Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Melike İlgün’den ‘Bir Başvekil Sevdim’ ‘Hakem değil anlatıcıyım!’ Adnan Menderes ve Ayhan Aydan, Melike İlgün imzalı “Bir Başvekil Sevdim” adlı romanda vücut buluyor yeniden. Bir başvekil ve bir sopranonun büyük aşkının hikâyesi; hem sıcak hem ayaz. Hem sessiz hem avaz avaz. Bitti sanılan ama aslında bitmemiş, belki de ölümün bile ayıramadığı.Her ikisinin de evli olmasına rağmen filizlenen, her türlü engele rağmen boy veren, onca dedikoduya, yasağa, mesafelere, hasrete rağmen vazgeçilmeyen, vazgeçilemeyen. İhanetlerin en ağırına rağmen, idam kararını çoktan vermiş bir mahkeme heyetinin önünde “Ben onu çok sevdim!” diyebilerek tarihe geçen. Roman, ismi gibi net ve yalın bir anlatı, tarihi kaynaklara bağlı kalınarak yazılmış, bir aşkın belgesel tadında anlatımı. Başvekil Adnan Menderes’in on yıl devam eden iktidarına ve idamına aşkın penceresinden bir bakış. İlgün’le Bir Başvekil Sevdim adlı romanını konuştuk. r Gamze AKDEMİR zerinden geçen hayli zaman düşünülürse bu romanı yazmak konusunda ne harekete geçirdi sizi? Ayhan Hanım ile ne zaman, nerede ve hangi kitapta tanıştım hatırlamıyorum. Bambaşka bir konu hakkında okumalar yaparken çıktı karşıma. Yassıada Mahkemeleri’nde Bebek Davası’nda Ayhan Hanım’ın kendinden olma bebeğini öldürtmekle suçlanan eski sevgilisi Adnan Menderes’i savunurken söylediği “Ben onu çok sevdim, hakim bey” sözü çarptı beni. O söz yıllarca döndü durdu kafamın içinde. Bir gün o cümlenin romanını yazacağımı biliyordum. Eski gazeteciyim ben. “Eski gazeteci” olmaya mecbur kalanlardanım. Haberci titizliğiyle o cümlenin peşine düştüm. Menderes ile ilgili yazılmış neredeyse bütün kitapları, eski gazeteleri, mecmuaları, mahkeme tutanaklarını okudum. Tarihte haber kovalıyormuş gibi hissettim bazen… Kitaptaki bir sürü ayrıntıya iğneyle kuyu kazar gibi uğraşarak ulaştım. Ü Ayhan Hanım Menderes’i takip edebilmek için aslında hiç de ilgili olmadığı politikayla ilgilenmek zorunda kalıyor. Gazete okumaya başlıyor Menderes’i takip için. Her kadın gibi merak ediyor o da sevdiği adam nereye gitmiş, ne yemiş, kimle görüşmüş diye… Tek fark onun sevdiği adam başvekil. Öte yandan Ayhan Hanım’ı anlatırken o dönemi de anlatıyorsunuz. Demokrat Parti iktidarını, Menderes’in sansürcü politikalarını, darbeye giden süreci, darbeyi, Yassıada’yı, Menderes’in idamını. Elbette ama bunu didaktik bir biçimde değil de Ayhan Hanım’ın hayatının içinde anlatmaya gayret ettim. Okuru çok şaşırtacak anektodlar, o dönemin dedikoduları da var romanda. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın eşi Reşide Hanım’ın patavatsızlıkları, Fatin Rüştü’nün eşi Emel Hanım’ın kalp kırıklıkları, Menderes’in Florya’da denize panter desenli slip mayoyla girişi, Yassıada’daki zulüm, Yassıada savcılarından birinin daha önce küçük bir erkek çocuğa tecavüzle suçlanmış oluşu, Menderes’in kefenindeki lekenin sırrı. Aslında tarihi roman denemez “Bir Başvekil Sevdim” için. Gerçeğin romanı bu! “AYHAN HANIM İÇİN İKİ MENDERES VAR” Ayhan Hanım için iki Menderes var. Evet, nehir gibi dedim ya. Biri Büyük Menderes, başvekil olan, art arda üç seçim kazanan, her kazandığı seçimle baskıyı da sansürü de artıran. Türkiye’yi o vakte dek hiç girilmedik yollara sokan bir politikacı. Diğeri de Küçük Menderes, zarif, kibar, şefkatli, kıskanç, tutkulu bir âşık…Ayhan Hanım Büyük Menderes’ten mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyor. Menderes de onu uzak tutmaya çalışıyor aslında. Ayhan Hanım’ın evi sırça köşkleri onların. Asla politika konuşmuyorlar. O eve Menderes huzur bulmaya geliyor. Ayhan Hanım’ın talepsiz sevgisi de onu Menderes için vazgeçilmez yapıyor. Ama elbette Ayhan Hanım gibi yıldız ruhlu bir kadın için ikinci olmak çok zor. Sahnede hep başrol oynayan birine hayatta yan rol düşmesi ne büyük dilemma. Bunun sancısını da çok çekiyor. Ama zamanla öğreniyor geride durmayı, öteki olmayı. Aydan’ın, Menderes’in eşi Berin Hanım’ı düşününce kısa bir an için bile olsa kendini hırsız gibi hissettiğini yazıyorsunuz. Berin Hanım’ı sıklıkla düşündüğünü yazıyorsunuz… Sorgulamalarıyla epey bocalamalar yaşamış. ‘Sevdim’ diyor ama kestirip atma yok… Kendini hem haklı bulmuyor hem? Evet, her şeyden önce çok saygı duyuyor Berin Hanım’a. “Ondan ayrıl, benle evlen” gibi bir diretme K İ T A P S A Y I 1226 Bu, en önce nasıl bir “kadın” hikâyesidir? 2.53 yıl çalıştım Ayhan Hanım’ı anlatabilmek için. 357 sayfa yazdım. Ama ondan bahsederken hala Ayhan diye bahsedemiyorum. En özel konuşmalarımda bile Ayhan Hanım diyorum. Bu öyle bir kadının hikâyesi. Türkiye’nin başbakanıyla aleni bir şekilde evlilik dışı ilişki yaşamasına rağmen pespayeleşmemiş, yaşadıklarına duyduğu hürmetle önce etrafında, sonrasında Yassıada’daki tutumuyla tüm Türkiye’de bir saygı halesi uyandırmış bir kadının hikâyesi. “ARALARINDA POLİTİKA ASLA VE KAT’A YOK” Kimsenin kimsenin özelini savunduğu ya da yerdiği bir kitap değil okuduğumuz. İsmi gibi net ve yalın bir anlatı… En çok dikkat ettiğim nokta bu oldu zaten. Ben hakem değilim, anlatıcıyım. Kimseyi yermek ya da övmek değil niyetim. Kaldı ki haddim de değil. Nasıl bir aşk hikâyesidir’i açar mısı nız? Ne ekol bir romantizm? Katıksız, talepsiz ve saf olarak niteleniyor kitabın genelinde… İlk buluşmaları mesela… Nasıl bir izlenim bırakıyor Menderes, Aydan’da? Aslında Ayhan Hanım, Adnan Menderes’i tanımadan sırf başbakan olduğu için ona hayran olan bir kadın değil. Aksine fazla pervasız buluyor onu. Hatta Menderes’in alakasına kayıtsız kalmaya gayret ediyor. Ama olmuyor. Menderes çok bilinen, hep yazılan kibarlığı ve zerafetiyle etkiliyor onu. Aralarında epey de yaş farkı var, 25 yaş kadar. Ama bir yandan babasız büyümüşlüğünün verdiği ruh hali, diğer yandan zaten kötü giden evliliğinin yarattığı yıkım Menderes’e kapılmasını kolaylaştırıyor. Aslında tam da böyle oluyor. Menderes’e kapılıyor. Sadece ayağını sokmaya niyetliyken birden içine alıveren bir nehir gibi… Siyasetten uzak ama soyut değil Ayhan Aydan… Bu noktada nasıl bir iletişim kuruyorlar Menderes’le? Menderes Ayhan Hanım ile politika konuşmayı özellikle istemediği için, o evden içeri adım attığında politika asla ve kat’a yok. Ama S A Y F A 4 n 1 5 A Ğ U S T O S 2 0 1 3 C U M H U R İ Y E T Melike İlgün