Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ten böyle olıışur; karmak.ırışıklık degildir. Fraktal bir yapı, lıangi duzeyde incelenirse ıneelensin, ncresinc bakılıısa bakılsın, hcp kcndini kuran ilkeyi göste rir. Agaun, gövdesııulc dc, dallarında da, yapraklarmda tla lıcn nynı "dallan ma" ilkesinielcvermcsi; kartanccig'ınin, lııı parçasında ııç atonıuti biıleşim biçı ıni olan ii«,lü yapıyı gostermesı gibı... Evren fraktal bir karmaşıklıktır. ()ıııı kav raınak iddıasında olan bılgımiz dc, uç ııca eklcnmiş çcşıtli "bilimler" şcklinde değil, IKT parçasında bütünii onıı olıısturan ana ilkeleri göstcrebilen bir tck frakral sistcnı şeklinde yapılanmalıdır. Kaımaşıklıkla ilgıli temcl bir kavram da KA( )Skavramıdır. Kaosalışılagelmiş anlanunın aklıı getirdıği gibi yapısız, "karman çorman" bir şey dcğildir. Do ğanın kullandıgı "kaotik" sıırcçlcr, kaosıın içinclc bir "yauı" bulunduğunu gösterivor. Toplumsal canlıların (arılar, karıncalar vb.) davranışlarından beyinde sinir bağiantılaı ıııın okışumuna, kristallcrin oluşıımundan borsamn işlcyişinc kadar pek çok degjşik alanda böyle kaotik süıeçlcr iş başındadır ve görebildığimiz kacıarıyla, en amata uygun çözümlcı bu yolla bulunmuş vc bulunmaktadır. Yazar bu duruınu şöyle bir öner me ilc özetliyor: "liır/bırkaç yalın ılkcyc vörcplan\ız ve btrbırındcıı habcrsız cy lcmdc bulunan çok uıyıda cylema, mensub nldukları toplulu$un butüııünü ilgılcndırcn \orıınları, bu cylcmlcrıylc kolck/ıf h/çımdr çözcbtlırlcr Topluluğun âdcta birevlerinkini aşan kolektıfhtr aklı veya zckâ\ı vardır. Bu kavraının, kar maşıklığı vc fraktal yapıyı oluşturan temclılkc ve kaosun ıçindeki gızlı yapı kavramlarıyla koşutluğu besbellidir. Karmaşıklık, varlı£ın yeni (beşinci?) boyutudur. I'raktal cvıvnin kaotik süreçleı yoluyla geı çekleştirdiği cvrimin gidiş yönüdür. lçselleşmedir. Descartes'çı yakİaşıma göre kurduğumuz bilgi sistcmi bizc cvrenin, "cntropi"ye, yani enerji dü/cylerinin eşitlenmesiylc tum oluşumlann dıırdugu mutlak durgunluğa, "ener|i ölümünc" doğru gittiğini göstcriyor. Ama duruma yeni yaklaşımla bakarsak, bu sürece tam tcrs yönde giden başka bir süreç göziimüzc çarpıyor; cnerjiye "düş me" yönünde degil yükseime yönünae kullanan bir süreç: bu KARİVİAŞIKLAŞMA siirecidir. Karmaşıklık enerjinin seyrelmesi değil yoğunlaşmasıdır. Bu sürecin başlıca taşıyıcı lnsan dır; zira d(>ğantn jimdıye dek yaratabtUiği en karma}ik nesne onun beynidir! Bu organın ürünü, yoğunlaşan enerjinin cörünen, bir bakıma somut, biçimi de BILGl'dir. Buradan şu büyük, sarsıcı felsefı sonuç çıkıynr: lnsan, doğa yasoları uyarınca ölüme gitmekte oİan varlığın evrimini, bil<i üretimi yoluyla ödünleme, durdurma, belki de geri çevirtne girişimi veya seriiveni içinde bulunuyor. Böyle bir şey olacaksaounu ancak o başarabilir, nem dc kimbilir, dünyaya gelmiş olmasııun "hik meti" bclki dc budur. lnsan bu sorumluluğu üstlenebilccek durumda mı? Daha önemlisi, üstlense bile yerine gctirebilccck yctcnekte veya giiçte mir' îjiırıdiye kadarki performansı bu soruya olumlu yanıt vcrmcyi çok güt;leştiriyor. Bütün kiillürümüz insanı bireyle özdeşlıyor. Şimdiye dck cvrimi hep olağanüstü bireyler, dehalar, "kalıramanlar" ta^ımı^. 1 ler şey, hcr değişme, her yenilik, her arılım onların eseri. Oysa artık öyle bir duvarın dibine gelmişiz ki, dâlıilerin yapabilcccg'i lazla bir şey yok bunu aşmak içiıı. \ lcı sorıın gezegen ölçeğinde, ( iaia boyuilarında. Ancak tıerke sin katılımıyla, kı>lektil olarak çöziılebilir. Iştc bu noktada teme! handikapımız ortaya cıkıyor: "Birey olarak dâhi olan însan, lopluluk olarak gcrı zckâlı bir yaratık!" Tiirünıi ilgilendiren büyük so rıınlatı cozmeyi arılar veva karıncalar kadar bile beceremiyor! Ama bu hayvancıklar fraktal doğanın öteden beri kullandığı kuutık süreçlerı kullanıyorlar soCUMHURİYET KİTAP SAYI 432 tersinc, bu tümleşim runlarını ccizmek için... (tııtcgrıitıoıı) bizim büBu yüzdeıı dc başaı lyor tün vctilerimı/i kat kat lar. lnsan aynı şeyi yapaarttıracak bir olgu. Somaz mı acaba? runlarımızı çözmeyi dc Neden olmasın.' lnsan başaıacaksak busayekalabaJıklarının davranı de başaracağız... şını.pa/arlara, borsaya vb. baksanıza! Neredc ürtakyasar insan, çabirey kenaı a cekılip topğımızın bilimsel ve tek lııluk egcmen olursa, nolojik buluş ve ymiorada aynı süreçlerın lıklcrinin coşkulu bir devreye gırdif*ini gör cnvanteti, bilimsel vcmüyor muyuzr' I'raktal rıleredayanılarak yapılevrenin bir parçası olamış iyimseı bir gelecek Joei de Rosnay rak biz dc bütün ötckı kestırimi (yöneylem parcaların özelliklerini araştırması), insanın gösteriyor, onlaıı vöncten ku vazgısı ü/erıne oldukça dcrin, rallara göre yönetıliyor değil lelscfı bir düşunmc alıştırma miyizr*.. sı (reflexion), bugünkü durıımumuzun ırdelenmesine da(Jyleyse? Yapmamız gereyalı geleccge vönelik bir uyarı ken, cylcm ve davranışlarımızı gıbı birkaç düzcydc "okuna bu gerçcğin bilincınde olarak, Dİlen" bir eseı. Burada söz ko buna dayandırarak, bunu kul nusu edilcn şeylerden belki lanarak, tasaılayıp uygulamak çoğumuz haberdanz; ama biltır. Artık bellı bir karmaşıklık gi ve düşünı.elerimiz eksik, kocşiöini aşmış ve eski yöntenı puk, duğınık; dolayısıyla pek lerle kavranamaz olmuş olan işimize yaramıyoı. Kıtap bunları derleyip toplumsal yapılaı ıınuı, kurumlanmızı ve toplamak ve "operasyonel" kılmak yoekonomimi/ı fraktallik ilkelerine; polilunda bir yürcklendirme girişimi ve bir tik, yönetim, bilimsel araştırma, eğitim öınek oluşturuyor. ve iletişim süreçlerimizi kaotiklik ilkelerine göre yeniden düzenlemeliyiz. Bun I.vrcn hakkıncla kafamızdakı en genel ların bir kısmı zaten şımdıden bu yola "paradigma ", yapısızlıktan yapılanmagirmış dımımdadır. Biliri(,li davranır, giya, biçimsizliktcn biçimlenmek, kısacadişi kolaylaştırırsak, önıımuzdcki yüzyılsı Kaos'tan Kozmos'a giden bir oluşum da, üzerımizdeki tehditleri kaldırarak, kavramıdır. Bütün kültürlerin en eski yasanabiliı ve yaşayabilir bir düzcn kusöylencclerinde varadılış kaostan çıkıştır. raoiliriz. I liç olmazsa karıncaların yapUygarlık da boyle bir olgudur: lnsan aktıöını yapabiliıi/! (Bu arada, başarısız lıyla çıkagelnıiş, dünyayı devralmış (kimolur da bir atom kıyamctinde doğayı ve denr') ve bu "karmakarışık" yeri bir gü kendimizi yok edersek, ortak vatanımız zcl düzenlemiştir. Kitap okununca göolan Gaia'nın üzerinde sadccc karıncarülüyor kı, bu işte bir yerde yanlışlık yaların eanlı kalacagırıı söylüyorlar. Bıze pılmıştır. Yapılan düzenleme başarısızgörehâlâ bir haylı ılerideoldukları anladır, körü korüne, el yordamıyla, sorum şılıyor!) suzca, bencilce uygulanmış ve işte bugün Bu yeni düzen, bir ORTAKYAŞAM düzeni olacaktır. Ciezegenle insan, in sanla yarattığı tüm araçgereçler arasında sıkı bir ortakyaşam ilişkisi zorunlu hale gclmiştir. İnsan zaten doğayla böyle bir ilişki içindedir; ama bu şimdiye dek bir "asalaklık ortakyaşamı niteliğinde kalmıştır. Asaiak, ev sahibini öldürcbilir; insan da kendisine ev sahiplig'i yapan Gaıa'yı sorumsuzca ve sınırsızca sömürcrek tükenmenin eşiğine getirmiştir. Bu ilişkinin iki taraf için dc yararlı gerçek bir ortakyaşama dönüşmesi arak şarttır. Doğanın nize "bedava (bâdü hcvâ, yani rüzgâr vc hava gibi karşılıksız) sağladığı hizmetler artık degerlendirilip hesaba gcçirilmeli, ekonomi birleşip.bir "ekoekonomi" haline gelmelidir. Ote yandan, insanın yarattığı nesneler de bu ilişki sistemine alınmak zorundadır, zira bunlar şimdiden "akıllı" şeylerolupgittikçe önem ve ağırlık kazanmakta, bu alanlardan çıkan "yaratıklar" artık eskisi gibi insanın edilgin aletleri olmakla kalmayıp, birçok alanda onunla atbaşı gidcbiîccek hattâ belki insanı burun farkıyla geçebilecek gibi görünmektedirler. Sibercanlı, bu ortakyaşamı gerçekleştirmckte olan süpcrorganizmadır. Gövdesi ekoekonomi ile rraktal yapılı yeni süper ya da siber sanayiden, beyni de gitükçe genişleyen bireysellcşmiş iletişim a^larından oluşan; içinde insan bi rcylerinin birer sinir hücresi işlevi gördükleri, gezegen ölçeğinde bir "canlı" varlık... Bu mekanizmanın işleyebilmesi elbette sinir hücrelerinin "kalitesine" baglı olacaktn. Beynimızdckı nötronların tek tck ne vaptıklarııım bilincindc olup olmadıklaı mı bilcmıyoruz (karınca yuvasinın kurallarına gorc davrandıkla rınıkimıaraştırmacılart)rtayaçıkarmış) Ama Siber canh'nın akıllı vc bilinçli nöronları olan biz, daha lazlasını yapabili riz, yapmalıyız. Kenclimı/ı aşan nir sıipcr varlığın beyninin parçalarıolnıak, orada eriyip gitmemizi, kişilik ve bılincımizi lamamen yitirmemızi gerektirmiyor. Tam Gaia'yı mahvolmanm kıyısına gerirmiş tir. İnsanın aklı.gururunun aleii vcoyun cagı olarak, dünyada yürümekte olan "doğal" sürcçlere aykırı, kenılinc özgü biryol rutmuş "uygarlığııu" bunun üze rinekuımuştur. İnsanın Kozmos'u Yaradan'ın Kozmos'una ters düşmüştür. Bu böyle sürüp gidemeyecektir. tkisini ycnıden barışrırmak, bağdaştırmak, bunun için de DogVnın öteden beri uyguladığı "kaotik" süreçleri uygarlıöın içincalınak gcrckir. İnsanın kendini bepenmiş aklının ürünii, insanı (Promethcus'un /e us'a meydan okuması gibi) bir kavga ve ya çekişme içinde Doga'nın karşısına diken "klasik" uygarlık anlayışmı bırakıp, onunla uzlaşan, bağdaşan, işbirli£i yapan; onun hâkimi değil etken ama uyunv lu parçası olan (onda "alta sayılan"), kısacası onunla ORTAK YAîjAYABlLÜN bir uygarlık paradigması benimscmck gerektir. Kitabın tcmel ve en yüksek "mesajı" bence budur. Bir anlamda bu kadar yıllık kendi sevgili Kozmos'umuzu bıı akıp Kaos'a dön mek; adeta uyaarlıg'ımız! yeni temcller üzerinde yeniden kurnıak demek olan bu paradigma değışıklıöinın bızc nc kadar acı geleceği, başarılsa bile ne kadar güç olacağı açıktır. En kararlı iyimserlik bile bu noktada sarsılmamazlik edemiyor. I'akat kitabın iyimserliği, bu sürecin zaten haylı zamandır yürümekte olduğuna, bclki yolun yansını bile aşmış ol duğuna dayanıyor. Hem dc bunu BİZ insanlar gcrçekleşüriyor, bilerek, bilme yerek, bütün kusurlarımızla... Sibercanlı yaşamaya başlamış bile!.. Yılgınlı^age rck yok, biraz bilinç, biraz çaba süreci beklenen sonueuna ulaştırabilir... Bu ka darını da yapamayacaksak... • * Ortakyaşar lnsan / jocldc Ro\nay / Çcvircn. Ismet Bcrkan / Telo'i Yaymctlık/ deniz hayatbı> uçurtma olsa