27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ğı bu öykü, dördüncü boyut varsayımının olanakları üzerine kurulmuştur. "Son Mr. Elvesham'in Hikâyesi"nde, tıp eğitimi yapmakta olan genç ve sağlıkiı George Eden'in yaşlı bir rilozof olan Edgert Elvesham tarafından kandınlarak içkisine konulan toz sayesinde kendisini yaşlı filozofun bedeni içindc bulması, yani tüm gençliği ve geleceğini çaldırması anlatılınaktadır. Bu öykü Borgesce gölge konusunun güzel bir çeşitlemesi ola rak nitclcndirilmcktcdir."Kristal Yumıırta"da, bir antikacı dükkânının sahibi olan Mr. Cave'nin asla sattnadığı kristal yumurtanın haberi olmadan aüesi tarafından satılmasından korkarak onu gizlice bir hastanede ııygulamalı dersler asistanı olan Mr. Jacoby Wace'in odasına saklaması ve incelendiğinde, belli bir açıdan, belli bir miktarda ışık aldığmda içitıdc bir yaşaın belirtisi olduğunu keşfettikleri yumurtanın içinde yaşayan Marslıların da benzer bir yumurta aracılığı ile dünyayı izlediklerini fark ettikten sonra Mr. Cave'nin, bir gün elinde yumurta olduğu halde ölü bulunması anlatılır. Borges'in, Aleph adlı öyküsünü bu öykünün belli belirsiz anılarına borçlu olduğunu belirttiği "Kristal Yumurta" iki farklı konu üzerine kurulmuştur: Öykü kahramanın çaresizliği ve evreni kapsayan beklenmedik bir projeksiyon."Sİhirli Dükkân"da, kiiçiik bir çocıık olan Gip ve babasının Regent caddesinin köşesinde adeta bir serap ğibi görünen alımlı ve küçük nesnelerle dolu Sihirli Dükkân'a girdiklerinde, Gip'in sihirli yetenekleri olan dükkân sahibi tarafından ortadan kaybedilişi ve Gip'in babasının, caddede yürürken Gip'i elinde bir sürü oyuncakla bulması; oyuncakların faturasını ödemek için döndüğünde dükkânı yerinde bulamaması anlatılır. "Sihirli Dükkân", kâbusa dönüşen bir düşten, okuyucuvu yatıştırmak amacıyla, yeniden uyanüdık haline geçilmesini anlatan bir öyküdür. Borges, Wells'in fantastik bir öykünün tek Dİr fantastik olayı içermesi gerektiği yönündeki inancını vıırgulayarak, Verne'in ileride gerçekleşecek şeyleri önceden haber veren düşüncelerinden farklı olarak, kendisinin asla gerçekleşmeyecek düşünceler ileri sürdüğünden övünç duyduğunu vurgular. Bu öykülerdeki, insan belleğinin ve düş gücünün sınırlarını zorlayan fantezilerini okuduktan sonra Wells'i, hiç gerçekleşmeyecek düşler kurmakla övünmekte pek de haksız saymamak gerekir. "Kaçan Ayna" PAPINI'den seçi len on öykünün yer aldığı "KAÇAN AYNA", dizinin sekizinci kitabıdır. Çevirisi Şadan Karadeniz tarafından yapılmıştır. "Havuzda İki Yansı"da, gençliğe yeni adımını attığı yıllarda kaldığı evin bahçcsinde bulunan havuza bakarak yiizünü sııyun aynasın da görmeyi kendine zevk edinmiş olan öykü kahramanının, yıllar sonra o kente geri dönüp havuzdaki suyun aynasında şimdiki yüzüyle birlikte yedi yıl önccki imgesini yan yana görmesi; geçmişteki kendi ile şimdiki kendi birkaç gün birlikte yaşadıktan sonra, geçmişteki kendinden sıkılıp onu lıavuzun suyunda boğması anlatılır. "Saçma Sapan Bir Oykü 'de, öykü kahramanı odasında oturmuş anılarını yazarken bir öykü okumak istediğini, eğer öyküsünü beğenirse kendisini meşhur etnıesini, beğenmezse intihar edeceğini bildiren tanımadıgı bir adanıın gelip, en ince ayrıntılarına kadar kahramanın yaşam öyküsünü okuması üzerine, yaşamının başkaları tarafından öğrenilmesini istemeyen kahraSAYFA manın öyküyü aşağılaması, adamın da gidip intihar etmesi anlatılır. "Zihinsel Bir Ölüm", sıradışı seylerin ardına duşmeyi seven öykü kahramanının Dostoyevski'nin Ecinniler kitabının birinci cildini karıştırırken, kitabın eski sahibi, Ottane Kressler'in adresine rastlamasıyla başlar. Bir rahipten yaşamın anlamının yalnızcaölümde olduğunu öğrenmcsi ve zihinselölümü tanımlayan, her kimbuyaşamda çoktan ölmüş olursa yaşamdan haz duyacaktır fikriyle diğer intihar ve ölüm biçimlerini yadsıyıp ölmek istemek düşüncesinin zoruyla ölmek için çaba harcamasıyla son bulur."Beyefendi'nin Son Ziyareti", herkesin hasta beyefendi diye isim taktığı biri öykü kahramanını ziyaret ederek, kendisinin geıçek bir insan olmadığını, bir düşün görüntüsü olduğunu açıklamasıyla baslar.Kendi varlığının neueninin onu düşleyen başka birinin varlığı olduğu düşüncesinde olan Hasta Beyefendi ömrünü varlık sebebi olan bu kişiyi aramakla geçirir. Hasta Beyefendi odadan ayrılır. O andan sonra onu yalnızca tek bir kişi görür."Neysem O Olmak Istiyorum Artık" öyküsü, kendi kendinden başka biri olamayacağının bilincine varan; ancak değişmek ve bir başkası olmak isteyen kahramanın yaşadığı eelişkileri anlatmaktadır. İntihar etmeyi bife düşünür ama var olma isteği bunu yapmasına engel olur. Bu hiçbir zaman sahip olamayacağı bir şeye sahip olma isteğidir.Kendisi olmamak."Sen Kimsin", kendi kendine kim olduğunu soran öykü kahramanının yaşamındaki duraksamayı konu edinmektedir.Arkadaşları tarafından tanınmayan, hiç mektup almayan kahraman aslında başkaları tarafından dayatılan şeyleri yaşamak zorunda kaldığını ve hiçbir şeyi keşfetmeye çalışmadığını anlar. Bu duraksama anı sona erdiğinde, eskiden tanıdığı insanlarla olmaktan sıkılır ve kendisini evrenin ortasında tek başına hisseder."Ruh Dilencisi"nde, yazarak kazandığı son parasuıı da harcayan kahraman, karnını doyurabilmek için ertesi gün yeni bir öykü yazmak için başka birinin yaş,aın öyküsünü dinlemek üzere kent merkezine gidip yaşamında hiçbir serüven olmayan sıradan insanın renksiz mutluluktan ürkerek ruh dilenciliği yaptığı o geceden sonra, artık sıradan insanlara gülmekten vazgeçişi anlatılır. "Başkasının YerineCanina Kıymak"ta, otuz üç yaşını doldıırmak üzere olan kahraman, arkadaşına geıçek yazgısını ona vermek için intihar edeceğini açıklar. Lsa'nın otuz üç yaşındayken insanlığı kurtarmak adına ölüme gitmesi ona esin kaynağı olmuştur. Arkadaş,ı bu durumu pek ciddiye almaz.Bu mtıtsuz adamı, otuz üç yaşını dolduracağı o ünlü tarih geçip gitdkten sonra bir daha görmez."Kaçan Ayna"da, dayanılmaz bir b ş sabahı bir istasyonda karşılaştığı tanımadıgı bir adamdan , insanların hep bu günü yarına adadıklarını ve yaşamın tümünün gelmesi gereken şeye yönelik olmasının doğruluğunu dinleyip, bütün bir şimdinin bir gelecek uğruna feda edildiğini, o geleceğin de şimdiki za mana dönüşeceğini, bir başka geleceğe feda edileceğini, en son şimdide ölünceye dek böyle sürüp gideceğini, insanların bu kaçan aynaya koşma oyunıınu kendilerini lanetlemek amacıyla tasarladıklarını anlatır."Ödenmeyen Gün", şimdi yaşlı ve güzel olan Prenses, henüz yirmi iki yaşında Viyana'nın en zarif prensesi iken ziyaretine gelen yaşlı bir Beyefendi' n i n çok hasta olan kızı için geri ödenmek üzere ömrünün bir yılını vermesini istemesi ve Prenses'in kırk yaşını geçtikten sonra, genç ve taze olduğu günleri bir süre önceden haber vermek şartıyla kullanıp elinde, son gençik gününün geri veriıemeyeceğinin yazılı olduğu bir mektupla ölü bulunması anlatılmaktadır. Borges'e göre Papini'nin eleştirilecek tek yönü, kişilerinin sırasıyla canlandırdıkiarı kurmacaların dışında yaşamadıkları olgusudur.Ayrıca, kitaptaki öykülerin, insanın melankoliye ve alacakaranlığa eğilimli olduğu bir çağın ürünleri olduğunu, günümüzde sanatın bu iki unsuru değişik kılıklara bürüdüğünü belirtir. << net'i kendisine yardım etmesi için yanı na almasından sonra, Janet'in rununu ve bedenini eline geçirerek uzun süre onda yaşayan şeytanla karşılaşmasını anlatmaktadır. "Bazı yazarların imgeleri, yapıtlanndan çok daha canlıdır... Stevonson'a gelince, yazar ve yapıtları, düşleyen ve düs aynı yoğunlukta varlıklarını siirdürürler" diyen Borges, bu öyküJeri seçmesinin neaeni olarak yaşlı belleğinde yaşamaya devam etmelerini göstermiştir. Onuncu kitap OSCAR WlLDE'den seçilen "LORD ARTHUR SAVİLE'IN SUÇU"dur. Bes öyküden oluşan ktaoın çevirisini Fa tih Ozgüven yapmıştır. İlk öykü olan "Lord Artnur Saville'in Suçu", bir davette el okuyucusu olarak tanıtılan Mr. Podgers tarafından, Lord'un elinde cinayet görülmesiyle başlayan ve bu cinayeti savuşturmak için evliliğini de ertelemek pahasına yakınları arasından seçtiği yaşlılara kurduğu ölüm tuzaklannın islememesi sonucu bunalıına giren Lora'un el okuyucuyu nehre atarak öldürmesi ve bu cinayetin gazete haberlerine intihar olarak yansıması anlatılır. "Canterville Hortlağı 'nda, bir elçi tarafından kiralanan evde yaşayan ve ev halkı tarafından ciddiye alınmavan hortlağın ölebilmek için evin küçük kızıyla iletişim kurarak aldığı yardım ile ölümün ve sevginin anlamı üzerine verdiği mesajlar anlatılır."Mutlu Prens", uzun bir sütunun üstünde tüm şehri görebilecek şekilde yükselen Mutlu Prens heykelinin acı çeken halkına bir kırlaneıç aracılığıyla yaptığı yar dımlar ve sıcak ülkelere gitmekte bu vüzden geç kalan kırlangıcın donarak ölmesini anlatır/'Bülbül veGül" divan edebiyatımızda sıkça kullanılan gül bülbül aşkının Oscar Wilde çeşitlemesi olarak tanımlanabilir. Öykü dansa gitmak için razı edemediği kıza kırmızı Dİr gül götürmek isteyen delikanlıya yardım için yüreğini gül dalının dikenine batırın tüm kanını akıtarak açtırdığı gülün dıbinde can veren bülbülün, ve değeri bilinmeyen gülün öyküsüdür/'Bencil Dev"de, çocukları kovduktan sonra bahçesine bir türlü bahar gelmeyen Dev'in bir gün çocuk kılığındaki ölüm tarafından götürülüşü anlatılır.Bir gün erkek kardeşine:"Ben Oscar Fingal O'Flahertie Wills Wilde'ım. Yükselmek için balast bırakan pilotlar gibi sonunda Oscar Wilde oldum. Gelecek kuşaklar için ya Oscar ya da Wilde olacağım"diyen ve seçkin bir helenist olan O. Wilde'in öykülerini topladığı bu kıtabı iyinın ve kötünün ötesinde bir yapıt olarak sunan Borges, hüzünlü bir yazgısı ve neşeli bir ruhu olan bu büyük Irlandalının bizim çağdaşımız olduğunu ve gelecek kuşakların da çağda şı oıacağını vurgulamaktadır. "DİLEK EVİ", RUDYARD KİPLlNG'den seçilmiş beş öyküden oluşan on birinci kitabın çevirisi Irem Kutlıık tarafından yapılmşıtır. "Dilek Evi", ço cukluk arkadaşı olan iki yaşlı kadından birinin bacağında çıkan çıbanın uzun zamandır tedavi görmesine rağmen iyileşmemesiyle ilgili olarak, bazı seylerin insanları bulmasınm engellenemeyeceği ne inanan diğeri tarafından, hasta yatağının başucunda anlatılan büyülü ve acı dolu bir öyküdür. Kocası öldükten sonra gittiği Londra'da zengin bir ailenin CUMHURİYET KİTAP SAYI 601 'lüPdApthurSavleinSuçu" • S T E V E N SON'dan seçilen dört öykünün yer aldığı "SESLER ADACIĞI" dizinin dokuzuncu kitabıdır ve dilimize Handan Balkara tarafından çevrilmiş bulunmaktadır. "Sesler AdacıUMBMIMMIINIIVP ğr.Keola'nın Molokai'nin bilgesi olan kayınpederi Kalamake'ye karşi gelmesi sonucu onun lanetine ıığrayarak tekneyle açıldıkları denizde ölüme terk edilişi ve çıktığı sahil de duyduğu seslerin, her ağaca ait bulunan büyücülerden geldiğini anlaması ve yerliler rarafından yok .edilen ağaçlarla birlikte kayınpaderinin de ortadan kaybolmasını konu edinir."Şişenin Cini"nde,Hawaü'de yaşayan Keawe'nin yolda yürürken görüp özendiği biblogibi saydam bir evden dışarı bakan adamdan aldığı ve içinde her isteği yerine getiren cin bulunan, elden çıkarmadan ölündüğünde cehennemegidilecek olan ve her satışta daha düşük bir değerde madeni para karşılığında verilmesi Icoşulu bulunan şişeyi, isteklerine kavuştuktan sonra elden çıkarmak için verdiği uğraş anlatılır. "Markheim",Noel günü, bir hanım için hediye almak bahanesiyle hediyelik eşya satan ama kapalı bulunan birdükkânagiren Markheim'in, bir ayna almasını öneren satıcyı öldürdükten sonra evi dolaşırken peşine takılan vicdanıyla tartışarak o sırada eve gelen hizmetçiye suçunu itiraf etmesini anlatmaktadır."Çarpık Janet", kendini dinleyenlere korku veren ihtiyar ve somurtkan Rahip Murdoch Soulis'in, kasabaya ilk geldiği yıllarda , gayri meşrıı bir çocuk doğurduğu için dışlanan ve kasabalı kadınların işkenceleri sonucu inme inen Ja 8teMy > DilekEvr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle