Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler yılın en çok ses getiren, filmlere konu olmuş romanlarından biri. Bana Kahraman Olduğum Söylendi / Ben Fountain / Çeviren: Figen Bingül / Domingo Yayıncılık / 310 s. Hepsi üç dakika sürdü. Irakta pusuya düşürülen Bravo takımı düşmanı bozguna uğratmayı başardı ve her şey Fox TV kameraları tarafından saniye saniye görüntülendi. Sadece saatler sonra birer Youtube fenomeniydi Billy Lynn ve silah arkadaşları. Uzaktaki savaşın kapılarına gelmesinden korkan ve bundan korktukları için utanan büyük ve kudretli Amerikan ulusunun kahramanlarıydı artık onlar. Bu durumda Bush yönetiminin onları yuvalarına geri getirip ülke çapında bir Zafer Turu’na çıkarmasından doğal ne olabilirdi ki? Bu turun son saatlerini anlatıyor Bana Kahraman Olduğum Söylendi. Dev bir stadyumda, yüzlerce spotun altında Amerika son bir kez kutsayacak Bravo’yu. Amigo kızlar onları azdırmaya, Hollywood film haklarını ucuza kapatmaya, nüfuslu zenginler meselenin petrol değil demokrasi olduğunu onlardan duyup kefaret koparmaya çalışacak. Sekiz genç adamın tüm bunlarla boğuşma hikâyesi bu. İran’ın Nükleer Programının Analizi ve Türkiye / Ersoy Önder / IQ Yayıncılık / 416 s. Bu kitapta; uluslararası ilişkilerde nükleer kavramlar ve İran’da nükleer yapılanma tartışmaları ile ilgili genel bilgi verildikten sonra, uluslararası bir sorun olan İran’ın nükleer faaliyetlerine ABD, İsrail, AB ve Rusya’nın yaklaşımları, İran’ın kendi yaklaşımları da dahil olmak üzere değerlendirilmiş. Özellikle ABD’nin İran’a karşı uygulayabileceği stratejiler, İran ile birlikte hareket edebilme ihtimalinden, askeri müdahaleye kadar tüm seçenekleriyle ortaya konmuş. Dünyanın en problemli coğrafyası Orta Doğu’nun iki önemli ve büyük gücü Türkiye ve İran’ın ilişki ve sorunları, İran’ın nükleer programı ile ilgili son gelişmeler çerçevesinde değerlendirilmiş, ilişkilerin geleceği ile ilgili öngörüler ortaya konmuştur. Kitapta Türkiye’nin, İran’ın nükleer politikasına yaklaşımı mercek altına alınıyor. Topkapı Sarayı Haremi / Mehmet Kocaaslan/ Kitap Yayınevi / 302 s. Murat Kocaaslan, Topkapı Sarayı haremini ele aldığı bu çalışmasında, Osmanlı hanedanı üyelerinin yaşadığı haremin mimari örgütlenmesini ve kadınların mimariye olası etkilerini, özellikle IV. Mehmed’in saltanat dönemi çerçevesinde tartışıyor. Bununla birlikte haremdeki mimari örgütlenmenin beraberinde getirdiği bilinçli veya bilinçsiz olarak oluşturulan sınırlara dikkat çekiyor. Osmanlı hanedan üyelerinin yaşadığı haremde mimari şekillenmenin doğrudan statüyle ilgili olduğunu, bu örgütlenme içinde haremde yaşayan her bir bireyin sınırlarının kesin olarak çizildiğini ve bu sınırların aşılmasına izin verilmediğini ileri sürüyor. Haremdeki bu sınırların mimariye bire bir uygulandığını ortaya koyuyor. Bu anlamda haremdeki mimari örgütlenmenin sarayın genel mimari örgütlenmesiyle de örtüştüğünü belirtiyor. Gökyüzü Sağır Sesim Dilsiz / Belinda Kuran / Aurum Yayınları / 256 s. “(...) Dillendirilen her sessizliğin ardında aslında çok sesli bir isyanı barındırıyordu aşk... Aşk... İnsanın bağrında beslenen sevdanın, zamanla lal olmasından ibaretti. Gönlünde çıkan yangının alevine tüm benliğini, duygularını bırakırken, o herkesin dillendirdiği gibi ümitleriyle sürüklenemiyordu Gizem. Ancak sevdiği adamın sıcaklığı uzaklaştığında gerçekten çok uzakta bir aşkın varlığıyla yoğrulduğunu anlıyordu. Geriye baktığında ne bağrında, ne duygularında, ne inançlarında, ne de yüreğinde bir sıcaklık kalıyordu. Öyle arsız, öyle gaddar, öyle yılışık bir duyguydu ki her gün hiç azalmadan aynı acıyı veriyordu insana...” Yaşadıkları onca savrulmalara, hayal kırıklıklarına ve yaralarına rağmen iki kız kardeşin hayata tutunma hikâyesi Belinda Kuran’ın elimizdeki kitabı. Bilgiyle Sohbet / A. M. Celâl Şengör / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 772 s. Avrupa ve Amerikan Bilimler Akademisi’nin ilk Türk üyesi, Rus Bilimler Akademisi’ne Fuat Köprülü’den sonra seçilen ikinci Türk olan dünyanın en saygın jeolog, bilim adamı ve üniversite hocalarından Celâl Şengör’ün en önemli özelliği hayata bir bütün olarak bilim çerçevesinden bakması. Bu anlamda kelimenin tam anlamıyla bir akademisyen. Prof. Şengör’ün yirmi yılı aşkın süreyle çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan yazıları ve farklı platformlarda yaptığı konuşmalarının metinleri elimizdeki kitapta bir araya getirildi. Prof. Şengör bilimsel birikimini elbette yine başta bilim olmak üzere eğitim, tarih, arkeoloji, coğrafya, edebiyat, toplum ve kültür gibi pek çok alanda okurlarla paylaşıyor. n C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1256 1 3 M A R T 2 0 1 4 n S A Y F A 2 7