20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Folklorumuzun koca cınarı M. SABRİ KOZ ınar uzun ömürlü ve gölgeli bir ağaçtır. Bu yüzden ülkesinc vc insanııga yapdmış hizmetleri yanında^mın ömür" sahihi de olan giin görda^ızı müş kişilere "çınar" benzetmesi yapılır. lki nafta öııce yitirdiğimiz Pertcv Naili Boratav da bir koca çınardı. Zarif, içli, iedakâr, çilekcş vc üretken... Çınarların üçbeş yüzyda varabilen ömrii ilc Boratav'ın 91 yılını karşdaştırmak istemem; çünkü o meyveli ağaçtı aynı zamandı. Bu özclliğinin de hakkı verilerek taşlandı, başka bir ülkede çalışmak zorunda bırakıldı ama dışlanamadı. Çalışmalarıyla her zaman "hoca" olarak kaldı; yön ve yol göstcrdi. Duygusallıktan kurtulmanın çaresi nedir bilemiyorum. Akıl mı, sakinleşmek mi? Ama uzun sayılabilecek ve verimli olduğu tartışılamayacak bu ömre karşın Boratav'ın yaşadıklarından bir yurttaş olarak kendiıni de sommlıı tutmalıymısım gibi bir fikre kapıhyorum. Binbir badire atlatıldıktan sonra yeni kundmuş bir fakültede, Türkiye'de ilk kez folklor ve halk edebiyatı dersleri okutulmaya başlanıyor (1938), bunıın olumlu sonuçları da alınıyor kısa sürede. 4O'lı yılların sonuna doğru akıl almaz bir "cadı kazanı" kaynatuıyor. Ankara'da ve 10 yıllık kürsü (1948) l'BMM'nde alınan bir kararla kapatılıyor, kürsünün hocası devlet tarafından açığa alınıyor, birçok kez görcv için başvurulsa da tüm kapılar kapatdıyor ve bir bilim adamı emekli oluncaya kadar açıkta kalacağı garip, bir uyguiama başlatdıyor! "Delikli taş yerde kalmaz" atasözünün haklılığı bir kez daha anlaşdıyor ama "çınar" da kökiinden koparıîıyor, yaban ellerde yaşama savaşı vermeye zorlanıyor. Beraat etseler de ne Boratav nc de iki arkadaşı işlerine dönemiyorlar. Boratav, 1952'den itibaren Fransa'da çalışmaya başlıyor. Ikinci Dünya Savaşı yıllarında Nazi zulmündcn kaçarak dünyanın dört bir yanına dağılmak zonında kalan Yahudi asıllı bilim adamlarından birçoğunu bağrına basan ve o yıllarda böyle bir siyaset izleme eğiliminde olan Türkiye, 4O'lı ydlann sonuna doğrıı değişen dünya şartlarının da etkisiyle olmalı, hem onları hem de kendi evfadı olan bilim ve kültür adamlarını kapı önüne koyuyordu. Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi'nde (DTCF) folklor vc halk edebiyatı derslerinin 1948'den itibaren okutulmaması folklorculuk mesleöi açısından 70'li ydlann basına kadar aK.ademik anlamda bir kopukluk yaşanmasına, durgunluğa, bilim dışı eğilimlerin doğmasına scbep olmuştur. "Folklor"un bir bilim olduğu gcniş yığınlarca unutulmuş, bözcük "halk oyunlan" hatta "halk türküleri" ycrine de kullanılır olmuştur. Folklorumuzla ilgili hiç mi çalışma yapılmamıştır bu ydlarda? Elbette birçok ürün var ortada; ama dün yadaki gelişmeleri yakından izleyen deneyimli Dİr "hoca"nın yönettiği kürsü ya da kürsüler yok, buralarda bulunmaları doğal olan asistanlar, doçcntler ve^erçckleştirilccek doktora tczleri yok. Öğrenci derneklerinin, kulüplerinin etkinlikleri ve dergileri, îstanbul Üniversitesi ve eski DTCF mezunlarının, köy enstitüsü, öğretmen okulu, eğitim enstitüsü mezunu öğretmcnlerin ve halkevleri döneminin yöntemleri ya da yöntemsizliklcriyle bir şeyler ortaya koymaya çalışan aydinlann yaptığıçalışmalardır bunlann çoğu. 19491980 ydları arasında îhsan Ilınçer (öl. 1979) tarafindan 366 sayı yayımlanan (son iki sayıyı oğlu çıkarmıştır). Türk Folklor CUMHURİYET KİTAP SAYI 427 c Araştırmalan dergisini, diğer dergderi ve bu bunlann etrafında kümelenen araştırmacdarı unutamayız. Hepsinc saygı ve minnet borçluyuz ama hedefin bu olmadığını da biliyom/ Erzurum'da 1957'dekurulup 1958'de ööretime başlayan Atatürk Üniversitesi nde folklor ve halk edebiyatı okutulmaya baslanması 6O'lı ydlann sonuna rastlar ve 70 Ii yılların başında ilk doktora tezi ve derleme ürünleri yayımlanmaya başlar. Aradaki 20 yıllık örtulü kopukluk büyük kayıplara yol açmış, her şeyin yeniden kurulrnası büyük zahmetler gerektirmiş ve ortaya çdtan "eser" ise Boratav ve kusağının 30 larda başlattığından daha farklı yördere kaymış ama ne olursa olsun büyiık bir canfanmanın ve kcndine gelmenin öncüsü olmustur. "Atatürk Üniversitesi Hareketi" folklor ve halk edebiyatı araştırmalan tarihimizin DTCF'den sonra gelişen dtinci hamlesidir. Üçüncü hamle yine DTCF'de gelişmekte olmakla birlikte "etnoloji" ve sosyal antropoloji" bölümlerinde yürütülmüştü. Dördüncü hamlc isc Hacettepe Üniversitesi ve çevresinde oluşturulan kadronun gerçekleştirdiği çalışmalarla varlığını hissettirmiştir. Bu hamleler 70 ve 80 sonrasında yurdun dört bir yanına dağdmış ve yeni üniversitelcrlc birlikte I arklı bir boyut da kazanmış olmakla birlikte Boratav çizgisi bunlann dışında kalnuş, kendi açtığı yolda kendi gelişmesine devam etmiştir. Boratav Hoca'nın akadenıik anlamda ilk cscri Köroğlu Destanı'dır (2). Bu çalışmasıyla ufkunun genişlemesi arasında bir doğru orantı vardır ve bunda kendisine böyle bir üniversite bitirme tezi ve ren, yönlcndiren ve ortaya çıkan metni kendi eserlerinin de yer aldığı dizide yayımlayan M. Fuad Köprülü'nün katkılarını unutmamak gerekir. Derleme çalış,malannın 1927'ye kadar uzanmasında ve bilinçli bir biçimde bu konulara yönelmesinde tstanbul Hrkek Lisesi'nden ho cası Hdmi Ülken'in de olumlu etkilerinden kcndisi de söz cdcr. Bu kitabını izleyen folklor, halk edebiyatı ve diğer alanlardaki çahşmaları 1996'da yayımlanan Nasreddin Hoca'ya kadar devam edcr. Basdması, dafiıülamaması, yeniden basdjp okuyııcuya Kavuşturulması oldukça ilginç gcli^meler arz eden bu kitap iki ay içinue iki kez basdmıştır (5). 1927'yi Boratav Hoca için folklor araştırmalannın basjlangıcı sayarsak, çalışmalarına sağlığının elverdiği ölçülerdc 70 yd boyunca 1997'ye kadar devanı etmiştir. Atatürk Universitasi Hareketi Son ydlarda yeni basımları yapdan Türk Halk Edebiyatı, Türk Folkloru, Folklor ve Edebiyat, Köroğlu Destanı, Halk Hikâyeleri ve Halk 1 ükâyecdiği, Zaman Zaman içinde, Az Gittik Uz Gittik, Pir Sulfan Abdal (A. Gölpınarlı ile) gibi kitaplan bugün için kitapçı raflannda rastlanabilen eserleridir. Vurt içinde ve dışında yayımlanmış ve bazıları Türkçe'ye çcvrdmemiş makaleleri 500 sayfalık bir cilt tutabilir. Türk masalları ve tekerlemeleriyle ilgili uluslararası öneme sahip iki eserindcn biri masal tipleri kataloğu diğeri tekerle melcrle dgdi olan incelemesidir (4). Bunlann mutlaka Türkçe'ye kazandırdması ve eklerle zcnginleştirderek yayımlanması gerekiyor. Geçen yd kendi imzasıyla yayımlanan bir "başvuru" ve "arayış" mektubu ile gündeme gelcn "Boratav Arşivi" konusu, sıcaklığını bu yd da koruyacaktır. Arşiv, rahmetli Boratav'ın saygıdeğer esi Hayrünisa Boratav'ın da desteği ile oluşturulmuş büyük bir birikimdir. Lise öğrenciliği yıllarından başlayan, öğretmenlik ve askerlik yıllannda uevam eden derlemelcr DTCF'de yapdan çalışmalarla zenginleştirilmiştir. Yakınları Ahmet Şükni Esen ve Niyazi Eset'ten de bu arşive vaktiyle yaptıldan derlemelerin aktanlması gibi katlcdar gelmiş olmalıdır. Boratav kendi arşivi ile ilgili zaman zaman açıklamalar yapmak ve merak eden çevreleri bdgilendirmek için bazı kitaplannın uygun yerlerine notlar da eklemişür. Bugün büyük bir çoğunluğu Fransa'da Nanterre Üniversitesi'ndc korunan arşivin Amerika'da ve Fransa'da başka yerlerde ve eşinin nezdinde küçük parçaları vardır. Ayrıca Bogaziçi Üniversitesi'ne dc bir mdctar arşiv malzcmcsi intikal etmii} bultınııyor. Arşivin hiç olmazsa çağdaş yöntemlerle çoğaltdmış bir örnejçi (fotokopi, mikrofılm, scanning vb.) Türkiye'de Dclli bir merkczde toplanmalıdır. Türkiye Ekonomik vc Toplumsal Tarih Vakfı, bu karmaşık sorunu çözmeye istekli olduğunu kamuoyuna duyurmuştur. Açıklanmış olmamakla birlikte birtakım giri^inderde de bulunulmuş olması muhtemeldir. Toplam olarak elli bin sayfaya yaklaşan, arşivin, bulundugu kurumlarla anlaşmalar yapılarak kopyalanması, Türkiye'ye getirilmesi ve bir mcrkezde toplanarak Pertcv Nadi Boratav Folklor Arşivi adıyla tasnif edilmesi kolay bir iş değildir. Para, kurum, yer ve kuruluşlann katkısıyla kendisini yaşatacak sürekli geliri olan bir "vakıf" da kurulabilir. Tarih Vakfı'nın girişimine karşı olmamakla birlikte kurulacak yeni bir vakfın hem tasnif işini tamamlayacağına hem de malzeme ve düzenli gelire dayanarak dergi ve kitap bile çıkarabUeceiineinanıyorum. Buraya deriki ydlarda başka folklorcuların arşiv ve kitaplı^ı da bagışlanabdir, satın alınabilir ve büyük bir kuruluşun temelleri dc böylcce atdmış olur. Yasalar elveriyorsa bu kuruluş, özerk bir yapıya sahip olmak koşulu ilc, Tarih Vakfı bünyesinde de gerçekleştirilebilir. Rahmetli Pertcv Naili Boratav, çok büyük acdar çekmiş bir ıdusun yine büyük acılar çekmiş evlatlanndan biriydi. Burada onun hayat hikâyesini anlatmaya gerck yok. Ama ülkemizin toparlanma ve aydınlanma sancısı çok uzun sürdü. Bağımsızlık, demokrasi ve cumhuriyet ülküsünü güçlendirme yolunda atdan her büyük adım nereden geldiöi bclli olmayan/ya da belli olan engellerle karşdaştı. Aynı dili konuşan insanlann farklı bakış açılarından dolayı birbirlerine düşnıan kesdıneleri, hoşgörü ve "tahammül azlığı da bu sancılann sürdüğünü gösteriyor. Sancdann bittiği, aydınlığın beyin hücrelerimize dolduğu ve ülke koşullarında yetişip bizi tüm dunyada temsil yeteneğine sahip bilim adamlarımızı el üstündc tutacagımız ve bir daha böylesi kıyımlara uğratmayacağımız günler gclecek mi? Bence yakın! • (1) Üniversiteden uzaklaştınldıktan sonra iki arkadapyla (NiyaziBerkes, Behıce Boran) birlikte haklannda ceza davası açılır ve tkı ytl sürcn yargılama (1948 1950) üçünün de beraatiile sonuçlanır. Boratav'ın öldüğü giin piyasaya çtkan bir kitap (16Mart 1998) inceleme, metin ve ekleriyle birlikte kökenı eskilere ama yaktn geçmiii 50 ytl öncesine uzanan olaylann tçyüzünii ortaya koyuyor: Ünivenitede Cadı Kazanı, 1948 DTCF Tas/iyesi ve Pertev Naili Boratav'ın Müdafaası; Hazırlayan: Mete Çetik, Tarih Vakfı Yurt Yayınlan 54, tstanbul, 1998, vıit, 237 s Ayrıca Boğazıçi Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Arzu Öztürkmen'in dikkate değer ve yararlı bir çalısması da folklorumuzun geçmijten bugün e geçiraığı evrelerı ve millıyetçıltkle uişkılerini ele alıyor: 7 ürkiye'de Folklor ve Milliyelçilık, Hetısım Yayınlan, îstanbul, 1988, 298 s. (2) Köroğlu Destanı, Îstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakülteii l'ürkiyat Enstitüsü Yayım, Türk Halk 1 likâyelertne ve SazşaırlerıneAıtMetinlerve Tedkikler: VI, is tanbul, 1931; x, 256, s. Sözkonusu eser ilk yayımlantsından 5 3 yıl sonra bazı küçük eklerle yeniden basılmısttr Köroğlu Destanı, Adam Yayınlan. 204, îstanbul, 1984; 261, (1) s. Bugün onun gösterdığjyolda yapılan çalışmalarla "Köroğlu Deitanı Araştırmalan" ınanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Onun vaktiyle çtzdiği ve Türk dünyasını da içine aları coğrafya bir hayli genislemistir. (3) Nasreddin Hoca, Edebiyatçılar Derneği Yayınlan, 8, Ankara, Haziran 1996 (2. bs. Temmuz 1996), 292 s (4)a(Wol/ram Eberhard'la), Typen Türkischer Volksmarchen (Türk Halk Masallanmn Tipleri), Wieıbaden, 1953, 506 s b l^e "Tekerlemc", Contribution â Te'tude typologüjue et stylisticnıe du conte populatr Turc ("Tekerleme". Türk Halk Masalının Stilistik ve Tipoloıık încelemesine Katkı), Paris, 1963; viii, 209 s ' SAYFA 7 Pertev Naü Boratav FolkJor Arşivi Değişen dünya şarttam pertev NalH Boratava Truva Folklor Arastırma Dernefll ödülü verlllrken. Aralık 1997.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle