Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AT CAPAN anlayabilirim ben seni. Hep konuşuyoruz seni biz burada aşağıda, ve gün geçmiyor, şimdi oldugu gibı, sana bakrnadığım, esenlıyorum seni taştan kulende, evime bunca yaktn, Francisco de Quevedo, öylesine yakın ki bağırsam o an duyarsın. • Gel öyleyse gelebilirsen, canlıysan ve ışitebiüyorsan beni vakıtli gel, koşarak buruk sevginle ve umudunla aksayarak, ama yaşamını hiç aksatmadan yine gel ötekı seferlerdekl aynı kışıysen. (Poemas a Ldzaro, 1960) (2) Bu şıırde, sıırc adını vercn, XVII yüzyıl Barok akımın en önemîi ozanı Quevedo nun dizclertnc mrcklı göndermeler yapdtyor 4 Boşuna Değil Kendi adıma ben ayrımını düşünüyorum insan ile yaşam düşıerini onun, haksızhöın örgütlü katılığını, mavi yalınlıgını sözcüklerin. '. • » Bir arpa boyu yol gitmişiz ancak, yani haklısın bana söylerken sözcüklerin yetersizliğini, bizi gereğince özgürleştıremediklerini. Henüz bilmiyoruz, diye yanıtlıyorum sözlerini, nerelere ve hangi zamanlara ulaşabileceğini bir sözcügün, ne kimin işitileceğini. ne hangi agızdan çıkabileceğini, gerçek biçimini verebilecek denli, ona kimin ü ^ f c i i Bir kez olsun ateşi taşımış olması bize umutlanma hakkı veriyor. ' v 'Dokunuyorum sonunda vasamı pavlaştımm ele' îspanyol şiirinin '1950 Kuşağı'ndan olan Jose Angel Valente (1929), ilk kitabı/1 modo de esperanza'yı 1955 yıfında yayımlamıştır. Şiirlerindeki yalın söyleyiş ve somut olaylara göndermelerinden dolayı gerçekçi bir ozan olarak tanınır. Şiiri gerçeklikle bir iletişim kurma aracı oîarak görmekle birlikte şiirlerini bu denli yalınkat bir yapıya yaslamaz dolayısıyla yapıtlan ikinci kez, yakından okunduğunda daha derin anlamları ele verirler. Yaşamın akışının anlatılışının yaşamın olumlanmasıyla sonuçlandığı "Kül olacaklar..." şiiri de bunun bir örnegidir. Sözciik Sözcük, hiçlikten yapılmış. Dal boşlukta asılı. (duruyor) Kanat, kuşu yok. Uçuş, kanadı yok. Yörünge, çıplak odağı ımgelerden soyunmuş. binbir surat ama yansıtamıyor görünür olanı. Şiir . Kjdcrha (alabalıkla çiftleşmiş fil doğuruyor). "Külolacaklar..."(D Çölü aşıyorum vt; gizemli, adı konmamış yoksunluğunu. Yürek taş, gibi kupkuru ve kupkuru geceleyin patlamalar onun hamuru ve hiçliği gibi. Uzaklarda bir ısık seçiliyor yine de, ve biliyorum yalnız değılim; gerçi bunca şeyden sonra, tek oir düşüncebıleolmasa ölümc karsı çıkabilecek, yalnız değılim bcn. ,, , Maria Zambrano'ya töreni kim düzenledi, kısacası kim diktirdi seni buraya. Işte tepeye dikmişler seni ve oradasın ve hiç Kiışkusuz, nep orada olacaksın, sarsılmaz ve sessiz, hiç değlşmeden her gcçcn gün, hiç olmadığın gibi aslında. Her sabah aşağıya yaşamın nabzının attıgı köşedeki kahveye iniyorum, soğuruyorum olabildığince, başlamakta olan günü içimc. Oradan sana dalıyorum, taştan oyulmuş dikiliyorsun. taştan bir konuksun sen ama hiç inmeyeceksin aksayarak, sürüyerek hep aksayan bacağını, sana sunduğum masaya oturmaya. 1 JoseAngel Valente / Şiirler / Çeviren: Ayse Nihal Akbulut . « . , T (MaterialMemoria, 1979) Orada yukarıda bırakmışlar seni kendi kendinin bir kuramı gibi, 'orulmaz kuranılar yazarı sana n' ıç vermemişler başka fırsat bir yengeç gibi yürümckten öte kendi duşüncelerinin tersine. Kendi kendime soruyorum orada yukarıda ne yaptığını Francisco de Ouevedo, usta, dost, baba, konusması keyifli olmaya keyifli, anlaması zor, kolav, olduğun gibi duyumsamak kendini: nasıf da havayı yarıyor cvet, hayır diyerek güçlü kollan, • • ve bizler de hep bekleriz umutla şansımızı belirleyecek olan utkuyu. Kendime soruyorum acaba usul gccede tinimiz yukarıdan yerlere indiöinde, ve yarı ölüme geçtığimizde uykunun hukümdarlıöında, sen ineı misin onca yükscklikten, bırakarak taştan maskeni bir kenara, kcnti gezer misin baştan sona. el yoruamıyla bir kapıdan ötekine, ardında insanların sefil sırlarının elden geldigince gizlendi^i kapılarda haykırarak şöylc der misin: işte geldim ve gidiyorum toprağa ama geriae kalacak hiç ölmeyen bir sevgi noktası yine de. , . v Yoksa belki de susacak mısın ağırbaşlı taşının içinde sessızlığinı hiç bozmadan sözciikierini unutarak çünkü bir gün o yüce parmak sana sessizliği gösterdığinden? Söyle bana durduğun yükseltiden gördüklerini. Belki de aynı şeylerdir. Kent surları, kırlar, ışıklar saçan güneş. Anayurt. Osuna da, sen de, ben de, kim olsa yoksunluğunu duyar yurdun, gereksindiğinde. Hep aynıyız, yok aramızda bir ayrım ve aynı sevgiyle İşte bu yüzden düşlcrimizden ötelerde sözcükler, bizim malımız olmayan sözcükler, toplanır birleşirler bulutlar gibi bir gün esen yelin sürüklediği, yeryüzü üstüne değiştirmek üzere, üstelik boşuna da değil, dünyayı. (La memoria y los sıgnos, V)66) Atlı Ata binmiş gelirdin. Çocukluğum savaşın başkaldıran metalleriyle doluydu. Dimdik ve tek başına, genç büyükbabam benim, bir resim sanki, o zaman bile başka devirlerden kalmış gibi. Kendini givinmiş gelirdin taşırdın erkekliğını üstündeki giysi gibi. Hiç söz etmezdin kendinden. Sapasaölam ve kapalıydın. Ve ncdcndir bilmeden varlıĞın daha çok yer kaplardı birçok adamın toplamından. ü zamanlar yeryüzüne bir sis çökmüştü tozu dunıana katmıştı iç savaş ve yaşamlar gözlerden sakınılarak yaşanıyordu. (Çocukluğumun zamanlarını söylüyorum.) Ata binmiş gelirdin. Tek bir kez sözetmedin bana • '.. • therkes bir yana sen) tanrıdan. Bu konuyu yok sayışını anımsıyorum. Sağolasın. Sonra seni ölü gördüm, yine gizlı erkekligini giyinmiştin üstüne. Ölü bedeninin başında beklediğimiz gece agladım başdöndüren gölgelere gömülmüş. Sabahını anımsıyorum, usul usul geçişini bedeninin ve a&ıtçıların naykırışlarını, doğduğun topraöın cılız sabah ışığında bugün Dellefiımde beliriyor hepsi bir arada, seninle birlikte. (Elınocente, 1970) SAYFA 17 (Interior con ftgura, 1976) . • Dokunuyorum sonunda yaşamı paylaştığım ele ve onunla olumluyor ve ölçüp tşrtıyorum sevgimi, tutup göğe kaldınyorum .' kül olsa bilc duyuruyorum küldür diye. Kül olsa bile bugüne dek benim olan el bana uzatılmıştır hep umut gibi. (A modo de esperanza, 7 95 5) (1) Quevedo'nun bir sonctinden alıntı. Taştan Yontultnuş Don Francisco de Quevedo'ya(2) Bilmiyorum kim dikmiş seni buraya tramvaylar ve kuşlar arasında böyle upuzun boylıı cvimin bunca yakınına, Francisco de Quevedo. Bilmiyorum hangi el ayarladı senın taştan yontulmanı, acaba harcamaları karşılayan kimdi, konuşmaları kim yaptı, adının yazıh olduğu tabelayı, CUMHURİYET KİTAP SAYI 492