25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HALİL GOKHAN Gemiler de Gitti cdını (iurseî'in Sc\ır DcJ/cri, Pa sifik Kıyısındıi ve lialktin/nra Dn««j'ten dördüncü gezi kitabı Gemiler de (.îitti, başlıkta yer alan soruyu çok yakın bir çağrışımın yardımıyla soruyor. Dünya tarihine ve coğrafyasına bir keşif objesi olarak girmiş olan gcmi şimdilerde çağdaş anlamıyla tarihin yeniden keşfinin objesi olmıış dıırıımda. Bir anlamda keşif tarihinin tanıklığında gravür ve resim olarak her an elimizin altında; görsel efckt olarak bazı filmlerde yer alıyor. Ama yine de denizler bitmeyince gemiler de bitmiyor; yolculuk kavramını ve edinıini besleyen Yol'ıın bitmediği gibi... Gezi edebiyatının yazının ulaşma gücüylc üstlendigi heryerdelik konumu, zamanınıız yolculuklarının maddi koşulla rında meydana gelen üst dcgişimler saycsinde niçbiryerdelik konumuyla yer N Nedim Giipşel iki kitaola veniden... değiştiriyor. Edebiyatın gezi ve coğrafi güzergânlar yoluyla dünyanın anlamiarını taraması aynı zamanda kendini de kendinden ötede bir noktada yeniden oluşturması sonucunu doğuruyor. Sonuç, olarak karşımızda zezicı bir cdcbiyat değil, dünyanın 'yoldaki' veyolda kalan anlamlarının peşine düşmüş yazı serüvencilerinin yolculuk detterleri arasına sıkıştırılmış edebiyatı bulunuyor. Bu edebiyatın, yolculuk sırasında gczginin dışarıya baktığı pcncerenin çok ötesinde bir başka pencere oluşturduğu söylenebilir. lçe dönük olarak açılan bu pencerenin bcrisinde kaçınılmaz olarak yazarın kendisi bulunmaktadır. Zamanın gezgini olarak tanımladığımız gezi yazarının kendini bu pencere gerisindekonumlamasının içinde hiçbirycrdelik zarını atma talihi yatmak'tadır. Yazı yönünde kurulan heryerdelik gücü zamanımızın taşıdığı anlamla hiçbiryerdelik kaygısına dönüşmüştür. Peki niçbiryerde olan bir gezi yazarı için hareket ne anlama gelmektedir günümüzdcr' Hareketin atalarından biri olan Gemi'nin içinde gclişen hızdan ve coğrafyadan yalıtılmışlık duygusu, liman yakınlarındaki bir evin penceresinden gemilere bakan bir yazar için tanıdık bir şey midirr1 'Denize Kayan Kent'in henüz başlarında Nedim Gürsel, bu duygunun denizden yazarın imgelemine nasıl taşındığı Gemiler de Gitti'nin ilk bölümü olan Erdal Oz ve Nedim Cürsel. Altta Ise Arafafın Kültür Bakanı (Flllstln) Mahmud Dervls lle. nı, oradan da yazarın zihinsel valizinde nasıl yer ettigini şöyle anlatıyor: "Venedik'in görüntüleri ucuşup duruyordu hayalimde, koridordan vuran ışıkta gölgeler bir gidip bir geliyordu. Eski Serencssima Cumhuriyetinc doğru gece yarısı çıktığım bu ilk yolculukta yalnız degildim. Bir kez olsun gürmediğim ama rumanlardan, resim ve fotoğraflardan eski yapılarını, görkemli saraylarıyla kalabalık alanlarını, köprü ve kanallarını, evet, en dar kanallarına varıncaya dek tüm ayrıntılarım neredeyse ezbere bildiğim Venedik'in imgesi eşlik cdiyordu bana. Bu imge gerçeK değildi belki, ama tam olarak kurmaca da sayılmazdı." Nedim Gürsel için yolculuğun, kendi edebiyat serüveni içinde yapıt boyutlu bir özellik olarak kavrandığtm görüyoruz. Edebiyatın öykü ve roman türlerini kendinin ve dilinin yazınsal serüvenine katmış bir yazar olarak Nedim Gürscl'in gezi yazısı türüyle kurduğu ilişkide anla tı'eılı&ının yapısından çıkış alan bazı saplamalar bu ilişkinin özünde bir gczici edebiyatın yer aldığını ve bu konumlanmadan kaynaklanan bazı durumların varlığını göstcriyor bize. Nedim Gürscl, önceki gezi yazıların da olcluğu kadar Gemiler de Gitti'dc de özgün anlatım yapısını ortaya koyuyor. Gezici yazarın yüklendigi gözlem merceginin yolculuk mekânlarına ve yola dönüklüğü en az bir iç gözlem ve özgeçmiş < r yii... Daha bitmedi, sırada Tunus var. "Güneyin Serapları"nda, Tunus'un tarihinden kesitlerin yanı sıra, çöl manzaraları da bulabiliriz. Savaşsırasındaki Bosna'yı, "Balkanlara Dönüş/'tc basarıyla anl.ttan yazar, bu kez, Eski Yugoslavya'nın ın önemli mimarlarından birinin yaşamı ıkscninde "Yıkınıdan Sonra"yıatıhıtı>or. Ivan Straus, yaptığı de£il ama, yıkılan yapılarmın günlügünii lutma bedbahtlığını yaşamış, ilk ve tek mimar olsa gen|j. Savas öncesi Bosna'daki modcrn mimaı iye damgasını vurmuş bu insanın, yhirle birlikîe nasıl yıkıldıgını görüp kahrolııyorsunuz. Ancak, ya/arın iytmscr mıul.ıhaleleriyle kcndinizi loparlayıp sürdiircbiliyorsunuz okumayı... rc. "Ney kamıştan ayrı düşmÜ!;, onıın için inliyordu; ınsansa Tanrı'dan. Her ikisi dc asıllarına dönmek i(,in yanıp tutuş maktaydılar. O'nıınla rıalleşip kaynaşmak, bütünlc^mek, O'nda erimek, gerçek varlıkta yokolmak için. (...) Nev scsıyle dııilen ölüler gıbı, üzerlerincleki siyah örtülerdcn sıyrılıp dönmeye başlauı dervi^ler. Başlarında serpuşları, önu açık, yakasız destegülleri ve bir keleni andıran tennurelerıyle ney, kudüm, rebap vc çalparaların eşliğinde tır dönüyorlardı." (sayfa 181) Bu bölümiı okurken, tarih zor hoş bir duygu kaplıyor insanın i(,ini. Yazar, ya lın ve duyarlı iisluhuvla, iki sayta sonra taşıyıveriyorsizi Mevlana'nın cngın hoşgörü, derin bilgısi, derya gibi yalnızlıgına. Şemsi Tebrizi'nin gizemli kiijiliği ve manevî cazibesini hissederek tasavvufî heyccanlara sürükleniyorsunuz. Bu anlatmm biitünü aynı zamanda geçmişin izdüşiimünü de yansıtmaktadır. Yazarın anlattıgı toj^rafyaya dikkat edersenız, bu şehirierin hemen hemen hcpsinin ya tlogrudan, ya da dolaylı olarak Osmanlı Imparatorluğu ile ilişkileri oldugunu farkcdcrsinu. Yani bu kirap bir anlamda geçmişten yadigârgörkeme, hüzne, hosgörüye, özIeme ve ayrılıklara bir yolculuk... Koprüleri yıktık, geınileı de gitti, nasıl döneceğiz geçmişe.P!! • Gemiler de Gitti/ Nedı»/ Cıiirscl/ C.au YayuıLırı/Şuhat l'J'JH CUMHUR1YET BEBELERİ Hepsi kendi alanlarında başarılı olan bir grup genç, 1960larda Ankara'da bir "Aydınlar Forumu" kurarlar. Ergun Sanr anlatıyor. BUTUN KİTABEVLERINDE Tasavvufî heyecanlar larlhi bir yolculuk Yazar, Saraybosna Kütiıplıaııesi'nin yıkımı gibi, Mostarköprüsi'mün katlıni de anlatırken, sizin içinizde dc bir şeylcrin yıkıldıgını hissedip tarifi münıkün olmayan bir hüzne kapılıyorsuıuız. Yokedilen kültürel mirasın, geçmişle baglantıyı sag layanköprüleroldugunuhatırlayıpmüthis, bir karamsarlığa düsiiyorsunuz. Belki resmini bilc görmediginiz köprüyü, hayalinizde canfandırarak, "öte kıyıya " dogru "tarihi" bir yolculuğa çıkıyorsunuz.. Son bölümTürkiye'yeayrıImıs; Antalya'da Korkuteli'nin Söbücv yaylasında ki Yöriiklerin yaşamı ve Konya. İlk kez gittigi Konya Nedim Güısel'i çok etkilemişe benziyor. Konya'yı Mevlana'nın şiirlerinden yola çıkarak anlatmayı deneyen yazar, nıistik bir öıgü sunuyor bizlcCUMHURİYET KİTAP SAYI 428 ÇIKTI 600 000 TL BILGİ KITABEVİ Sakarya Caddosl. B/A. Yenışohır ANKARA Tel 312434 41 06/07 Fax 312433 19 36 BİLGİ DAĞITIM Naıiıbahçe Sokak, 17/1. Cağaloğlu ISTANRUI Tel 212 522 52 01 Fax 21252741 19 Meşrutlyet Caddttl. 46 / A Yenlşehlr • 06420 / ANKARA Tel : (0312) 431 81 22 434 49 98 Fakl : (0312) 431 77 R8 www.bllglyBylnevl.com.tr • emall: [email protected] BILGİ YAYINEVI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle