02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AT CAPAN Agi Mishol/ Şiirler/ Çeviren: Cevat Çapan ve boğuluyormuş gibi çırpınıyorlar, birbirine karışıyor kollarla bacaklar. artık ne oldukları bile pek belli değil, dalgalar arasında belirdiklerinde vücudun hangi parçası oldukları da. Oysa biz gcrçek yüzücüler suları yararak tunçlaşmış vücuuarımız güneşte pırıl pırıl kasfanmızda devinmenin şenüği sıçrayıp derinlilderdcn göğsümüzü şişirip yeniden dalıyoruzok gibi yanlarından geçerken gençliğin taşkınlıg'ını üstlerine sıçratmanın tadını çıkartmadan da edemiyoruz. Hiçbir sahteliğe de acımamız yok bizim, dofirusu kaba numaralarla onlan püskürtüyoruz; ne işi var onların biz gcrçek yüzücüler yanında? Biz ki, kulaç atarak yöneldiğimiz sonu simdilik görmek istemiyoruz. Alacakaranlık Eğik, sarı bir ışık huzmesi birden acıdı odama ışıl ışıl dans ctmeyc baladı toz zerreleri gözlcrimin önünde. Kristal vazo parladı o eşsiz örümcck ağlarıyla pencere çerçevelerinin tuzağına düştü anlatıknaz maviler. En sevdiğim kitaplar rafları doldurmuştu: ışık Maltne Lauritz Brigge'nin Notları na, Hadrianus'un Anıları'na, sonra Saramago'ya, Pessoa'yla Kavafıs'in komşusu Wallage Stevens'e ve nasılsa onların arasına karışmiş Berlitz'in Türkiye rehberine vurdıı. Dışarda bir araba geçiyor bir kadın çocuklarınt yemege çağırıyor ben de bitkin, harekctsiz divana uzanmış yatıyorum. Buradayım. Bu an'ı içinde tııtan kâseyim ve hiçbir sorum yok. Başlıksız Öldüftümdc çoktan dilsizdim. Bütün olup bitenden aklımda kalaıı korkunç bir susamışlıktı havaya ve o budala sırıtışı ağzımın bensiz bardakta kalan Okşayış Hepimiz buradayızYeryüzündeki sıcak vc canlı herkcs, soğuk olanlar şimdiden yerin karnının altına saklanmışlarmutluluk avcıları, acının kaçakları, kaprisli melekler kristal bir an bagışlamış onlara, bizi birden şaşırtan bir okşayışbirbirinc sarılmalar, kucaklaşmalar, aşkın aşka akışı. Ve birbirimize bakıyoruz, hcr yüz tek ve benzersiz, birbirimize dokunuyoruz parmakların saşkınlığı ve bilgeliğiyle; yelkenleri inuiren gülümseyişlerimizle düzgün ve barışçı dişlerimizi gösteriyoruz birbirimize neyecanlı, sıcak, cekingen dokunuşlarımızla (çünkü başka türlüsü hcr zaman dayanılır gibi olmayan ve karştndakinin gözlerinin aynasında yanıtı pek belli olmayan bir bilmecedir). Ve sevgievrencîc esen o sıcak soluk critiyor gergin tenimizi, çckip çıkarıyor derinlere gömülü gözyaşlarımızıbir ^ey seyrediyor içimizdeki bir yarıktan, orada her zaman gören bir şcy acıyor bizim insan oluşumuza, aciyor uçmayı özleycn zavallı kürek kemiklerimize. CUMHURİYET KİTAP SAYI 501 'Öldifflümde coktan dilsizdim' Agi Mishol II. Dünya Savaşı sırasında soykırımdan kurtulan bir anababanın kızı. 1947'de Macaristan'da doğmuş, dört yaşında ailesiyle Israil'e yerleşmiş. Kudüs'teki Ibrani Üniversitesi'nde tbrani Edebiyatı okuyan Agi Mishol halen Kfar Mordechai'de çiftçilik yapmakta ve üniversitede yazarhk dersleri vermektedir. Kendisi de çeviri yapan Mishol'un şiirleri Fransızca'ya, tspanyolca'ya, Arapça'ya ve tngilizce'ye çevrilmiştir. PAPUA YENÎ GÎNE Papua Yeni Ginc demeye baydıyorum yoksa buraya hiç gelir miydim? Kocam Antonio beni arkadan kucaklıyor ve kulağıma fısıldıyor uykuya dalmadan bcnim seni sevdiğimden daha çok iev beni Ben dc onun yüzünü okşuyorum vc onu daha çok seviyorum onun beni sevdiğindcn daha çok; fark etmez benim için, bir harta daha çok severim onu ne de olsa kolay degil Portekiz Büyükelçisi olmak: Siiper güçler durtnadan gözdağı veriyor bizimkinin de uykusu kaçıyor, çünkü o hâlâ Sömürgelerin Aİtın Çağında yüzmekte; Angola, Mareao, Cochin ve Nampula gibi sozcükler eski kalyonlar gibi gerisin geri yüzüyorlar kanında ve horııltularını ağıtlara dönüştürüyorlar. Korkudan boğıılacak halde, ycnik, böylecc hak ediyor kendisini daha çok sevmemi. Ben de büyük bir cömcrtlik içinde ve arkamda bir yabancı kalbinıi dileniyormuş gibi beni saraıı bıı kollara bırakıyorum kcndimi, çünkü Papua Yeni Gine'nin kuşları o kadar rcnkli ve perde arahğından öteki lıayatımın üzerinde ay parlarken kuşlaıın sesleri öyle tatlı, öylc ayartıcı ki. Ne yaman bir bukaleımınum ben. Papua Yeni Gine'de sürünürken oranın renklcrine dönüşüyor rcnklcrim, Antonio'nun üzerinde sürünürken de onun renkJerine bürünüyorum insan geri çcvirmcmeli hayatın sunduğu nimetlcri, ben de alıyorum verileni. Demek ki ben de veriyorum. ' ^ Tavuklannı inceleyenler için. Ben de raflara bakarak köpek maması bölümüne yöneliyorum ve nizim Mister Flinker bir sır veriyor kulağıma fısıldayarak: Vücut yaslanır, ama ruh sonsuza kadar gençkalır. tnanın, dıyor. Ben de inanıyorum. Sonra Bromley ve Cox'a geçiyoruın. Çabuk olun, çabuk olun.gecikmeden biberiyenizi alın, çabuk olun, diyor hipermarketin ozanı.^ Ben simdilik şarkımla kornfleyklerin hışırtısına ve dikbaşlı kaLakların kıvrımlarına eşlik edeceğim kasadaki kız şiirimin basdı kopyasını elime tutuşturuncaya degin. II 1 lipermarkcttc ev kadını havamla dolaşırken birden yaramaz ve mızıkçı karşıma çıkıyorsun turşuların yanında "Agi Bagi" diyc sesleniyorsıın bana sonra da fcsatçılann sarıı, bir çimdik atıyorsun kıçıma şarküteri rcyonunun başında tam şaşkın karın peynir tezgâhının yanında seni ararken alacağınız süt azyağlı mı yoksa yağsız mı olsun, karar vcresiniz diye. Ben sana sarıldım, sen de bir kurpuza sarılmıştın; ben seni sevdim, sense ne yapacaöın btlemedin kucağındaki karpuzla. Bana sarılmak istcycn ellerin bir türlü bırakmıyordu karpuzu ama ne diyebilirdin ki, ' ,, • ' beklc şu karpuzu yere bırakayım önce? Yerçekimi, Öliim Ne kadar azaldı direnci yerçekimi yasasına: saçları dökülüyor, çetıesi sarkıyor, ayağını yerden kaldıramıyor. Gücü kalmamış gövdcsi iki büklüm, ancak bastonuyla yürüyebiliyor tcslim tarihi „ ertclenerek. Önümde oturuyor, anlaşdmaz cümlelerinin ortasında dalgın, derisi birinin bir sandalyeye üstünkörü attığı bir giysi gibi. Babamla oturuyorum ve bir an için sanki ölümümle oturuyorum, bu tükenen insanın içindeki bir dostla; ruha ruhun lıakkı olanı küllerc de küllerin hakkını vermeye başlamış birisi. Yüzücüler \ Iuzur evindeki yaşlı kadınlar tam saat onda geliyorlar yüzmcyc. Yavaşça sahveriyorlur kendilerini sulara vc yüzüyorlar kulvaılara bölünmiiş havuzda gözleri pırıl pırıl pembc bonelerinin altında. Arada bir sırtüstü dönüyorlar m • • Kocam olaganüstü titiz, Yatak odamızin duvarındaki Papa bile durumdan hnşnııt, gülümsüyor bu kusursuz düzene. Sol ayakkabı sağ ayakkabının yanında, gömleklc pantolon güzelce katlanıp asılmış, kol saati yatagın yanındaki komodinin üstünde. Kocam nefret ediyor koluma saat takmanıdan. Oysa ben çok hoşlanıyorum geceleri nabzın atışlanyla saalin tiktaklarının ritmik orkestrasyonundan ve aralanndaki ironik boşluktan. Şirndi koyveriyorum kendimi koeamın sıcacık koynuna, boynundan sarkan altın zincirin ucundaki haç ' gıJıklıyor derimi. Ben Yahudiyinı, üstclik çırılçıplağız yatakta. Acaba Jean Paul ne düşünür bizim hakkımızda başında piskoposluk tau, cüppesi ve elinde asasıyla? O kendi şatosunun kralı, ben dc Papua Yeni Gine Büyükelçisinin karısı. HİPERMARKETTE Bıı hipermarketin rafları arasında iıiyorum alış veriş arabamı, şu iki lahanaııın anası, rotamı çizerek bu sabah kalıvemi içerken yazdıg'ım alış veriş listesi şiirine göre. Özcl indirim yaftaları kanat çırpıyor havada pakellerin içeriğini ve o sevimli dondunılnıu^ Claydeı iıınnn SAYFA 18 I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle