Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 3 E Y L 0 L 1 8 8 8 • Fethi Naci, bu haftaki Eleştiri Günlüğü'nde H. Bektaş'ın "Cennetin Arka Bahçesi"nideğerlendiriyor .. i.sayfada • Nedret Kuran Burçoğlu'ndan, 250. doğum yılında Goethe 14. sayfada • Feriiat özgür'clen, Turan Erol' kltabma'Sunuş' 15. sayfada • B. Aykın, ö. Yağa'nın 'Aydınlığın Ustalan'nıdeğeriendirdi 23 sayfada Cumhuriyel Değişimin öykücüsü Usta yazar Füruzan'ın tüm yapıtları Yapı Kredi Yayınları'nca yayımlanıyor. Toplu yapıtları dizisinde yayımlanan son kitap oir öyküler toplamı. "Sevda Dolu Bir v Yaz" adını taşiyan kitap, uzun zamandır öykü yayımlamayan Füruzan'ın üç öyküsünden oluşuyor. Unutulmaz bir yapıtla yeniden öyKÜye dönen Füruzan ile yapıtı üzerine konuştuk. Feridun Andaç'da bir değerlendirme yazısı yazdı. AYFER TUNÇ /~t evda Dolu Bir Yazyem yazılmış öykülertmzı oku \ ra sunan bir kitap. Neclen ara epeyce açıldı? Öy i^J küyü bir süre ıhmal mı etmıştımz? Araya başka işler, başka yazı türlcri mı eırmiitt? Her yerde her tarıhte ner olayda 1970'lerden ba^layarak siirekli edebiyatçı kişili&imle var olduğumu so runuzla yeniden ayrımsadım. îlk kitabım Parastz Yatılı yazarlık serüvenimin de ciddi ilk adımıydı. Kitap okur larına erişene değin resme olan eğılimimi hâlâ taşıyordum. Parastz Yatılı öylesine büvuk bir ilgiyle karşılandı ki, üstelik bu ilgi kesintisizlikle kitabı durma kuşatmakta. Çizimlere yüklcycccğim, renkJe, vurgulayacağım görseli sözcüklere aktararak edebiyatımı Kurabilirim diye düşündüm. Sözcukler bcnim için oldum bittim gi zcmli işaretlerdi. îlkokul öncesi ydlarımda küçuk bir çocukken büyüklerinc tuturma sayılacak denli, ikide bir garip buldukları sorular sorduğumu anımsıyorum. Kediye niye kedi diyoruz, masaya niyc kcdi demiyoruz, bana niçin cv demiyoruz vb. sorularla onları bunaltıyordum. Onlar da sıkkın "Öyle denmiş başka türlü olamaz" yanıtıyla yakalarını üstelemelerimaen sıyırıyorlardı. Böylece sonunda bir başıma bir köşe bulup kedileri masa ya da başka şey yaparak, kendimi de bana hangi sözcülc çekici geliyorsa o sayarak oyalanıp duruyordum. Çocuk beyninin koşullanmamış tazeliği dünyanın kesin sözcüklerle tanımını kuşkuyla karşılıyor olmalıydı. Ya da onlann yer değiştiremezliğinin sıkıntısı duyuyordu. İlk kitabımla başlayan okurlarımın yoğun ilgisinin ve öteki çalışmalarımı aa kucaklayan değerlendırmelerinin içinde oldum hep. Resim, boya, repk, çizgi eğilimimi yine de taşıyordum o yıllar. Ressamlığın klasik araç gereçlerini, fırçaların numarasını, spatülle doğrudan tuvale yansıtma yollarını, ycni yaklaşımları öğreniyordum. Dünya resim tarihinin Batı, Doğu resminin geçirdiği evreleri izleyip okurken sonunda öykülerimlc başka bir yöne çekil4im. Kendimi her zaman sanatların tümüylc yakınlık içinde duyumsadım. Sanata duyduğum saygı, bağlılık hiç defiişmedi. Sanatçıların dünyaya getirdiği ince duyarlıhklar, keskin bir zekâyla yol alan sorgulayıcı kafa tutuşlar, algılama derinliklerı toplumların yaşadıklarını sorgulamasında bence en başat noktada yerini alır. Kişiler özclliklc dc yurttaşlar eğer bövlesi bir eğitimden geçtiyse (bu aynı zamanda seçkın bir duygu cğitimidir de) etik ve estetik arayışlarını yükhelterek kavrarlar hayatı da.. Öykülerimc uzun bir ara vermiş gibi duyumsamıyo rum kendimi. Yokelbette, sorunuzun kitaplarımın türlerine bakınca somut bir yanıtı olınalı. llle de öykü der sek "Gecenin Oteki Yüzü" öykiıler kitabı 1986'da yamm yımlanmış, birkaç yeni baskıdan sonra da tüm kitaplarım gibi YKY'de 1996'dayapılan son baskısı da bitmis. Ardından bir roman var. aerlin'ın Nar Çtçeğı. 1988 illc bakımı. Sonra şiir kitabı Lodoslar Kentt 1990'lara bunlarla, bir de senaryo çalışmasryla girmişim. Ara verişlerle eziyetli sürüncemelerle sürdürülen bir film çekimi 19891990 Benım Smemalarım 1997'de Ankara Devlet Tiyatrosu'nun yeniden yazmamı önerdiğı Ktş Gelmeâen sahne oyununun bitirilmcsi. Şimdi bile anlamakta güçlük çcktiğim nedenlerden ötürü oyunun sahnelenmesi ertelendi. Neysc bu ayrıca kişiler ve onların hırsları kon usunda yeniden şaşırmama, yeniden bi r bakış edinmeme neden olması açısından benim için hayli oğretici olmuştur. Sonunda nâlâ uygun bir sözcükle tür saptaması yapamadıöım Balkan Yolcusu geliyor. Kitaba gezi notlandır deuik. Savaşın izini sürerek yapılmış bir gezi... Savaş acısıyla dolu darmadağın edilmiş kentlerin çarcsizlikle kuşatılmijj insanların içine yapılmış bu yolculuğa "gezi" demek artık saygısızlık gibi geliyor bana. Günümüzün tok popüler sözcüg'ü gezi, bir turistik rehavetin, keyifli dinlencenın eşlik anlamıyla yüklü oldugundan kitabı tanımda cok lıafil kalıyor. Tekrar baskı sında benim başka bir sözcük bulmam gerekli, bulma Lyım da... Hayır, o bir gezi değil; bin yılımız biterken dünyamızm içinde savrulduğu tükenmeyen bir öfkenin, dinmeyen bir öldürme isterisinin tanıklığına çıkılmış kederli bir yolculuktu... Tüm yukarıda kısaca değindiğim bu değişik konulara Yenı Konuklar, EvSahipten çalışmalarım da dahil, dille olan bağlantımın ince ayarı durma sürdüğünden yazmaya her yönelişim de kaçınılmaz olarak edebiyatçı kişiliğimlc örtüşüyor. Yazma yöntemimin içinde daha önceden tasarladığım kcsin sıralamalar oldu diyemem. Hayata dair olayların donup kalmasına bir sanat izin vermez. O gerçeğin daraltılmamıs, indirgenmemiş tüm boyutlarını vakalamaya calışır. fşte bundan ötürüdür ki sanat cskimez. tnsanlığa tutulan bir ayna olma işlevini ancak o koruya bilir. Hayata katılma yeteneğinizin, duyarlığınızın bilgilerinizin sınanmasını yetkinleştirir. Fğer sanatçıysanız alabildiğıne kişisel bir çalışma disıulininiz vardır. Bu disiplin zaman zaman tam bir ba^ıboşluk da ıçerebilir. Bundan ötürü beni en tedirgin eden sorulardan şimdi de şu harcıâlcm 'bugünlerde tasarı olarak ne var' soruDevamı 4. sayfada. CUMHURİYET KİTAP SAYI 501