25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dcginir (2). Bıı mektııptan anlaşıldığına görını yaratmasında örnek oluşturmaktadır. rc Vatan yahut Silistre, Heinrich Hart adlı Evenzohaı'ın sözünü ettiSİ koşullardan, yobir ALnan çevinııen tarafından Almancaruma bagh olarak, özellikle üçüncüsü, kısya çevirilmiş ve Berliner Tagesblatt adlı gün men de birincisi Divan edebiyatından ycni lük bir gazetede yapıt hakkında bir eleştiri Türk edebiyatına geçiş dönemi olarak yoyayınlanmıştır ye bu eleştiride Namık Kerumlanabilecek Tanzimat edebiyatuıda ve mal'in şairaııe fikir ve duyguları ifade etme tamamen Batı normlarına geçiş olarak kayctcncği övülmektedir. Ebuzziya Tevfik Bey bul edilen (Aimluıriyet dönemi edebiyatıngazetede yer alan bu eleştiri bölümünü keda açıkça görülmektedir.Nitekim bu döscrek Namık KernaJ'egündermiştir. Namık nemler ülkemizde "çeviri eylemi"nin enyoKcmal ise Ebuzziya Tevfik Bey'e yazdığı ceğun yaşandığı dönemler ouııuslardır. Tanvapta kendi yapıtına Almanya'da gösterilen zimat dönemindcn sonra Babıâli'nin Tcrcüilgiden menıııuıı olduğ utıu ifade etmekte ve me Odası'nın yo&unlaşan çeviri cylemleri şöyle demektedir: ve Cumhuriyet donemi'nde Maarif VekâDemek kı "Goethe" ve "Schiller" gıbı hi leti'nin biinyesinde kuaılan 'lercuuııe Büron, hireu'rinde hilafı labial iadeijebab eden su'nun olusturduğu çeviri programı bu habir ıhtiyar tasavvur eden ve dtğeri tarihintn reketin en belirgin göstergeleridir. en adat bir vak'asınt hiitün bütün tagyir ıle Soraıç "Jan Darc'ın" ateşi zulme bedel meydan ı Yukarıdaki saptamaıardan görüldüğü oarp içinde fedai can cttiSini göstermiş iki üzere, şair/yazar ve düşünür Goethe, Türk biiyiik şaire malik olan Almamar, maarifini kültür dizgcsine ölümünden neredeyse yaber cihete Avrupa 'dakiakvamın kaffetıni te rım asır sonra, öncc Fransız kültür dizgcsi favuk ettikleri halde, edebiyalta hakayıki üzerindcn vc Türk toplumunun öndc gefcnniye veya ulutnu mutearifye müteallik len aydınlan aracılığı ilegirmiştir. Bu aydınsözler aramtyor, yalnız cfkarı şaırane ve hisların başında milliyetçiJjk vc Jön Türk hauyatın mreti tasvirine bakıyorlar. Bu suret reketinin tcmellerini atmış ve Türk cdcbii tasvir iande lisanı Osmani'ye mabsm şa yatında Batılılaşma hareketini başlatmış ^aalı bir belagat mevcut uldug'undan ve o be olan Namık Kemal, ilk bcsjön Türk ten bilagat başka li%ana naklnldugu zaman bile ri olan Dr. Hüseyinzade Ali Bey, Cumhurikuvvetini kaybetmediğinden babsediyorlar. yetin kuruluşunda Atatürk'e öncclerı des(Tevfik, 1936) tek olan bilim adamı Dr. Adnan Adıvar ve Bıırada doğrudan söylenmemiş olmakla Inönü devrinde Tercümc Bürosu'nun kuberaber "iadei şebab eden ihtiyar"Ia kasrulmasını sağlayan devrin Milli Eöitim Batedilenin Faust olduğunu anlamak zor dekanı Hasan Ali Yücel gelmektedir. Goetgildir. Bu mektup Namık Kemal'in yalnızhe'nin yapıtları Türkçeye çevrilcrek topca Goethe'yi tanımakla kalmayıp, belki de lumda yaygınlaşmadan önce "tiyatro", "ti!867'de Fransa'da bulunduğu dönemde yatronun i'jlevi", "çeviri", "dünyaedebiyaFransa'da ilgi ile izlerıen Goethe'nin oyutı" ile ilgili düşünceleri benimsenmiş ve bu nunu Paris'tc seyretmiş olabilcceği düşündüşünceler Türk aydmlanma hareketinin cesini de akJa getirmektedir. (3) biçimlenmesinde ctkili olmuştur. Bunun yanı sıra 20. yüzyılın başından itibaren çeNamık Kemal'in Ebuzziya Tevfik Bey'e virmenlerin, 1933'ten itibaraı de üniversiyazmış oldufiu bu mektup, yazarın Alman tclcrimizin Alman dili vc edebiyat bölümedcbiyatı hakkındaki bilgisinı yansıtmasılerinin ö^rctim üyclerinin, genc Cumhurinuı ve Osmanlıcanın baska dile çevrildiğinyet döneminde tiyatro sanatçılarının Goetde bile gücünü yitirmediğini vurgulamasınc'nin Türkiye'de tanınmasında büyük çanın dışında, gene Tiirk aydınlanma harekcba göstermiş olmalanna karsın gene dc Goti açısındanrinemliolan bir konunun daha ethe'nin bugün bile güncelliğini koruyan altını cizmektedir. ü da "çeviri" konusuHkirlerinin, dünya görüşünün ve yapıtladur. Mektupta, "Goeıhe" ve "Schiller" girmdaki çok boyutlu tiplemelerin Türk topbi ibret verici ölümsüz yapıtlar yaratmış şalumunda kısıtlı bir aydın çevrenin dışında ir/yazarlara sahip olan o kültürde, o kültüalımlandığı söylenemez. Goethe'nin 250. rün aydmlarmın yapıtları ile yetinilmeınekyıldönümünde bilim dagaı cığımıza katkıda te olduğu, başka ülkelerin edebiyatlanna bulunan bu büyük şair ve düşünürü ve onu ilgi gösterildiği o edebiyatlardan seçilen yatoplumumuza tanıtan tüm bu aydınlarımıpıtların Aimancaya çevrildigl ve bu çevirizı saygı ve minnetle anıyor ve ülkemizde bu Ier iistüne clcştiriler yayımlandığı dilc getibüyük düşünüre olan ilginin artmasını dirilmektcdir. Bunu sövleyen Namık Kemal, liyoruz. • kendi toplumunun oelli bir kesiminde o günlerde hâkim olduğu anlaşüan "kendi yapıdarımızlayetınelim"dargörüşünetep(1) Pınar, Nedret (Kuran), 1984, 1900ki duyduğunu da sözlerine eklemektedir. 19X3 Ydlan Arasında Türkçe'de Goethe ve Gcne çeviri ile ilgili olarak yukarıda değiYaust Yercümelcri Üzerinde Bir inccleme, nilen "Tiyatrodan Bahscdcn Arkadaşlara" IX+369 s., Istanbul, Boğaziçi Üniversitesi adlı makalesinde Namık Kemal, sözi'ı GoYayinlan. ethe'ye getirmekte, Goethe'nin Fransız (2) Bu mektup, 1936 ydında Ebuzziya edebiyatından oyunlar çevirdiğini söyleyeTevfik Bey tarafından Humunei Edebiyatrek ufusal edebiyatların çevfffyolu ile zenı Osmaniye'dc yayımlanmıştır. ginleştiği saptamasını yapmaktadır. (4) (3) Namık Kemal, bilindıği gibi 1867'de Tasvirt Efkâr'da çıkan bir yazısı ncdeni ile Bu makalenin Namık Kemal'in MagoIstanbul'dan uzaklaştırılmak amacı ile Ersa'daki sürgün ydlan (187 3 Nisan1876 Hazurum vali muavinliğine atanır, ama görev ziran) sırasmda Tiirk aydınlanmasının muyerinc gitmeyerek Ziya Paşa ile birlikte Pahasebesini yapmakta oldıığu bir dönemde ris'ckaçar. (AnaBrttanntca). Yazarın 1874yazılmış olması da dikkati çeken diğer bir 1886 yıÛarı arasında lladika gazetesinde ve nusustur. Meslek hayatının ilk yıllarını BaMecnmaiEbuzziya'da çıkan şu yazıları, Nabıâli'nin Tercümc Odası'nda çevirmenlik mık Kemal'in Goethe ve yapıdarı ile yakınyaparak geçiren yazarın, "çevirinin", buradan ilgilendiğini ortaya koymaktadır: "Tida vurgulanan "yerel kültürleri biçimlenditarodan Bahseden Arkadaşlara", Hadıka rici ve zengüıleştirici özelliöi" görüşüne gazetesi, No.33,28 Aralık 1289 (1874); aykendi dcncyimleri ile varmi!; oldugunu söynı yazının "Tiyatro" başlığı altında 2. basılemek sanırım yanlış olmayacaktır. lışı, Mecmuai Ebuzziya II, No.12, 1289 Namık Kemal'in bu saptaması, Israilli (1874),s.358;"TahribiHarabat",M«7»«<ıyığdab kültürbilimci Itamar Evenzolıar'ın iEbuzziya II, No.19, 1289. (Pınar (Kuran) İ979'da yayımlamış oidugu Çoğuldizge 1984:50) Kuramı'nda sıraladığı, çevirinin ycrcl eac(4) Goethe 1804 yılında Fransız edebiy abiyatlar üzerinde etkin (biçimlendirici / betı yazarlanndan Diderot'nun Neveu deKalirleyici) olduğunu ileri sürdüğü bir dizi komeau adlı yapıtını Aimancaya çeyirir ve bu şuluça^rıştırmaktadır (5). Evenzohar'agönedenle 19. yüzyılda 18. yüzyıTFransız dürc bu koşullar şunlardır: 1. Ulusal/yerel çoşünürü Diderot'yu "yeniden keşfcden ilk ğuldizgenenüzoluşmamışken, diğer bir deAvrupalı" olarak tanınır. Hatta bu çevirinin, yişle, bu edebiyat henüz "genç" ve "yerleşo ytllarda Gocthe'nin kaleme aldığı ve Alme" süıvcinde iken 2. Ulusal/yerel edebiman klasik edebiyatına paralel olarak geli yat ya "cevresel", ya "güçsüz", va da her iki şen Roıııanlik akunı l)aşlattığı iddia euileıı durumda iken 3. Ulusal/yerel edebiyatta wdhebn Mesiter's Lehriahre adh yapıta da "döniim noktalan", "bunalımlar" ve "boşcsin kaynagı olduğu söylcnir. (Pınar (Kuran) luklaı ' yaşanırken. Bu sayılan durumlarua 1984:29) ulusal/ycrcl dizgelcrin boşlukları çeviri mctinlerle doldumlmakta, dalıa sonra da bu (5) Evenzohar, Itamar 1979. "Polysystem çevirilero roplumıın kendi özgiin yapıtlaTheory", Poetics Todcıy, Londra. CUMHURİYET KİTAP SAYI 501 lc dünvamızın ressamı Yapı Kredi Yayınları 1 ürk plastik sanatlarına yönelik girişimlerine bir yenisini daha ekledi. "Günümüz Türk Ressamları" dizisinin ilk kitabı olan Turan Erol monografisini sanatçı Ferhat Özgür kaleme aldı. Bu kitap aynı zamanda Turan Erol hakkında yayımlanmış en kapsamlı ilk kitap olma özelliğini de taşıyor. YKY'den "Turan Erol" Kitabt erhat Özgür, Turan Erol monografibini hazırlarken elli yıllık bir basın taraması yaparak sanatçının çocukluk ve ilk gençlik yıllarmı, aile ortamını, rcsimle ilk karşılaşmalarını, akademi yıllarını, ün'lar Grubu'ndaki etkinliklerini, Diyarbakır, Paris, Ankara dönemini, yeni rcsimlerini, sosyal ve politik olgular çerçevesinde, görsel örnekler, belgeler ve mektuplarla birlikte değerlendiriyor, sanatçının çalışmalarını tema bağlamında gruplara ayırarak analiz ederken bir yandan da Türk resminin değişim öyküsünü anlatıyor. Turan Erol'un sanat yaşamınuı, Türk resminde gruplaşmaların, yerellikevrensellik tartışmalarının, sanat, edebiyat ve politikada yenilikçitoplumcu düşüncelerin gündeme geldi^i nareketli bir döneme rastladığını DClirten Ferhat Ozgür kitabında, Turan Erol'un sanatçılığının yanı sıra aynı zamanda yazarlık yönüne de değiniyor. Yazara göre Turan Erol, Türk resmini, neredeyse değinmedik alan bırakmamışçasına, sayısız makalclcri, clcştirilcri, günlük yazıları, sergi değerlendirmeleri, kitapları ve konuşmalarındaki bilimsel, saptayıcı, nesnel ve aydınlatıcı tutumu ile enine boyuna değerlendirerek, bize özgü bir rcsim gclcneği oldugunu savunmuş, günümüztıe en ilerici görünen kimi Türk sanatçılannın bile genç dinamiklerin yeni önerileri, deneysellikleri karşısında duyduklan güvcnsizliklcri, görmczliktcn gefmeleri aşabilmiş, gençlerin yanında yer almış, onların önerilerinden heyecan duymuş, onları desteklemiş, çaüşanın yanında yer almış, bu yiizden resmi gibi kendisi de hep genç kalmış örnek bir kişilik, bir sanatçı ustadır. Ressam olarak F Turan Erol'un mcdyatikliktcn uzak ama biro kadar da gündemde kalarak, resmi ni yaşadığı toplumun, coğrafyanın, rarihin dınamiğinden koparmadıöını, gçjeneğe gözünü kapamadığını söyleyen Ozgür, Turan Erol'un bugünün tcmsilcisi olarak Türk resmine "yanıcı soyutlama" ve "coşkucu anlatım"a da eklenebilecek olan "sarsıcılık" öğesini getirdiğini belir tiyor ve kitabın sonuç kısmını şöylc tamamlıyor: "Turan Erol'un topladığı notlar, saptadığı her şey dönüp dolaşıp sağlam karkaslara dayanan kompozisyonun buvruğuna girer vc bu kompozisyonlardaki açıklanamaz çekicilik bizi bulunmamız gereken noktaya süriikler: Sanat hakkındaki önsel bilgi ve yargılarımız nc olursa olsun Turan Erol resminin bizi hep içinc alan o çekim gücünc kapılınz. Bu yüzden onun resimlerinde doğal dünya nın kuru izdüşümleri yerine, tuvalin kendi dünyasını buluruz. Gerçekten de Turan Erol'un resmi, tam soyut dcgil bir arındırma resmidir. Yapacağı resmin ilk ağızda olgunlaşmış bir mcyve gibi olmasmı ister. Turan Erol çevresindeki en değersiz nesneye bile saygı duyuyor; onları duygu, ortam ve yaşam birüktelikleriyle ele alıyor. Sonuçta onun resmi tııtkulu bir sanatçının dogayı kcşfe çıkışının öykiisü olııyor. Bu serüvende, beyazın en ginliğinden, erinçliginden siyahın ölümcüllüğüne ve suskıınluğuna kadar hangi rcngi sccti, hangi yolu dcncdiyse, Turan Erol iç dunyamızın en incelikli yönlerini yakalamış bulunuyor." • Turan ErolGünümüz Türk Ressamları IHazırlayan: Ferhat özgür/ Yapı Krc di Yayınları / 2631. Turan Erol. esl ve torunu İle Bodrum'da tekne gezlslnde. SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle