05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y R I N T I L A Ö N E M L İ D İ R ! . . KÜLTÜREL EMPERYALİZM Eleştirel Bir Giriş Inceleme/Çev.. Emrehan Zeybekoğlu John Tomlinson Televizyonun kültürümüzdeki yeri nedir? Medya iktidarı altında mı yaşıyoruz? Marlboro ve CocaCola içmek bizim kültürel yazgımız mı? Dallas'ı izlerken kültürümüzü Amerikan kültürüne mı peşkeş çekiyoruz? Bu kitapta, John Tomlinson konu hakkındaki tartışmalar ve bu tartışmaların ardında yatan teorik, ideolojık ve siyasi varsayımlara eleştirel bir giriş yaparken; "medya emperyalizmi" tartışması, ulusal kültürel kımlikler, çokuluslu kapitalizmin ve kültürel modernliğin eleştirisi... gibi bir dizi söylemde kültürel emperyalizmi merkezi role sahip bir kavram olarak ele alıyor. Yazar, kültürel emperyalızme dair eleştirel söylemlerin, ulusal kültürler üzerinden değerlendırilemeyeceğini, bunların küresel kültürel modernliğin yükselişine karşı protestolar olarak anlaşılması gerektiğini savunuyor. Ve konuya çok önemli bir boyut getiriyor: Kültürel irade. Üçüncü Dünya halklarının kendilerine "dayatılan" yabancı kültürü hap gibi yutan "salaklar" olduğunu varsayan modernist söylemlere karşı, kültürel toplulukların, kendi tercihleri olan özneler, kültürel eylemciler olduğunu hatırlatıyor. Tomlinson'a göre, kültür bir "alınyazısı" değil, bir karar meselesi. Bu yüzden, Batılı kültürler de dahil olmak üzere, kaybolmakta olan kültürleri yaşatmak, kolektif irade oluşturan süreçlerin başarısıyla mümkündür. Bu da, kültürü yaşatan ve geliştiren insanların irade sahibi özneler olarak kendi kaderlerini kendi ellerine alacak şekilde sorumlu davranmalarını gerektirir. Ancak o zaman televizyonu ve CocaCola'yı lanetlemek yerine, onların içini dolduran şeyleri insanileştirmenin yollarını arayabilir, hep birlikte yeni kültürel mekânlar tasavvur edebiliriz. Keıttiıt Tasarımı ve Toplumsal Yaşam Inceleme/Çev.: Süha SertabıboğluCan Kurultay GÖZÜN VİCDANI Richard Sennett Çağımızda modern Batı kentinin insanlarla dolu mekânları, ya tüketimi ya da turizmi sahneye koyan yerlerden ibarettir ve kentin böyle bir sahneye indırgenmesi, anlamsızlaştırılması rastlantı değildir. Hıristiyanlık, Batı uygarlığında, öznel "iç" yaşamla fiziksel "dış" yaşam arasındaki ayrıma neden olmuş; içine dönen, bir sığınak arayışına giren insan aradığı bu sığınağın evi de olamayacağını fark edince, bu ayrımı görmezden gelmeyi yeğleyip "nötr" kentler inşa ederek sorundan adeta kaçmıştır. Kaçışın çözüm olmadığını bile bile bunda ısrar edemeyeceğimize göre, yaşamın bütünlüğünün net bir şekilde görülmesini sağlayacak bir kent tasarımını nasıl gerçekleştirebiliriz? Çağdaş mimarlardan, kent tasarımcılarından, örneğin "demokrasıyi teşvik edecek" ya da "cinsel isteğin ahlâki boyutlarının öğretileceği" mekânlar tasarlamalarını isteyebilir miyiz? Kendi kentlerimizi ve şimdiye kadar gördüğümüz kentlerı yeni bir gözle görmemizi sağlayan yazar, kişiliksiz kentlerin çözümünün farklılığın zengınliğinde olduğunu; farkları, farklılıkları birbirinden ayırmak yerine "üst üste yığmanın"; kentlerde önceden belırlenmiş, değişmez mekânları yaratmak yenne kentinin kimliğını kentlının kendinın belirleyeceği tasarımlar geliştırmenin gereğinı ortaya koyuyor. Kentleri gittikçe bırbirinın aynı olmaya başlayan, kalabalığı arttıkça kentlerı kendıne özgulüğunu hızla yıtiren ülkemızde, farkların iletişimsizlik, kopukluk, yabancılaşma değil yeni zenginlikler yaratmasını istiyorsak Richard Sennett'in bu kitabında ilgımızı çekecek çok şey var. ı I• n 1 0 " BÖLÜMDE DÜNYA TARİHİ Julian Barnes'ın 101/z Bölümde Dünya Tarihi adlı romanı, bıldığimız, alışageldiğimiz dünya tarıhlerınden değil. Bir kere, yapısını kuru ve kavramsal düşünceler değil, o düşünceleri doğuran estetık yaşantılar oluşturuyor. İkincisi, geleneksel bakış açılarından sapan alternatif bir tarih, hatta deyim yerindeyse, Doğa'nın gözünden muhalif bir İnsanlık Tarihi... Barnes romanında, o eşsız ironisiyle, bize olağanüstü çeşitlılikte öyküler anlatıyor, ama her şeyden önce de sorular soruyor: Nuh efsanesı bir tahtakurdunun bakış açısından anlatılacak olursa ortaya nasıl bir Tarih yorumu çıkar? Insanlığın en eski düşlerinden bıri olan düşünüzde uyandığınızı görmek, ölümsüzlük konusundaki görüşlerinizde nasıl bir değişikliğe yol açabilir? İşte Julian Barnes, 101/2 Bölümde Dünya Tarihi ad\\ romanında, bizlere bu denli değişık ama aynı zamanda da bu denli çok ortak paydaya sahip öyküler anlatıyor. Hayatta kalma ve aşk, sanat ve gerçeklik gibi edebiyatın evrensel temalarını ele alıp Tarıh'in farklı dönemlerinden değışik öykülerle bütün bu yaşantılar arasındaki derinlerde yatan koşutlukları, yaşantı birliğinı keşfetmeye girişiyor... 101/2 Bölümde Dünya Tarihi, okuduktan sonra dünyayı mutlaka farklı göreceğimiz ve belleklerden kolay kolay silinmeyecek, çarpıcı bir roman. Edebıyat/Çev.. Serdar Rıfat Kırkoğlu Julian Barnes SİYAH 'AN'LAR Inceleme/Çev.: AyşegOI Sönmezay Jean Baudrillard MODERNİZM, EVRENSELLİK ve BİREY Çağdaş Ahlâk Felsefesine Kaffkılar İnceleme/Çev.. Mehmet Küçük Şeyla Benhabib ^m AYUNT1 10YIL YENİ ADRES: Ayrıntı Yayınları Dizdariye Çeşmesi Sk. No. 23/1 34400 Çemberlitaş/İstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle