma sadece iki zıt yanı savunan karakterleri daha derinlikli kılmakla kalmamış, romana da edebi açıdan daha iyi bir yere getirmiş. Avrupa’nın olmadığı bir dünyadan bahsederken ABD’nin nasıl davranacağına değinmeRobert Charles Wilson, bir alternatif tarih romanı olarak güçlü bir kurgu yaratmış. mek büyük bir eksiklik olur. 2 0 1 4 E Y L Ü L C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle