Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
inssin neler, ne irıciler, ne ıiıücevherler bu lun çıkarıyor. Öyle filmler var ki... Kendi adıma çok heyecan verici keşjflerde hıılıınııvorıını. Anıa tabii aynı keşifleri çağdaş sinemada da yapmak mütnkün. Çünkü günümüz sincmasmda da çok güzel şey ler yapılıyor. Bu nedenlc de iki üç tane geıçekleu güzcl film tanımak ıçin belki 3040 tane orra karar lilnı de izleınek zorıınduMiuz anıa işte o iki iiç film de yarına kalacak, yarının külr filmı olaeak niteliktedir. ()ııları ilk önce keşjetmek, tam zanıannıda fark etmek de ayn lıir heyecandır. ()nıın için de dış festivalleregitmek ya da Türkiye'deki fesrivallere gelen filmleri sevretmek gerekiyor. Kolokffl tüketim Sıııoıitiya daır \ızı eıı ı^oh ne kızdırır? Bıtçok kiijinin teısiııe, .sinemanın kirleye dünuk popiıler Hır eğlence türü oldıığıına ınanıyomm. Sineıııalarbirertapınak degil, birer eğlence yerı. ( ) yüzden, anıan son dereoe sessiz ululını, anıan patlamış ınısır yenmesin diycn insanlara karşıymı. ABI )'de bulundugum siirede çok kalabalık sinenıa sakmlarına gitrinı, çolıık çocıık geliyordıı Amerikalılaı ve o pallamış mısirlaıın gürültüsü neredeyse filmı bastırı yorclıı. I'akat öyle bır toplıı eglenceydi ki (i, öyle biı kolektif lükeliıııdi ki benı cok etkiledi. Kıujkıısuz her fılmde olnıaz bu, bır Taıkovski iilıııiniıı böyle seyredilmesı ınümkıın değil ama bır Taıkovski lilmine deokalabalıkgelmez. Kısacası, bunlarbeni sinirlendiren seyler değil. Sinemada se vişcn bir çilt de beni uıhatsiz etnıez; siııenıayla, a^k denen güzel şeyı birleştirdikle ri için! Aıııa perdcde kalası kesilmiş göriinrii ler beni sınırlendirir. l'rojeksiyon hatalan beni <,ılgma cevirir. Film biter bitmez, son jencrik miiziğini dinlemek isteyenlere ya da bir oyuncunun adını (iğrenmek iste yenlere izin vermeyen makinistler beni öfkelendiriı. Yıllarca bunlarla nıücadelc ettiın ben. Bir de tabii eleşjtirnıenlerf Hıncal UIııç ağzıyla sataşmak istemiyorum anıa bazı arkadaîjlarımız da bazı tJınlere karşı o kadar duvgusuzca yakla.şıyorlar ki, sinema yı sevdiklerine dair hicbiı ^ey hissetmiyorsun. Siııeıııaya sırf zihinsel biçimde, yal nızca akıllanyla, iistelik deçokkurnazgözüknıeye çalı^arak gcliyorlar ve yazının ba şına "harcama" dııygusuyla oturuyurlar. Oysa lihn dencn karmaşık sanat yapıtı karşısında biraz daha alçakgönüllü olınalıyız. Beni, bu tarz sevgisiz, hesaplı, keli me oyıınlarıyla çıkılan zekâ gösterueri üzüyor. Sıncma sanatıntn 20 yiizyıl boyunca göstcrdifci gclişme ılc dünyudakı toplumsal alt üst oluşlar arasında pımılclliklcr var. Sovyel Dcvrimi vc Sovyet Dcvnmcı Sınenıasımn dünya îincmasına elkderı, ikirıci DihıyaSıivıiiivc YcrıiCicrçckçlik, 196S ve Ycm Dalga 21 yüzyılda du bekliyor mu uınuz bıı lıir ko<,ul geli$meler? Türkiye son 20 yıl içinde tüketim ve haz roplumu halinegeldi. Aslında dünyada da böyle oldu ve sinemada bazı türler, politik filmler, sava^ filmleri, ideolojik yanı ağıı basan filmler devre dışı kalır gibi oldu. ()ysa şimdi bakıyoıuz politika da, savaş da, ideolojiler de dünya gündemindeki ağırlıklarını,önemleııni koıuyorlar. DoIayısıyla sinemanın bıı alanlarda söyleyeceği sözler bitmcdi. Sinema hâlâ politik nlınlere mulıtat," ve ue acıdır ki sinema hâlâ savas lilmleri yapmaya zortınlıı. Sinemanın geçeıı yüzvddaki teıııcl i^levleıi ve bu isjevlere ba^Iı olarak ortaya çı kan temel riirler bu yüzyılda da var olacak ve sinema elbette ki diınyada olan bitenden etkilenecek. Avrııjh) smemaKi, yıILmhııı berı ıi^ımn ılığı hır kriz yuşıyor. i lollyıoood'da da soruıılar htişladı, 'ieytrcı kaybı cıddı bttyutla ra /ı/tijiyor Hıııici kar^ııı Çın vc tran sıneı/uısı çok (»ıi'iıılı titaklıir yaplı llgmçtir, bu ıkı i'ılkcdc de u'rıeMti dcvlcl poltltküsıyla ürctilıyor, dcvlct konlrolü, sansür var ve sinema saııatmın azüıııi, \o/ı yılhırda Çiıı vc Inı/ı siııcınan lcmsil cdcr halc geldt. liırktycnın de aralanvda bulunduğtı Üciincü U M H U R İ Y E T K İ T A P SA YI i ~>iiııyti iilkclcrındcn csccek yetıı bır \ınewa J rıızf'/ırı gelebılır »tı Dünvada iki temel gelişme yaşanıyor. Birisi gfobalizasyon, yani ABD'nin ekonomik ve siyasi hâkimiyetine giren dünya görüniimu, Amerikan değerlerinin her ve re hâkım olması ve 1 lollywood'ıın bııiKİan yaıaılaııarak bütıın ulkelerde, zaten (,ok ıızun yıllardır süıdiirdüğü baskıcı, benmerkezci lutumıı enıpoze etmesı. Bıına karşılık başka bır şeyin de geliştigini görüyoru/. Yenideiı ıılusal kimlik arayışjan ba^ladı, ıılıısal değerler ön plaııa eıktı, her lıalkın ulusalcıhk anlayı^ı patlak verdi. Orııeğin Yugoslavya tek devletti, malum ortak parantez çöktü, Sovyet Rusya'da oldugu gibi bir siirü yeni cumhııriyet kuruldu veherbiri kendi ıılusal kimlik arayüjinagiriijti. ( )rtaya cc^itli halkları remsil eden çe şjrli devletler, hükümetler eıktı. Tabii her yeni devlet ortaya çıktığında ya da her halk kendi ıılıısal kimliğine eriştiginde yeni sinema cabaları da görüklu. Oteyandanbugiinekadaıçeşitli nedenlerle sinema alanında sesini dııyııramamış ulkelerden sinema gelmeye ba^ladı. lşin tııhalı bu yeni sinema sesleri hep Asva'dan geliyıır. Iran sineması, çok şaşılacak bicim de başarı gösterdi, doğası geregi sinemaya eok kar^ı olması gereken bır rejimden adeta sinema fışkırdı. Çiıı'de biraz daha ituk.li yaşandı gelişmeler, komıinızmin ye ni bir senreze varması, merkeziyetciliğin yumu^atılması sonucunda oradan da nşkırdı sinema. Aslında bu çok doğal bir yanıyla da, çünkü bıınlargeçmişleri çok biiyük ulus lar. Iran'ın da Çin'in de küllürii çok derinleregidiyor. Bu kadarzengm kiiltürleri, bu kadar deı in tarihleı i olan ülkelerin sinema konıısunda da s<iyleyecek sözlerinin ol rnası çok dogal. Ote yandan bıı iki iilkede de sansiırün varlığının, yaratıcılıgı engellemediği, hatta daha solistike anlatım biçimlerınm geliştirilmesi, çok ılaha incelikli mesajların iletilnıe.si açısından varatıcılığı reşvik etti ği bile söylenebilır J o r g e Volpi GSOR'Url IZİNDE "^ 1 gm d i? Dahi bir Na/i ll/ik<;isi nıi? ^Oksa mııtiak kötülük ıuü? Ve Klingsor hala aramı/da mı? Volpi Sinema dergiciliği Ulkcmızdckisitıcı/ut dcrgıcılıg'ı uzerıne nclcr söylcychıiınımz J Beninı de ıızun yıllar yazar kadrosunda yer aldığım "Sinema Dergısı" önemli bir boşjıığtı doldurııyor. Sinema tarihine yönelik kapsamlı ara^tırnıalar, dosyalar açısından bazı eksıklikler taşıyoı, önıeğin bir "Sight andSound" degil ku^kusıızama özelliklegenç seyircilere güncel lilmlerin, tüketim sinemasının ötesinde bakıi; açısı kazandırmaya çalı.'jması ve perıyodık nite liğlyle çok önemli bir dergi. Tümüyle gençlerin çıkardıgı "Allyazı" var soııra... lyi bir dergi, orada da çok kapsamlı yazılar var ama o da sonuçta "Sine ma nergisi"nden farklı değil. ( )te yandan son zamanlarda heyecan ve rıci bir olu^umun ya^andıgı, sinema dergiciliğinin adeta şahlandığı da söylenebi lir. "Sonsıız Kare" dergisinin çıkışı, "Yeni Sinema" dergisinden ayrılan bır grubun kıırdugu "l'ilm" dergisi, Türkiye'nin en ıızun onıürlü sinema dergısı "Antrakt"ın ıızun aradan soııra yaymına devaın etıııeye başlauıası sevindirici gelişmeler. Sayın Dorsay, son olarak klasik bır sorıı. Yeni kıtap çalfjmanız var mı •> Yeni kitap çalışınam var da, "Ne Şeker Şıırııp Şarkılardı ()nlar" kitabmııı bana getiıdigi belli bir düş kırıklığı oldu açıkçası. Çıınkü bıı kirap basııiLİa benim bek lentılerimi çok aşan övücii sözlerle karşılandı. O kadar guzel yazılar çıktı ki, her hangi bir ülkeue bir kitap hakkında bu kadar çok yazı çıkar ve bu kadar öviiliir se o kitap çok satar... Ben de bıı kitabın çok satacağını unıut ediyordıım, ama ma alesef öyleolmadı. Bu söylesjiyi yaptığımız günlerde, valnızca üçüncıi basımda. Bıı bana düş kırıklığı vaşattı ve 70 milyonluk ülkede, birkaç bin kitap satnıak îçın bu kadar ııgraşmaya değer mı dıye de dü^ünnıe ye başladıııı. Kalamda en azından iki üç kitap çalışması var ama bıı hafıf kırgınlı ğın geçmesini beklemem \v ülkenin realitelerine yenidcn alışmam gerekiyor. • * 7 18 'lîııj^üıı iilkenıde .'jo'lu yu^larııula iki ıniithi.^ ronıutıcı var. Bıınlardun h'ıri Joi't/e Volpi." CARLOS FUENTES "Bir nıııaııımanın it^iııe dii.şiiyor, luıııdan sonra ııcler otacaAmı Inılınak /orunda hisscdiyoruz kendimi/i. Bu anlamda bu roman bir başyapıt." GU1LLİİRMO CABRERA INFANTE YAYINLARl SAYFA 5