26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. •" retlcrden sonra karşımua çıkar. Kentlcr yazarın kendinı tanımlaya bileccği, tanıyabilcccg'i şeylcri çoğalttıkça zenginleşir. Yazarin kendini tanıyabifeccöi şcyler azalınca kcnt unııtulmaya mahkumdur. "Denıek ki bazı kentlcr lazla i/ bırakmıyor. Bazı insanlar, hazı kitaplar, çoğu sevis,meleı gibi. " Ncdim Gürsel yolculuklarında gördü gü kentleri öııce dıs,arıdan betimler. Bir gorünen kent çizcr. "Yine saöda, bir saray kadar şık tahıl ambarları, belki hâlâ arpa buğday dolu içleri vc solcia Pala/zo Bathagia Belloni, Palazzo Soronzo, Palazzo Barbarigo, bir zamanlarön ccphcsi Tintoret'nin freskleriylc süslü ulan Pala/zo Grimani della Vida, ...". "" Gorünen kenti anlatan yazar, daha sonra düsjerinde kenti parça narça ycniden kurar. "1 lcr birindc kinv bilir nc scvinçler, nc acılar yaşanmış, âi,ıklar buluşniuş bahçelerinde, mahzenIcrindc çil çil düka altınlanyla katiller gizlennıiş,." "''' Ncdim Gürsel, kendisi kentteyaşamayı değil, kcntin kcndisindc yaşamasını talep eder. "Daha ilk günden Vcnedik ele geçirmişti bcni; bilincimi işgal etmiş, güzelliğiyle büyülerken kanal ve köprülerden, rıhnmfarla dar sokaklardan ördüğü bir ağla boğnıaya kalkıs,mıs;tı." "" Yazarın bu talebi, onun yazma serüveninde, bütün gördüöü kentlerin ötesinde, görünen kent ve kafasındaki kentten dogan bir üçüncü kcnr çıkarır karşımıza. "Yavaşca biçimleniyorsun lambanın ışıgında. Is,te kubbelerinle minarclcrin! îşte Boğa/'ın giriîji, Haliç'in kirli suyu! Vc işte scssizlik! Okulun iç avlusunun, mezarlıkların, sarnıçların sesMzlijSi. ib,tc ışık! Kanalı gökyüzünden vuran kiilrcngı donuk ışık." "41 Anılar, arzular, göstergeler, adlar, öliıler, gökyüzü, sınırlı mekân, yazan bir denbire sınırsız bir mckâna götürur. Ncdim Gürsel'in eserlcrindc ınckânlar hiçbir zaman coğrafi mekân olarak kalmaz, kültürcl mckâna dönüşür. "Çarşı da, mcrkezi çevreleyen mahal lclcrin orlasında bir ortak alan, insanların buluştukları, alısveriş ettikleri, yalnızca mallarını deöil kültürlcrini de değiştirdikleri gen,ek bir dı^ mckâna döniişmiış. Bıı bağlamda çarşiyi. Osmanlı lmparatorluğu'nun çtık uluslu yapısını temellendıren.onumahallenindarsınır larından ilctiijimc, biranlamda dünyaya açan bir ycr olarak tanımlavabiliriz." Nedim Gürsel için kent tıev bir kolektif anı, ba^vurulacak bir anbiklopcdidir. Kentle ilgili iinlü kişiler, kent ve orada yasayan halkın tarihi, binalar, y y , yazarın b ellcgi tarafından eski göstergelerı ile ll fd k l l birleijtirilir vc yeni bir kent ortaya çıkarır. "Bütün yolculuklarımda oldu^ıı gibi bu yolculukta da ^airlcr pc^inıi bırakmıyor. Yahya Kemal.Nâzım I İikmet, Laııt rcamont, Villon, Eluard dcrkcn Ncruda'ya geldik. Yalnızca şairler mi? Anılar, eski acılar da bırakmıyor pcsimi." '"" Nedim Cîürsel'in çıktığı yolculııklarda gcçtiği, gördüğü kentlcr kendisinden, gecmişinden bir iz taşır. Her ne kadar kendisi kentlerden ayrılmaz bir parça olarak girdiği köprüler için "Onlarua göçebe bir yaşamın, sürgıinde geçen yılların biıikimivle çoğalan yurt özleminin simgelerini ner zaman yakalayamadım" 1171 clese de, okuyucu yazarın anlattığı kentlerde onun geçmişinden izler bııl maktadır. Nedim Cjüıscl'in anlatılarında kentlcr kadmlarlabirleşmısfir. Yazarranımak istediği kcnti birkadın gövdcsini tanımaya benzctir (Scvgilım îstanbul, s. 5). Bazcn kadın vc kent o kadar birles,ir ki yazar bıle bunıın ayrımına varama/. " Ağaç lar mıydı yapraklarını döken Amsterdam'da yoksa soyunurken titreyen gövSAYFA 4 Gemiler de Gitti/ Nedttn Ctür\cl /Can Yayınhırı / 207 ı. Paris/ Nctlım (iiir scl/llürriyı't Citizclcalık vc MatbaacıUkA.ŞJ IV) \. den mi?" '"" Nedim Gürsel anlarısında yolcııluk, kentlcr öncmli. Kentlerde ise köprüler. Kentlerde ilk gördüğü şeyler köprüler. "Köprülerin her zaman öncmli bir yeri oldıı yaşamımda. Yalnızca yaşamımda değil, yazdıklarımda da." ""' Köprüler yazarın daima dönmek, kendi iç sürgünlügüne son vermek istej*inin belirtisi. Kentleri birbirine bağlavan köprüler ya zarın kendi dcyimiylc "ncni bana ba^layan köprüler" ^eklinde verilir. italioC^alvinokentlerleilişkilerimiz rüyalarla olduğu gibidir der. Hayal edilenilen her şey aynı zamanda düşlenehilir. Oysa cn beklenmedik rüyalar bilc bir arzııyu, arzunıın tersi, bir korkuyu gizleyen Nedim Gürsel Çağdaş bir seyyah rcsimli bir bilmecedir. Kentleri de rüyalar gibi arzular veya korkular kurar; kentler de düşünccnin ya da rastlantının eseri oldukJarını sanırlar hep, ama ne bi ri, ne oteki ayakta tutmaya yeter onların surlaıını. Bir kentte hayran kaldığın ^ey onun yedi ya da yetmiş yedi harikası değil, setıiıı ona sorduğun bir soruya verdiği yanıttır.'"' Işte bu noktadan hareketle Türk yazınının öncmli ismi Nedim Gürsel ve eserlerini incclcyccck araştırmacıların Nedim Gürsel'in kcntlere sorduğıı soruları ve bu sorııların yanıtlarını incelcmcsi gerekir. (1) Scvgilım httinhnl, Caıı Yaytnlan, Utanhul 19X6, \ 111. (2) Scyır Dcfteri, Can )foyınlart, tstan bull990,s. 98. (I) Pasıfık Kıyısındti, Can Yaytnlan, htanbul 1991, \.'6(). (4) Kadınlar Kt'tabı, Can Yaytnlan, î\lanbull994,s.7. (5) Seyır Dcfteri, Can Yayınlan, istanhul 1990, s 7 (6) Scvgilım htanhtd, Can Yayınlan, Utanhul 19X6, v « V (7) CcmilcrdcCittı, Can Yayınlan, htanhul I99S, v 44 (8) Cjörünmcz Kentler, Italto Calvıno, Çev • l$ılSaalçıoğlu, RemziKi/abcvi, îstanbul 1990, s 181 ((')) Gemılerde Gittı, Can Yaytnlan, îstanbul 1998, v. 14. (10) Son Iramvay, Can Yayınlan, îstanbul 1991, s 81 (II) Gcmilcr de Gıtti, Can Yayınlan, îstanbul 1998, v. 2221. (12) Gcmilcr de Gitti, Can Yayınlan, îstanbul 1998, s. 23 (11) Gcmiler de Gittı, Can Yayınlan, îstanbul 1998, s. 24. (14) Sevgilim îstanhul, Can Yayınlan, îstanbul 1986, s 8. (1 5) Gcmiler de Gittı, Can Yayınlan, îstanbul 1998, .s. 154155. (16) Pasıfık Ktyıstnda, Can Yayınlan, îstanbul 1991, s. 40. (17) Gemıler de Gittı, Can Yayınlan, îstanbul 1998, s 40 (18) Son Tramvay, Can Yayınlan, îstanbul 1991, s 81.' (19) Balkanlara Dönüş, Can Yayınlan, îstanbul 1995, s 68 (20) Görünmez Kentler, ltalio Calvıno, Remzt Kıtabevı, Îstanbul 1990, s 52 Gemilep de Gitti an, bir roman gibi okunuyor bu kitap. Genrile Bcllinı'nin kentinde bir gondolda devri Scrcnissimi hayal cden yazar, bir de bakarsınız ki Tiflis'in Rustaveli'sinin heykeline bir demet gül bırakmaya götiirüverir sizi hiç zorlanmadan. Kalp şeklindcki dolaplarıyla ünlü Correr (Jontarini sarayından, Marciana kütüphanesine doğrıı, vaporettonun beşik misali sarsıntılarında mayışarak Venedık'ı yaşarken, bir çırpıda, yerinde yellcresen güzelim Mostar köprüsünün, altından artık akmak istemeyen, suları kırmı/ı bulanık Neretva ırmagının, utançtan çoıaklaşmışsahillerindebuluverirsinız kendinizi. İlk bölüm "Vcnedik, denize kayan kent" bajjlığını taşıyor ve bu bölümde Bellini dünyasına giriyoruz. Bellini'nin I 5'incı yü/yıl Venedik ressamları içinde öncmli bir ad. Bizim açımızdan bir başka ö/ellıği tle 1480 yılında lstanbııl'a ge lip, l'atin Sııltan Mehmct'in portresini ydpnıış olması. Ama, Bellini'nin Venedık'tekı gunlük yaşamı yansıtan, tasvir cden tabloları da var. Ncdim Cîürscl bu bölümde hem Venedik'i bem de Bellini'nin oradakigünlük yaşamı tasvir eden tablolannı anlatıyor. Yani okur bir yandan Venedik'i keşlederken, Venedik'in sokaklarında dolaşırken, öte yandan da Bellini'nin yapıtlarını kcşfcdiyor ve onun tablolarında dolaşıyor. Yazar, resimsel mekânla, kentsel mekanın bir çeşit kurgusunu yapmayı denerkcn, aslında Vencdik kentini anlatıyor. lkinci bölümde, Saint Nazaire kenti anlatılıyor. Saint Nazaire, bir dönem, büyük transatlantiklerin yeni dünyaya dcmır aldıkları bir liman olmuş. Ve o transatlantiklerin dünyası, Atlantik Okyanusu aşılırken neler yaşandığı yazınsal birtakım atıflarda bulunularak anlatılıyor. Tabii bunun bir güncelli^i dc var. "Titanie" filmi ve bu filmde gördiiğümüz dünya, bütün o transatlantigin içinde olup bitenler bu kitapta da söz konusu. Üçüncü bölüm liflis kentini anlatır. Bu kent de iinlü Gürcü naif rcssam Pi rosmaniijvili'nin tablolarından esinlenerek bctimenir. "Kafdağı'nm ardından" adını taşıyan bu bölüm, naif bir rcssamın resim dünyasıvla 1 iflis kenti arasında bir anlatı örgüsiı kurar. Kapadokya'yı andıran Matcra kcııtinın bulunduğıı Güney Italya da nasibi ni almı^ bu anlatıdan. Mussolini döneminde sürgüne gönderilen Carlo Lcvi'yi ağırlayan ttalya'nın bu kuş, uçmaz kervan geçmez bölgesini, Levi'nin yazdığı ve o döncmdc yankılar uvandıran "Isa Bu KöyeUğramadı" adlı kitaptan da tanıyoruz. Bu roman Sabahattin Eyüboğlu'niın çevirisiyle I ürkçe'de de yayıınlandı. Yazar, Levi'nin izlenimlerine de atıfta bu lunarak, bir de kendisi anlatıyor bu kö' CUMHURİYET KİTAP SAYI 428 İLHAN ALEMDAR £{ • ^ cmılcr de Gım" alıs,ılmisin I ötesinde bir yolcııluk kitabı. V ^ J Buna, yedi bölünıden olu^an bir anlatı da diyebiliriz. Bu kıtahın rizclliği, bir cogralyayla ya da bir kent mekâ nıyla, bir yaratıcının diınyasını birlikte anlatması. Kitabın aıka kapağındaki yazıya uyııp muhayyilenizi sınırlamayın. Şelüıler, insanlar, gcmilcr ve zaman arasındaki sihirli bağlantıyı yakaladığınız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle