06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Suç Ortakları Bunca yıl sonra çamurda mika parıltıları, engereğin gözlerinden kötülük saçan küçük güneşler. Hazırlayan: Cevat Çapan :.*> »g Anayoldan ayrılan yollar görünüp kayboluyor ağaçların dallarında, Nereye gitti o yavru geyik? Ancak mezarlıklar avutabilir bu kimsesizliği, minik şehirler gibi. Avcıyla avı arasındaki uzaklıktır ozgürlük, üönüp baktığımızda, mirasımızın engin tuvalindcki gcniş bir kemeri betimliyor bir yarasa ve kaybolup gidiyor alacakaranlıkta. Biz de suçsuz sayılmayız. Nicedir tarihin ayııasında, suç ortağı olduk taş tabakalardan yeraltı havuzlarına süziilüp yeniden karanlığı düşüneceğimiz günü beklerken. Koleksiyon Gökyü/ünc bir çerçeve pencere gokyüzu koleksiyonumda Siyah kauçuk sıradaglar yüzyılın ak^aınında yıldızlara ad verenler duyabiliyorlar borunun hıçkırdığını mctalin nasıl güçlüklc soluduğunu metal bir çocuk doguyor yeryüzünün çitleri içinde insanlığın açık kitabında bagırarak küfrediyor tarlalara bir köylü kulübesi yeldeğirmeninin kanadı yavaşlıyor mevsınılerı sorgulayan rüzgâr denizde boğuluyor ölülerin ruhlarının yolunun aydınlatan binlerce fenerin yerlerini dcğiştircrek Pencere bir çerçeve benim için ben de gökyüzüniin koleksiyonundayım / DÖO / Şiirler / Çeviren: Kadir Bilen "Dalgalar çarpıp aşacaksa rıhtımı varsın kalbime dolsun o tuzlu sular" Mao'nun toplumsal gerçekçilik akımını bırakıp kişiscl duyguların özel dünyasını araştırmayı scçen "Sisli Şairler"den biri olan Bei Dao 1949'da Pekin'de doğdu. Kültür Devrimi sırasında öğrenimi yarıda kalan şair Kızıl Muhafızlara katıldı vc bir süre yapı işçisi olarak çalıştı. 1978'de arkadaşı Mang Ke'yle birlikte Jintian (Bugün) adlı bir ycraltı yayımladı. 1970'li yıllardaki demokratikleşme akımının öncmJi bir savaşçısı oldu. tlk şiirlerinde aşk ve siyasal başkaldın temalarını duygusal bir dillc işlcdiyse de, olgunluk doncmi şiirlerinde tarihsel değişimin çelişkilcrini kendine özgü bir gözlem gücüyle çözümlemeyi başardı. 1980'li yıllarda Çin Yazarlar Birliği'nc katıldıysa da, 1989 yazında, Berlin'dc katildığı bir yazarlar konferansında Tiananmen Alanı'ndaki kıyım yüzünden sürgünde yaşamaya karar vcrdi. Iskandinavya'da ve Amerika'da geçirdiği dönemler şiirlerine Batı dünyasının imgelcrinin girmesine yol açtı. ••/• Bir Akşam Manzarası Elektriklenmîş denizin üstünde ellerinde lambalar tutan habercilerle dolu bir filo yol alıyoı karanlığın ayrıntılarına doğru o anın bıçak sırtı yontuyor servilcrin alcvlerini daha karanlık ana kıvrılıyor dalları gecenin yöııüııü değiştirdikten sonra , . uçurunnın ucundaki taş ev her yana açıyor kapılarını ve pencerelerini uzaklardan gelen ruhlar parlak temiz porselen tabakta toplanıyorlar uzun bacaklı bir sivrisinek duruyor ortalannda YANIT Alçaklar kiınlik cüzdanı gibi taşırlar alçaklıklarını. Dürüst insan ise onıırunu yazıtı sayar. Bak, ölülerin dalgalanan yansımalarıyla yüzüyor yaldızlı gökyüzü. Buzul çağı son bulalı yıllar oldu, diyorlar. Oyleyse ncden hcr ycrde bu buz saçakları? Umit Burnu yıllar önce keşfedildi. Peki neden bütün o yelkenliler Olü Dcnız'c tlogru yol alıyorlar? Ben yalnız kâğıt, ip vc gölgeyle dünyaya gcldim. !jimdi bcni yargılıyorlar ve benim bundan başka söyleyecek sözüm yok: üinlcyın. Ben inanmıyorum! Peki Si/ bın düşmanınızı ayaklar alfına alıp czdiniz. Ben de bin birinci olayım. Ciügüıı mavi ulduğuna inanmıyorum. Ciökgürültüsünün söylediklerine de. Düşlerin gerçek nlmadığına ve ölümden sonra bir hesaplaşma olmayacagına inanmıyorum, Dalgalar çarpıp aşacaksa rıhtımı varsın kalbime dolsun o tuzlu sular. Yuıidcn daglar yiikselecekbe denizden, biz de kalkar yükseklerde yaşarız yeniden. SAYFA 14 Dünya dönüyor. Pırıl pırıl bir yıldız kümesi deliyor uçslız bııcaksı/, savunmasız göğii. (iörebiliyor musun, oradaki o eski işaretigeleceğin gözünü, geçmişc bakan? Ağustos Uyurgezcri Denizin yüzeyınde taş bir çan çalıyor, çalıyor, dalgaları hulandmyor. Bu çalan Agııstos çanı. Öğle vakti ağustos güneşi değil bu, yüzen cesetler üzeıinde sütten kabaran bir yelken. Dalgalanan ağustos, tepelcrden yuvarlanan ağustos elmaları. Çoktan sünınüş olan rener denizcilerin gözleıiyle ı^ıyor yeniden. Işıyan ağustos bu, ılk donıı haber veren bir kriy panayırı. Denizin yüzeyinden taş bir çan çalıyor, çalıyor, dalgaları bulandırıyor. Geceyarısı güneşini gördü ağustos uyurgezeri. Keşif Kent kaktüsleri (bu sevecen göçcbeler) da|*ılıyorlar, ama çiçeklerle dostluk için dikenlerini kullanıyorlar boğulanİarın a^ızlarından buz alıp altının küçük alevinden ısı çekiyorlar Tanrıejderha gibi bir duman kopeği ipınden tutan kadın yönıj bilinmeyen son tren bir düş sarhoşların payına düşen Manzaralardan canavarlıklardan evime döniiyorum mcvsimlerin dönen kapısından geçerek kar yağan odamm içinde çocukluk oyuncaklarımı ve saatin yaylaruıa iliştirilmiş gizli bir işaret buluyorum. CUMHURİYET KİTAP SAYI 432
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle